Kolombiya hükümetiyle FARC arasında 52 yıllık çatışmaların ardından yapılan barış anlaşması, ABD destekli narkoterör çetelerinin sabotajına uğradı. Örgütün silahsızlanma sürecinde görev alacak 13 gözlemci suikastle öldürüldü.
Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC) ile hükümet arasında üç hafta önce varılan nihai ateşkes anlaşması, 2 Ekim’de halkoylamasına sunulacak. Anketler, refrandumdan büyük oranda ‘evet’ sonucunun çıkacağını gösteriyor. Buna karşın ülkede anlaşmadan rahatsız olan kesimler de yok değil. ABD merkezli Nation dergisinden Greg Grandin, çatışma ve barış sürecinin iç yüzünü değerlendiren bir yazı kaleme aldı.
Yazıda, çatışmaların en yoğun olduğu 80’li yıllardaki ABD tarafından FARC’a karşı desteklenen paramiliter grupların, bu dönemde zorla ele geçirdikleri toprakları kaybedecekleri endişesiyle anlaşmaya karşı olduğu belirtiliyor. 52 yıllık çatışma süresince ülke içinde 6 milyona yakın kişinin göçmen durumuna düşmesinin, bu el koymalardan kaynaklandığı belirtiliyor.
REFORM KORKUSU
Bu gruplara yakın eski Devlet Başkanı Alvaro Uribe, anlaşmanın ‘ülkeyi teröre teslim etmek’ olduğunu savunuyor. Grandin’in ‘kırsal bölge elitleri’ olarak tanımladığı bu kesimlerin, barış anlaşmasında yer alan toprak reformu ve savaş suçlularının yargılanması maddelerinden rahatsız olduğu ifade ediliyor.
Colombia Reports’ta yer alan habere göre, anlaşmanın duyurulmasından sonraki üç hafta içinde barışa destek veren 13 aktivist suikastle öldürüldü. Suikast olaylarının tamamı, örgütün silah bırakma işlemlerinin gerçekleştirileceği bölgelerde meydana geldi. Öldürülen kişilerin, örgütün silah bırakma sürecinde görev alacaklardan ya da referandumda ‘evet’ denilmesini destekleyenlerden oluştuğu açıklandı. Açıklanan barış anlaşmasında imzaların 26 Eylül’de atılacağı, bu tarih öncesinde cinayetlerin artmasının dikkat çekici olduğu vurgulandı.
ABD’YE ŞİKAYET ETTİ
Paramiliter gruplar üzerinde büyük etkisi bulunan eski Devlet Başkanı Uribe’nin, ABD Başkan adayları Clinton ve Trump’a birer mektup yazarak, anlaşmaya karşı çıkmalarını istediği belirtildi. Uribe’nin Clinton’larla iyi ilişkileri bulunduğuna dikkat çekilirken, bu faaliyetlerin barış sürecini rayından çıkarabileceği uyarısında bulunuldu. 1980’lerin ortasında da benzer bir barış süreci yaşandığı, Vatansever Birlik adıyla sivil siyasete giren gruplara karşı, paramiliter unsurlar tarafından gerçekleştirilen katliamların süreci sona erdirdiğine dikkat çekildi.
PARALEL DEVLET ANLAŞMAYA KARŞI
Nation dergisindeki analizde, ülkenin kırsal kesimlerinde paramiliter grupların ‘devlet içinde devletten daha güçlü’ hale geldiğini ifade ediyor. Bu grupların yerel yönetimler üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ve mevcut Başkan Juan Manuel Santos’tan çok anlaşmaya karşı olan eski Başkan Alvaro Uribe’yi dinlediği belirtilen yazıda, silah bırakıp siyasete katılan FARC üyelerinin devlet tarafından korunmasının önemli olduğuna vurgu yapılıyor.
