Yenidoğan Çetesi Davası’nda ikinci gün: Fark etselerdi Opera bebek yaşıyor olurdu?

Yenidoğan Çetesi Davası’nda ikinci gün: Fark etselerdi Opera bebek yaşıyor olurdu?

Ortaya çıktığı günden bu yana gündemin en önemli konularından biri olan Yenidoğan Çetesi'nin yargı önündeki ilk duruşması dün gerçekleşti. 22'si tutuklu 47 sanık bugün tekrar hakim karşısına çıkıyor. Davaya dün olduğu gibi bugün de beklenen ilgi yok. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu duruşma salonuna geldi. Sanık Hasan Basri Gök, SGK'dan para kazanmak için 112 araya girmeden bebeklerin sevkinin alındığını itiraf etti.

Yenidoğan Çetesi Davası'nın ikinci duruşması başladı. Mahkeme Başkanı salondaki yerini aldı. Tutuklu sanıklar, aralarında çete lideri Fırat Sarı’nın da bulunduğu grup, salona getirildi. Jandarma ekipleri sanıkların kelepçelerini çıkarıyor.

KARAR muhabiri Sema Kızılarslan, davayı yerinde izliyor. Davaya ilk günkü gibi ilgi yok. Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da davayı takip eden isimler arasında. Dün Duygu Hastanesi hemşiresi şüpheli Hakan Doğukan Taşçı ifade vermişti.

KİLİT İSİMLERDEN HASAN BASRİ GÖK SANIK KÜRSÜSÜNDE

Şu anda sanık kürsüsünde tutuklu sanık Hasan Basri Gök var. Hasan Basri Gök, Yenidoğan Çetesi olarak bilinen olayda önemli bir rol oynayan hemşirelerden biri.

Etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirterek yaptığı itiraflar, bebeklerin sağlık durumlarıyla ilgili usulsüz işlemleri ve hastanelerdeki skandalları gözler önüne sermişti.

Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapacak mısın?

Sanık Hasan Basri Gök: Zaten savcılıkta da ve emniyette de anlattım gerekli olan şeyleri. Aynı şeyleri anlatmaya gerek yok.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile irtibatı nedir?

Sanık Hasan Basri Gök: Fırat Sarı’nın hemşiresiydim. Son altı aylık süreçte de şoförlüğünü yaptım.

Mahkeme Başkanı: Bebek sevkleri nasıl yapılıyordu?

Sanık Hasan Basri Gök: Kimi 112’den alınıyordu, kimi tıp merkezinden alınıyordu. Fırat Sarı’nın tanıdığı doktor varsa 112 araya girmeden bebeği sevk alıyorduk. Bunu da SGK’dan para kazanmak için yapıyorduk.

Mahkeme Başkanı: Bu işten parayı kim kazanıyordu?

Sanık Hasan Basri Gök: Ambulans şoförü Gıyasettin para kazanıyordu.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile irtibatın neydi?

Hasan Basri Gök: Hemşiresiydim. Son altı ayda şoförlüğünü yaptım.

Mahkeme Başkanı: Personeli kim hastaneye yönlendiriyordu? Hangi hastaneler vardı?

Hasan Basri Gök: Avcılar, Doğu, Birinci, Bağcılar ve Duygu Hastanesi.

Mahkeme Başkanı: Bebek sevklerini kim yapıyordu?

Hasan Basri Gök: Fırat Sarı, İlker Gören ve ben yapıyordum.

Mahkeme Başkanı: Bebekleri nereden alıyordunuz?

Hasan Basri Gök: Bazılarını tıp merkezlerinden, bazılarını ise 112’den alıyorduk.

Mahkeme Başkanı: Nasıl alıyordunuz? 112 neden araya girmiyordu?

Hasan Basri Gök: 112 hiç araya girmeden Fırat Sarı alıyordu.

Mahkeme Başkanı: 112 neden bu sürece dahil olmuyordu?

Hasan Basri Gök: A’dan Z’ye sırayla hastaları alır 112.

' 'YAKININIZDA BU HASTANE VAR, BURAYA SEVK EDELİM' DİYORDUK'

Mahkeme Başkanı: Neden böyle bir şey yapıyorlardı?

Hasan Basri Gök: SGK’dan para kazanmak için.

Mahkeme Başkanı: Ailelere ne diyordunuz?

Hasan Basri Gök: "Yakınınızda bu hastane var, buraya sevk edelim" diyorduk.

Mahkeme Başkanı: Bu durumdan para kazanan birileri var mıydı? Kimler kazanıyordu?

