Bahçeli'den 'Kavala' çıkışı: Kimse mahkemeye talimat veremez...

Bahçeli'den 'Kavala' çıkışı: Kimse mahkemeye talimat veremez...

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, son günlerde Gezi davasında tutuklu iş insanı Osman Kavala'nın tahliye edilebileceğine dair haberlere sert çıkarak "Kimse mahkemeye talimat veremez. Yargı yetkisini kullanan bağımsız mahkemelerdir. Mahkeme kararları değiştirilemez. Gezi Parkı davasında hüküm alan Osman Kavala'nın serbest kalması yeniden yargılanması kamçılanıyor." dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün Meclis'te grup toplantısı düzenledi. Bahçeli'nin gündeminde, 2 bin 380 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala vardı. Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda, "Hayat serüveni ve siyaset sürecinin, bazı şeyleri sona ve sonraya bırakacak kadar uzun olmadığını bilecek deneyime sahibiz. Bu nedenle üşenmeyeceğiz, gecikmeyeceğiz, ertelemeyeceğiz, asla da vazgeçmeyeceğiz." diye konuştu.

"HAKLI VE TARİHİ MÜCADELEMİZDEN HİÇ TAVİZ VERMEYECEĞİZ"

Hangi şartların tazyik ve tesiri altında kalırlarsa kalsınlar, hakikati haykırmaktan çekinmeyeceklerini dile getiren Bahçeli, "55 yıllık siyasi tecrübeyle ifade ediyorum ki suyun üstünde bile yürüsek 'yüzme bilmiyorlardı' diye eleştirenler çıkacak, bu nedenle işimize bakacağız, önümüze bakacağız, haklı ve tarihi mücadelemizden hiç taviz vermeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

Zulüm karşısında mazlumların yanında olduklarını, bunun bir siyaset meselesi değil, inanç ve insanlık ödevi olduğunu vurgulayan Bahçeli, "Elinizi vicdanınıza koy desek, koyacak yer bulamayacak kimi insanların elbette bizi anlamasını beklemiyor, böylesi bir hayale kapılmıyoruz. Çıkarlarına ters düşenleri, yollarına taş koyanları, rüzgarlarını kesenleri on metrelik kuyuya itip beş metrelik iple kurtarma rolüne soyunan tatlı su kurnazlarını tanıyor, biliyor, ibretle takip ediyoruz." yorumunu yaptı.

Yerli yersiz sırtlarını sıvazlayanları da gördüklerini kaydeden Bahçeli, "Buna dikkat ve teenniyle yaklaşıyoruz. Aslında sırtımızı sıvazlarken bıçak sokacak yer arama ihtimallerini hiç de yabana atmıyoruz." dedi.

"TÜRK POLİSİNE DÜŞMANCA SALDIRANLAR, BİLİNİZ Kİ..."

MHP Genel Başkanı Bahçeli, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü intikam gününe tahvil etmek için çırpınan şehir eşkıyasının meselesinin ne emek ne de dayanışma olduğunu belirterek, "Tıpkı ağababaları Marx gibi hayatlarında tek bir fabrikaya girmemiş, tek bir emekçinin elinden tutmamış bu güruhun aklı rehinli, iradesi ipotekli, vicdanı da tutsaktır. 1 Mayıs’ta yalnızca görevini yapan ve sağduyulu tavrı sebebiyle övgü alan Türk polisine düşmanca saldıranlar, nefretle muamele edenler, biliniz ki, haçlı kalıntısı ve düşman bakiyesidir." değerlendirmesinde bulundu.

TAKSİM İNADININ ALTINDA YATAN HESAP NEDİR?

Hayatları miskinlik, tembellik, hainlik ve tufeyli utanmazlıkla geçen küçük bir azınlığın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde sahneye çıkıp Taksim'e yürüme ve burada gösteri yapma gayesinin maksatlı olduğunu dile getiren Bahçeli, "Emek ve Dayanışma Günü'nü ülkemin her yerinde kutlamak mümkündür. Peki bu Taksim ısrarı niyedir? Buradaki amaç nedir? Emek ve dayanışmayla Taksim'in ne alakası vardır? 1 Mayıs 1977'deki acıklı ve vahim hadiselerin tekrarı mı planlanmaktadır? Taksim inadının altında yatan hesap nedir?" diye sordu.

Emekle, emekçiyle, üretimle, alın teriyle, helal kazançla hiçbir bağ ve bağlantısı olmayan "üç beş haydudun" 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü terörize etme çabasının, emek ve emekçi düşmanlığına hizmet olduğunun altını çizen Bahçeli, "Cumhuriyet Halk Partisi'nin, DEM'in ve marjinal partilerin bu düşmanlığa çanak tutmaları kimin kiminle yol yürüdüğünün tevsik ve teyit edilmiş özetidir." dedi.

Taşla, sopayla, flamayla ve fiziken şiddete maruz kalan ancak sabır ve sağlam duruşundan vazgeçmeyerek birilerinin istediği tuzağa düşmeyen Türk polisiyle iftihar ettiğini dile getiren Bahçeli, "Polislerimiz asıl emekçidir, bunu görmeyenler zalimdir, zillettir, cümlesiyle haindir." diye konuştu.

"NETANYAHU VE YÖNETİMİ İÇİN HESAP GÜNÜ YAKIN"

Türkiye'nin, Uluslararası Adalet Divanı'nda İsrail aleyhine açılan soykırım davasına müdahil olma kararının çok önemli bir adım olduğunu ifade eden Bahçeli, "Geçen hafta İsrail'e yönelik ticaretin durdurulması da ülkemizin insani ve vicdani çerçevede ne alırım, ne kaybederim çetelesi tutmadan yaptığı muazzam bir siyasi hamledir. Böylelikle Türkiye'nin İsrail ile ticaretini diline dolayıp fitne çıkaranların hesabı bozulmuştur." yorumunu yaptı.

İslam İşbirliği Teşkilatı 15'inci Zirvesi'nde Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın İslam ülkelerine yönelik "İsrail'i durdurmalıyız, ya barışla ya da zorla" sözlerinin kararlı ve korkusuz bir mesaj olduğunu ifade eden Bahçeli şöyle devam etti:

"Netanyahu ve yönetimi için hesap günü yakındır. Bundan kaçış ve kurtuluş diye bir şey söz konusu değildir. 35 bin masumun dökülen kanı Netanyahu'yu inşallah boğacaktır. Dünyada en sağır edici ses, acı çeken bir mazlumun suskunluğudur. Mazlumun suskunluğunu ise hiç kimse yanlışa yormamalıdır. Hem Türkiye hem de dünyada pek çok ülke zalim İsrail'e karşı ayaktadır. Hazreti Ali'nin dediği gibi mazlumun öç aldığı gün, zalimin zulmettiği günden daha korkunç olacaktır. O gün için geri sayım başlamıştır."

İsrail'in Gazze katliamının pek çok ülkede protesto edildiğini hatırlatan Bahçeli, "Demokratik ve meşru gösterilere zorbalıkla karşılık veren, öğrencilere ters kelepçe vuran, gözaltı uygulaması yapan bazı ülkelerin hali pür melali rezalettir, melanettir. Hani nerede özgürlük ve insan haklarına riayet? Hani nerede demokratik haklara saygı? Hani nerede adalet ve hukuka bağlılık? İşlerine gelince insan hakları bilirkişiliği yapan ve bu konuda raporlar ve ev ödevleri hazırlayan ülkelerin, işlerine gelmedi mi hak ve hukuk ihlallerinde sınır tanımamaları utanç duyulacak bir ikiyüzlülüktür." diye konuştu.

"GAZZE'YE SALDIRILARI SONLANDIRMA TALEBİNE KAPALI DURMASI SOYKIRIMIN DEVAMINA İŞARET"

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu lehine Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne baskı yapmaya başlayan Batılı ülkelerin insanlık değerleriyle çelişmek şöyle dursun, bu değerlere açık açık cephe aldığının bariz bir gerçek olduğunu kaydeden Bahçeli, "Bizim bu çifte standartçı ahlaksızlığa karnımız tok, yüzümüz dönüktür." dedi.

