Elimden bırakamadığım bir ‘Edebiyat Devrimi’

Elimden bırakamadığım bir ‘Edebiyat Devrimi’

Hâle Sert’in İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Edebiyat Devrimi’ni iki haftadır elimden bırakamadım. Ancak, ‘devrim’ kelimesinin yerli yersiz kullanımı beni hep rahatsız etmiştir. ‘Devrim’ aşağıdan yukarıya doğru bir fiildir, yukarıdan aşağıya dayatılanaysa ‘devrim’ denmez, en hafif ifâdeyle ‘değişiklik’ söz konusu olabilir. Cumhuriyetin kurucu kadrolarının alfabe değişikliğini anlayabiliyorum, Batı’ya dahil oluşta bir yöntemdir, ancak eski alfabeden bütünüyle vazgeçilmeyebilirdi.

TANER AY

Hâle Sert’in İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Edebiyat Devrimi’ iki haftadır elimden bırakamadığım bir kitap oldu. ‘Edebiyat Devrimi’nin bazı bölümlerini iki, hatta üç defa okudum. Ancak, Hâle Sert’in tercihi için söylemiyorum, ‘devrim’ kelimesinin yerli yersiz kullanımı beni hep rahatsız etmiştir. ‘Devrim’ aşağıdan yukarıya doğru bir fiildir, yukarıdan aşağıya dayatılanaysa ‘devrim’ denmez, en hafif ifâdeyle ‘değişiklik’ söz konusu olabilir. Cumhuriyetin kurucu kadrolarının alfabe değişikliğini anlayabiliyorum, Batı’ya dahil oluşta bir yöntemdir, ancak eski alfabeden bütünüyle vazgeçilmeyebilirdi, üstelik iki alfabeli eğitim mecburiyeti Kemalizmin hegemonik bir yapı kurmasını sağlayabilirdi. Bu yapılmadığı için Cumhuriyetin münevveri kendi sesini ancak Halkevleri ve Köy Enstitüleri vasıtasıyla inşâ edilmeye çalışılan kendi yeni kitlesine duyurabilmişti. Dilde sadeleştirmeyi savunuyorunm, ancak bu da sadeleştirmeden ne anladığımıza bağlı.

kr2-kitap3.jpg

Örneğin, ‘sadeleştirme’ diye Nurullah Ataç zihniyetinin yaptığı ‘kelime avcılığı’naysa şiddetle muhalifim. Ben halkımızın ‘İstanbul Türkçesi’ diye ifâde ettiği dili seviyorum, Ahmed Rasim’in, Sermet Muhtar’ın, Refik Halid’in ve Osman Cemal’in yaşayan dillerini. Nurullah Ataç zihniyetinin ‘kelime avcılığı’ndan ölü doğan dildense bir şey anlamıyorum, Ataç’ın peşinden yürüdükleri için pek çok isim maalesef kendisini okunamaz kılmıştır, aklıma da ilk Akşit Göktürk, Berke Vardar, Tahsin Yücel ve Adnan Benk geliyor. Hâle Sert’in ‘Edebiyat Devrimi’ önemli bir kitap, ancak şu ‘devrim’ kelimesini yeniden düşünmesini öneriyorum.

Hâle Sert’in ‘Edebiyat Devrimi’ akademik bir kitap, onun doktora tez çalışmasının gözden geçirilip genişletilmiş şeklidir, oysa Alper Çeker’in Ötüken Neşriyât’tan çıkan ‘Roman Dersleri’ aynı şeylere temas etmekle birlikte bizi fakülte koridorlarından sokağa çıkarıyor ve asıl ‘kavga’nın içine sokuyor. Harika bir üslûp, edebî lezzetine doyum olmuyor, Alper’in dediklerine katılsanız da katılmasanız da onunla birlikte yürüyorsunuz. Hâle Sert’in ‘Edebiyat Devrimi’ şâyet yeni baskı yaparsa, öncesinde mutlaka ‘Roman Dersleri’nin bazı bölümlerine bakılmalıdır. Kitaptaki ‘Eleştirinin Eleştirisi’, ‘Roman Pazarlama, Pazar Romanı’ ve ‘Devlet Zoruyla Roman Dili’ bölümleri çok önemli, herkesin okumasını isterim.

‘AGANTA BURİNA BURİNATA’ İNGİLİZCE’DE

Bu arada ‘Librakons Rare Books & Collectibles’ın sâhibi Ekber And’ın değerli bir girişiminden bahsetmek istiyorum: Halikarnas Balıkçısı gibi dünya çapında bir edebiyatçımız varken, onun yazdıklarının yabancı dillere çevrilmemesi büyük bir eksiklikti. Ekber And bu eksikliğin giderilmesinde büyük rol oynadı. Halikarnas Balıkçısı’nın ‘Aganta Burina Burinata’ kitabı Gregory Key’in çevirisiyle İngilizce’ye çevrilerek bir ‘Librakons’ projesi olarak Ege Yayınları’ndan nefis bir baskıyla sınırlı sayıda çıktı. Bu değerli kitabı edinmek isteyenler mutlaka Taksim’deki ‘Kuyu Sokak, No. 1/A’ adresine uğramalıdırlar.

aganta.jpg

SON YILLARIN EN ÖNEMLİ KÜLTÜR HİZMETİ

Vakıfbank Kültür Yayınları’nın, ustamız Ahmed Rasim’in eski harflerle dört cilt olarak çıkan ‘Ömr-i Edebî’ isimli ‘on iki senelik nakş-ı hatıratı’nı ‘Hakikat ve Hayal’ ile ‘Melankoli ve Aşk’ alt başlıklarıyla iki kitapta toplamasının, son yılların en önemli kültür hizmetlerinden biri olduğu muhakkaktır. ‘Hakikat ve Hayal’in peşinden ‘Ömr-i Edebî’nin üçüncü ve dördüncü cüzlerini içeren ‘Melankoli ve Aşk’ da geçtiğimiz günlerde kitapçı raflarını şenlendirdi. Ahmed Rasim okumak beni her zaman bir ‘anımsayışlar karnavalı’na çekmiştir. Ancak, onun anımsayışlarının belirli bir düzeni yoktur, geçmişe her temasında bir öncekine nazaran daha farklı bir ‘anarşi’ ortaya çıkarıyor, ama ustamızın edebî lezzeti de ‘anarşi’den besleniyor. ‘Ömr-i Edebî’nin yayınlanmasında kimlerin emeği geçmişse, hepsini kutlarım, çünkü ‘Melankoli ve Aşk’ ile bazı sıkıntılarımı dağıtıp, dünyama neş’e kattılar.

kr2-mansete-ana-foto.jpg

kr2-kitap1.jpg

kr2-kitap2.jpg

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN