Ailesinin K vitamini yaptırmadığı yenidoğanlarda korkunç tablo: 534 bebeğin 111'i hayatını kaybetti

Son yıllarda, Türkiye’de bazı aileler aşı uygulamalarına ve yeni doğan bebekler için hayati öneme sahip olan topuk kanı taramasına karşı çıkıyor. Bu durum, bebeklerin sağlığını ciddi şekilde tehdit ederken, özellikle K vitamini eksikliğine bağlı beyin kanamaları ve kalıcı nörolojik hasarlar ile sonuçlanıyor.

Son olarak, Ankara’daki Etlik Şehir Hastanesi'nde iki aylık bir bebek, K vitamini eksikliğine bağlı beyin kanaması nedeniyle yoğun bakımda entübe edildi. Bu trajik olay, bebeklerde K vitamini eksikliğinin nasıl ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini bir kez daha gündeme getirdi.

K VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNE BAĞLI ÖLÜMLER ARAŞTIRILDI

NTV tarafından yapılan bir araştırma, Türkiye’de K vitamini eksikliği nedeniyle meydana gelen beyin kanaması vakalarını ve ölümleri inceledi. 1995-2013 yılları arasında yapılan 48 farklı bilimsel çalışmanın verilerine göre, K vitamini yaptırmayan 534 bebeğin %77’sinde beyin kanaması gelişti.

Daha da endişe verici olan ise, bu bebeklerden 111’inin hayatını kaybetmesi oldu.

Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından yürütülen bir başka çalışma, K vitamini eksikliğinin uzun vadeli etkilerini ortaya koydu. Son 10 yılda 120 bebek, K vitamini eksikliği nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Bu bebeklerden 37’si yaşamını yitirirken, %52’sinde kalıcı nörolojik hasar oluştu.

Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Per, yeni doğan bebeklerin doğal olarak K vitamini eksikliği ile doğduğunu belirterek şunları söyledi:

"Bebeklerin vücudu K vitamini üretemiyor. Bağırsaklar K vitamini sentezleyemiyor, anne sütü ise bu konuda yetersiz. Eğer K vitamini enjeksiyonu yapılmazsa, bebeklerde ciddi kanamalar gelişebilir."

Prof. Dr. Per ayrıca fonksiyonel tıp ve alternatif tedavilerin K vitamini eksikliği gibi durumlarda yanlış bir yaklaşım olduğunu dile getirdi.

AŞI VE TARAMA TESTLERİNE KARŞI DİRENÇ ARTIYOR

Türkiye’de yalnızca K vitamini değil, bebek aşıları ve topuk kanı taramaları da bazı aileler tarafından reddediliyor.

Bu konuda en büyük endişe, topuk kanı testine yönelik artan karşıtlık. Türkiye Kamu Hastaneleri Genel Müdür Yardımcısı Asibe Özkan, son yıllarda ailelerin topuk kanı testini reddetme oranının 5 kat arttığını açıkladı.

Topuk kanı taraması, fenilketonüri, hipotiroidi, kistik fibrozis ve biyotinidaz eksikliği gibi doğumsal metabolik hastalıkları tespit etmek için yapılır. Eğer bu testler erken dönemde yapılmazsa, tedavi edilebilir hastalıklar bile bebeklerde ağır zihinsel ve fiziksel engellere veya ölüme yol açabilir.

AŞI KARŞITLIĞI DA ARTIYOR: SUÇ DUYURULARI YAPILIYOR

Aşı karşıtlığı, yalnızca çocukları değil, toplum sağlığını da tehdit eden bir durum olarak öne çıkıyor. Türkiye’de özellikle hepatit B ve diğer çocukluk çağı aşılarını reddeden ailelerin sayısında artış gözlemleniyor.

Bu durum TBMM Çocuklara Karşı Şiddet ve İstismarı Araştırma Komisyonu’nda da ele alındı.

Sağlık Bakanlığı, topuk kanı testini ve bebek aşılarını reddeden aileler hakkında suç duyurusunda bulunmaya başladı. Bu aileler, çocuklarının sağlığını riske attıkları gerekçesiyle hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalabilir.

UZMANLAR UYARIYOR: “EBEKLERİN HAYATI RİSKE ATILIYOR

Sağlık uzmanları, bilimsel olarak kanıtlanmış yöntemlerin reddedilmesinin büyük bir halk sağlığı sorunu yarattığını vurguluyor. Özellikle K vitamini reddi, aşı karşıtlığı ve topuk kanı testlerinin reddedilmesi, önlenebilir hastalıklara bağlı bebek ölümlerinin artmasına neden olabilir.

Türkiye’de yaklaşık 50 yıldır doğumdan hemen sonra K vitamini ve hepatit B aşısı yapılması bir standarttır. Ancak, son yıllarda bilimsel temeli olmayan görüşlerin yaygınlaşması nedeniyle bu hayati uygulamalar konusunda tereddüt yaşayan ailelerin sayısında artış gözlemleniyor.

Uzmanlar, aşı ve K vitamini gibi hayati sağlık uygulamalarının reddedilmesinin uzun vadeli toplumsal sonuçları olabileceğine dikkat çekiyor.

"Bir bebeğin hayatını kurtarmak varken, yanlış bilgilere inanarak onları riske atmak kabul edilemez."