İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, nükleer anlaşmayı ilk bozan taraf olmayacaklarını ancak taraflardan birinin ihlal etmesi halinde kararlı şekilde cevap vereceklerini söyledi.
Ruhani, BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, ülkesinin ılımlılık ve diyalog peşinde olduğunu belirtti.
"Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, kimsenin de bizi tehdit etmesini tolere edemeyiz." diyen Ruhani, "Bizim söylemimiz saygı ve onurdur. Tehdit ve korkutmalarla hareket etmeyiz." ifadelerini kullandı.
İran ve P5+1 ülkeleri arasında varılan nükleer anlaşmanın (JCPOA) 2 yıllık müzakere sonucunda elde edildiğine dikkati çeken Ruhani, bu anlaşmanın BM Güvenlik Konseyi'nin de onayıyla artık uluslararası bir hüviyete kavuştuğuna işaret etti. Ruhani, "Bu anlaşma tamamıyla uluslararası topluma aittir, sadece bir ya da iki ülke veya entite arasında değildir." diye konuştu.
YENİ ABD YÖNETİMİ ANCAK KENDİ KREDİSİNİ BİTİRİR
İran'ın nükleer silah hedefi olmadığını ve olmayacağını savunan Ruhani, İsrail'i kast ederek, "Haydut siyonist rejim, nükleer silahlarıyla bölgesel ve küresel güvenliği tehdit edip hiçbir uluslararası anlaşmaya uymamasına rağmen barışçıl bir ülke gibi ders verme cüretini göstermesi esef vericidir." değerlendirmesinde bulundu.
ANLAŞMAYI BOZAN OLMAYACAĞIZ
Ruhani, nükleer anlaşmayı bozan ülke olmayacaklarını da vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Huzurunuzda, İran İslam Cumhuriyeti olarak nükleer anlaşmayı ilk bozan ülke olmayacağımızı beyan ediyorum. Ancak herhangi bir tarafın bunu ihlal etmesi durumunda kararlı bir şekilde cevap vereceğiz. Eğer bu anlaşma, dünya siyasetine yeni çıkan haydutlar tarafından bozulursa çok yazık olur. Dünya büyük bir fırsatı kaçırmış olur. Bu talihsiz eylem İran'ın gelişme ve ilerlemesinin önünde duramaz. Uluslararası anlaşmaları ihlal ederek yeni ABD yönetimi ancak kendi kredisini bitirir. ABD'nin uluslararası müzakerelerdeki sözlerine duyulan güven zedelenir."
Filistin konusuna da değinen Ruhani, "Irkçı rejimlerin" Filistinlilerin en temel hakları ve topraklarını alamayacağını ifade etti. Ruhani, "Yemen, Suriye, Irak, Bahreyn, Afganistan, Myanmar ve diğer bölgelerdeki Müslümanlar savaş, sıkıntı ve yoksulluk altındayken kimse uzun dönemli istikrar, kalkınma ve refah beklemesin." şeklindeki görüşlerini dile getirdi.