Kartal faciası ‘Daha kaç çürük bina var?’ sorusunu gündeme getirdi. Depremde büyük yıkım yaşanabileceği gerçeği ise imar barışıyla gelen asıl tehlikeyi ortaya koydu. Sorunlu yapılar ayıklanması gerekirken ‘her başvuranla barışa’ gidildi. Hukukçular gözardı edilen konuda uyardı: Af belgesi olan bir yapıda benzer felaket yaşanırsa denetim görevini yapmayanlar ‘bilinçli taksirle ölüme yol açmaktan’ sorumlu tutulur.
Kartal’da çöken ve 21 kişinin öldüğü 14 kişinin yaralandığı Yeşilyurt Apartmanı’nyla başlayan ‘İmar Barışı’ tartışmaları devam ediyor. 21 kişiye mezar olan bina olası İstanbul depreminde yaşanancakların da habercisi oldu. Tabloyu yorumlayan uzmanlar olası İstanbul depreminde binaların yüzde 75’inin yıkılacağını belirtirken “Acil önlem alınmalı” çağrısını da daha önce olduğu gibi yineledi. Çökmeyle beraber “Sorumluluk kime ait” soruları soruldu. Ancak tatmin edici bir cevap alınamadı. Bu soruyu yanıtlayan Ceza hukukçusu Prof. Dr. İzzet Özgenç, ‘İmar Barışı Kanunu’nun uygulanmasında ve yasama sürecinde olumlu katkı veren ilgili tüm kamu çalışanlarının “Bilinçli taksirle çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet verme” suçundan soruşturulması gerektiğini belirtti.
KAÇAK YAPILARA KULLANMA İZNİ: Sosyal medya hesabı Twitter’dan konuya ilişkin bir yazı yayımlayan Prof. Dr. İzzet Özgenç, “Malum İmar Barışı Kanunu’, imar mevzuatına aykırı olarak yapılan yapılarla ilgili olarak, kullanılması kişilerin hayatı bakımından somut bir tehlike oluşturum oluşturmadığının araştırılmasını gerekli kılmaksızın, yapı kullanma izni verilmesinin yolunu açan bir düzenlemedir. Hukuk, söz konusu facia dolayısıyla, insan hayatını önemsemeyen bir anlayışın ürünü olan söz konusu düzenlemenin uygulanmasında ve özellikle yasama sürecinde olumlu katkı vermek suretiyle görev alan kamu görevlilerinin, en azından ‘bilinçli taksirle çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet verme’ suçundan sorumluluğu yoluna gidilmesi gerekmektedir” dedi.
DENETİM YAPMAYAN DA SORUMLUDUR: İmar Barışı Kanunu’nun daha önce imara aykırı olarak inşa edilen yapıların kentsel dönüşüm programı yapılana kadar kullanılmasına ‘hukuki’ imkan tanıyan düzenlemeler içerdiğini de ifade eden Prof. Özgenç, bu düzenlemelerin söz konusu yapıların insan hayatı için tehlike oluşturup oluşturmadığının incelenmesi yükümlülüğünü ortadan kaldırdığını vurguladı. Özgenç, şöyle devam etti: “Sorun buradan kaynaklanıyor. Araştırma yükümlülüğü getirmeyen bu düzenlemeye istinaden kişilerin hayatı için somut tehlike oluşturacak şekilde ‘çürük’ yapılmış yapılarla ilgili olarak da gayrimuayyen kullanım izni veriyor. Bu düzenleme karşısında belediyeler bakımından önemli olan bu başvuru karşılığında belirli bir miktar paranın tahsilidir. Para ödendikten sonra yapı ‘çürük’müş veya değilmiş, önemli değil, gayrimuayyen kullanım hakkı elde ediliyor. ‘Çürük’ olmasına daha doğru bir ifadeyle kişilerin hayatı için tehlike arz etmesine rağmen bu kanuna dayanılarak kullanma izni verilmiş, olan bir yapının çökmesi ve çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet vermesi halinde, ceza hukuku bakımından sorumluluk büyük önem taşımaktadır. Elbetteki bu yapıyı ‘çürük, olarak inşa eden kişilerin ceza hukuku sorumluluğu söz konusu olacaktır. Bu kişilerin ceza hukuku bakımından sorumlu tutulabilmesi, bu yapılarla ilgili olarak denetim yükümlülüğü altında bulunan kamu görevlilerinin bu denetimi yapmamaları halinde, ceza hukuku sorumluluğunu ortadan kaldırmayacaktır. Denetim yükümlüğünü yerine getirmeyi ihmal eden kamu görevlileri sadece ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçundan değil, en azından bilinçli taksirle çok sayıda insanın ölümüne sebebiyet vermekten dolayı ceza hukuku bakımından sorumlu tutulmalıdır.”
YASA KAÇAK FURYASI BAŞLATTI: Prof. Dr. İzzet Özgenç, söz konusu yasanın çürük yapılan binaların yeniden kullanımına imkan vermesinin yanında ‘kaçak’ yapılaşma furyası başlattığını söyledi. Özgenç, “Bu durumu bir gelir elde etme yolu olarak gören belediyeler ve ilgili diğer kamu otoriteleri bu hukuk dışı gidişata herhangi bir müdahalede bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı.
ENKAZDA DENİZ KUMU, MİDYE VE SALYANGOZ KABUĞU BULUNDU
Bu arada Kartal’da çöken Yeşilyurt Apartmanı’nın bitişiğindeki Yunus Apartmanı’nda yıkım işlemleri sabah saatlerinde tekrar başladı. Eşyalarını almalarına bile izin verilmeyen Yunus Apartmanı sakinleri de binada zaman zaman titremeler olduğunu da belirtti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise çöken bina çevresindeki 10 apartmanın analiz edildiğini ve 8’inin yıkımına karar verildiğini açıklamıştı.Yıkımına karar verilen binalarda deniz kumu kullanıldığı belirlenmişti. Yıkım işlemlerinin devam ettiği Yunus Apartmanı’nın enkazında da çok miktarda midye ve salyangoz kabukları görüldüğü bildirildi. Çökme ile ilgili soruşturma başlatan Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca olay yerinde inceleme yapmak üzere görevlendirilen iki Cumhuriyet savcısı bilirkişiler eşliğinde binanın enkazından delil topladı.