Aşırı sıcakların yer yer etkin olduğu Orta Doğu'daki durumun ilerleyen yıllarda daha da kötüleşeceği yeni bir araştırmayla ortaya kondu. Bölge, bugün endüstri çağı öncesine göre 2 derece daha sıcak. İşte detaylar...
Suudi Arabistan'daki Kral Abdullah Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden Abdul Malik ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Zayid Üniversitesi'nden Muhammad Usman'ın imzasını taşıyan makale, kasımda American Geophysical Union'ın akademik dergisinde yayımlandı.
Küresel ısınmayla birlikte ortalama sıcaklıklardaki artışın 2100'e kadar 9 dereceyi bulabileceği vurgulandı. Bu korkunç ihtimal, sera gazı emisyon oranlarının azaltılmadığı senaryoya göre hesap edildi.
AŞIRI SICAK HAVADA KLİMALAR DEVRE DIŞI KALIYOR
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, 2022'de Kuveyt'te kaydedilen 52,7 derece gibi sıra dışı sıcaklıklar konu dışı bırakıldı. Araştırmayı haberleştiren Haaretz, endüstri çağı öncesine göre Ortadoğu'nun halihazırda 2 derece daha sıcak olduğunu aktardı. İsrail gazetesi, aşırı sıcak havalarda elektrik santralleriyle birlikte klimaların da çalışamadığını hatırlattı.
Bu sene Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği 29. Taraflar Konferansı (COP29) yeni iklim finansman hedefindeki tartışmalar nedeniyle belirlenen tarihten iki gün sonra, 24 Kasım 2024 tarihinde sona ermişti.
"YAPILACAK ÇOK FAZLA İŞ VAR"
Zirve sonunda yayımlanan nihai metinde, gelişmekte olan ülkelerin Ulusal Katkı Beyanları (NDC) raporları kaynak gösterilerek bu ülkelerin ihtiyaç duyduğu iklim finansmanının 2030'a kadar yıllık 455 ila 584 milyar dolar, toplamdaysa 5,1 ila 6,8 trilyon dolar olduğu belirtilse de 2035'e kadar yıllık en az 300 milyar dolar fon hedefi duyurulmuştu.
Açıklamada görüşlerine yer verilen BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, beklentilerin karşılanmadığına işaret ederek, "Karşı karşıya olduğumuz büyük zorluğun üstesinden gelmek için hem finansman hem de emisyon azaltma konusunda daha iddialı bir sonuç umuyordum" demişti.
BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCCC) İcra Sekreteri Simon Stiell de anlaşma neticesinde ülkelerin arzu ettikleri sonuca ulaşamadıklarına vurgu yaparak, "Yapılacak çok fazla iş var ve gelecek yıl düzenlenecek COP30'a kadar çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız" değerlendirmesinde bulunmuştu.