Akademisyen Ufuk Uras, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’a açıklamalarda bulundu. MHP lideri Devlet Bahçeli’yle yaptığı görüşme hakkında konuşan Uras, “Bahçeli ile görüşmemizdeki kendisi bana şunları söyledi; ‘Yıllardır kavga ediyoruz artık barışalım.’ Dedi. ‘Hayır barışmayalım’ diyecek haliniz yok. ‘El sıkışalım’ dedik. Kendisi 1968 kuşağı biz 78 kuşağıyız ama ortak bir tarihten geliyoruz. Bunun ekonomik ve insani maliyeti var. Dolayısıyla siyaset zemininde buluşmalıyız.” İfadelerini kullandı.
UMUT GÖR
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un yorumlarıyla ekranlara gelen ‘Bi' Karar Ver’ programına Akademisyen/Yazar Ufuk Uras konuk oldu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gerçekleştirdiği görüşmenin detaylarını açıklayan Aras, ‘Türkiye’de herkesle konuşan çok insan yok, bu imkânı kullanmak istedim’ diye konuştu. Kürt meselesinin çözümü konusunda Bahçeli’nin tavrını önemli olduğuna dikkat çeken Aras, kendisine yöneltilen eleştirileri de yanıtladı.
‘TÜRKİYE’DE HERKESLE KONUŞAN ÇOK İNSAN YOK’
Akademisyen Ufuk Uras, MHP lideri Bahçeli’yle görüşmesinin nedenlerini açıkladı, “Bahçeli’nin çözüm çağrılarını çok değerli ve önemli buldum. Bu sebeple görüşme talebinde bulundum. Türkgün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Müftüoğlu ve Siyasi İletişim Uzmanı Nur Tuğba Oktay aracılığı ile talepte bulundum akabinde görüşme gerçekleşti. Görüşmede ortaya koyduğu tavrın önemli olduğunu belirterek yapabileceğimiz katkı olursa hazır olduğumuzu söyledim. Çünkü sürecin kolaylaştırıcısı olduğu kadar zorlaştırıcısı olanlarda var. Görüşmeye gazeteci olarak gitmedim, herkes ‘şunu da sordun mu, bunu da sordun mu’ diye liste çıkartıyor. Ben tek konu olarak bu mesele üzerine görüşme de bulundum. Türkiye’de herkesle konuşan çok insan yok, ben biraz bu imkânı kullanmak istedim.” Diye konuştu.
‘BAHÇELİ, ‘YILLARDIR KAVGA EDİYORUZ, ARTIK BARIŞALIM’ DEDİ’
Bahçeli’nin çözüm çağrılarını değerlendiren Uras, toplumda karşılık bulduğunu ifade ederek diyalog zemininin önemine dikkat çekti, “Ben Bahçeli’nin çıkışının şahsi olduğunu düşünmüyorum. Ezber bozan bir çıkış. Belli ki belirli çalışmalar yapılmış. Yani arkasında uzun vadeli bir yol planı varsa iyidir diye düşünüyorum. Devlet Bey’de ‘biz desteğe hazırız’ deyince sivil toplum örgütleri ve aydınların bu süreçte önemli olduğunu ifade etti. Yani toplum aklıyla, devlet aklının hemhal olması gibi bir şeyle bu iş olabilir. Ve çok destek alındı, bakmayın kıt kanaat önderlere ve uzmanlara. Sokaktaki sade insan çok memnun. İlk defa bir diyalog zemini oluştu. Ben de Bahçeli ile görüşmemizde bir kararlılık gördüm. ‘Bizim 50 milletvekilimiz var, yapabileceklerimiz sınırlı ama Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhur ittifakının koçbaşı olarak bir inisiyatif alabilir’ diye konuştu. Süreç konusunda çağrılar yapıldı, DEM de ‘tamam’ dedi. Böyle bir ölü toprağı serilmiş gibi oldu sonrasında. Arada kayyum uygulamaları yapıldı. Barış söylemleri zemininin konuşulup adım atılması gerekiyordu. Tabi bu süreçte ‘gel gitler’ olabilir. Burada anca diyalog zemini açarak çözümler getirilebilir. Bahçeli ile görüşmemizdeki kendisi bana şunları söyledi; ‘Yıllardır kavga ediyoruz artık barışalım.’ Dedi. ‘Hayır barışmayalım’ diyecek haliniz yok. ‘El sıkışalım’ dedik. Kendisi 1968 kuşağı biz 78 kuşağıyız ama ortak bir tarihten geliyoruz. Bunun ekonomik ve insani maliyeti var. Dolayısıyla siyaset zemininde buluşmalıyız.” Dedi.
‘ONLARA GÖRE BARIŞ, DÜNYANIN EN YANLIŞ TALEBİ’
Ufuk Uras, Devlet Bahçeli görüşmesi sonrasında kimi çevrelerden kendisine gelen eleştirileri de yanıtladı, “Muhataplarınızı kendiniz seçemezsiniz. Çatışma ortamlarında bu durumlar böyledir. Muhatap beğenmeme durumunu yani tırnak içerisinde beyaz Türk şımarıklığını anlamak mümkün değil. Hakikaten ‘elimizi taşın altına koyalım’ diyorsunuz, ‘yok sen PR mı yapıyorsun’ söylemleri geliyor. Ben böyle şeylere ihtiyacı olan bir insan değilim. Risk alıyoruz, Devlet Bey’de risk alıyor. AK Parti’de risk alıyor. Oylar da bir düşüş varsa, ki öyle görünüyor. Çözüm süreci vaktinde de böyle durumlar olmuştu. Ardından yükseliş oldu. Şimdi yapılanın farkı ise Muhalefet. CHP’de bu sürecin parçası olabilir. Normalleşme dediğimiz şey barışı temin etmekse bunların bir modellemesini oluşturmak gerekiyor. 40 yıldır süren bildiğimiz politikaların dışında bir alternatif önermeyen bir iklim var. Onların göre dünyanın en yanlış talebi barış. Peki ‘ne öneriyorsunuz’ dediğimizde kayda değer bir öneri gelmiyor. Bu durum partiler üstü mesele. Özgür Beye de sormuşlar görüşmemizi, ‘Keşke aktif siyaset içerisinde biri olsaydı’ demiş. Meselenin anlaşılmadığını görüyorum. Konu aktif siyaseten çok dışarısında. Bu durum partiler arası rekabete maydanoz edilecek bir konu değil.” Diye belirtti.
‘BÜTÜN TARAFLARIN RİSK ALDIĞINI GÖRMEK GEREKİYOR’
‘MHP lideri Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında bir ayrışma var mı?’ Sorusunu yanıtlayan Uras, ikili arasında mutabakat olduğu yorumunda bulundu, “Ben ikili arasında bir sorun olduğu düşüncesinde değilim. Aksine mutabakat olduğunu düşünüyorum. Zaten beyanatlarda bu şekilde değil. Yani arka planda ne oluyor sorusunu soranlar da bir şey bilmiyor. Yapılanlarla, söylenenleri test etmek gerekir. Steril ve pür bir dünya yok diye hiçbir şey yapmayacak değiliz. Tabi bütün tarafların risk aldığını görmek gerekiyor.” Dedi.
‘HERKESİN TUTUM ALMASI LAZIM’
Bahçeli’nin söylemleriyle başlayan sürecin derinleştirilmesini gerektiğini kayda geçiren Ufuk Uras, Bahçeli’nin ‘Gecikilmeksizin adım atılması’ sözünün önemine vurgu yaptı, “Bu sürecin derinleştirilmesi gerekiyor. PKK’nın silah bırakması ‘hadi bırakayım’ şeklinde olmaz. Bu bir dönüşüm meselesi. Oradaki yapıların bir başka şeye dönüşmesi yani Suriye merkezi yönetimiyle anlaşarak başka bir anayasal değişime dönüşmesi gibi. Simgesel cümlelere takılmamak lazım. Nasıl bir modelleme olacağına odaklanmak lazım. O yüzden ben üzerinde bir şeyler çalışıldığını varsayıyorum. Burada önemli olan şey şu, konu kime yarar? ‘İktidara yarar mı’ yarar tabi. Ama bundan ibaret değil. Şehitlerin olmaması ve yeni bir sayfa açılması üzerinden tutum alındığında toplumun ferasetine inanıyorum. Sayın Bahçeli’nin grup toplantısında ‘Gecikilmeksizin adım atılması’ sözlerinin birkaç boyutu var. İlki Ortadoğu durumu. İkincisi de zamana karşı bir yarış var. Bu sebeple herkesin tutum alması lazım.” İfadelerini kullandı.
‘KAPI ARALANDIĞINDA KAPIYI AÇMAK LAZIM’
Uras, muhalefetin Kürt meselesine yönelik aldığı tutumu da değerlendirdi, “Muhalefetin tavrını olumlu buluyorum. Geçen dönem de aslında Baykal dönemi CHP’si aslında mecliste çözülmesine itiraz etmişti. Şimdi öyle değil. Yeni dönemin CHP yönetiminin nu konuya pozitif yaklaşımı var. İmamoğlu da bu tutuma dâhil. En azından bazı toplantılarda söyleniyor. Kaygıları da anlıyorum. Yani o kadar ters olduk ki bu hayatta. Ama şeffaf ve açık mecliste yapılması lazım. Zaten başka türlü de yapılamaz. Selahattin Demirtaş’ta bu durumun böyle yapılması gerektiğini ifade etmişti. Ben ‘kapı aralanıyor’ diye düşünmüştüm. Kapı aralandığında kapıyı açmak lazım. Süreci izlemenin daha faydalı olacağını düşünüyorum.” Diye belirtti.