İYİ Parti Samsun Milletvekili Usta, TBMM Genel Kurulu'nda Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde "EYT’yi hiç kimse günah keçisi yapmasın, verdiğiniz rakamların hepsi abartılı. 300 milyar liradır 2024 yılı içerisinde EYT’nin bu ülkeye maliyeti. KKM’nin bir yıllık maliyeti 2023’te 893 milyar lira. Depremin 2023 maliyeti 960 milyar lira. Esas depremi KKM’de yaşamışız" diye konuştu.
TBMM Genel Kurulu'nda; Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçelerinin görüşmeleri devam ediyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçesi üzerine söz alan İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, ekonominin durumunun sadece Bakan Mehmet Şimşek döneminde yapılan yanlışlardan değil, daha önce yapılan yanlışların üzerinde ısrar edilmesinden de kaynaklandığını söyledi.
Usta'nın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Enflasyon çok yüksek, bir miktar düşme trendine girdi fakat beklenen ölçüde düşürülemediğini biliyoruz. Sayın Mehmet Şimşek de düşürmekten herhalde artık umudunu kesti ki o da Berat Albayrak gibi polisiye tedbirlerle enflasyonun düşürülmesi yönünde beyanatları var. Sizin kredibiletinize, itibarınıza zarar veriyor bu tür şeyler. Enflasyon yüksek, büyüme yavaşladı. Son iki çeyrekte Türkiye negatif büyüdü. Bunun anlamı resesyondur, Türkiye resesyona girdi. Resesyona giriyorsun ama 47 enflasyonun var bir taraftan da. Hâlâ tüketim kaynaklı bir büyüme var. 12 bin 500 lira alan, 17 bin 500 lira alan asgari ücretli ne tüketebilecek? Bu zenginlerin tüketimi. Sizin yanlış politikalarınızla zengin ettiğiniz bir kesimin özel tüketim harcamaları. Bugün enflasyonu istenen ölçüde yavaşlatamamanızın temelinde bu var."
'EKONOMİNİN KRİZDE OLDUĞUNDAN HABERİNİZ YOK'
"Sayın Ticaret Bakanı açıklama yaptı. ‘Cari açık sorun olmaktan çıkmıştır’ dedi. Ben onu artık Mehmet Şimşek Bey’e havale ediyorum. Siz bir enflasyon için 3-4 yol süre veriyorsunuz. Sayın Ticaret Bakanı, 30 yılın problemi olan cari açığı 3-5 ay içerisinde bitirdi. Geçmiş rakamları bilmezseniz böyle konuşursunuz tabii. 1998-1999’da 11 ay cari fazlı verdik, Türkiye’nin cari açık sorunu mu çözüldü? 2019’da 7 ay üst üste cari fazla verdi bu ekonomi. Bunlar kriz karakteristiğidir, ekonominin krizde olduğundan haberiniz yok veya bir kısım başka meselelerden döndü diye ‘cari açık sorun olmaktan çıkmıştır’ diyen biri bu ülkede Ticaret Bakanı.
Kamu açıkları çok yüksek. Çok ciddi hatalar yapıldı ve bu çok ciddi bir yük getirdi. Kendi yaptıkları hataları da milletin üzerine koydukları vergilerle kapatmaya çalışan bir iktidar anlayışı var. Yüksek faiz sürüyor. Yüksek faiz bir maliyettir, bir bedeldir. Bunu daha fazla sürdüremezsiniz ama bunun aşağı çekilebilmesi için gerekli ekonomik ortam da hazırlanabilmiş değil. Döviz kurlarının uzun süre bu seviyede sabit kalması yarın faiz indirim sürecini başlattığınızda bu biriken enerjiyle nasıl yöneteceksiniz? Yeniden bir kur şoku olduğunda kur kısır döngüsünden bu ülkeyi nasıl çıkaracaksınız? Bunun bir tane ilacı var: Güvendir. Bunun güveninin oluşması da sözle değil, reformla oluşur ama sizin ajandanızda yapısal reform yok."
'MİLLET KİRASINI ÖDEYEMİYOR Kİ EV ALSIN'
"Türkiye bir barınma krizi içinde. Şu bütçede bir kira desteği var mı? Konut sahiplik oranı düşüyor. Bir evi olan ikinci evini, iki evi olan üçüncüyü alıyor. Sıfırdan ev almıyor kimse. Millet kirasını ödeyemiyor ki ev alsın. Gençler ülkede kalmak istemiyor, uyuşturucu, kumar bataklığına düşmüş. Bağımlılıkla mücadele için öngördüğünüz bütçe sadece 12 milyar lira. 14.7 trilyon liralık bütçede bu problemlerin çözümü için öngörülmüş rakam sadece bu."
'BERAT ALBAYRAK CİDDİ BİR BORÇLANMA HATASINA DÜŞTÜ'
"Haziran 2018 öncesinde Sayın Şimşek ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısıydı. 2107-2018’deki makro dengeler bozulmaya başlamıştı. Sonra Berat Albayrak ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi geldi, felaket burada başladı. Hemen Rahip Brunson krizinin başlattığı itibar kaybı ve güvensizlik oluştu ama bunlardan daha önemlisi Berat Albayrak, ülke içerisinde ciddi bir borçlanma hatasına düştü. Bir yandan rekabetçi kur deyip kur artsın diye uğraştı. Enflasyonu azdıracak hamleler yaptı ama öbür taraftan iç borçlanmayı TL ile sabit faizli yapmak yerine ya TÜFE’ye endeksli ya altın cinsinden ya dövize endeksli yaptı. Bugün hazine tefecilerinin eline düştüğümüz meselelerin tohumları o zaman atıldı."
'TÜRKİYE, KKM BATAĞINA SAPLATILDI'
"2021 yılının mart ayında Merkez Bankası Başkanı görevden alındı. 2021 yılında da Türkiye’nin ekonomik temellerinden bağımsız bir şekilde ‘Nas var. Faz sebep, enflasyon sonuç’ denildi ve yüzde 19 olan politika faizini yüzde 8,5’a düşürülen süreç başlatıldı. Kur fırladı, kur enflasyonu tetikledi. Enflasyonun hızla yükselmesi vatandaşı yoksullaştırdı. Türkiye, KKM batağına saplatıldı. Küresel enerji fiyatlarının da yükselmesiyle birlikte bir yönetim hatası daha yapıldı. 2021 son çeyreğinde Türkiye’nin 16 milyar metreküplük doğal gaz alım anlaşması bitiyordu. Bu anlaşmalara yenilenmedi. Ülkeden ülkeye almaktan ziyade spottan almayı, birilerini zengin etmeyi kendilerine amaç edinmiş olduğu için bu hükümet anlaşmayı yenilemedi, 300 dolara alacağı doğal gazı bu millet 1300 dolara almak zorunda kaldı."
'EYT’Yİ HİÇ KİMSE GÜNAH KEÇİSİ YAPMASIN, VERDİĞİNİZ RAKAMLARIN HEPSİ ABARTILI'
"Deprem harcamaları deniliyor, fakat sadece deprem gerekçe gösterilerek artırılan vergilerden hiç kimse bahsetmiyor. Halbuki milli dayanışma paketi denildi adına. Yüzde 18’lik KDV 20’ye çıktı, ÖTV’ler artırıldı, ek Motorlu Taşıtlar Vergisi verildi. Bunlardan hiç bahseden yok? Millet depremin yaralarını fazlasıyla sardı. EYT’yi hiç kimse günah keçisi yapmasın, verdiğiniz rakamların hepsi abartılı. 300 milyar liradır 2024 yılı içerisinde EYT’nin bu ülkeye maliyeti. KKM’nin bir yıllık maliyeti 2023’te 893 milyar lira. Depremin 2023 maliyeti 960 milyar lira. Esas depremi KKM’de yaşamışız. Hadi deprem Allah’tan geldi, KKM kimden geldi. KİT’lere ciddi bir şekilde buraya kaynak transfer ediliyor. Geçmiş trendin üzerine son dönemdeki yanlış politikalar nedeniyle sadece yıllık verdiğimiz para 311 milyar lira. Bir EYT kadar parayı kamu bankalarında yapılan hatalar nedeniyle fazladan veriyoruz.
‘Bütçe depremden bozuldu’ deniyor. 2025 yılında öngörülen bütçede deprem harcaması bir yıl için 584 milyar lira. Deprem gerekçe gösterilerek konulan vergilerden gelecek para 1 trilyon 46 milyar lira. Paranın yarısı ancak depreme ayrılmış durumda. Bu hükümet, depremi net bir şekilde fırsata çevirmiş bir hükümettir."
'100 LİRALIK DÜZELMENİN 85 LİRASI GARİBANDAN, 15'İ ZENGİN KESİMDEN'
"Yapılan bu mali konsolidasyonun, bütçe disiplini anlamında yapılan mali işlerde 100 liralık bir iyileşme yapıldıysa bunun 85 lirası gariban vatandaşa, 15 lirası biraz daha varlıklı kurumsal kesime geldi. Bu kadar adaletsiz bir program uygulandı. 100 liralık düzelmenin 85 lirası garibandan, 15 lirası zengin kesimden düzeltildi. Vatandaşın kirasındaki artış nedeniyle yaşadığı sıkıntılar veya enflasyon farkının düşük ölçülmesi nedeniyle düşük ücret ödemeleri yok. Zengin, KKM’den servetine servet kattı. Devlet, garibandan aldı, zengine verdi."
'KKM, KAMU BANKALARI, KİT VE FAİZDEKİ YANLIŞLARIN GETİRDİĞİ MALİYET EYT VE DEPREMİN BİR BUÇUK KATI'
"Tasarrufun gerçek anlamda tasarruf olması lazım. Harcamadan tasarruf olması lazım. Harcamalardan tasarruf yapılmıyor. Özellikle mal-hizmet harcamaları hemen kesebileceğiniz harcamalar. Yatırımı kıstığınız zaman bu tasarruf değil. Köy yolunu, içme suyu kanallarını bugün yapmazsan yarın yapacaksın. Para politikası kullanılıyor ama bu yüksek faiz sürdürülebilir değil, artık ekonomiyi tahrip eder. Ama bunu bugün düşürürseniz ortalık allak bullak olacak. Bunu yapısal reformla düşürebilirsiniz. Bir buçuk yıl içerisinde yapısal reform mahiyetli bir tane işinizi söyleyin. KKM, kamu bankaları, KİT ve faizde yapılan yanlışların getirdiği maliyet 3 yılda EYT ve depremin maliyetinin bir buçuk katı kadar. Türkiye’nin yaşadığı deprem felaketi değil, Türkiye bir yönetime felaketi yaşıyor."