Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın ifadesi ortaya çıktı - Son dakika haberleri | Tam metin

Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın ifadesi ortaya çıktı - Son dakika haberleri | Tam metin

Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Abidin Ünal, FETÖ'nün darbe gecesi yaşadıkların savcılığa anlattı. Org. Ünal savcılık ifadesinde darbe girişimini haber alınca YAŞ Üyesi Org. Akın Öztürk'ü aradığını darbe girişimine engel olması için devreye girmesini istediğini söyledi. Ünal, ancak Öztürk'ün bir daha geri dönmediğini belirtti. Ünal darbeci bir subaya da "Senin ayarın bozulmuş" dediğini aktardı. İşte Ünal'ın ifadesinin tam metni:

HİLAL ÖZTÜRK / KARAR

Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın FETÖ'nün darbe girişimiyle ilgili merak edilen savcılık ifadesine KARAR ulaştı. Darbenin başı olduğu ileri sürülen Akın Öztürk'e telefonla ulaştığını söyleyen Ünal, o gece yaşananları şöyle anlattı:

EŞİMİN TELEFONU İLE ÖĞRENDİM

Muharip Hava Komutanı Korg. Mehmet Şanver'in kızıyla emekli hava tuğg. oğlu İstanbul Deniz Kulübün'deki yapılan düğüne davetli olarak gittim. Saat 19.30 sıralarında düğün salonunda bununyordum. Bu saate kadar da herhangi bir olumsuzluk ya da olağanüstü bir durum hissetmedim. 22 kişi civarında hava generali düğünde vardı. Düğün öncesi salonda kokteyl ve nikah yapıldı. Sonra da düğün salonundaki yemeğe geçildi. Tahminime göre saat 21.30 sıralarında eşim beni telefonla aradı. Genelkurmay'da görevli Hava Korg. Fikret Erbilgin'in gözaltına alındığını bana söyledi ve durumun ne olduğunu merak ettiğini söyledi. Bunun üzerine ben de Ankara'ya vekil olarak bıraktığım Tümg. Cevat Yazgılı'yı aradım.

DURUMA HEMEN EL KOY EMRİ

Ben Cevat Yazgılı'yla telefonla Ankara'da ne olduğunu konuşurken telefon jet seslerinin geldiğini duydum. Ne olduğunu sordum, kendisi, 'Ben de bilmiyorum ancak şu anda Ankara'nın üzerinde jetler geziyor' dedi. Ben de kendisine Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ne giderek duruma hemen el koymasını emrettim. Bunun üzerine ben de Ankara Akıncı 4. Üs Komutanı olan Tuğg. Hakan Evrim'i telefonla aradım. Uçakların kendisi tarafından uçurulup uçurulmadığını sordum. Hakan Evrim bana, 'görevi ben verdim, mecburdum' dedi. Ben de kendisine böyle bir mecburiyet yok, havaya uçak kalkmayacağına dair emir size verildi dedim. Bana, 'durum bildiğiniz gibi değil, benim de canım tehlikede sizin de canınız tehlikede' dedi. Ancak daha sonra bu işin içerisinde kendisinin de olduğunu anladım. 

Ben Org. Akın Öztürk'ü aramayı planladım. Akın Öztürk'ün Akıncı'da torunlarının yanında olduğgunu biliyordum. Akın Öztürk'ün damadı Hakan Karakuş'un Akıncı'daki 141. filonun komutanı olduğunu biliyordum. Akın Öztürk'ün telefonuna uzun süre ulaşamadım. Daha sonra Korg. Mehmet Şanver'den Akın Öztürk'e ulaşmasını söyledim. Mehmet Şanver Akın Öztürk'e telefonla ulaşınca telefoınu bana verdi.

AKIN ÖZTÜRK BANA DÖNMEDİ

Akın Öztürk'e, Ankara'da uçak uçuruyorlar, ne oluyor oralarda, senin emirlerin hilafına darbe mi yapıyorlar diye sordum. Kendisina bana, Gece uçuşu olduğunu sanıyorum, bir araştırayım dedi. Ben de kendisine gece uçuşu değil Ankara'da alçak uçuşlar olduğunu söyledim. Bundan sonra Akın Öztürk bana hiçbir şekilde dönüş yapmadı.

DÜĞÜNDE ÜSLERİNİZE HAKİM OLUN TALİMATI

Bunun üzerine ben düğünde bulunan üst komutanlarını çağırıp topladım. Dedim ki, herkes kendi üssünü arasın hiçbir şekilde uçuş olmadığını ve olmaması gerektiğini teyit edin diye emir verdim. Herhangi bir üsten uçuş olursa o üs komutanı divanı harpliktir bunu bilin dedim. Bunun üzerine düğünde olan bütün üs komutanları üslerini arayarak emrimi ilettiler ve bir faaliyet olmadığını teyit ettiler. Ancak Diyarbakır 8. Ana Jet Üssü hariç... Üs komutanı Hava Pilot Tuğgeneral Deniz Kartepe, Diyarbakır'daki üsten 6 adet F-16'nın kalkışa hazır şekilde beklediğini söyledi.

İNCİRLİK ÜS KOMUTANI TELEFONU AÇMADI

 Ben derhal kalkışın engellenmesi emrini verdim. Kendisi sürekli Diyarbakır Üs Harekat Komutanı Kurmay Albay soy ismi Akgülay olan kurmay albayı sürekli telefonla aradı ve uçuşun durdurulması emrini verdi. Ancak bir müddet sonra uçakların emri dinlemeyerek kalktığını söyledi. Kuleden kalkmış olan uçakların inmelerini emrettik. Ancak Diyarbakır kulesi havada bulunan uçaklardaki pilotların bu emre cevap vermediklerini ilettiler. Bunun dışında düğünde bulunmayan İncirlik 10. Üstden de 2 adet havada yakıt ikmal tanker uçağının kaldırıldığını öğrendim. Üs komutanı Tuğgeneral Bekir Ercan Van'a telefonla ulaşmaya çalıştım ancak telefon çaldığı halde kendisi telefonu açmadı.

Bunun üzerine Eskişehir'deki Hava Harekat Merkezi'ne nöbetteki Tuğgeneral Recep Ünal'a ulaştım ve tüm radarlar üzerinden çağrılar yaparak tanker uçakların ve jet uçaklarının kendi üslerine dönmelerini emrettim. Bir müddet sonra Recep Ünal çağrılar yaptığını ancak çağrılara cevap verilmediğin ibana iletti. Bu arada Ankara'daki Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'nin devreye girmesi için Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ne ulaşmaya çalıştım. Ankara Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi çağrılarıma cevap vermedi.

HAREKAT MERKEZİNİN GERİ ALINMASI EMRİNİ VERDİM

Bunun üzerine Ankara'da kurmay başkanı olarak görevli olan Tümgeneral Cevat Yazgılı'yı tekrar arayarak harekat merkezine gitmesini ve duruma el koymasını emrettim. Cevat Yazgılı bir müddet sonra beni arayarak Tuğgeneral Aydemir Taşçı'nın Hava Kuvvetleri Komutanlığı Karargahı'nın girişinde eli tabancalı olarak cep telefonunu benim emrim yani Hava Kuvvetleri Komutanı olan ben Abidin Ünal'ın emri olduğunu söyleyerek Cevat Yazgılı'nın cep telefonunu almış. Bu arada Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ne girmeye çalıştığını ancak kapının içeriden kilitliği olduğunu, kapıdaki nöbetçi uzmanın girişlerin yasak olduğunu söylediğini bana Cevat Yazgılı iletti. Ben de kendisine Hava Kuvvetlerin'nden ayrı bir müfreze oluşturarak kapıyı zorlayarak açmasını emrettim. Çünkü içeride Tuğgeneral Sami Özatak ile Tuğgeneral Kemal Mutlum ve Kurmay Albay Devrim Orhan'ın bulunduğunu Cevat Yazgılı bana söyledi. Bu ekibin birliklere emirler yağdırarak darbeyi destekleyici emirler verdiğini tespit ettik. Bu nedenle harekat merkezinin en kısa sürede ele geçirilmesi gerekiyordu. Tekrar ekiple kapıya geldiğinde kapıdaki uzman çavuşun havaya ateş ederek kendilerine engel olmaya çalıştığını söyledi. 

