İyi bir Beşiktaşlı olan babaları Rahmi Koç’a rağmen önce kendisi Fenerbahçeli olan Mustafa Koç, “Oğlum başka seçeneğin yok, sen de Fenerbahçeli olacaksın” diyerek, kardeşi Ali Koç’a da formayı giydirir.
Beşiktaşlı Rahmi Koç, sorulduğunda oğulları Mustafa ve Ali’yi evdeki garsonun gizli gizli çalışarak Fenerbahçeli yaptığını, ama diğer oğlu Ömer’i ise son anda Beşiktaş saflarında tutmayı başardığını anlatır.
Evlerindeki garson Fenerbahçeli yaptı
Hürriyet'in haberine göre Mustafa Koç da babasını doğrulayarak şunları anlatmıştı: “Evet, beni evimizdeki garson Fenerbahçeli yaptı. Ali’ye ise, ben ‘Oğlum başka seçeneğin yok, sen Fenerli olacaksın’ diye bastırdım. O sıralarda 5 yaşında olan Ali de Fenerbahçe’yi seçti.”
Fenerbahçe yönetiminde yer alan ve gelecek için de adı başkanlık için geçen Ali Koç, ağabeyiyle birlikte nasıl Fenerbahçeli olduklarını şöyle anlatıyor: “Mustafa Ağabey’in doğduğu yıl bizde çalışmaya başlayan, ondan sonra da Koç Holding’de Rahmi Koç’un kat görevlisi olarak çalışan Kamer Kaya, önce Mustafa Ağabey’imi Fenerbahçeli yaptı. Sonra Mustafa ile birlikte ikisi beni Fenerbahçeli yaptı.”
'Maçlara birlikte gideriz'
Altı yaşından beri maça gittiğini anlatan Ali Koç, “Kamer, bir müddet bizden ayrılıp, Almanya’ya gitmişti. Sonra döndü ve 15 senedir yine birlikteyiz. Bugün bile maçlara birlikte gideriz. Beni Fenerbahçeli yaptığı için hayatımda çok önemli, özel bir yeri var. Küçükken, ‘Büyüyeceğiz, iş güç sahibi ve aile sahibi olacağız, bu işler de yavaş yavaş hafifler’ diye düşünürdük. Ama tersi oldu. Zaman geçtikçe Fenerbahçe daha çok zamanımı almaya başladı” diye anlatıyor sarı lacivert aşkın gelişimini.
‘Futboldan hicap duyuyorum’
Mustafa Koç, eskiden formaları çekip izlemeye gittiği futboldan ne yazık ki şiddet yüzünden soğuğudunu açıklamıştı, Kasım 2014’te gazetecilerle yaptığı bir sohbette. Şöyle demişti Koç: “Futbol konusunda heyecanım bitmek üzere. Futboldan hicap duyuyorum. Artık daha ötesi yok. Benim iki kızım da koyu Fenerbahçelidir. Formaları giyip cumartesi-pazar Kalamış marinanın maç öncesi ritüeline gider, stada girerdik. Tüm bunları bıraktık. Ben bile artık televizyonu açıp maçları izlemiyorum maalesef.”