Gelecek Partili İzzettin Küçük: CB hükümet sisteminin özü Türkiye’yi yasasız ve kuralsız yönetme çabasıdır

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı İzzettin Küçük, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’a açıklamalarda bulundu. Artan asayiş suçlarını değerlendiren Küçük, “CB Hükümet sistemi sonrasında Valiler ‘memur’ statüsüne indirildi. Yeni sistemle birlikte İl Başkanları devlet adına irade veriyor. Eskiden böyle değildi. Şehirlerde yaşanan çeteleşme sorunlarına Valiler müdahale edemiyor. Çünkü devlet adına irade beyan etme güçleri alındı. Bu sebeple şehirler güvenlik anlamında sahipsiz kalmıştır.” Dedi.

UMUT GÖR

Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un yorumlarıyla ekranlara gelen ‘Bi' Karar Ver’ programına Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Siyasi İşler ve İçişleri Başkanı İzzettin Küçük konuk oldu. Devlet yönetiminde ortaya çıkan zaafları değerlendiren Küçük, CB Hükümet Sistemi sonrasında yaşanan sıkıntılara dikkat çekti. Küçük, Çözüm süreci sırasında Şanlıurfa Valiliği görevini yürütürken yaşadığı izlenimleri de anlattı.

‘BU KARAR İKTİDARDAN OY GÖTÜRÜR’

Özgür Özel’in, iktidarın CHP’li belediyeler eliyle açılan kreşlerin kapatılması talimatı verildiği konusunu değerlendiren Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı İzzettin Küçük, ‘Bu olayın hükümete hiçbir yararı olmaz’ dedi, “Kreş, bütün sosyal faaliyetlerin en önemlisi. Çünkü kreş kadınlara çalışma hakkı veriyor. Bu çok vahim bir karar. Aileleri ekonomi açıdan da çökeltir. Kreş şartlarına uymayan yerler varsa bunlar bir düzenlemeyle denetlenebilir ve eksikler tamamlanır. İktidar bunu 2007’de alınan Anayasa Mahkemesi kararına bağlıyor gibi. Ama kreşler eğitim kurumu değildir. 2007’den çıkan tebligat yeni mi ulaşıyor? Bu kararın hükümete hiçbir yararı olmaz. Kreş meselesi toplumsal ihtiyaçtan çıkıyor, ailelerin ikincil gelir yaratabilmesi için kadınların çalışması gerekiyor. Ayrıca evde çocuk bakım hizmetleri de çok pahalı. Bu karar iktidardan oy götürür.”

nnnn.jpg

‘CB HÜKÜMET SİSTEMİNİN ÖZÜ TÜRKİYE’Yİ YASASIZ VE KURALSIZ YÖNETME ÇABASIDIR’

Türkiye’de asayiş suçlarının artmasını değerlendiren Küçük, CB Hükümet sistemiyle birlikte şehirlerin sahipsiz bırakıldığı söyledi. Küçük sözlerini şöyle sürdürdü: “Valiler, 2018 referandumuna kadar şehirlerde devlet adına irade kullanabilen kişilerdi. CB Hükümet sistemi sonrasında Valiler ‘memur’ statüsüne indirildi. CB Hükümet sistemiyle birlikte İl Başkanları devlet adına irade bulunur hale gelmiş vaziyette. Ya da İktidar partisindeki belediye başkanları veya milletvekilleri bulunuyor. Eskiden böyle değildi. Şehirlerde yaşanan çeteleşme sorunlarına valiler müdahale edemiyor. Tamamen yukarıdan gelen emirler uygulanıyor. Çünkü devlet adına irade beyan etme güçleri alındı. Bu sebeple şehirler güvenlik anlamında sahipsiz kalmıştır. Çeteler ve mafyalara alan açılmış vaziyete gelmiştir. Aşırı bir çeteleşme var. Çünkü kendisini ‘güç’ üzerinden tanımlıyor. ‘Hukuk’ üzerinden değil. Ortaya haksızlık ve kaos olayları çıkıyor, toplumsal yansıması da çeteler üzerinden oluyor. Devletin özü ‘yasa egemenliğidir.’ Yani yönetenler ve yönetilenlerin aynı yasaya tabi olmasıdır. Yasa egemenliği yoksa ortaya çıkan şey devlete en uzak yapıdır. CB hükümet sistemiyle yapılan devlet egemenliğinden vazgeçiştir. CB hükümet sisteminin özü Türkiye’yi yasasız ve kuralsız yönetme çabasıdır.”

‘SÜREÇ İKİ POLİSİMİZİN ŞEHİT EDİLMESİ ÖNCESİNDE BİTMİŞTİ’

Çözüm Süreci sırasında Şanlıurfa Valiliğini yürüten İzzettin Küçük, sürecin bitme nedenleri hakkında konuştu, “Çözüm süreci çok doğru bir niyetle başladı ancak sonu kötü bitti. Ceylanpınar’da iki polisimizin şehit edilmesi PKK üstlendi ama çözü süreci o vakte kadar zaten bitmişti. Çünkü kamu düzeni felç olmuştu. PKK tarafından trafik kontrolleri ve yargılamalar yapılıyordu. PKK sivil milisler kurmuştu. Kendi Yargılamalarını yapıyorlardı. Yani süreç iki polisimizin şehit edilmesinden önce bitmişti. Bu iş yönetilemedi. Devlet orada kamu düzenini elden bırakmayacaktı. Kürt vatandaşlarımız da illallah etmişti. Ama PKK ve HDP de konuya sahip çıkmadı. O arada Arap baharı gibi gelişmelerden de süreç akamete uğradı. Bu kamu düzeninin bozulmasına müsaade etmek vahim bir hata olmuştu.” İfadelerini kullandı.

‘DEVLETİN EGEMENLİĞİ SARSILMIŞTI’

Ceylanpınar saldırısı çözüm sürecine yönelik sabotaj mı? Sorusunu yanıtlayan İzzettin Küçük, kamu düzeninin yitirilmesine dikkat çekti, “İki polisin şehit edilmesi olayında yakalanan herkes serbest bırakıldı. Ama saldırıyı PKK üstlendi. İki polisimizin şehit edilmesi çok vahim bir olaydı ama dediğim süreç bu olaydan önce bitmişti. Devletin kendi topraklarındaki egemenliği sarsılmıştı.” Diye ekledi.

‘FETÖ YAPILANMASI YANLIŞ BİLGİLER AKTARDI’

Türkiye’nin IŞID saldırısı altındaki Kobani’ye girmesi gerektiğini belirten Küçük, FETÖ’cü yapılanmanın olayı engellediğini söyledi, “Biz tarih boyunca neyi başardıysak Kürtlerle başardık. Pek çok vatandaşın Kobani de akrabaları vardı. Devletimiz büyük yanlış yaptı. Oraya girmeliydi. Gitmedi de ne oldu? Sınırdan bir ayda 225.000 insan geçti. Türkiye oraya girmiş olsaydı, o insanlarda yerinde kalacaktı. Bu karar, o zaman ki FETÖ yapılanmasının yanlış bilgiler vermesi sebebiyle verilemedi. Daha fazlasını söylemek istemiyorum. FETÖ yapılanmasının pek çok noktada arıza çıkardığını biliyorum. Türkiye’nin IŞİD’e müdahale etmesi lazımdı. Sonradan da Amerikan hapislerinde yaratıldığı ortaya çıktı. Biz coğrafyada beraber yaşıyoruz, bizlerin sahip çıkması gerekirdi. Biz pek çok sorunu o tarihlerde doğru alabilseydik çözebilirdik.

‘ANA AKTÖR MAZLUM KOBANİ’

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Küçük, Bahçeli’nin çözüm çağrısında esas muhatabın Kuzey Suriye’deki yapılanma ve Mazlum Kobani olduğunu söyledi, “Bahçeli’nin çağrısı çok cesur. Ama bu girişim daha önceki çözüm süreci gibi yürümüyor. Çünkü burada olayın merkezinde Kandil’in tasfiye edilmesi yok. Kuzey Suriye’deki yapılanma olayın merkezi. Ve ana aktörler Murat Karayılan veya Kandil değil. Mazlum Kobani bence. Tabi bu tür işlerin de çok şeffaf yürütülmesi doğru değil. Ama işin gidişatı bunun bir ön hazırlığı olduğunu gösteriyor. Ama artık şu anlaşıldı, Suriye’nin artık merkezi üniter bir devlet olma ihtimali çok zayıf. O gücünü ve millet olma aidiyetini kaybetmiştir.” Diye belirtti.

‘BENCE MUTABAKAT VAR’

‘Erdoğan ile Bahçeli arasında bir ayrılık var mı?’ sorusunu yanıtlayan İzzettin Küçük, İktidarın konuyu tartıştırmak istediğini kayda geçirdi, “Topluma yansıyan ayrılık görüntüsü her zaman gerçeği yansıtmaz. Bu bir süreç, çünkü bu konuda 180 derecelik bir dönüş var. Bu durumun topluma iyi aktarabilmesi için günlerce- aylarca televizyonlarda tartışılması gerekir. Yani ortada cevabı olmayan yüzlerce soru var. Zaten istenen de bu. Olayın tartışılması isteniliyor. Ama ben burada bir mutabakat olduğunu düşünüyorum. Bu durumun topluma içselleştirilmesi gerekiyor, bu da tartışmalarla yapılır. Ama benim nihai tahlilim şudur, bu topraklardaki insanlar birbirine muhtaç. İnsanların birbirini dışlaması kötü sonuçlar doğurur. Devlet aklı bu değildir.” Dedi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN