2016 yılında İstanbul Atatürk Havaalanı’nda 45 kişinin hayatını kaybettiği ve 236 kişinin yaralandığı kanlı IŞİD saldırısıyla bağlantılı yedi sanığın yargılandığı davada, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin altı sanık hakkında verdiği tahliye kararı infial yarattı.
2016 yılında İstanbul Atatürk Havaalanı’nda gerçekleştirilen ve 45 kişinin hayatını kaybettiği IŞİD saldırısıyla bağlantılı olarak yedi sanığın yargılandığı davada, Yargıtay 3. Ceza Dairesi altı sanık hakkında tahliye kararı verdi. İlk derece mahkemesinde 46 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıkların cezaları, “hakkaniyete uygun adil bir ceza verilmesi gerekirken fazla ceza tayin edilmesi” gerekçesiyle bozuldu. Yargıtay, sekiz yıllık tutukluluk süresinin verilecek cezaları karşılama ihtimaline dayanarak sanıkların serbest bırakılmasına karar verdi. Karar, kamuoyunda geniş tartışmalara yol açtı.
Kanlı saldırının ardından yapılan soruşturmalarda olayla bağlantılı olduğu gerekçesiyle çok sayıda kişi gözaltına alınmış, bu kişilerden yedisi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak, Yargıtay 3. Ceza Dairesi, yedi sanıktan altısının cezalarını bozarak 12 Aralık 2024 tarihinde tahliye edilmelerine karar verdi.
Yargıtay kararında, "Adil ve hakkaniyete uygun bir ceza verilmesi gerekirken, yetersiz gerekçelerle fazla ceza tayin edilmesi" ifadesine yer verildi. Bu karar doğrultusunda, sekiz yıldır tutuklu bulunan sanıklar serbest bırakıldı.
KAMUOYUNDA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR
NOW TV'den Alican Uludağ'ın haberine göre; ancak Yargıtay’ın tahliye kararı ve yapılan resmi açıklama kamuoyundaki endişeleri dindirmedi. Birçok kişi, 45 kişinin hayatını kaybettiği bir terör saldırısıyla bağlantılı yargılamalarda sanıkların serbest bırakılmasını adalet duygusunu zedeleyici bir gelişme olarak yorumladı. Özellikle "fazla yattılar" gerekçesiyle tahliye edilen sanıkların örgüt üyeliği ve finansmanı gibi suçlardan yargılanıyor olmaları, kamuoyunda adalet sistemine yönelik güven sorununu yeniden gündeme getirdi.
DEZENFORMASYONLA MÜCADELE MERKEZİ’NDEN AÇIKLAMA
Olayın basına yansımasının ardından kamuoyunda oluşan tepkilere Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nden bir açıklama geldi. Açıklamada, söz konusu haberlerin kamuoyunda yanlış bir algıya neden olduğu ve tahliye edilen sanıkların saldırının failleri olmadığı ileri sürüldü.