Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Medeniyetler İttifakı 10. Küresel Forumu'nda İsrail'in Gazze'deki eylemlerini "soykırım" olarak nitelendirdi. Dini nefrete dayalı şiddet ve ayrımcılığa karşı dayanışma çağrısı yaptı. Medeniyetler İttifakı'nın küresel barış için önemine değinen Fidan, “Medeniyetler çatışmasına gerçek anlamda hiç bu kadar yakın olmamıştık, bu insanlık için bir uyarıdır” dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Medeniyetler İttifakı’nın 10’uncu Küresel Forumu’nun açılışında yaptığı konuşmada, İsrail’in Gazze’de soykırım işlediğini vurguladı ve dini nefretten kaynaklanan her türlü şiddet eylemine karşı dayanışma ve eşitlik çağrısı yaptı.
Bakan Fidan, “Sadece Batı’da değil; Filistin de dahil olmak üzere dünyanın geri kalanında da barış ittifakıdır. Kan dökülmesini durdurmak için yeniden söz verelim. Barış inşa etmek için diyaloğa başvuralım. Türkiye, bu yöndeki tüm çabalara güçlü bir destek veremeye hazırdır" ifadelerini kullandı.
'MEDENİYETLER İTTİFAKI, TOPLU BİR YANIT OLUŞTURMA AMACI TAŞIYOR'
Fidan, Medeniyetler İttifakı’nın kuruluş amacını hatırlatarak, kutuplaşma, hoşgörüsüzlük ve ayrımcılıkla mücadelede uluslararası iş birliğinin önemini vurguladı. Konuşmasında, Türkiye ve İspanya’nın bu girişimi başlattığı dönemdeki motivasyonlarına değindi:
“Türkiye ve İspanya, Medeniyetler İttifakı’nı uluslararası toplumun artan kutuplaşma, hoşgörüsüzlük ve ayrımcılık nedeniyle zorlandığı bir dönemde başlattı. O dönemin İspanya Başbakanı Sayın Zapatero ve o dönemki Başbakan Erdoğan Medeniyetler İttifakı’nı başlatan isimler oldu. İttifakın eş sponsorları olarak, her zaman bizi ayıran şeylerden çok daha fazla ortak yönümüz olduğuna inandık. Amacımız, bölücü ve yıkıcı hareketlere karşı toplu bir yanıt ortaya koymaktı. İttifakın çalışmalarına geniş çaplı ve çeşitli katılım, İttifakın öneminin kanıtıdır.”
'AŞIRICILIK VE IRKÇILIK YÜKSELİŞTE'
Medeniyetler İttifakı’na her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirten Bakan Fidan, küresel düzenin parçalanmakta olduğunu ve nefretin kasıtlı olarak körüklendiğini söyledi:
“Aşırıcılık, yabancı düşmanlığı, ırkçılık yükselişte. İsrail’in Filistinlilere yönelik soykırımı, sorunları daha da kötüleştiriyor, toplumlar arasında ve toplumlar içinde nefretin giderek artmasına yol açıyor. Farklı ülkelerdeki toplumların protestolarına ve çığlıklarına tanık oluyoruz. Medeniyetler çatışmasına gerçek anlamda hiç bu kadar yakın olmamıştık. Bu, insanlık için bir uyarıdır. Ne kadar sessiz kalırsak, uluslararası sistemde o kadar çok parçalanma meydana gelecektir. Bugün şahit olduklarımız, 2006 yılında, yüksek düzeyli grubumuzun raporunda altını çizdiğimiz hususların tam olarak ortaya koymaktadır.
Artık Orta Doğu’daki sorunları çözmeden küresel anlamda kalıcı bir barışa ulaşmamız mümkün olmayacaktır. Gazze’deki masum çocuklar da dahil olmak üzere on binlerce insan öldürüldüğü sürece ve milyonlarca insan açlığa, yoksulluğa ve ölüme terk edilmiş durumda olduğu sürece ufukta barış görünmüyor. Medeniyetler İttifakı’nı ve onun temel değerlerini destekleyen ülkeler, Gazze’de yaşanan insani felakete sessiz kalamazlar.”
AYRIMCILIK VE NEFRETLE MÜCADELE ÇAĞRISI
Fidan, dini nefretten kaynaklanan her türlü şiddet eylemine karşı dayanışma ve eşitlik içinde hareket edilmesi gerektiğini belirtti:
“Ayrımcılığın doğrudan ve dolaylı tüm biçimlerine dinleri veya inançları temelinde ibadet yerlerine ve kişilere yönelik yapılan saldırılarla mücadele etmek için gerekli tüm tedbirleri almalıyız. Hepimiz, ayrımcı, dışlayıcı ve hoşgörüsüz politikalara karşı direnç geliştirmeli, başkalarının dini ve kültürel uygulamalarına saygı duymalıyız. İslamofobi, antisemitizm, din veya inanca dayalı her türlü ayrımcılık da dahil olmak üzere ayrımcılığın hiçbir türü kabul edilemez ve kınanmalıdır.”
'ADALET VE BİRLİKTE VAR OLUŞ İÇİN ÇALIŞMALIYIZ'
Son olarak, Medeniyetler İttifakı’nın görünürlüğünün ve etkisinin artırılması gerektiğini vurgulayan Fidan, tüm katılımcılara birlikte çalışmaya devam etme çağrısında bulundu:
“İttifak, birçok ülkenin aynı vizyonu paylaştığını, mevcut uluslararası sistemi daha iyi bir sisteme dönüştürmeye hazır olduğunu göstermek için çok önemli bir platformdur. İttifakın potansiyelini hayata geçirmek için eylem planımızı uygulamamız gerekiyor. Çalışma grupları ve bölgesel forumlar oluşturarak, sorunların temel nedenlerine odaklanabiliriz. Bunun için yapısal mekanizmaların yanı sıra mali kapasitenin de arttırılması gerekmektedir. İttifakı, dini ve inanç temelli kuruluşların ağlarını köprü görevi görecek bir yumuşak güç aracına dönüştürmemiz gerekiyor. Adalet ve birlikte var oluş için mücadele etmek hepimizin görevi. Bu Forumu, çağrımızı yenilemek için bir fırsat olarak değerlendirelim. Çağrımız, yanlış algıların, nefretin, şiddetin ve çatışmanın kısır döngüsüne son verme çağrısıdır.”