Eda Karaytuğ ikinci solo albümü ‘Masum Aşk’ta türkü ve şarkıların yanı sıra Arapça, Azerice, Boşnakça, Yunanca parçalarla geniş bir coğrafyada dinleyene her türlü duyguyu yaşatıyor. Karaytuğ “Kimisinin coşkusu kimisinin hüznü beni cezbetti” diyor.
IŞIL ÇALIŞKAN / İSTANBUL
Kültür Bakanlığı sanatçısı, Türk sanat müziğinin özgün seslerinden Eda Karaytuğ’un ikinci solo albümü ‘Masum Aşk’ Ortadoğu’ya Arapçayla, Orta Asya’ya Azericeyle, Balkanlar’a Boşnakça ve Yunancayla, Anadolu’ya ise iz bırakan türkü ve şarkılarla hitap eden bir çalışma. Albümün aranjörlüğünü ve müzik yönetmenliğini bu yıl Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Ödülü’ne layık görülen kanun virtiözü ve bestekar Göksel Baktagir yaptı. Albümde ayrıca Yurdal Yokcan, Baki Kemancı, Fatih Ahıskalı ve Ali Yılmaz gibi Türkiye’nin önde gelen virtüöz müzisyenleri, Eda Karaytuğ’a eşlik etti.
Albüme adını veren ve şarkı formunda Arapça bir yakarış olan ‘Masum Aşk’ın bestesi Göksel Baktagir’e, sözleri ise Lübnanlı Sanatçı Nizar Fares’e ait. Bu parça, ölümler ve yıkımlarla boğuşan bir coğrafyanın ortak duası; şehitlerin arkasından yakılmış bir ağıt olarak değerlendiriliyor. Eda Karaytuğ, ‘Masum Aşk’ın normalde Göksel Baktagir’e ait bir saz eseri olduğunu belirterek Lübnanlı sanatçı Nizar Fares’in üzerine Arapça söz yazmasıyla ortaya çıktığını söylüyor. Karaytuğ, parçanın beşeri değil ilahi aşk olduğunu ve Allah’a bir yakarış olduğunu kaydediyor. Karaytuğ “Bu, repertuarda olmayan bir parçaydı. Bir gece Göksel besteye söz yazılmış halini bana dinletti. Dinlediğim vakit ‘Bu olmalı albümde dedim. Normalde repertuarı bitirmiştik. Göksel yetişmeyeceğini düşündü ama gönlünü kaptırınca engel diye bir şey olmuyor. Bu arada sözlerinin anlamına baktım muhteşemdi. Daha stüdyo aşamasındayken en çok ilgi gören parça bu oldu. Tüm parçalar bütünlük içinde ama duygu yoğunluğunun revaçta olmasını esas aldık. Bütün duygu düşüncülerimi, neşemi, hüznümü şarkılarımla albümden aktarmaya çalıştım” diyor.
12 parçanın yer aldığı albümdeki Boşnakça ‘Şehidin Vedası’, Azerbaycan mahnısı ‘Ala Gözlüm’, kıpır kıpır Yunanca ‘Gülbahar’ ve anonim Halep şarkısı ‘El Ouzoubiyya’ ise diğer iddialı eserler. Eda Karaytuğ albümdeki parçaları seçerken dinleyicilerin isteklerini önemsediğini ve ruhuna dokunan şarkıları seçtiğini söylüyor. Karaytuğ, birçok farklı dilde olmasının bir evrensellik belirtisi olduğunu belirterek “İlla farklı dilde bir şey okuyacağım diye yola çıkmıyorum aslında. Kimisinin coşkusu kimisinin hüznü kimisinin sözleri beni cezbetti. Herbirinde bir şey buldum. Bu şarkıların içinde kaybolmak gibi” diyor. Bu arada albümde Neşet Ertaş’ın ‘Cahildim Dünyanın Rengine Kandım’ türküsünü de Eda Karaytuğ’un sesinden dinleyeceksiniz.
LANSMAN KONSERİ BUGÜN
Albümün ücretsiz lansman konseri bugün saat 20.00’de Fulya Sanat’ta. Konserin yönetmeni Göksel Baktagir. Eda Kayatuğ’a sahnede kemanda Baki Kemancı, çelloda Murat Süngü, ney-kavalda Eyüp Hamiş, bağlama-udda Ali Yılmaz, piyano ve akerdeonda Şevket Aşıkuzun, klarnette Aykut Sütoğlu, perküsyonda Bülent Elmas ve Oray Yay eşlik edecek.