Sedat Peker 7. videosunda Uğur Mumcu’nun öldürüldüğü günü anımsatarak "Uğur Mumcu şehit ediliyor. Yanına ilk gelen kim, katil en önce gelir, Mehmet Ağar" dedi. Mumcu'nun çocukları Özge Mumcu Aybars ve Özgür Mumcu bu hatırlatma üzerine babalarının bir sözünü sosyal medyadan paylaştı. İşte organize suç örgütü liderli Peker'in Uğur Mumu hakkında yaptığı açıklamanın detayları ve Mumcu'nun çocuklarının hatırlattığı o tarihi söz...
Uğur Mumcu’nun çocukları, hakkında yakalama kararı olan organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in bu gün sabah yayımladığı 7. videosunun ardından babalarının sözünü sosyal medyadan paylaştı. İşte Uğur Mumcu'nun 29 yıl önce bu günlerde gözlerin nereye çevrilmesi gerektiğine dair ettiği tarihi söz...
PEKER: KATİL EN ÖNCE GELİR
Peker, videosunda 1993 yılında katledilen gazeteci Uğur Mumcu hakkında şu ifadeleri kullandı:
Uğur Mumcu şehit ediliyor. Yanına ilk gelen kim, katil en önce gelir, Mehmet Ağar. Eşine diyor ki, ‘Ben buradan bir tuğla çekersem devlet aşağı iner’ Bu meşhur sözdür. Devletin içinde yaşayanlar bunu bilirler. Uğur Mumcu, temiz adam, saf adam, tek başına bir adam. Uğur Mumcu, terörle ilgili yazıyor ama terörden menfaat elde edenlere gelince adamı tak şehit ettiler.
"DİKKATLER SALDIRGANA VE SALDIRGANIN ÖRGÜTÜNE ÇEVRİLMELİ"
Uğur Mumcu’nun çocukları Özge Mumcu Aybars ve Özgür Mumcu, Peker’in ifadelerinin ardından babalarının bir sözünü paylaştı.
Bir ülkede devletin güvenliği ile hukukun güvenliği eş anlamlıdır. Devlet güvenliği adına hukuk güvenliğinin ortadan kaldırılması, demokrasi ve hukuk devleti için ileride onarılmaz yaralar açar. Bu gibi dönemlerde daha soğukkanlı olunmasında sayısız yarar bulunmaktadır. Dikkatler, gazetelere ve gazetecilere değil, saldırgana ve saldırganın örgütüne çevrilmelidir.
— Özge Mumcu Aybars (@ozge_mumcu) May 23, 2021
ÖLDÜRENLERİN ARKASINDAKİ GÜÇ HALA AYDINLATILAMADI
Türkiye basın tarihinin en önemli isimlerinden Uğur Mumcu, Ankara Karlı Sokak’taki evinin önünde otomobiline konan bombayla 24 Ocak 1993’te katledildi. Cumhuriyet yazarı Uğur Mumcu’ya suikast organizasyonunda yer alan isimlerin bazıları yakalandı, yargılandı ancak Mumcu’yu öldürenlerin arkasında hangi güçlerin olduğu hâlâ kadar aydınlatılamadı.
"UĞUR MUMCU CİNAYETİ TÜRKİYE'YE SUİKASTTIR"
Prof. Dr. Emre Kongar, Ankara’daki evinin önünde 24 Ocak 1993’te uğradığı bombalı suikast sonucu yaşamını yitiren araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu’yu anlattı: Mumcu, bütün mafya ilişkilerinin, yolsuzlukların ve karanlık ekonomik alışverişlerin, mali birtakım yolsuzlukların hepsinin siyaset, ticaret ve tarikat üçgeni içerisinde olduğunu aktardı.
"ARAŞTIRMACI VE BELGECİ GAZETECİLİĞİN ÖNCÜSÜ"
BirGün’e konuşan Kongar, “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamak” ifadesinin Mumcu’ya ait olduğunu hatırlattı. Mumcu’nun yazılarını, konuşmalarını bilgi ve belge sahibi olmadan yayımlamadığına dikkat çeken Kongar, “Köşe yazarlığında birtakım insanların deneme stili kendilerinden menkul dedikoduları yazmaları veya gerçeklere uygun olmayan fikirler söylemeleri Uğur için çok yanlış bir şeydi. Uğur bu geleneği bozdu ve doğru bir yere oturttu. Ona belgeci gazeteciliğin, araştırmacı gazeteciliğin öncüsü diyebiliriz” dedi.
"MUMCU ÖZELLİKLE SİYASETLE DİN VE TİCARET ARASINDAKİ İLİŞKİYE DİKKAT ÇEKTİ"
Kongar sözlerini şöyle sürdürdü: “Genellikle toplumsal ve siyasal olaylar hakkında araştırma ve konuşma yapması gerekenler sustuğunda tek konuşabilen, tek gerçekleri aktarabilen kesimler gazeteciler kesimi olabiliyor. İşte Uğur bu kesimin öncüsüydü ve genç gazeteciler onun yolundan yürüyerek mesleklerini yapmaya çalıştılar. Uğur’un ikinci özelliği temel, toplumsal süreçleri görebilmesi ve toplumu biçimlendiren temel toplumsal süreçlerin analizlerini iyi yapabilmesiydi. Uğur özellikle eğitime, göçe ve bir de siyasetle, din ve ticaret arasındaki ilişkilere dikkati çekti. Siyaset, ticaret ve tarikat üçgeni şeklinde üçlü bir köşegen kurdu. Bütün mafya ilişkilerinin, yolsuzlukların ve karanlık ekonomik alışverişlerin, mali birtakım yolsuzlukların hepsinin bu üçgen içerisinde olduğunu belirtti. Ona göre bu üçgen aslında emperyalizmin bir ortağı olduğu ve onun desteğiyle gelişen bir tuzaktı.”
Kongar, “Türkiye’de demokrasinin en büyük düşmanı, demokratik hak ve özgürlükleri sadece kendileri için isteyenlerin halkı aldatmasıdır” şeklinde konuştu.
Mumcu’nun dinle, tarikat ilişkilerini; siyasetin ticaretle olan yozlaşmış ilişkilerini; dinin, ticaretle olan ilişkilerini açığa çıkardığını aktaran Kongar, “Uğur’un öldürülmesi birkaç amaca yönelikti. Esas olarak bağımsız, özgür, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin istikrarsızlaştırılmasına dönüktü. Her insan eleştirisini, düşüncesini özellikle iktidara yönelik eleştirisini ifade edebilme hakkına ve özgürlüğüne sahip olmalıdır. Uğur bir ölçüde bunu engellemek için öldürüldü. Uğur Mumcu’nun öldürülmesi Türkiye’ye yapılmış bir suikasttır. Türkiye’nin Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet, laiklik, hukuk devleti, sosyal devlet yolunda ilerlemesini engelleyen bir cinayettir” diye konuştu.