BÜTÜN BİRLİKLERE EMİR YAYINLADIM

Bu esnada benim genel sekreterim Kurmay Albay Veysel Kavak ile özel sekreterim Gökhan'ın Cevat Yazgılı'yı derdest etmek için üzerine çullandıklarını ve eline kelepçe taktıklarını öğrendim. Bu bilgilerin hepsini bana Cevat Yazgılı aktardı. Ben kendi genel sekreterim Kurmay Albay Veysel Kavak'ı arayarak, Cevat Yazgılı'nın emrine girmelerini emrettim. Aynı zamanda Hava Kuvvetleri MEBS Başkanlığı'ndan Albay Ketencioğlu'nu arayarak gidip Cevat Yazgılı'nın emrine girmesini ve Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ni köreltmelerini, işlevsiz hale getirmelerini emrettim. Yani elektriklerin, bilgisayar sistemlerinin, telefonların kesilmesini emrettim. Bu emrimi yerine getirdiler.

ESKİŞEHİR'İ HAREKAT MERKEZİ İLAN ETTİM

İçeridekilerle hiçbir şekilde temas kuramadıklarını söylediler. Bu esnada düğün salonunun olduğu yerden Eskişehir Hava Harekat Merkezi'ne telefonla bütün birliklere yayınlanmak üzere, "Ankara'daki Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi yasa dışı kişilerin elindedir. Buradan verilen emir hiçbir şekilde yerine getirilmeyecektir. Bütün emirler Eskişehir Hava Harekat Merkezi'nden benim adıma yayınlanacaktır. Ben emir vermediğim sürece hiçbir uçak da uçmayacaktır" şeklinde emir verdim. Bu mesaj bütün birliklere hemen yayınlandı. Böylece Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi, yetkilerinin Eskişehir Hava Harekat Merkezi'nde olduğunu ilettim. Bu süre içerisinde Eskişehir Hava Harekat Merkezi'nde Tuğgeneral Recep Ünal sorumluydu. Recep Ünal'ı takviye etmek için hemen düğün salonunda bulunan Korgeneral Ziya Cemal Kadıoğlu'nu ve Korgeneral Nihat Kökmen'i en kısa sürede Eskişehir'e yola çıkmak üzere katılmalarını emrettim. 

ATEŞ EDEREK İÇERİ GİRDİLER

Ben bu konuşmaları yaparken otel yönetimi toplantı masası olan toplantı odasına geçmemizi teklif etti. Biz oraya geçtik. Yolcu ettiklerim hariç 17 general masanın etrafında durum değerlendirmesi yapmaya başladık. Yaklaşık 23.30 sıralarında toplantı odasının kapısına eli silahlı ve tam kaflajlı, Ankara'da bıraktığım korumalarım geldi. Bana sizin güvenliğinizi sağlamaya geldik komutanım dediler. Ben bunun ne anlama geldiğini anlamış olmakla beraber kendilerine size böyle bir emir vermedim kimden emir olıyorsunuz sorusunu sordum. Bilmiyoruz komutanım dediler. Ben de kendilerine bizi rahat bırakın, uzak durun dedim.

Tümgeneral İsmail Güneykaya, eşini görmek  için dışarıya çıkmaya teşebbüs edince ona engel olmak istediler. Israr edince duvara cama doğru ateş ettiler. Yere ateş etmediler. Tekrar sakin olmalarını emrini verdim. Duruldular ancak yeni heyetin gelmesini beklediklerini anladım.

DÜĞÜNE BASKIN ANI

Saat 24.00'e yaklaşırken yaklaşık 10 kişi civarında tam teçhizatlı bir grup bağırakak ve tavana ateş ederek antereye geldiler. Hepsinin ellerinde plastek kelepçeler vardı. Ben herkese sakin olmalarını tembihledim. Beni ilk gelen gruba teslim ettiler ve helikoptere gitmemizi istediler. Dönüp baktığımda kelepçelenmekte olduğunu ve hatta tümgeneralin yere yatırılarak kelepçelendiğini gördüm. Bana kelepçe takmadılar, helikoptere gittik. Helikopter Sabiha Gökçen Havaalanı'na indi.  

DARBECİLERİN HELİKOPTERİNDE TALİMAT

Bu helikoptere sadece beni bindirdiler. Ve orada CN235 CASA uçağının beklediğini gördüm. Uçağa beni silahlı darbeciler bindirdiler ve buradan direk Ankara Akıncı Üssü'ne saat 02.00 sıralarında indik. İninceye kadar helikopterden Eskişehir'deki arkadaşlarla temasa devam ettim. Eskişehir'den bana uçuşların halen devam etmekte olduğunu ve Ankara'ya hakiki mühimmat atıldığını ifade ettiler. Uçaktan inince beni bir minibüse bindirdiler. Minibüsü kullanan genç bir üsteğmen idi. Beni özellikle uçuş hattını dolaştırarak buradaki faaliyetleri görmemi sağladılar. Bütün uçaklar, yaklaşık 16 uçak, uçuşa hazırlanmış yarıdan fazlası hakiki mühimmat yüklü, bomba yüklü yani personeli orada bir faaliyet halinde gördüm. Beni bu uçuşların yapıldığı filo komutanlığının önüne getirdiler. Bu filo 141. filo olarak bilinir.

ASIL SENİN AYARIN BOZULMUŞ DEDİM

Minibüsten indiğimde ortalıkta 30'a yakın pilot gördüm. Çoğunluğu teğmen, üsteğmen rütbesindeydi. Ancak binbaşı ve üst subay rütbesinde olanlar da vardı. Hepsinin göğsünün üzerinde bulunan isimlikleri sökülmüştü. Beni Akıncı 4. Ana Jet Üssü Harekat Komutanı Kurmay Albay Ahmet Özçetin karşıladı. Bana hoş geldiniz komutanım dedi. Ben kendisine hoşbulmadık dedim. Bana bozulmuş ayarları düzeltmeye çalışıyoruz dedi. Ben de senin ayarın bozulmuş dedim. Bütün konuşmamız bundan ibaret oldu. Beni önceden hazırlanmış olan içinde sadece bir tane sandalye bulunan odaya aldılar. Cep telefonlarımı istediler. İkisi silahlı şahsı da kapıya diktiler. Odamdan çıkarken Allah size akıl fikir versin, Allah sizi ıslah etsin başka da birşey demiyorum. Seni de bir daha görmek istemiyorum dedim ve ayrıldım. Kapıyı üzerime kilitlediler ve ertesi gün saat 15.30'a kadar bu odada kaldım. Yanıma sadece sabahleyin bir kahvaltı getirdiler. Bu esnada ellerimi ayaklarımı  kelepçelemediler, gözlerimi kapatmadılar. 

AKIN ÖZTÜRK 'İKNA ETMEYE ÇALIŞTIM' DEDİ

Saat 9.30 sıralarında meydan pistlerine bombalar atılmakta olduğunu duydum. Bu saatten sonra tutuklu bulundugum binada sesler birden bire kesildi. Üs karargahta bulunan bütün personelin toplantıya çağrıldığını sonradan öğrendim. Saat 12.00'a kadar büyük bir sessizlik devam etti. Saat 12.00 sıralarında YAŞ üyesi Org. Akın Öztürk odama uğradı. Ben kendisine durumun ne olduğunu sordum. O da bana kendisine benim tarafımdan telefon edildiğinde kendisinin 4. Ana Jet Üssü'nün üs komutanının telefonla aradığını telefonu Tuğgeneral Hakan Evrim değil Tümgeneral Kubilay Selçuk'un açtığını söyledi. Kubilay Selçuk İzmir'de bulunan 2. Jet Ana Üs Komutanıdır. Kubilay Selçuk'a burada ne yaptığını sorduğumda Kubilay Selcuk'un kendisine faaliyete devam ettiklerini, kendisinin de gelmesini beklediğini ifade etti. Akın Öztürk karargaha gittiğini orada bu işi yapan ekiple görüşerek bu işten vaçgeçmeleri gerektiğini, bu işin felaketle sonuçlanma ihtimalinini çok yüksek olduğunu söylediğini bana aktardı. Ancak ikna olmadıklarını, özellikle genç ekibin ısrarlı olduğunu, meydanın bombalanmasından sonra artık durumu kaybettiklerini anladıklarını, tamamen kırıldıklarını ve bu işi sonlandırmak için çözüm yolu aradıklarını ifade etti.

AKIN ÖZTÜRK'Ü NEDEN DERDEST ETMEDİKLERİNİ BİLEMİYORUM

Saat 09.00'dan 12.00'a kadar Akın Öztürk'ün damadı olan Hakan Karakuş'a durumu iletip iletmediğini, bu durumu konuşup konuşmadığını bilemiyorum. Ayrıca bu darbe yapan askerlere karşı yukarıda anlattığım şekilde yaptıklarının yanlış olduklarını, Akın Öztürk'ün onlara söylemesi üzerine bu darbeye teşebbüs eden askerlerin neden müdahale etmediklerini ya da Akın Öztürk'ü derdest etmediklerini bilemiyorum.

GENERALLER KURBANLIK KOYUN GİBİ BEKLİYORDU 

Akın Öztürk bana ayrıca Sayın Genelkurmay Başkanı'nı, Genelkurmay 2. Başkanı'nın da Akıncı'da bulunduğunu ve kendileriyle görüştüğünü ifade etti. Artık sonuçlanmak üzere olduğunu, darbecilerin teslim olmayı planladıklarını söyledi. Bana bir daha uğrayacağını söyleyerek ayrıldı. Saat 15.30 sıralarında tekrar geldi. İkinci Başkan ile beraber olduğunu ve çıkabileceğimizi söyledi. Dışarı çıktık, 2. Başkan ile görüştük. İstanbul'da beraber olduğum generallerin de Akıncı üssüne getirildiğini duydum. Onları bulmadan ayrılmayalım dedim ve Yuvam-2 adlı eski bir misafirhanede tutulduklarını, elinde telsiz bulunan sivil kıyafetli bir askerden öğrendim. Yuvam-2 adlı misafirhaneye gittiğimizde hiçbir güvenlik görevlesinin kalmadığını, çoğunun teçhizatlarını bırakarak kaybolduğunu, odalarda girdiğimizde ise her bir orada bir general eli ve ayağı bağlı, gözü kapalı neredeyse kurbanlık koyun gibi beklediğini gördük. Bu kelepçe ve bağlar çözülürken 2. Başkanı Org. Yaşar Güler ve Akın Öztürk de yanımızda bulunuyordu. Hakan Karakuş'u bu arada hiç görmedim, kendisiyle de hiç görüşmedim. 

AKIN ÖZTÜRK DARBECİLERLE KAÇMADI

Akıncı Hava Üssü'nden karargah merkezine geldikten sonra sırayla arkamdan Org. Akın Öztürk de geldi. Hava Karargah Merkezi'nde diğer derdest edilmiş generaller vardı. Akın Öztürk bizim arkamızdan Hava Kuvvetleri Karargah Merkezi'ne geldi. Akın Öztürk, Akıncı üssünden firar eden diğer darbecilerle birlikte araziye doğru kaçmadı. Bizim hemen arkamızdan Hava Kuvvetleri Karargah Merkezi'ne tahminime göre Genelkurmay 2. Başkanı Org. Yaşar Güler'in arabasıyla geldi. Akşam saat 20.00 sıralarında karargahtan birlikte ayrıldık.  

MAKAM ARACIMLA KARARGAHA GEÇTİM

Hava Kuvvetleri'nden 10 general Akıncılar'daydı. Tahminime göre 5 tane de karacı general vardı. İkinci Başkanı kendi makam arabasıyla ben kendi makam arabamla Mehmet Şanver ile beraber Akıncı'dan ayrıldık. Diğer generaller de arka arkaya bizi takip ettiler. Hava Kuvvetleri Karargahı'na gittiğimizde Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ni işgal eden 2 tuğgeneral 1 albay ve elindeki silahla cep telefonu toplayan tuğgeneralin ve benim özel sekreterim Binbaşı Gökhan'ın da merkez komutanlığı tarafından gözaltına alınıp götürüldüğünü gördüm. Öğrendiğime göre Tümgeneral Cevat Yazgılı akşam görev verdiğimden itibaren karargahtaki güvenlik merkezinde ekibiyle beraber durumu takip etmiş ve en sonunda bu Hava Kuvvetleri Harekat Merkezi'ni işgal edenlerin teslilm olmasına da nezaret etmiş. Buna rağmen Cevat Yazgılı'yı da tutuklamışlar. Cevat Yazgılı, Albay Veysel Kavak'ın kendisini derdest edenlerden olması nedeniyle şikayetçi olduğunu ancak merkez komutanlığınca götürülmediğini bana söyledi. Ben de kendisine şikayetin devam ediyorsa merkez komutanını ara dedim. Merkez komutanının Cevat Yazgılı aradıktan sonra oradan albayın elinde bir listede Cevat Yazgılının da isminin olması nedeniyle hem Veysel Kavak hem de Cevat Yazgılı'nın gözaltına alındığını öğrendim. 

Tüm bu olaylardan sonra Eskişehir'de aldığımız tedbirin ne kadar etkili olduğunu öğrendim. Bu olaylar olurken bana darp olmadı, hakaret ve tehdit gibi saygısızlıkla karşılaşmadım. Bu eylemleri yapan herkesten davacı ve şikayetçiyim. Olayla ilgili söyleyeceklerim bundan ibarettir.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN