‘Türk şiiri mi Türkçe şiir mi’ tartışması, ‘Şiiratı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü’ jürisini dağıttı. Ödül metninde ‘Türkçe şiir’ tanımının kullanılmasına itiraz eden seçici kurul üyeleri Ali Günvar ve Osman Hakan A. görevden ayrıldı. KARAR’a konuşan şair Günvar “Fransız Fransızca şiir demiyor, biz niye Türkçe şiir diyelim?” dedi. Jüri başkanı Hilmi Yavuz ise “Roman, öykü, şiir hangi dilde yazıldıysa o dilin edebiyatına aittir. Etnisite edebiyatı böler, dil birleştirir” diye konuştu.
SALİHA SULTAN
Bir süredir devam eden ‘Türk edebiyatı-Türkçe edebiyat’ tartışması ‘Şiiatı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü’ jürisini böldü. Önceki gün ‘Kabul’ kitabı ile Emre Barca’ya verildiği ilan edilen ödülün gerekçe metninde ‘Türkçe şiir’ tanımının kullanılmasının ardından seçici kurul üyeleri Ali Günvar ve Osman Hakan A. görevinden ayrıldı. Kuruldan ayrılan iki şairin ortak açıklaması ise Osman Hakan A.’nın sosyal medya hesabından yapıldı. Şairler, ortak açıklamada, “V.B. Bayrıl’ın patronu olduğunu düşündüğü jüriyle ilişkimiz kalmamıştır” dedi. Açıklamada, “V.B. Bayrıl’ın dün gece yayınladığı duyuru metninde geçen ‘Türkçe şiir’ ifadesini kabul etmiyoruz, kendisiyle görüş ayrılığımız bu ifadeden kaynaklanmaktadır” denildi. Açıklamada şunlar vurgulandı: “Ödül başlangıçta Türk dili ve kültürü kapsamında, Türk şiirine kendini adamış şairlerin ilk kitaplarına veya kitap dosyalarına verilmek üzere tasarlandı. Bu ödül V.B. Bayrıl’ın şahsi malı olmayıp, Türk dili ve edebiyatını temsilen, Şiiratı kitaplarına hayat veren tüm Şiiratı şairlerine aittir. Hayatını büyük Türk şiiri, dili ve kültürüne adamış, bunu kendine dert edinmiş ve bu uğurda çileler çekmiş iki Türk şairi olarak, V.B. Bayrıl’ın ‘Şiiratı Seyhan Erözçelik İlk Kitap Şiir Ödülü’nü kadük hale getirmiş olmasını ve şahsımıza yönelik nezaketsiz davranışlarını kınıyoruz.” Başkanlığını Hilmi Yavuz’un yürüttüğü ödül jürisinde bu sene V. B. Bayrıl, Haydar Ergülen ve Noyan Erözçelik de yer almıştı. Şairler açıklamalarında Yavuz, Ergülen ve Erözçelik’e ise birlikte çalışmaktan onur duyduklarını belirterek, teşekkür etti.
‘ETNİSİTE BÖLER, DİL BİRLEŞTİRİR’
Kamuoyunda yankı bulan istifaların ardından telefonla ulaştığımız jüri başkanı şair Hilmi Yavuz ise, konu hakkındaki düşüncesini gerekçeleri ile birlikte açıklamak üzere bir metin hazırlığında olduğunu belirtti. Yavuz daha sonra Facebook hesabından yaptığı “Türkçe edebiyat mı? Türk edebiyatı mı?” başlıklı paylaşımında, bu tartışmanın tarihinin Tanzimat dönemine uzandığını vurgulayarak, Ermeni asıllı Vartan Paşa’nın Ermeni harfleriyle Osmanlı Türkçesi ile yazdığı ‘Akabi Hikâyesi’ ve Rum asıllı Evangelides Misailidis’in Grek harfleriyle Karamanlı Türkçesi ile yazdığı ‘Temâşâ-yı Dünya’ romanlarını örnek gösterdi. Yavuz, edebiyat tarihçilerinin bu iki örnekteki romancıyı hangi kimlik üzerinden konumlandıracakları konusunda tartıştıklarının tahmin edilebileceğini belirterek, “Vartan Paşa Ermeni olduğu hâlde, romanını Eremenice değil Osmanlıca; Mihailidis de romanını Rumca değil de Karamanlı Türkçesiyle yazmıştır. Niçin? Edebiyatı etnisite üzerinden değil, dil üzerinden inşa etmek istedikleri için!” ifadesini kullandı. Yavuz, son olarak söz konusu tartışmaya dair şu görüşlerini aktardı: “Benim tavrımın ne olduğunu iyiniyetle soran dostlarıma ve kötüniyetle soran düşmanlarıma bildirmek isterim: Ben Vartan Paşa ve Mihailidis gibi, edebiyatın etnisite üzerinden değil, dil üzerinden okunması gerektiğini düşünüyorum. Roman, öykü, şiir vb. hangi dil’de yazıldıysa o dilin edebiyatına aittir. Etnisite edebiyatı böler, dil birleştirir… Neredeyse her alanda ötekileşerek bölündük;- hiç değilse edebiyatta bu bölünmeyi yaşamayalım, diyorum.”
