Türkiye Cumhuriyeti tarafından düşürülen Rus savaş uçağı ile ilgili çıkan kriz sonrası konuşulan Möntrö Boğazlar Sözleşmesi, Kanal İstanbul Projesi ile yeniden gündeme geldi. Peki milyonların merak ettiği Möntrö sözleşmesi nedir, kimler arasında imzalandı ve önemi nedir? Tüm bilgiler karar.com’da…
Türkiye Cumhuriyeti’nin boğazlar üzerindeki egemenliğinin tapusu olan ve hayati bir öneme sahip olan Möntrö Sözleşmesi, son gelişmeler vesilesiyle sıkça gündemde yer alıyor. İşte Möntrö Boğazlar Sözleşmesi’nin önemi, sözleşmeye hangi ülkelerin katıldığı ve diğer detaylar haberimizde…
MÖNTRÖ SÖZLEŞMESİNİ İMZALAYAN ÜLKELER
Genel anlamıyla İstanbul Boğazı, Çanakkale Boğazı, Marmara Denizi ve Karadeniz’e kıyısı bulunan devletlerin güvenliği, barış ve savaş zamanlarında barış ve savaş gemilerinin geçiş şartlarının, Türkiye ve Karadeniz kıyıdaş devletleri güvenliğinin sağlanması amacıyla ilgili devletler tarafından 20 Temmuz 1936 yılında imzalanan bir sözleşmedir.
24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Barış Antlaşması’nın ilgili maddesiyle Türkiye’nin ve Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin güvenliği koruyacak biçimde düzenlemek üzere ertelenen bir sözleşmenin hayata geçirilmesidir bu sözleşme.
Antlaşmaya katılan ülkelerde şu şekildedir: Türkiye Cumhuriyeti, Fransa Cumhuriyeti, Büyük Britanya, İrlanda Ve Denizler Ötesi Britanya Ülkeleri, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Merkezi Yürütme Komitesi, Bulgaristan, Hindistan İmparatorluğu, Elenler Krallığı, Japonya İmparatorluğu, Romanya Krallığı ve Yugoslavya Krallığı.
Bu antlaşma Fransa’nın Montreux kentinde imzalanmış ve pek çok önemli maddesi bulunmaktadır.
MADDELERİ
Madde 1: Bagıtlı Yüksek Taraflar, boğazlarda denizden geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğü ilkesini kabul ederler ve doğrularlar. Bu özgürlüğün kullanılışı bundan böyle işbu Sözleşme hükümleriyle düzenlenmiştir.
KESİM 1: TİCARET GEMİLERİ
MADDE 2: Barış zamanlarında, tüm ülkelerin ticaret gemileri, gündüz ve gece, bayrak ve yük ne olursa olsun, aşağıdaki 3. madde hükümleri saklı kalmak üzere, hiçbir işlem (formalite) olmaksızın, Boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) tam özgürlüğünden yararlanacaklardır. Bu gemiler boğazlarda hiçbir limana uğramadan transit geçerken; sözleşmede belirtilen vergi ve harçlardan başka ücret almayacak. Alınacak harç ve vergilerin alımını kolaylaştırmak için boğazlardan geçecek ticaret gemileri, sözleşmede belirtilen istasyonda görevlilere adlarını, uyrukluklarını, tonajlarını, gidecekleri yeri ve nereden geldiklerini bildireceklerdir.
Bu gemilere kılavuzluk ve yedekçilik isteğe bağlı olarak gerçekleştirilecek.
MADDE 3: Ege Denizi’nden ya da Karadeniz’den boğazlara giren her gemi, uluslararası sağlık kuralları çerçevesinde Türk yasalarıyla konulmuş olan sağlık denetimi için, boğazların girişine yakın bir sağlık istasyonunda duracaktır.
Gerekli sağlık denetimleri burada yapılacak ve temiz sağlık belgesi alanlar ile ilgili maddenin 2. fıkrasındaki hükümlerin kapsamına girmediklerini doğrulayan bir sağlık bildirisi gösteren gemiler; en hızlı şekilde ve hiçbir istasyona uğramadan geçişlerini yapacaklar.
İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exanlhematique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan ya da yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan gemilerle, bulaşık bir limandan 24 saatten az zamanda ayrılmış olan gemiler, Türk makamlarının gösterebilecekleri sağlık koruma görevlilerini gemiye almak üzere, sağlık istasyonunda duracaklardır. Bu yüzden, hiçbir vergi ya da harç alınmayacak ve sağlık koruma görevlileri boğazların çıkışında bir sağlık istasyonunda gemiden indirileceklerdir.
MADDE 4: Savaş zamanında, Türkiye Cumhuriyeti savaşan değilse, ticaret gemileri, bayrak ve yük ne olursa olsun, 2. ve 3. maddelerde öngörülen koşullar içinde boğazlardan geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.
Kılavuzluk ve yedekçilik isteğe bağlı kalmaktadır.
MADDE 5: Savaş zamanında, Türkiye Cumhuriyeti savaşansa, Türkiye ile savaşta olan bir ülkeye bağlı olmayan ticaret gemileri, düşmana hiçbir şekilde yardım etmemek koşuluyla, Boğazlar’da geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.
Bu gemiler Boğazlar’a gündüz girecekler ve geçiş, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilecek yoldan yapılacaktır.
MADDE 6: Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karsısında sayması durumunda, 2. madde hükümlerinin uygulanması yine de sürdürülecektir. Ancak, gemilerin Boğazlar’a gündüz girmeleri ve geçisin, her seferinde, Türk makamlarınca gösterilen yoldan yapılması gerekecektir.
Kılavuzluk, bu durumda zorunlu kılınabilecek, ancak ücrete bağlı olmayacaktır.
MADDE 7: "Ticaret gemileri" terimi, bu sözleşmenin 2. Kesiminin kapsamına girmeyen bütün gemilere uygulanır.
DİĞER BİLGİLER İÇİN TIKLAYIN
KESİM 2: SAVAŞ GEMİLERİ
MADDE 8: 2. Kesim ile ilgili tanımlamalar savaş gemilerine ve bu gemilerin nitelikleriyle tonajlarının hesabı için yapılmaktadır.
MADDE 9: Deniz Kuvvetlerinin, sivil ya da askeri yakıt taşıma için yapılmış yardımcı gemileri 13. Maddede belirtilen ön bildirimlere gerek olmadan tek başlarına geçebilecek. Bu gemilerin 14 ve 18. Maddelerde yer alan tonaj hesaplarına da bakılmayacak. Bununla birlikte bu gemiler diğer geçiş koşullar bakımından savaş gemileriyle aynı geçiş şartlarını taşıyacaklar.
MADDE 10: Barış zamanlarında hafif su üstü gemileri, küçük savaş gemileri ve yardımcı gemiler; hangi ülkeye ait olursa olsun 13. Ve sonraki maddelerde belirlenen koşullar çerçevesinde boğazlardan serbestçe geçebilecekler. Bu geçişte ilgili maddeler çerçevesinde olursa hiçbir harç ve vergiye tabi olmazlar.
Yukarıda belirtilen gemiler dışında kalan gemiler 11 ve 12. Maddede belirtilen özel koşullar ile geçebilecekler.
MADDE 11: Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin 14. maddede belirtilen tonajdan yüksek bir tonajdaki hattı harp gemilerinin; boğazdan geçişi ancak tek başlarına ve en çok iki torpido eşliğinde geçmeleri halinde mümkün olacaktır.
MADDE 12: Karadeniz’e kıyısı olan devletler, Karadeniz dışında yaptıkları veya satın altıkları denizaltıları zamanında Türkiye’ye haber vermek kaydıyla üslerine katılmak için boğazlardan geçebilirler.
Yine aynı devletlerin denizaltıları dışarıda bir yerde onarılmak üzere geçirilmesi düşünülüyorsa Türkiye’ye vaktinde ve ayrıntılı bilgiler verilerek gerçekleştirilebilecek.
Bu gemiler birinci ve ikinci durumda da gündüz, su üstünden ve tek başlarına gitmeleri koşulu ile geçebilecek.
