Onkoloji uzmanı Doç. Dr. Mutlu Demiray, Batı ülkelerinin kanserde alternatif tedavi yöntemleri uyguladığını belirterek, kanser hastalığında zerdeçalın faydalarını anlattı.
Doç. Dr. Mutlu Demiray, kanser tedavisinde Dünya Sağlık Örgütü'nün eski tıp bilgileriyle modern tıp bilgilerini entegre eden yeni bir bilim dalına kapı araladığını belirterek, "Batı kanserde artık integratif tıbbı kullanıyor" dedi. Demiray kendi uyguladığı yüksek doz C vitamini, hipertermi ve zerdeçal mucizesini anlattı.
Kemoterapi artık şüphe ile yaklaşılan bir yöntem haline geldi. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
2000’lerden sonra kemoterapinin altın çağı sona erdi. Çünkü siz tümör hücrelerini ne kadar öldürürseniz öldürün bunlar bir süre sonra tekrar ediyor. Üstelik tekrar edenler bu sefer kemoterapiye dirençli olan kök hücrelerden doğuyor. Dolayısıyla kemoterapi gören hastalarda kanser kök hücrelerinin oranı da artıyor. Akıllı moleküler ilaçlar da yetersiz kaldı. Kanserin tek bir sebebi yok ki hücreyi öldürünce sorun bitsin. Yaşadığımız iklim kuşağı bile sağlığı etkiliyor. Kanser tedavisindeki başarısızlıklar bütün dünyayı son yıllarda arayışa itti. İnsan bedeni, ruhu ve beyniyle bir bütün olarak algılayan bütünsel tıbba yani kadim tıp bilgilerine geri dönüş başladı.
Bütün dünya integratif tıbba yöneldi
Ne tür kadim bilgiler?
Biz 1900’lerden sonra kadim tıp bilgilerini reddettik. Oysa Ayurveda ve Selçuklu tıbbı gibi antik tıp yaklaşımları çok müthiş birikimlere sahiptir. Bunları yok sayamayız. Tıp, sanayi devrimiyle birlikte ilaç firmalarının tekelinde kalmış malesef. 2008 yılında Uzakdoğu kökenli Dr. Margaret Chan Dünya Sağlık Örgütü’nün başına geçti ve o yıl kongrede “eski tıp yöntemlerini değerlendirip günümüz tıbbına uyarlamamız gerekir” dedi. Bu bir devrim oldu. Böylece integratif tıp başladı.
Nedir integratif tıp?
Eski ve yeni tıp bilgilerini entegre eden yeni bir dal. Mesela Cleveland Kliniği’nde, Johns Hopkins Hastanelerinde artık bu bilim dalı ile bir çok hastalık tedavi ediliyor. Arizona, Maryland, Michigan ve Yale gibi üniversitelerde integratif tıp merkezleri var. Akupunkturdan ayurvedik yöntemlere, nefes terapisinden biofeedback ve frekans terapiye kadar onlarca şifa yöntemi bu merkezlerde aktif olarak kanser tedavilerinde kullanılıyor.
Siz burada hangi yöntemleri uyguluyorsunuz?
Biz burada yüksek doz C vitamini tedavisi ve hipertermi kullanıyoruz ama integratif tıbbın tüm alanlarıyla ilgiliyim.
Dr. Mutlu Demiray: "Kanser hücresi oksijensiz ortamda şekerle yaşar."
Kanser hücresi şekerle beslenir
Kanserin oksijensizlik ve şeker ile bağlantısı artık herkesçe biliniyor. Bunun mantığını açıklayabilir misiniz?
