Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun, Yıldıray Oğur’a açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin Kürt meselesine bakışını değerlendiren Girasun, “Türkiye’nin Kürt meselesine bakışı uzun süredir Türkiye’nin jeopolitik kimliğini belirliyor. Kürt meselesi Türkiye için bir bariyerden ziyade kaldıraca dönüşebilir. Bu Türkiye’nin Kürt meselesine nasıl yaklaşacağıyla alakalı. Türkiye dış politikada farklı toplumsal kesimlerle ilişki kurabilir. Buralara açılmasının yolu da biraz Kürtler olabilir.” Dedi
UMUT GÖR
Yıldıray Oğur’un sunumuyla ekranlara gelen ‘Bi' Karar Ver’ programına Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun konuk oldu. Suriye’de Esad rejiminin yıkılışı sonrasında muhaliflerin iktidarıyla başlayan yeni dönemi değerlendiren Girasun, bölgede Türkiye’nin büyük başarılar elde ettiğini söyledi. Türkiye’nin Kürt meselesine yönelik bakışını da değerlendiren Girasun, ‘Türkiye Kürt meselesini bariyerden ziyade kaldıraca çevirebilir’ ifadelerini kullanarak bakış açısı değişikliğine dikkat çekti.
‘TÜRKİYE’NİN ASKERİ ÇÖZÜM İSTEĞİ ÇATIŞMA HALİ YARATIR’
‘Suriye’de başlayan yeni dönem Kürt meselesinin çözümüne imkân yaratır mı?’ Sorusunu yanıtlayan Rawest Araştırma Direktörü Roj Girasun, Türkiye’nin güvenlikçi bakış açısını bırakması gerektiğine dikkat çekti, “Bu meselenin çözümü Türkiye’nin olaya bakışıyla ilgili değişebilir. Eğer Türkiye Rojava konusunda askeri çözümü ana gündem haline getirirse bu durum çatışma halini yaratır ve küresel güçlerin sürece daha olma ihtimalini artırır. Yani taraflar başka örgütlere ve ülkelere borçlanabilir. Burada görülen tablo şu, Suriye’de 50 yıllık rejim devrildi ve toplumun büyük çoğunluğunu kapsayan muhalifler artık iktidarın sahibi. Suriye toplumunun bir parçası da Kürtler ve 15 yıldır Suriye Demokratik Güçleri üzerinden konuşuluyor. Buranın merkezi yönetim içerisinde ne kadar var olacağı önemli. İkincisi, karşılıklı sınırlar konusunda ne kadar tavizler verileceği de önemli bir durum. Ama bu olay yine güvenlik bakış açısıyla çözülmeye çalışılırsa durum farklı yerlere kayabilir.” Dedi.
‘TÜRKİYE UZLAŞMA ZEMİNİNİ ORTADAN KALDIRIRSA YENİ DÖNEM ZARAR GÖREBİLİR’
Ortadoğu bölgesinde tekil siyasetlerle kalıcı başarıların çıkmayacağını kayda geçiren Girasun, Bölgedeki tüm kuvvetlerin müzakereye açık olmasının önemine değindi, “Öncelikle Suriye’nin 15 yıllık geçmişine bakmak gerekir. 2013 yılında Türkiye kazanmanın eşiğinde gelmişti. 2014 ve 2015’de ise Türkiye zayıfladığı, Esad’ın gitme ihtimalinin azaldığı ve YPG’nin ise Afrin’e kadar bir bütün Kürt koridorunu birleştirme yolunda ilerlediği bir dönemdi. 2016 - 2018’de ise IŞİD’le Türkiye ile YPG’nin ayrı ayrı savaş verdiği ve bölgesel dengelerin oluştuğu bir dönem olmuştu. Ayrıca bu dönemde Türkiye, YPG’nin önünü kesmişti. 