MADDE 13: Savaş Gemilerinin Boğazlardan geçmesi için Türk devletine diplomasi ile bir ön bildirimde bulunmaları zorunludur. Bu bildirimin normal süresi 8 gün. Ancak Karadeniz’e kıyısı bulunan devletler için 15 güne çıkartılabilecek. Bu ön bildirimde tüm detaylar yani gemilerin gidecekleri yer, adı, tipi, sayısı ile gidiş ve dönüş için geçiş tarihleri belirtilecektir. Bildirilen sürelerde bir değişiklik olacaksa bu yine 3 gün öncesinden Türk devletine bildirilecek.
Boğazlardan geçiş için bildirilen tarihten başlayarak 5 günlük süre içerisinde yapılması gerekmektedir. Bu süre içerisinde geçiş gerçekleşmezse geçiş için yeniden bir ön bildirimde bulundurulması gerekmektedir.
Geçiş sırasında ilgili gemimin komutanı durmak zorunda olmadan Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı girişindeki bir işaret istasyonuna kuvvetinin tam kuruluşunu bildirmek durumundadır.
MADDE 14: Boğazlardan geçecek bütün yabancı deniz kuvvetleri gemilerinin en yüksek toplam tonajı 15 bin tonu geçemeyecek. Sayısal olarak da en çok 9 gemi ile geçiş sağlanabilecek.
Karadeniz’e kıyısı olan veya olmayan devletlerin 17. Maddesi hükmüne göre boğazda bir limanı ziyaret eden gemiler bu tonaja katılmayacak. Yine geçiş sırasında bir limana uğrayan savaş gemileri de bu tonaja katılmayacak. Bu gemilerin onarımı sırasında Türkiye tarafından yayımlanan özel güvenlik hükümlerine göre yapılacak.
MADDE 15: Boğazlardan transit geçişte bulunan savaş gemileri taşımakta olabilecekleri uçakları hiçbir durumda, kullanamayacaklardır.
MADDE 16: Boğazlarda transit geçişte bulunan savaş gemileri, avarya ya da geminin teknik yönetimine bağlı olmayan bir aksaklık nedeni dışında, geçişleri için gerekli süreden daha uzun süre boğazlarda kalamayacaklardır.
MADDE 17: Yukarıdaki maddelerin hükümleri, herhangi bir tonajda ya da kuruluşta olan bir deniz kuvvetinin, Türk Hükümetinin çağrısı üzerine, Boğazlardaki bir limana sınırlı bir süre için bir nezaket ziyaretinde bulunmasına hiçbir biçimde engel olmayacaktır.
Bu kuvvetler 10, 14 ve 18. Maddelerin hükümleri içerisinde yer almıyorsa boğazlardan giriş için izlediği toldan ayrılacaklar.
MADDE 18:
1- Karadeniz kıyıdaşı olmayan Devletlerin barış zamanında bu denizde bulundurabilecekleri toplam tonaj aşağıdaki gibi sınırlandırılmıştır.
a- b paragrafında öngörülen durum dışında, sözü geçen Devletlerin toplam tonajı 30.000 tonu aşamayacak.
b- Bu sözleşmenin imzalandığı tarihte Karadeniz’de filosu bulunan en büyük donanmanın tonajı a maddesinde belirtilen tonajı en az 10 bin ton aşarsa, belirlenmiş olan 30 bin ton en fazla 45 bin tona çıkarılacak. Bu amaçla Karadeniz’e kıyısı olan her devlet her yılın 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde donanmasının toplam tonajını Türk devletine bildirecek. Türk devleti de bunu diğer Bağıtlı Yüksek Taraflara ve Milletler Cemiyeti ve Genel Sekreterine bildirecek.
c- Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerden herhangi birinin Karadeniz’de bulundurabileceği en yüksek tonaj, a ve b maddelerinde belirtilen miktarların en çok üçte ikisi kadar olabilecek.
d- Karadeniz’e kıyısı olmayan herhangi bir kaç devlet, bu denizde insancıl bir amaçla deniz kuvvetleri göndermek istemeleri durumunda hiçbir durumda toplam tonajı 8 bin tonu aşamayacak. 13 madde gereğince herhangi bir ön bildirim olmadan Türk devleti tarafından alınan bir izin belgesiyle geçiş yapabilecek. Geçiş sırasında a ve b maddelerindeki tonajlar kullanılmışsa Türk devletinden istenilen izin için, Türk devleti Karadeniz’e kıyısı olan devletler ile bu bilgiyi paylaşacak. Ve devletler 24 saatten sonra farklı bir görüş sunmazlarsa bu devlerlere en geç 48 saat içinde cevap verilecek.