‘EDEBİYATI ULUSAL KİMLİKTEN AYIRAMAZSINIZ’
KARAR’a konuşan şair Ali Günvar, yaşanan tartışmanın perde arkasını şu ifadelerle aktardı: “Metinde kullanılan ‘Türkçe şiir’ tanımına itiraz ettik. V.B. Bayrıl değiştirmemeye kalktı ve patron oymuş gibi ‘Bugüne kadarki hizmetleriniz için teşekkürler bundan sonra siz yoksunuz’ dedi. Ben de bıraktım. Bu şekilde bir davranışa vereceğim tek cevap budur. Benim Ali Günvar olmak için ne Şiiratı’na ne Seyhan’ın hatırasına ihtiyacım var kendisi ne arzu ediyorsa onu yapsın. Bu arkadaş kendisini bu işin patronu sanıyorsa, devam etsin, onun patronajını kabul edenler de devam etsinler. Ben etmiyorum. Kimse böyle bir davranış hakkına sahip değildir, ‘Türkçe edebiyat’ lafını kabul etmiyorum. Dünyanın hiçbir yerinde böyle olmaz, edebiyatı ulusal kimlikten ayıramazsınız. Türkçe yazıyorsan Türk şiiri yazıyorsundur. Fransız Fransızca şiir, İtalyan İtalyanca şiir demiyor, biz niye Türkçe şiir diyelim? Sen başka türlü bakıyorsan psikolojik sorunların var demektir, o zaman doktora görün. Benim kimsenin etnik kökeni ve diline itirazım ya da aşağılayıcı bir yaklaşımım yok. Ancak kimse kendi kompleksleri nedeniyle benim Türklüğümden ve etnisitemden utanmamı beklemesin.”
İLK SANAL GERÇEKLİK MÜZESİ AÇILDI
Türkiye’nin ilk sanal gerçeklik müzesi Müzeverse, UNIQ İstanbul’da ailelere, sanatseverlere ve teknoloji meraklılarına kapılarını açtı. Fransa merkezli Excurio ile iş birliğiyle, geleneksel müze kavramını fütüristik bir şekilde dönüştüren Müzeverse, ziyaretçilere tarihin önemli anlarını yakından keşfetme fırsatı sunuyor. Açılış gösterimi olan Piramitlere Yolculuk: Antik Mısır’ın Keşfi, ziyaretçileri 4.500 yıl öncesine götürerek Kral Khufu’nun cenaze törenine tanıklık etme ve Giza Platosu, Sfenks ve Büyük Piramit’in gizli alanlarını keşfetme fırsatı sunuyor. Aynı anda 100 kişiye kadar ziyaretçiyi ağırlayan Müzeverse hakkında detaylı bilgiler ‘muzeverse.com.tr/’ adresinden görülebilir, biletler ise ‘bubilet.com.tr’den alınabilir.
ALMANYA’DAN FİLİSTİN YANLISI SANATÇILARA YENİ BİR SANSÜR SKANDALI DAHA: KATİLİ BOYKOT EDEN YAZARIN ÖDÜLÜ İPTAL
2023’te Filistinli yazarın ödülünü iptal eden Almanya’dan yeni bir skandal daha geldi. Haziran ayında İngiliz sanatçı James Bridle’a Alman Mimarlık Vakfı tarafından verileceği duyurulan ödül törene saatler kala iptal edildi. İptal kararı, sanatçının Ekim 2024’de Nobelli Annie Ernaux dahil binlerce yazarın imzaladığı İsrail destekçisi kültür kurumlarını boykot sözü veren açık mektubu imzalamasının ardından geldi.