Hasan Basri Gök: Gözümle gördüğüm bir şey yok ama hayrına yapılmıyordu. Serdar Yüksek her sevkten 5 bin TL alıyordu. Ayrıca Mert Guyasettin, İlker Gören de kazanç elde ediyordu.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile bir konuşman var. Bu basamağa olabildiğince hasta al çünkü SGK karşılamıyor diyor. Sen de Fırat Sarı’ya “20’nin üzerine çıkmayacağım” diyorsun. Bunun hastaneye faydası ya da zararı nedir?

Hasan Basri Gök: Maliyeti karşılamadığı için 20’nin üzerinde hasta almayalım diyorduk.

Mahkeme Başkanı: 54. sayfada odaları dolaşıp fotoğraflar çekmişler ve "Hastane dosyalarını sakla, kilitle bir yere" diye bir konuşma var. Bu neyle ilgiliydi?

Hasan Basri Gök: Bu kişisel evraklarla ilgiliydi.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı, kutuların içine sakla diyor. Neden kişisel ya da hastane dosyalarını gizleme ihtiyacı hissediyorsunuz? Başka bir hastanenin evrakları olabilir mi?

Hasan Basri Gök: Bu konuda bir bilgim yok.

Mahkeme Başkanı: Mehtap’la aranda bir konuşma var. "Yine sakla, dolaba koy," diye. Neden?

Hasan Basri Gök: Denetime gelmişlerdi. Fırat Sarı talimat verdi. Fazla olan ilaçları saklamamızı söyledi.

Mahkeme Başkanı: Bu ilaçlar neden saklandı?

Hasan Basri Gök: Hastanın üzerinde kullanılmışlardı.

Mahkeme Başkanı: Serdarova bebeğin ailesinden para alınması ile ilgili bir konuşman var onu anlatır mısın?

Hasan Basri Gök: O bebek tıp merkezinde doğdu. Fırat Sarı aradı bir sevk var dedi. Sevke ben yardım ettim. Ailenin de parası yoktu. Fırat Sarı kendi cebinden verdi parayı. Fırat Sarı sonra da kendi komisyon ücretini aldı. Toplamda yaklaşık 40 bin lira toplandı. Hastaneye parasını verdik, gerisini Fırat Sarı aldı.

SANIK GÖK’TEN İLAÇ İTİRAFI: SGK’NIN KARŞILADIĞI İLAÇLARIN SATIŞINDAN 40 BİN TL KAZANDIK

Mahkeme Başkanı: Önemli bebekleri kim alıyordu?

Hasan Basri Gök: İlker Hoca alıyordu. Oradan bana nasıl kaldı, eksler anlamadım.

Mahkeme Başkanı: Eksleri kim yazıyordu?

Hasan Basri Gök: Eksleri İlker Hoca yazıyordu. Bir iki tanesini bana attılar.

Mahkeme Başkanı: Hemşirelerden aldığınız oluyor muydu? Başka hemşirelerden aldınız mı?

Hasan Basri Gök: Bir kere aldım, başka hatırlamıyorum.

Hasan Basri Gök: Yoğun bakım basamakları doğru değildi.

Mahkeme Başkanı: Nasıl doğru değildi? Nasıl yapılıyordu?

Hasan Basri Gök: Fırat Sarı’nın belirlediği basamaklar vardı. Denetim olunca bu basamakları düşürüyorduk.

Mahkeme Başkanı: O zaman epikrizleri yanlış doldurmanız gerekiyordu?

Hasan Basri Gök: Evet

Mahkeme Başkanı: İlaç satışından para kazandınız mı?

Hasan Basri Gök: SGK’nın karşıladığı fazla kalan ilaçların satışından 30-40 bin lira para kazandık. Fırat Sarı’ya ne kadar para verdiğimi hatırlamıyorum. 3 kere sattım.

'EPİKRİZ GERÇEĞE AYKIRI YAPILIYORDU'

Mahkeme Başkanı: Epikriz raporlarını sen mi yazıyordun?

Hasan Basri Gök: Değişiyordu, ben de yazıyordum ama.

Mahkeme Başkanı: Israrla bu raporların yazımıyla ilgili inkar var. Normal bir şey ise niye inkar ediyorlar?

Hasan Basri Gök: Bilmiyorum efendim. Bizim yazdıklarımız savcılığı da sunuldu. Bebek 10 gün yattıysa, 10 gün boyunca gördüğü tedavi kayıt altına alınır.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ve şirketi hemşirelere para veriyor muydu?

Hasan Basri Gök: Evet, değişiyordu bunun nedeni mesai saati ve doktora yardım etmesi nedeniyle veriliyordu.

Hasan Basri Gök: Hastane sorumluları bu işe çok karışmadı. Fırat Sarı’nın seçtiği ekip yaptı. Basamaklar doğru değildi. Mesela, bir ise üç gösteriliyordu.

Mahkeme Başkanı: Nasıl yapılıyordu?

Hasan Basri Gök: Sistem üzerinden.

Mahkeme Başkanı: O zaman epikriz gerçeğe aykırı yapılıyordu.

Hasan Basri Gök: Evet.

'BEBEĞİ ÖLDÜR DEMİŞSİN! BÖYLE Mİ YAPIYORDUNUZ İŞİNİZİ?'

Mahkeme Başkanı: Mehtap’la bir konuşman var. “50 satürasyonlu çocuk mu olur?” diye.

Hasan Basri Gök: Bebeği görmedim. Bilmiyorum nabzı çok düşüktü.

Mahkeme Başkanı: Bebeği öldür demişsin! Böyle mi yapıyordunuz işinizi?

Hasan Basri Gök: 50 satürasyon bir bebek için çok düşük. Çirkin bir cümle evet; ama görüşümü belirttim çünkü bebeğin kalbinin durup çalışmasına neden oluyordu. Normalde böbrekler iflas edince bırakılır.

'FARK ETSELERDİ OPERA BEBEK YAŞIYOR OLURDU'

(Mahkeme Başkanı Opera bebeğe ilişkin sorular soruyor)

Mahkeme Başkanı: Beylikdüzü Hastanesi’ne sevk olduğunu biliyor musunuz?

Hasan Basri Gök: Evet, Beylikdüzü Hastanesi’ne sevk olduğunu biliyorum. Doğukan’ın bebeği sevk ettiğini biliyorum. Sabah kadar WhatsApp gruplarında konuşmuşlardı.

Mahkeme Başkanı: Fark etmemişler mi:?

Hasan Basri Gök: Fark edememişler. Fark etseler bebek yaşardı.

Mahkeme Başkanı: Doğukan kendini doktor olarak mı tanıttı?

Hasan Basri Gök: Evet, gececi hemşire fark etmiyor. Doğukan gelince fark ediyor.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’nın kişisel asistanlığını yaptınız mı?

Hasan Basri Gök: Evet, şoförlüğünü yaptım. Kişsel asistanlığını Sümeyye yaptı. Sümeyye, Fırat Sarı’nın akıl hocası gibiydi.

'ÖLÜP BAŞIMIZA KALMASIN, YOKSA DEVLET BİZİ...'

Duruşma Savcısı: "Ölüp başımıza kalmasın, yoksa devlet bizi s..." diyorsun, doğru mu?

Hasan Basri Gök: Bilmiyorum, vicdanen kendimi sorumlu hissettim.

Mahkeme Başkanı: Bu söz Serdonva bebek için mi söylenmişti?

Hasan Basri Gök: Evet, öyle hatırlıyorum.

Duruşma Savcısı: Sağlıklı bebekleri yoğun bakıma yatırmak için verilen bir ilaç var mı?

Hasan Basri Gök: Yok, hayır.

Duruşma Savcısı: Peki, bunu yapan var mıydı?

Hasan Basri Gök: Yok, kimse yapmaz bunu.

Duruşma Savcısı: Fırat Sarı’dan daha çok seni arıyorlar. Neden?

Hasan Basri Gök: Şoförlüğünü yaptığım için sürekli beni arıyorlardı.

Mağdur Avukatı: Kaya bebeğin öldüğü akşam yeni doğan bakımındaki sorumlu doktor kimdi?

Hasan Basri Gök: Sorumlu doktor olsaydı bundan haberiniz olurdu.

Mağdur Avukatı: "Bana bir şey olursa herkesi patlatırım" diye bir konuşmanız var. Bununla ilgili ne diyorsunuz?

Hasan Basri Gök: Hatırlamıyorum.

(Opera bebeğe ilişkin)

Mağdur Avukatı: Mesajlarda gece 4 sularında konuştuğunuz halde Doğukan, neden 9 gibi gidiyor hastaneye?

Hasan Basri Gök: Bilmiyorum, keşke Doğukan’ı beklemeseydik. Opera bebek için geç olmuştu.

Avukat: Doktor Şeyhmus ile çalıştınız mı?

Hasan Basri Gök: Hayır.

'BEBEĞİ ERKEN ÖLDÜRSEYDİN SORUN OLMAZDI' DEDİ Mİ?

Avukat: Hakan Doğukan Taşcı, 112’yi arayıp kendisini Şeyhmus diye tanıttı mı? Telefonun numaramı değiştirdim dedi mi?

Hasan Basri Gök: Evet, Şeyhmus Hoca’nın da haberi vardı.

Avukat: "Bebeği erken öldürseydin sorun olmazdı" dedin mi?

Hasan Basri Gök: Böyle bir şey söylemedim.

Avukat: Her hasta kabulünden 10 bin TL aldınız mı?

Hasan Basri Gök: Hayır.

Avukat: Dün Hakan Doğukan Taşçı da siz de denetimlerin engellendiğini belirttiniz. Bu denetimler, hangi kişiler tarafından engelleniyor? Fırat Sarı’nın denetimleri kimler üzerinden engellendiğine dair bilgin var mı?

Hasan Basri Gök: (Susuyor) Bir bilgim yok.

Avukat: Kötü olan bebekleri alıyordunuz, diyorsunuz. Alınmasa ne olurdu bu bebeklerin durumu?

Mahkeme Başkanı: Sorunun sorulmamasına karar verildi.

Avukat: (Hasan Basri Gök’e soruyor) Opera bebekle ilgili, Tuğçe’nin bakımı yerine getirmediğini söyledin, Doğukan’da aynı şekilde. Tuğçe, uzun süre sigara molasına çıkar mıydı? Opera bebek haricinde de ihmal eder miydi bebekleri?

Mahkeme Başkanı: Bu sorunun sorulmamasına karar verildi.

Fırat Sarı’nın Avukatı: Bu epikrizlerin son halini kim imzalıyordu?

Hasan Basri Gök: Bilmiyorum

Fırat Sarı’nın Avukatı: İmzalandıktan sonra değiştirilmesi mümkün mü?

Hasan Basri Gök: Hayır

Fırat Sarı’nın Avukatı: Ocak ayında işletmeden ayrıldım dedin. Fırat Sarı bu yüzdem sana baskı yaptı mı?

Hasan Basri Gök: Baskı yoktu.

Duruşma Savcısı: Bir telefon görüşmesinde 3 kişinin daha ismini sayarak ‘Biz Fırat Hoca’nın illegalitesiyiz’ demişsin. Hangi konularda illegalitesiniz?

Hasan Basri Gök: İlaç. Başka bir illegalitemiz yok.

10 BEBEK MAKTUL, 47 KİŞİ İSE ŞÜPHELİ

Türkiye'de infial yaratan "Yenidoğan Çetesi" soruşturması kapsamında hazırlanan fezleke, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianameye dönüştürüldü. İddianamede, hayatını kaybeden 10 bebek maktul, 5 kişi müşteki, SGK İstanbul İl Müdürlüğü suçtan zarar gören, 19 hastane ve sağlık şirketi malen sorumlu, 47 kişi ise şüpheli olarak yer aldı.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 1399 sayfalık iddianameye göre, sanık doktor Fırat Sarı liderliğindeki suç örgütünün, yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde SGK’dan haksız kazanç sağladığı ve hasta bebeklerin durumunu ağır göstererek tedavi sürelerini gereksiz şekilde uzattığı belirtildi. Örgütün, bebekleri uygun hastaneler yerine maddi kazanç sağlayacak özel hastanelere yönlendirdiği ve karın sağlık çalışanlarıyla paylaşıldığı iddia edildi.

Sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen için "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık" ve "suç örgütü kurma" gibi suçlardan 177 ila 582 yıl hapis cezası talep ediliyor. Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir için de benzer suçlardan 180 ila 589 yıl hapis cezası isteniyor. Diğer sanıklar için de ağır cezalar talep ediliyor.

Soruşturma kapsamında İstanbul ve Tekirdağ’da 10 hastanenin ruhsatı iptal edilirken, tedavi gören bebekler kamu hastanelerine sevk edildi. Ayrıca, soruşturmayı yürüten savcıyı tehdit eden kişiler de tutuklandı. Bu soruşturma ise halen devam ediyor.

İstanbul'da 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanlarıyla iş birliği yaptığı öne sürülen şüphelilerin, acil durumdaki bebek hastaları anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine yönlendirdikleri ve bu süreçte bebek ölümlerine neden olarak haksız kazanç elde ettikleri ortaya çıktı. Dün hakim karşısına çıkan sanıklardan Hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın savunması ise kan dondurdu. Taşçı, bir telefon görüşmesini anlatarak, “Arkadaşım Batuhan Çelik, ellerinde bir bebek olduğunu ve doktora ulaşamadığını, doktorun ise 'Çek fişi gitsin' dediğini söyledi” ifadelerini kullandı.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN