İdlib’de kadın, çocuk demeden vahşet operasyonlarını sürdüren Moskova destekli Şam, kanlı namlusunu Türkmen Dağı’na çevirdi. Rejim güçlerinin, kapsamlı bir ‘süpürme harekatı’ planladığı belirtildi. Katliam korkusu yaşayan Bayırbucak halkı ise endişeli bekleyiş içinde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun girişimleri sonucunda 17 Eylül’de Rusya lideri Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin katılımıyla imzalanan İdlib’te ateşkes anlaşması fiilen yıkılmış durumda.
Rusya’nın hava desteğiyle 15 gün önce bölgeye yönelik saldırılarını başlatan İran kontrolündeki Şii milisler ile Şam hükümeti güçleri şu ana kadar bir çok köy ve küçük kasabayı ele geçirmiş durumda. Hama-İdlib cephesinde büyük bir yıkımla süren savaş şimdi de Suriye’nin Akdenis sahilindeki kenti Lazkiye’nin dağları ve Türkiye sınırı yakınındaki Bayırbucak bölgesine taşınıyor. Bölgedeki yerel kaynaklar Hama-İdlip cephesinden Lazkiye dağlarına büyük bir askeri sevkiyatın yapıldığını bildiriyor. Rusya’nın eğitip donattığı bildirilen Suriye ordusuna balğı Kaplan Kuvvetlerinin de yine aynı bölgede konuşlandırıldığı gelen bilgiler arasında. Kaynaklar bu Şam hükümetin bu bölgeden İdlip merkez ve Khan Şeyhun gibi kritik noktaları hedeflediğini ayrıca Türkmen Dağı ve Bayırbucak bölgesinin de yeni hedefler arasında yer aldığını duyuruyor. Rusya ve Suriye ordusunun saldırılarına karşı ortak konuta odası kuran muhalifler de aynı bölgeye savunma amaçlı güç takviyesi yapıyor.
Öte yandan Suriye ordusu önceki gün, İdlib’in güneybatısındaki Huveyz bölgesinde de kontrolü sağladı. Ordunun çoğunlukla Heyet Tahrir Şam ve Ahrar Şam’a karşı yürüttüğü operasyonlara Rusya da hava desteği sağladı. Suriye ordusunun Zaviye Dağları’nın güneybatısında sağladığı bu ilerlemenin ardından TSK’nın gözlem noktasına yalnızca birkaç yüz metre uzaklık olduğu aktarıldı.
İdlib’deki muhalif güçlerinin sayısı hakkında net bir bilgi yok. Birleşmiş Milletler’in son açıkladığı raporlara göre 30 bin silahlı militan bu bölgede faaliyet gösteriyor. Bunların 10 bini de bütün dünya tarafından terör örgütü olarak kabul edilen el Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam’a bağlı. Bu rakam bağımsız gözlemciler tarafından ise gerçekçi bulunmuyor. Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi (SOHR) sadece HTŞ’nin silahlı üye sayısının 20 bini aşkın olduğunu belirtiyor. Suriye hükümetine yakın kaynaklar ve bağımsız bazı STK’lar da HTŞ harici grupların toplam silahlı militan sayısının 70 bini aşkın olduğunu iddia ediyor.
Öte yandan Suriye’de rejim güçlerinin “İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi” sınırları içerisindeki yerleşimlere hava ve kara saldırıları sürüyor. 25 Nisan’dan bu yana en az 145 sivilin hayatını kaybettiği ifade ediliyor. Bölgede yükselen tansiyon nedeniyle göç etmek zorunda kalanların sayısı 553 bin 444’e ulaştı. Saldırılardan kaçan sivillerin büyük kısmı, Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin karşısındaki Suriye topraklarında yer alan Atme, Kah, Deyr Hassan ve Kefer Lusin gibi bölgelerdeki kamp alanlarına sığındı.
Öte yandan Milli Savunma Bakanlığı İdlib saldırılarının ardından Cumpurbaşkanı4 Erdoğan ile Rusya lideri Putin’in telefon görüşmesinde gündeme gelen çatışmalı sorunarın çözümü için ortak çalışma grubunu faaliyete başladığını duyurdu.
BM: ‘En büyük korkumuz gerçekleşiyor’
BM’den yapılan açıklamada, “İdlib’de büyük çaplı askeri bir saldırı 21’inci yüzyılın en büyük trajedisi olur. Tüm uyarılarımıza rağmen en büyük korkumuz gerçekleşiyor” ifadelerine yer verildi. Birleşmiş Milletler İdlib’te Suriye ordusu ve İran yanlısı grupların Rusya desteğiyle başlattıkları saldırılar hakkında ürküten bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “İdlib’de büyük çaplı askeri bir saldırı 21’inci yüzyılın en büyük trajedisi olur. Tüm uyarılarımıza rağmen en büyük korkumuz gerçekleşiyor” denildi.