2021 sonrasında ise Türkiye’nin Esad’la uzlaşmaya çalıştığı bir döneme şahit olduk. Bugün ise bambaşka bir tablo var. Esad’ı domine eden güçler, İran ve Rusya artık yok. Suriye’de muhalifler zafer kazandı, muhaliflerin hamisi olan Türkiye Emevi Camiinde namaz kıldı ve burada en büyük kazanan Türkiye oldu. Bu 15 yılda ortaya çıkan en önemli sonuç, bölgede statik gerçekliğin olmadığı yönünde oldu. Yani bu coğrafyada herhangi bir kuvvetin elde ettiği bir başarının kalıcı olamayacağını görüyoruz. Bu durum hiçbir kuvveti bir şımarıklığa, uzlaşmamaya, müzakere etmemeye sevk etmemeli. Bu tavırlar dönem dönem herkese kaybettirdi. 2013-2015 yılında Suriye’de gelişen durumun Türkiye’deki çözüm sürecini bitirdiğini biliyoruz. Şimdi bu yeni dönem bir ivme kazanacaksa veya ortadan kalkacaksa Suriye üzerinden şekillenebilir. 2013-2015 arasında YPG’nin anormal büyümesi kendisinin uzlaşma zeminini tahrip etmişti. Şimdi Türkiye’de bugün ortaya çıkan fotoğraf üzerinden uzlaşma zeminini ortadan kaldırırsa buradaki yeni dönem zarar görebilir.” Diye konuştu.
‘ORTAYA YENİDEN ÇATIŞMA HALİ ÇIKABİLİR’
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ‘YPG silahları bırakmalı’ açıklamasını değerlendiren Roj Girasun, karşılıklı formüller de uzlaşılmazsa ortaya yeniden çatışma halinin çıkmasının muhtemel olduğunu söyledi, “Bakanın açıklamasını çok maksimal bir talep. Bu talebin sonrasında başka formüllerde önerilmezse bu durumun gerçekleşmeyeceğini ve Suriye’de yeniden çatışma halinin ortaya çıkacağını kestirmek zor değil. Ama daha politik bir şey söylemiş olursak, Türkiye’de Kürt meselesinin çözümünü Suriye’ye ihale etmek çözümsüzlüğü daha karmaşık hale getirebilir. O yüzden meseleyi Türkiye’de çözüp ve sorunları ortadan kaldırmış olarak Suriye’ye yaklaşmak daha anlamlı bir yol haritası çıkarabilir.” İfadelerini kullandı.
‘TÜRKİYE KÜRT MESELESİNİ BARİYERDEN ZİYADE KALDIRACA ÇEVİREBİLİR’
‘Türkiye’nin Ortadoğu’ya açılması Kürtlerle olabilir’ ifadelerini kullanan Girasun, Türkiye’nin Kürt meselesi konusundaki bakışını yorumladı, “Türkiye’nin Kürt meselesine bakışı uzun süredir Türkiye’nin jeopolitik kimliğini belirliyor. Küresel güçlerle olan ilişkileri de bu konu üzerinden şekilleniyor. Kürt meselesi Türkiye için bir bariyerden, kaldıraca dönüşmesi mümkün. Bu Türkiye’nin Kürt meselesine nasıl yaklaşacağıyla alakalı. Türkiye dış politikada aktif ve iddialı bir ülke. Bir İmparatorluk bakiyesi olması hasebiyle sınır dışındaki farklı toplumsal kesimlerle ilişki kurması da anlaşabilir bir mesele. Ama buralara açılmasının yolu da biraz Kürtler olabilir. Zaten önceki çözüm sürecinde de çok konuşulan bir meseleydi, Türkiye’nin Ortadoğu’da Kürtler üzerinden kalıcılaşması konusu. Ayrıca kendisine karşı bir Kürt kartının kullanılmasına da engel olabilir. Türkiye, bölgedeki iddiasını artırmak adına Kürt meselesini daha büyük bir kaldıraç haline getirebilir.” diye belirtti.