2- Karadeniz’de bulunmalarının amacı ne olursa olsun, Karadeniz’e kıyısı olmayan devletlerin savaş gemileri bu denizde 21 günden çok kalamayacaklardır.
MADDE 19: Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerde belirtilen koşullarla ayni koşullar içinde, Boğazlarda tam bir geçiş ve gidiş-geliş özgürlüğünden yararlanacaklardır.
MADDE 20: Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerin hükümleri uygulanamayacaktır. Savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir.
MADDE 21: Türkiye kendisini çok yakın bir savaş tehlikesi tehdidi ile karşı karşıya görürse, Türkiye’nin, bu sözleşmenin 20. maddesi hükümlerini uygulamağa hakkı olacaktır.
MADDE 22: İçinde veba, kolera, sarı humma, lekeli humma (typhus exanthématique) ya da çiçek hastalığı olayları bulunan, ya da yedi günden az bir süre önce bu hastalıklar bulunmuş olan savaş gemileriyle, bulaşık bir limandan beş kez yirmi dört saatten az bir süreden beri ayrılmış olan savaş gemileri, Boğazları karantina altında geçecekler ve Boğazlar’ın bulaştırılmasına hiçbir olanak bırakmamak için gerekli korunma önlemlerini gemideki araçlarla uygulamak zorunda olacaklardır.
KISIM 3: UÇAKLAR
MADDE 23: Sivil uçakların Akdeniz ile Karadeniz arasında geçişini sağlamak amacıyla, Türk Hükümeti, Boğazların yasak bölgeleri dışında, bu geçişe ayrılmış hava yollarını gösterecektir.
Sivil uçaklar, Türk Hükümetine, ara sıra yapılan uçuşlar için üç gün öncesinden bir ön-bildirim yapmaları gerekir.
Düzenli olarak tarifesi olan servis uçuşları için geçiş tarihlerini belirten genel bir ön bildirimde bulunarak, bu yolları kullanabileceklerdir.
Boğazların yeniden askerleştirilmiş olmasına bakılmaksızın, Türk Hükümeti, Türk ülkesi üzerinden uçmalarına izin verilmiş olan sivil uçaklara tam bir güvenlik içinde geçmeleri için gerekli kolaylıkları sağlayacaktır.
KISIM 4: GENEL HÜKÜMLER
MADDE 24: Bu sözleşme ile Boğazlar rejimine ilişkin 24 Temmuz 1923 tarihli Sözleşme gereğince kurulmuş olan Uluslararası Komisyonun yetkileri Türk Hükümetine aktarılmış oldu.
Türk devleti, sözleşmenin 11, 12, 14 ve 18. maddelerin uygulanmasına ilişkin istatistikleri toplamak ve gerekli bilgileri vermekle yükümlüdür.
Türk devleti, bu sözleşmenin, savaş gemilerinin boğazlardan geçişine ilişkin her hükmünün yürütülmesine göz kulak olacak.
Türkdevleti, yabancı bir deniz kuvvetinin yakında boğazlardan geçeceği kendisine bildirilir bildirilmez, bu kuvvetin kurulusunu, tonajını, boğazlara giriş için öngörülen tarihi ve, gerekirse, olası dönüş tarihini, Bağıtlı Yüksek Tarafların Ankara’daki temsilcilerine bildirecektir.
Türk devleti, boğazlarda yabancı savaş gemilerinin gidiş-gelişini gösteren, ayrıca ticarete ve bu sözleşmede öngörülen deniz ve hava ulaşımına yararlı bütün bilgileri kapsayan yıllık bir raporu Milletler Cemiyeti Genel Sekreterine ve Bağıtlı Yüksek Taraflara sunacaktır.