Filistin’de son bir yılda 50 binden fazla insanı katleden İsrail’in amansız destekçisi Almanya’da soykırıma karşı çıkan yazarlara, sanatçılara ve kültür insanlarına sansür devam ediyor. 7 Ekim’in ardından Frankfurt Kitap Fuarı’nda Filistinli yazar Adania Shibli’ye verilecek ödülün iptali ile dünyada ilk sansür skandalına imza atan Almanya, şimdi de İsrail destekçisi kültür kurumlarını boykot eden İngiliz bir sanatçıya vereceği ödülü iptal etmesi ile gündemde. Adını Hitler’in kurduğu Nazi Partisi’nin sabık üyesi mimardan alan Schelling Mimarlık Vakfı, İsrail yanlısı kültür kurumlarının boykot edilmesini talep eden açık bir mektubu imzaladığı gerekçesi ile İngiliz sanatçı ve yazar James Bridle’a vereceği ödülü iptal etti. Atina’da yaşayan sanatçı, Haziran ayında ‘mimarlık teorisine olağanüstü katkılarından dolayı’ iki yılda bir verilen 10 bin euro değerindeki teori ödülünün sahibi olarak duyurulmuştu. Vakfı, 20 Kasım’daki ödül törenine saatler kala Bridle’ın ödülünü iptal ettiğini açıkladı.
Vakfın komitesi, Alman parlamentosunun bu ay aldığı tartışmalı kararına atıfta bulunarak ödülün Bridle’a verilmemesi yönünde oybirliğiyle karara vardı. Alman Meclisi’nde bu ay alınan tartışmalı karar, Almanya’nın kültürel kurumlarında Filistin yanlısı işlerin sansürlenmesinin de resmi dayanağı oldu. Kararda şu ifadeler yer aldı: “Bundestag, antisemitizmi yayan, İsrail’in var olma hakkını sorgulayan, İsrail’in boykot edilmesini isteyen veya Boykot, Yatırımların Çekilmesi, Yaptırımlar (BDS) hareketini aktif olarak destekleyen hiçbir örgüt veya projenin mali destek almamasını sağlama kararını teyit eder.” Vakıf, Bridle’ın ödülünün iptaline dair yaptığı açıklamada ise, “Vakıf olarak James Bridle’ın siyasi görüşlerini ifade etme hakkına saygı duyuyoruz. Ancak vakıf, İsrail’in kültürel izolasyonuna yönelik bir çağrıyı ne destekleyebilir ne de bu çağrıyla ilişkilendirilebilir” ifadelerini kullandı. Sanatçının imzaladığı, Ekim 2024’TE LitHub’da yayınlanan ve Nobelli Annie Ernaux dahil binlerce yazarın imzaladığı açık mektupta şu ifadeler yer alıyordu: “Filistinlilerin ezici baskısına ortak olan veya sessiz kalan İsrail destekçisi kültür kurumlarıyla çalışmayacağız.”
Vakfın 1992’den beri verdiği ödüller, 1937-1945 yılları arasında Nazi Partisi’nin üyesi olan Alman mimar Erich Schelling’in adını taşıyor. Schelling, Nazi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in Nazi ideallerini desteklemeyen sanat çalışmalarını sansür için kurduğu ‘Reich Kültür Odası’nın da üyesiydi.
‘SOYKIRIM VE EKOLOJİK YIKIMI ELE ALDIĞIM KİTABIMI ÖVMÜŞLERDİ’
İngiliz sanatçı Bridle ise, The Guardian’a yaptığı açıklamada, “Bunu açıkça dile getirmeye hazır olmasalar da, vakfın kararı iğrenç bir antisemitizm suçlamasıdır. Özellikle de kuruluşun kendi geçmişi göz önüne alındığında bu daha da iğrençtir.” Sanatçı, Schelling Mimarlık Vakfı jürisinin ödül değerlendirmesinde, işgal altındaki Batı Şeria’daki İsrail’in ‘apartheid duvarı’nı ve ‘soykırım ile ekolojik yıkım arasındaki ilişkiyi’ ele aldığı 2022 tarihli ‘Ways of Being’ (Varoluş Biçimleri) adlı kitabını övmesinin ironik olduğunu da sözlerine ekledi. Sanatçının Türkçede 2020’de Metis Yayınları tarafından yayımlanan ‘Yeni Karanlık Çağ- Teknoloji ve Geleceğin Sonu’ adlı bir kitabı bulunuyor.