Kaşıkçı cinayetinin sorumlusu olarak görülen Veliaht, ‘kanlı prens’ imajını milyar dolarlık anlaşmalarla örtbasa çalışırken vahşetin planlı olduğunu gösteren bir kanıta daha ulaşıldı. Başkonsolosun odasındaki duvarda gazeteciye ait kan izleri bulunduğu ortaya çıktı.
2 Ekim’de evlilik işlemleri için girdikten sonra öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.
Al Jazeera Arabic’in Türk emniyet yetkilileri, Konsolosluk çalışanları, bazı siyasiler Kaşıkçı’nın arkadaşları ve soruşturma ekibine dayanarak yaptığı belgesel vahşete dair yeni delileri de ortaya çıkardı. Haberde, gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın cesedinin Suudi Konsolosun evindeki fırında yakıldığı öne sürüldü. Konsolosun evinde yapılan incelemelerde, Kaşıkçı’ya ait kanın izlerini gösteren delillerin duvarlarda bulunduğuna da dikkat çekildi. Fırının yapımında çalışan işçinin fırının siparişinde istenen özellikler karşısında şaşırdığına da değinildi.
Cinayetin üzerinden geçen sürede Kaşıkçı’nın ne zaman, nerede ve nasıl öldürüldüğüyle ilgili bilgiler ortaya çıktı ancak cesedinin nerede olduğu konusu netlik kazanmadı.
El Cezire, Türk emniyet yetkililerinin cinrayetin hemen ardından bahçedeki fırının yakıldığını ve Başkonsolos’un rezidansından poşetler içerisinde çıkarılan ceset parçalarının da bu fırında yakıldığını düşünüyor. Katar kanalı, fırını yapan bir işçiyle de konuştu. İşçinin Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosu Muhammed Uteybi’nin istediği fırının özelliklerinin, boyutunun yazılı olduğu bir kağıdın kendisine ulaştığını ve bu özelliklerin çok şaşırtıcı olduğunu belirttiği ifade edilirken, fırın için istenen özelliklerin ‘metalin erimesi için yeterince sıcak ve derin olması, fırının 1000 derecenin üzerindeki sıcaklıklara dayanması’ şeklinde belirtildiği öğrenildi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü 2018 çalışmalarını faaliyet raporunda da bu bilgi yer almıştı. Raporda Kaşıkçı’nın öldürüldükten sonra cesedinin nasıl yok edildiğine dair bulgular da dikkat çekmiş, bu raporda yer alan 2’si su kuyusu diğerleri de doğalgaz ve odun ateşi ile yanan tandır kuyusu olmak üzere 3 kuyuya vurgu yapılmış ve kuyunun yüksek ateş ile ısı değerinin bine yükseltilebildiği belirtilirken, o ısıda DNA’dan tek bir zerre bırakılmayacağı kaydedilmişti.
Suudi yetkililer, arama ve inceleme sırasında başkonsolosluk konutunun bahçesini ve bahçe içerisindeki kuyuyu izin kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle aratmamış, sonraki süreçte yapılan taleplere rağmen bahçe ve kuyunun aranmasına müsaade edilmemişti. Belgeselde daha önce açıklanmayan bir detay da yer aldı. El Cezire Türk müfettişlerin, cinayetin işlendiğini düşündükleri Başkonsolos’un odasının duvarında Kaşıkçı’nın kan izlerine rastladığı bilgisi paylaşıldı. Haberde cinayetin ardından Başkonsolos’un ofisinin ve rezidansının yeniden boyandığı vurgulanarak müfettişlerin duvarlarda Kaşıkçı’nın kan izlerini bulduğu vurgulandı.
İLK TELEFON FİDAN’DAN: El Cezire, cinayetin ardından bütün dellilerin ‘azmettirici’ olarak işaret etitği veliaht Prens Muhammd bin Selman ile iletişem geçildiğini ilk kontağın da MİT Müsteşarı Hakan Fidan tarafından sağlandığını iddia etti. Belgeselde Fidan’ın cinayetten kısa bir süre sonra telefonla ulaştığı MbS’ye Kaşıkçı’ya ne olduğunu sorduğu aktarıldı. Belgese göre konuşma oldukça kısa sürdü. Habere göre MbS, Türkiye’nin bu kaybolma vakası hakkında bilgi talebine öfekelenerek reddetti ve bu talebin kendilerine yönelik ‘kabul edilemez bir tehdit’ olduğunu söyleyerek görüşmeyi sonlandırdı. -İSTANBUL
İŞTE VAHŞET TANDIRI
Kaşıkçı’nın cesedinin yakıldığı ve bin derecenin üzerinde bir sıcaklığa ulaşan tandırın görüntüsü ilk kez gün yüzüne çıktı. Konsolosluktaki fırının yapımında çalışan işçi de “İstenen özellikler şaşkınlık vericiydi. Metalin erimesi için yeterince sıcak ve derin olması talep edildi” dedi.
CESET HÂLÂ KAYIP
Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim’de resmi işlemler için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğuna girdikten sonra ortadan kaybolmuştu. Emniyet kaynaklarınca yapılan değerlendirmede, Kaşıkçı’nın gittiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğundan bir daha çıkmadığı teyit edilirken, başkonsolosluk binasında aynı saatlerde, 2 uçakla İstanbul’a gelen ve aralarında yetkililerin de yer aldığı 15 Suudi vatandaşının bulunduğu, bu kişilerin daha sonra geldikleri ülkelere döndükleri belirlenmişti. Suudi Arabistan önce inkar ettiği cinayeti dahasonra kabul etmek zorunda kalmış, İstanbul’a gelen 15 kiilik ekibin de soruşturma kapsamında tutuklandığını açıklamıştı. Riyad önce cesedin ‘yerli bir işbirlikçiye’ teslim edildiğini açıklamış ancak daha sonra bu açıklamayı da yalanlamıştı. Kaşıkçı’nın cesedine cinayetin üzerinden geçen 5 aya rağmen hala ulaşılamadı.