Hatem Ete: Seçmen 'Ak Parti 31 Mart'tan sonra ders çıkarmadı' diyor

KARAR TV'de konuşan PanoramaTr Direktörü Hatem Ete, "Genel seçimlerin üzerinden bir yıl geçti ama ekonomi hala düzlüğe çıkamadı. Eğer MHP ile bir şeyler yapılamıyorsa bile Bakanlar Kurulu ya da parti yönetiminde değişiklikler yapılabilirdi. Halkta Ak Parti çalışıyor, çabalıyor algısı yaratma yoluna gidebilirlerdi fakat yapamadılar. Fakat tam tersi seçmende, ‘Ak Parti 31 Mart’tan gerekli dersleri çıkarmadı’ algısı çok yüksek" dedi.

MUSTAFA SİVİŞ | KARAR

Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un yorumuyla ekranlara gelen Bi' Karar Ver programına konuk olan PanoramaTr Direktörü Hatem Ete, iktidarın yerel seçimlerden sonra erimeye devam eden oyları hakkında kritik değerlendirmelerde bulundu. Hem seçimlerden önce hem de sonra, ekonomik bir düzelme için seçmene umut verilemediğini belirten Ete, "Halkta Ak Parti çalışıyor, çabalıyor algısı yaratma yoluna gidebilirlerdi fakat yapamadılar. Fakat tam tersi seçmende, ‘Ak Parti 31 Mart’tan gerekli dersleri çıkarmadı’ algısı çok yüksek" şeklinde konuştu.

MHP ile hayata geçirilemeyen ekonomik ve hukuki reformlar konusunda halkın rahatsız olduğunu ve sonuçların da sandığa yansıdığını vurgulayan Hatem Ete, "Ak Parti ekonomiyi bugünden yarına değiştiremeyeceğini görüyor. Dolayısıyla yaklaşık 1 yıldır, daha rasyonel daha kurumsal bir politika yürütülmesine rağmen bunun ilk yansıması, ekonomik krizin daha sert hissedilmesi oldu. Bu anlamda seçmende henüz bir düzlüğe çıkma algısı oluşmadı. Belirleyici etmenlerden bir tanesi de bu politikalarda devam edilip edilmeyeceği olacak. Eğer Erdoğan bu basınca önümüzdeki 1 yıl daha direnebilirse ekonomi açısından kritik bir eşik aşılmış olacak. Fakat bununla ilgili de baskılar artmaya devam ediyor. Mehmet Şimşek’in verdiği vaatler, 2026 yılında ekonominin düzlüğe çıkacağı yönünde, bu ne kadar başarılır bilemiyoruz. Sağlam temellerden birincisi, ekonomide uygulanan bu politikaların devam etmesi. İkinci olarak ise Erdoğan’ın kurduğu bir ittifak var ve bu ittifak 8 yıldır ülkeyi yönetiyor. Kurduğu bir siyasi söylem, yönetim anlayışı var. Bunların alternatifini bulmadıkça Cumhur İttifakı’nı dağıtarak bir değişikliğe gitmesi de beklenemez. Uzun süredir iktidarda olan bir partinin yönetim biçimini tedrici bir biçimde değiştirmesi gerekir. Ve bunu yaparken de sendelememesi için parlamento desteğine, siyasi söylem değişikliğine ihtiyacı olacak. Burada benim de beklentilerimin altına bir devinim var. Aslında MHP ile de konuşularak bir yere gidilemiyorsa en azından Bakanlar Kurulu’nda değişiklikler yapılarak toplumsal algı yönetimine gidilebilirdi. Parti yönetiminde bazı kişi değişiklikleriyle algı yönetimine gidilebilirdi. Mesela bunlar esasta bir şeyi değiştirmeyecek olsa bile toplumda, Ak Parti bir şeyler deniyor fikri yaratabilirdi. Fakat tam tersiz seçmende, ‘Ak Parti gerekli dersleri çıkarmadı’ algısı çok yüksek" ifadelerini kullandı.

yeni-proje-4.png

'İŞLER AK PARTİ İÇİN İLK DEFA TERSİNE DÖNÜYOR'

'Seçmen siyasal yansımalardan hoşnut kaldı, 31 Mart’tan itibaren de muhtemel bir genel seçimde de aynı yönde oy kullanmayı düşünüyor. Nisan ayında CHP’nin oyu çok yüksekti ve bu da beklenen bir şeydi, yerel seçimlerde oy verenlerin hemen partiden kopmamış olması anlaşılabilir. Mayıs ve Haziran aylarıyla birlikte seçmenin parti tercihleri biraz daha olgunlaştı, sıralama değişmedi. Yani CHP birinci, Ak Parti ikinci sırada. Türkiye siyasetini neredeyse 2002’den bu yana Ak Parti domine ediyor. Ak Parti bu hegemonyayı da seçmenden aldığı destek oyuyla elde ediyordu. Yani Ak Parti tek başına yüzde 50’den fazla bir oy aldığında siyasi bir tekel elde ediyordu. 2015’ten sonra özellikle 2017 referandumuyla Cumhur İttifakı kurulduğunda 2 parti yine yüzde 50’lileri yakalıyordu. Ve bu yüzde 50, diğer partiler dağılmış olduğu için siyasi gündemi belirleme imkanı veriyor, siyasi meşruiyet zeminini tarif ediyor ve muhalefeti de orada tutuyordu. Bunu sağlayan temel dinamik Ak Parti’nin kendisinden sonraki 2 partinin toplamı kadar oy alıyor olmasıydı. Fakat şimdi bu ilk defa tersi yönde değişiyor.'

'AK PARTİ KENDİNİ GARANTİYE ALMADAN İTTİFAKI DAĞITMAZ'

'Sinan Ateş cinayeti davasıyla siyasette bazı gerilimler yaşandı. O gerilimler bize Cumhur İttifakı’nda bazı rahatsızlıklar olduğunu gösterdi zaten. Şimdi o krizlerin üzeri örtüldü, iki tarafta bir kararlılık beyanıyla güven tazeledi. Orada daha kalıcı bir karar verildiğini düşünüyorum. Erdoğan 2026’ya kadar bir majör siyasi hareketlilikten imtina edecektir. Ak Parti, ekonomik krizin seçim sonuçlarında belirleyici olduğu yönünde bir okuma yapıyor. Dolayısıyla Mayıs seçimlerinde güven tazelediklerini ve önlerindeki 4 yıl boyunca da majör bir siyasi değişiklik için adım atmadan önce ekonomiyi sağlama almayı düşünüyorlar. Yani ekonomik kriz eğer iyileşme sürecine girerse, orada da konuşulan takvim 2026-2027 gibi. Yani seçime iki yıla yakın bir süre kalmışken ekonomik göstergelerde yaşanacak bir iyileşme, o majör siyasal değişikler için uygun bir sağlar. Yani AK Parti’den beklenen bu değişim adımlarını konuşmak için daha çok erken. Ak Parti böyle riskli bir ortamda kendini garantiye almadan MHP ile ortaklığı bozmak istemez.'

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN