Sağlık Bakanlığı’nca satışına onay verilen bitkisel ürünler artık reçeteyle satılıcak. Sağlık Bakanlığı’ndan Hakkı Gürsöz “Yalnızca fitoterapi eğitimi alan hekimler nar çekirdeği, kekik ve defne yaprağı gibi ruhsatlı ürünleri reçeteye yazabilir. Eğitimi almayanlar asla yazamaz, bu kanunen suç” diyor.
Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Başkanı Hakkı Gürsöz, Sağlık Bakanlığı’na akredite olarak yetki alan iki üniversitede hastalıkların tedavisi amacıyla bitkilerden faydalanılması ve etkilerini içeren bilim dalı fitoterapi alanında eğitim verildiğini söyledi. Gürsöz, “Fitoterapi eğitimlerini doktorlar ve diş hekimlerimiz alıyor. Diş hekimlerimiz de reçete yazdıkları için onlar da bu eğitime katılabiliyorlar. Onun dışında kimse, ‘seni şu ürünle tedavi ediyorum’ diyerek, reçete yazamaz kanunen suç işler” dedi.
Hekimlerin bitkilerin hangi koşullarda yetiştiği, nasıl ilaca dönüştüğü ve hangi şekillerde ve nasıl kullanılacağına dair geniş bir bilgiye sahip olduğunu belirten Gürsöz, şunları anlattı: “Hekimlerimiz yazdıkları bitkinin yan etkilerine karşı da hastayı bilgilendirecekler. Yani bir hekim bir hastaya ruhsatlandırılmış bir bitki önerisinde bulunuyorsa, onun miktarını ve dozunu da iyi ayarlamak durumundadır. İlacı tavsiye ederken ‘olası bir yan etki görülürse beni haberdar edin’ diyecek.”
EĞİTİM DOKUZ AY
Ankara’da Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İstanbul’da ise Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nde dokuz aydır fitoterapi eğitimi verildiğini anlatan Gürsöz her iki üniversitede toplam 120 hekimin fitoterapi eğitimi aldığını belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Nisan ayında başlayan eğitimler bitmek üzere. Toplamda 120 hekimimiz bu eğitimi bitirdikten sonra elektronik reçete üzerinden hastaya, ‘Sizde hafif düzeyde kolesterol yüksekliği tespit ettim.
Kolesterol düşürücü olarak, çörek otu yağı yazabiliyorum’ diyebilecek. Hekimler, bitki karışımları üzerine de eğitim alıyorlar. Örneğin, hasta ‘balgam atamıyorum öksürük oluyor’ dediğinde, hekim bir bitki karışımı da yazabilecek. ‘Ben size şu karışımları tavsiye ediyorum’ diyebilecek. Fitoterapi, dokuz aylık bir eğitim sürecini içeriyor. Bu eğitimle beraber bitkilerin her aşamasında hekimler bilgi sahibi oluyor.”
‘HER BİRİ SERTİFİKALI OLMAK ZORUNDA’
İnternet sitelerinde ‘yüzde yüz bitkisel’ şeklindeki ürünlere karşı vatandaşların dikkatli olmaları gerektiğinin altını çizen Gürsöz, “Her ürün yüzde 100 doğal ya da bitkiseldir diye bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Bu yıl içerisinde 3 bin 100 internet sitesini kapattık. Sloganımız, tarladan ruhsata, tarladan ürüne. Yayladaki, dağdaki bir bitkiyi alalım, en saf haliyle işlemlerden geçirdikten sonra Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu onaylı logomuz ile ambalajlara basalım. 2020 yılında 100 tane ruhsatlı ürünün raflarda yer almasını istiyoruz” dedi.
GÜVENİLİR ÜRÜNLER TAVSİYE EDİLEBİLECEK
Gürsöz, tıp, eczacılık ve ziraat fakültesindeki akademisyenlerin alanlarına göre hekimlere eğitim verdiklerini söyledi. Gürsöz, eğitimlere şu anda hekimlik diplomasına sahip kişilerin katıldığını ifade etti. Fitoterapi eğitimlerine katılmak için hekimlerin istekli olduğunu belirten Gürsöz, Ankara’daki Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ndeki 60 kişilik eğitim için bin kişinin başvurduğuna dikkati çekti. Gürsöz, amaçlarının hastaya en güvenilir kişilerin bu ürünleri tavsiye etmeleri ve güvenilir kaynaklardan alıp kullanmaları olduğunu söyledi.