MADDE 25: Bu sözleşmenin hiçbir hükmü, Türkiye için ya da Milletler Cemiyeti’ne üye herhangi bir başka Bağıtlı Yüksek Taraf için, Milletler Cemiyeti Misakından doğan haklara ve yükümlülüklere halel vermemektedir.
KESİM 5: SON HÜKÜMLER
MADDE 26: Bu Sözleşme olabilen en kısa süre içinde onaylanacaktır.
Onama belgeleri, Paris’te Fransa Cumhuriyeti Hükümetinin arşivlerine konulacaktır.
Japon Hükümeti, onamanın yapılmış olduğu, Paris’teki diplomatik temsilcisi aracılığıyla, Fransa Cumhuriyeti Hükümetine bildirmekle yetinebilecek ve bu durumda, onama belgesini olabilen en kısa süre içinde gönderecektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin onama belgesini de içermek üzere, altı onama belgesi sunulur sunulmaz, bir sunuş tutanağı düzenlenecektir. Bundan önceki fıkrada öngörülen bildiri, bu bakımdan, onama belgesi sunusu ile eşdeğerde olacaktır.
Bu Sözleşme, bu tutanak tarihinden başlayarak yürürlüğe girecektir.
MADDE 27: Bu Sözleşme, yürürlüğe girişinden başlayarak, 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşmasını imzalamış her Devletin katılmasına açık olacaktır.
Her katılma, diplomasi yoluyla Fransa Cumhuriyeti Hükümetine, onun aracılığıyla da, bütün Bağıtlı Yüksek Taraflara bildirilecektir.
Katılma, Fransız Hükümetine yapılan bildiri tarihinden başlayarak geçerli olacaktır.
MADDE 28: Bu Sözleşmenin süresi, yürürlüğe giriş tarihinden başlayarak, yirmi yıl olacaktır.
Sözü edilen 20 yılın bitiminden iki yıl önce hiç bir Bağıtlı Yüksek Taraf, Fransız Hükümetine Sözleşmeyi sona erdirme ön-bildirimi vermemişse bu sözleşme aynı koşullarda devam edecektir.
MADDE 29: Bu Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden başlayarak her beş yıllık dönemin sona ermesinde, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her biri, bu sözleşmenin bir ya da birkaç hükmünün değiştirilmesini önerme girişiminde bulunabilecektir.
Bağıtlı Yüksek Taraflardan birinci yapılacak değiştirme isteminin kabul edilebilmesi için, bu istem 14. ya da 18. maddelerin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka bir Bağıtlı Yüksek Tarafça; başka herhangi bir maddenin değiştirilmesini amaçlamaktaysa, başka iki Bağıtlı Yüksek Tarafça desteklenmesi gerekir.
Böylece desteklenmiş değişiklik istemi, içinde bulunulan beş yıllık dönemin sona ermesinden üç ay önce, Bağıtlı Yüksek Taraflardan her birine bildirilecektir.
Bu bildiri, önerilen değişikliğin niteliğini ve gerekçesini kapsayacaktır. Bu öneriler üzerinde diplomasi yoluyla bir sonuca varmak olanağı bulunamazsa, Bağıtlı Yüksek Taraflar, bu konuda toplanacak bir konferansça kendilerini temsil ettireceklerdir.
Bu konferans, ancak oybirliğiyle karar alabilecektir; 14. ve 18. maddelere ilişkin değişiklik durumları bu hükmün dışında kalmaktadır.
Bu durumlar için Bağıtlı Yüksek Tarafların dörtte üçünden oluşan bir çoğunluk yeterli olacaktır. Bu çoğunluk, Türkiye'yi de içine alarak Karadeniz’e kıyısı olan Bağıtlı Yüksek Tarafların dörtte üçünü kapsamak üzere hesaplanacaktır.
Bu hükümler yukarıda adları yazılı devletlerin tam yetkili temsilcileri bu sözleşmeyi imzalamışlardır.