Kanser hücrelerinin metabolizmaları normal hücrelerden tamamen farklıdır. Normalde hücrelerimizin içinde bir enerji fabrikası vardır. Biz buna mitokondri diyoruz. Hücrelerin içine giren şeker önce fermantasyona uğratılır. Bu esnada iki birim enerji elde edilir. Sonra görevi mitokondri devralır ve oksijen kullanarak iki birimlik enerjiden 36 birim daha enerji üretir. Hücre dışına da karbondioksit ve su atar. Eğer oksijen yetmemesi gibi bir sebeple mitokondri devreye giremezse, hücre dışına karbondioksit ve su yerine asit çıkar. Tümör hücresinin çok enerjiye ihtiyacı vardır. Çünkü daha hızlı çoğalıyor ve oraya buraya dağılıyor. Bu noktada kendisine niye bu kadar çoğalıyorsun diye sorun çıkaran müdürünü yani mitokondriyi devre dışı bırakıyor. Artık elindeki iki birimlik enerjiyi mitokondri ile çoğaltamayacağı için de normalden 200 kat fazla şeker kullanır.
Şeker tüketimimiz 10 kat arttı
Bu durumda oksijene de ihtiyacı kalmıyor…
Aynen öyle. Zaten kanser bir hastalık değil, hücrenin oksijensiz ortamda hayatta kalma mücadelesidir. Bu arada hücrenin dışına sürekli asit çıkışı yapıldığı için tümörlü hücrelerin etrafı bir asit denizine dönüşür. Kanserli hücre bu asitten kendini korumak için de hücre duvarını değiştirir. Normalden 50-100 kat daha yağlı bir duvar örer. Bu duvar ve asit denizini artık bağışıklık sistemi aşmakta güçlük çeker. Kanserli hücreler de yayılmaya başlar. Karatay hocayı eleştirenler var ama bu ülke için çok büyük bir iş yaptı. Şekerin zehir olduğunu herkese öğretti. 120 yıl önce yıllık 3-4 kilo şeker tüketen bir insan günümüzde yılda ortalama 40 kilo tüketiyor. Kanserle savaş için öncelikle şekeri tamamen kesmek gerek.
Hipertermi tedavinin etkisini 5 kat arttırır
Hipertermi uyguladığınızı söylediniz. Bu yöntemi biraz anlatır mısınız?
Bizim kemoterapinin faydasını görebilmemiz için kanser hücresinin etrafındaki asit bariyeri ve kalın duvarı yok etmemiz gerek öncelikle, ki ilaç hücreye girebilsin. İşte hipertermi bu noktada işe yarıyor. 41 dereceye kadar ısıtıldığında kanser hücresi tereyağı gibi eriyor. Hipertermi kemoterapinin etkisini 2-5 kat arttırıyor.
Kanser hücresi C vitaminini şeker sanıyor
Yüksek doz C vitamini nasıl tedavi ediyor?
C vitamini ve şeker molekülleri yüzde 90 birbirlerine benzerler. Bu benzerlikten şeker seven kanser hücreleri C vitaminini de şeker sanarak içine alıyor. Dokuda hidrojen peroksite dönüşerek kanser hücrelerini öldürüyor. Kansas Üniversitesi Tıp Fakültesi, yüksek doz C vitamini ile kanser tedavisinin önde gelen merkezlerinden biri.
Zerdeçal bir mucize
Zerdeçal da sık önerilenler arasında. Gerçekten kansere karşı abartıldığı kadar etkili mi?
Zerdeçal (kurkumin) gerçek bir mucize. Sadece tümör hücrelerine bağlanarak öldürüyor. MD. Anderson Kanser Merkezi’nde zerdeçal tedavide etkin olarak kullanılır. Zerdeçal’ın etken maddesi bütün tümörlerde çok önemli bir molekül olan ‘kappa b’ molekülünü seçerek durduruyor. Bu molekül hücre çoğalması ve hayatta kalmasını kontrol eden genleri düzenlediği için birçok tümörde aktiftir. Bloke edilmesi ise kanserli hücrelerin çoğalmasını durdurur ve öldürür. Ben de hastalarıma tavsiye ediyorum.
Kanser hücrelerinin nasıl yayıldığını izleyin: