Yenidoğan çetesi soruşturması kapsamında kapatılan Reyap Hastanesi'nin Sağlık Bakanlığı tarafından "Bebek Dostu Hastane" unvanı verildiği ortaya çıktı. Çetenin, ihtiyacı olmayan bebekleri enfeksiyon riski taşıyan yoğun bakıma alarak para kazanması sonucu en az 10 bebeğin ölümüne neden olduğu belirtildi.
Çok sayıda bebeği ihtiyaç duymamalarına rağmen enfeksiyona açık yoğun bakıma alarak özel hastaneler üzerinden para kazanan ve en az 10 bebeğin ölümüne yol açan yenidoğan çetesi konusundaki ihmallerin ardı arkası kesilmiyor. Çetenin faaliyet gösterdiği belirlenen ve kapatılan sağlık kuruluşlarından Reyap Hastanesi'ne, Sağlık Bakanlığı tarafından 'Bebek Dostu Hastane” unvanı verildiği ortaya çıktı.
Öte yandan, soruşturma kapsamında kapatılan Avcılar Hastanesi'nin sahibi de olan eski sağlık bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun 2013'te göreve gelmesinden bir yıl önce Sayıştay'ın yoğun bakımlardaki usulsüzlükleri raporlaştırdığı da belirtildi. Ancak Müezzinoğlu’nun sağlık bakanı olmasıyla özel hastanelerin yenidoğan bakım yatağı sayısı katlandı; 2012’de devlet ile özel neredeyse eşitken, Müezzinoğlu döneminde özel, devletin iki katına çıktı.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, bugünkü köşesinde 'Hepiniz bal gibi biliyordunuz!' başlığıyla yayımlanan yazısında, yenidoğan çetesinin anlaşmalı olduğu ve ruhsatı iptal edilen Reyap Hastanesi’ne Sağlık Bakanlığı tarafından verilen “Bebek Dostu Hastane” unvanı verildiğini yazdı.
'MÜEZZİNOĞLU NE KADAR YOĞUN BAKIM BEBEĞİ O KADAR RANT DÜZENİ KURDU'
Terkoğlu, Müezzinoğlu'nu kast ederek şu ifadeleri kullandı:
"Özel hastane sahibi sağlık bakanı yapıldı. O da, özel hastanelere “ne kadar yoğun bakım bebeği o kadar rant” düzeni kurdu. Denetleyip uyaranlara “sus” denildi. Yataklar dolsun diye yenidoğan bölümlerinin taşeronlaşmasına göz yumuldu. Bebekler para için hasta sayıldı. Yenidoğanlar ölüp eski sağlık bakanının hastanesi kapatılınca da gözümüzün önünde olan bitene hepimiz şaşırdık!
Skandal öyle büyük ki...
Bebek ölümlerinden sorumlu olduğu için bugün kapatılan Reyap Hastanesi’ne Sağlık Bakanlığı tarafından “Bebek Dostu Hastane” unvanı verilmiş."
Terkoğlu yazısında, yenidoğan çetesi konusundaki ihmalleri ve Sayıştay raporlarını da aktardı. "Peki devlet bunları bilemez miydi?" diye soran Terkoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Eski il müdürü olan şimdiki sağlık bakanına sorarsanız soruşturmayı kendileri başlattı. Oysa kazın ayağı öyle değil. Süreç, 27 Mart 2023’te, sistemin içindeki bürokratın, CİMER’e isimsiz ihbarıyla başladı. Bilinmeyeni mi söylüyor? Hayır. Sonrasında savcıya ifade veren özel hastanelerin denetiminden sorumlu yetkili, aslında her şeyi öncesinden fark ettiklerini anlatmış. Gelgelelim, CİMER’e yazılan ihbar, kendilerine iletilmeden, kimse harekete geçmemiş. O ihbar da ancak iki ay sonra, 21 Mayıs 2023’te, mali suçlarla mücadele şube müdürlüğüne mecburen gönderilmiş.
Dahası var...
DEVLET YOĞUN BAKIMI YAKALAMIŞ
Olay sonrasında Sayıştay raporlarını açtım. Acaba devleti denetleyen kurum bunların farkında değil miydi?
Müezzinoğlu 2013’te sağlık bakanı oldu. Size hemen bir yıl önce, Sayıştay’ın 2012 yılı denetim raporunun 26. maddesini aktarayım:
“2012 yılında özel SHS’ler tarafından MEDULA’ya iletilen yoğun bakım hizmeti işlemlerinin incelenmesinde aynı gün için bazı özel sağlık kuruluşlarının bünyelerinde bulunan yoğun bakım yatak sayısından daha fazla sayıda tanıya işlem puanı üzerinden yoğun bakım hizmetinin faturalandırdığı görülmüştür. 104 adet özel SHS tarafından 2012 yılı içerisinde kuruma tanıya dayalı işlem puanı üzerinden faturalanan yoğun bakım hizmetlerine ilişkin işlemlerden 34 bin 144 adedinin kapasite fazlası olduğu tespit edilmiştir.”
Yani Sayıştay 12 yıl önce diyor ki “Özel hastaneler yatak sayısından bile fazla yoğun bakım bildirimi yapıyor, bunu önleyin”.
Sanmayın Sayıştay’ın içine doğdu. Aslında haberler ayyuka çıkmıştı. Size rapordan aylar önce basında çıkan haberi aktarayım:
“SGK’den para almak için bebekleri yoğun bakım ünitesinde tuttuğu için kapatılan Özel Kartal Hastanesi’nde skandalların ardı kesilmiyor. Bu kez yenidoğanlara hemşirelerin makyaj yaptığı görüntüler ortaya çıktı.”
Yani herkes her şeyin farkındaydı!
Ne mi oldu?
Sağlığı ticarileştiren sistem, özeller rahat etsin diye, denetlenenlerin değil denetleyenlerin üstüne gitti. Sayıştay’da ve SGK’de istenmeyen raporları yazan müfettişler sürüldü, baskı gördü. Yazdıkları raporlar sümen altı edildi. Yetmedi, SGK müfettişleri, özel hastanelere “ödeme durdurma” talep ederlerse, çıkacak zarardan sorumlu sayıldı."