Kahire'de yürütülen ateşkes ve rehine takası anlaşmasının çıkmaza girmesinin çok tehlikeli olduğunu belirten Bahçeli, "Refah'a operasyon tehdidinden geri adım atmayan Netanyahu müzakere sürecini dinamitlemektedir. Gazze'ye yönelik saldırıların kesilmesini açıkça ihtiva etmeyen bir anlaşmanın kalıcı ve kabul edilebilir olması elbette düşünülemeyecektir. İsrail yönetiminin ateşkes çabalarını sabote etmek için beyhude gerekçeler uydurması, esir takasına eşzamanlı olarak Gazze'ye saldırıları sonlandırma talebine kapalı durması soykırımın devamına işarettir. Gazze'de savaşın sona ermesine yanaşmayan Netanyahu'nun bedel ödemesi artık bir insanlık ve hukuk namusudur." değerlendirmesinde bulundu.

Birleşmiş Milletlerin acil devreye girmesi ve İsrail askerlerinin işgal edilen bölgelerden ön şartsız çıkması gerektiğinin altını çizen Bahçeli, "Masumlar adına inisiyatif üstlenmesi gereken ABD yönetiminin, Suudi Arabistan ile planlanan savunma anlaşmasına İsrail ile diyalog şartı koyması zulmü cesaretlendiren bir skandaldır. İki devletli çözüme bir destek verip bir burun kıvıran, bugün söylediğini yarın çiğneyen ABD yönetiminin güvenilmez politikaları cinayet ve katliamları maalesef teşvik etmektedir." dedi.

Bahçeli, Gazze'nin dünya için turnusol kağıdı olduğunu söyledi.

Türk milletinin, onun bunun ne diyeceğine aldırış etmeden, zalimlere ve zulüm tufanına sonuna kadar karşı olduğunu ifade eden Bahçeli, "Her gün bir fincan kahve fiyatının yarısıyla geçinmeye çalışan 1 milyar insandan mütevellit mazlumların sesi, nefesi, hatta demir yumruğu olmak için 'lider ülke Türkiye' diyoruz. Adaletli yaşama, eşit ve hakça paylaşıma, çağa mühür vurmuş bir millet iradesine, tarihi yapan bir devlet haşmetine ulaşmak için 'Türkiye Yüzyılı' diyoruz. Dünyada mıymıntı bir gezgin gibi değil, bir fatih gibi duruş ve devinim göstermek için Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin devamından yanayız." ifadelerini kullandı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Türkiye Cumhuriyeti yeri ve zamanı geldiğinde, şartlar başkaca bir seçeneğe imkan bırakmadığında, iç ve dış işgalcilere haddini bildirecek, şamarı indirecek, gününü gösterecek dirayetli güce sahiptir." dedi.

"DEM'LENENLERİN AYILMASI BİR BAŞKA DÜŞÜNCEMİZ VE TEMENNİMİZDİR"

Bahar aylarıyla beraber siyasette de bahar mevsiminin doğuşundan memnuniyet duyacaklarını ifade eden Bahçeli, kutuplaşmak yerine kucaklaşmak gerektiğini belirtti.

Ortak akılla hareket ederek Türkiye'nin temel meselelerine kafa yormak, milli birlik ve dayanışmanın muteber imkanlarıyla mesafe almak arzusunda olduklarını kaydeden Bahçeli, Hazreti Mevlana'nın "Duydum ki kapıma gelmiş, tokmak olmadığı için kapıya vurmadan geri dönmüşsün. Bilmez misin, kalp kapısının tokmağa ihtiyacı yoktur, o ancak içeriden açılır." sözünü hatırlattı.

MHP Genel Başkanı Bahçeli, "Nitekim kapımıza değil de kalbimize vuranı buyur ederiz. Siyasette köprü kurmak yerine duvar inşa edersek yanlışa düşeceğimizi herkesin idrak etmesinde yarar vardır. Sıkılı yumrukların açılması, çatık kaşların normalleşmesi, sertlik yerine yumuşamanın hakim olması, bunun da sürdürülebilirliği halisane dileğimizdir." ifadelerini kullandı.

Dinlenecek sözün doğru olması, milli ve manevi değerlere uygun düşmesinin en makul ve mantıklı yol olduğunu kaydeden Bahçeli şöyle devam etti:

"Siyaset kavga arenası değil, konuşma ve düğümleri çözme sahasıdır. Sözün ateşiyle münakaşa ve muharebe etmek yerine; akıl ve ahlaki mutabakat ve müzakereyle Türkiye'mizin yükseliş sürecine herkes destek vermelidir. Türk ve Türkiye Yüzyılı'na müzahir tavır ve tutum geliştirmek her siyasi parti ve siyasetçi için milli sorumluluktur. DEM'lenmek yerine kantı, yani şekerli suyu tercih etmek, bundan da yudum yudum içmek akla en yatkın seçenektir.

Sayın Cumhurbaşkanı'mızla CHP Genel Başkanı'nın görüşmesinin esasını es geçip, boş koltukla meşgul olanların boşa ve boşluğa düşmeleri pek tabii kendi bilecekleri bir şeydir. Biz, boşlukla ve boş yapanlarla değil, ülkesi ve milleti için dolu heves ve heyecanları olanların ne söylediğine, neyi hedeflediğine bakıyor, bununla ilgileniyoruz. Ancak bazı kilit mahiyetli tartışma konularıyla ilgili de görüşümüzü paylaşmak istiyoruz. Bir defa siyasetin yumuşama ve normalleşmesinin vasatı Türkiye ve Türk milletinin ortak değerleri, ortak çıkarları, ortak geleceğidir. DEM'lenenlerin ayılması bir başka düşüncemiz ve temennimizdir.

"OSMAN KAVALA'NIN SERBET KALMASI İÇİN SİPARİŞ SÜREÇ DEVAM EDİYOR"

Bir defa siyasetin yumuşama ve normalleşmesinin vasatı Türkiye ve Türk milletinin ortak değerleri, ortak çıkarları, ortak geleceğidir. DEM’lenenlerin ayılması bir başka düşüncemiz ve temennimizdir. Türkiye’de yargı yetkisini Türk milleti adına kullanan bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir. Anayasa'nın 138'inci maddesine göre; Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.

"SİPARİŞ BİR SÜREÇ DEVAMLI SURETTE İLERLETİLMEKTEDİR"

Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez. Bir davada sanıkların, tanıkların veya mağdurların lehlerine veya aleyhlerine olacak şekilde yargı yetkisi kullananlara baskı yapmak, talimat vermek suçtur. Bu suç şikayete bağlı bir suç da değildir. Bilhassa Gezi Parkı Davası'nda hüküm alan Osman Kavala’nın yeniden yargılanması ya da serbest bırakılması hususunda kamçılanan sipariş bir süreç devamlı surette ilerletilmektedir.

"DAVAMIZI YARGILAMAK İÇİN KUYRUĞA GİRDİLER"

Devletin üç unsuru vardır. İlki millet, ikincisi ülke, üçüncüsü de egemenliktir. Bunların dayanağı da hukuktur. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Suç 'eski sistemde işlendi, yeni sistemde geçersizdir' demek, devleti ve milleti bilmeyen, bilse de hasıraltı eden tetikçilerin ve kimliksizlerin harcıdır. Mahut ve malum bir cinayet davasının hazırlanan 145 sayfalık iddianame dolayısıyla, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ülkü Ocaklarına iftira atan, kan ve çamur sıçratan alçaklar koalisyonu, ne hikmetse devlet ve millet karşıtlarına kucak açmakta, methiyeler düzmektedir.

Hayatlarında tek bir defa ülkücünün hakkını, hukukunu ve haysiyetini gözetmeyen mihrakların partimizi ve Ülkü Ocaklarını bir cinayetle anma teşebbüsleri ayrıca değerlendirilmesi gereken şerefsizce bir saldırganlıktır. Bugüne kadar niye iddianame hazırlanmadı diye sordular. İddianame hazırlandı, içi boş dediler. Davamızı yargılamak için kuyruğa girdiler. Milliyetçi Hareket Partisi olarak beklentimiz şudur Mezkur iddianame ilgili mahkeme tarafından kabul edilip yargılama süreci derhâl başlatılmalıdır. Kimin elinde hangi belge ve bilgi varsa mahkemeye sunmalıdır. Hatta şahit olarak dinlenmek isteyenlere mahkeme kapısı açılmalıdır.

"HUKUKİ SÜREÇ ANKARA’DA MI BİTECEK, YOKSA PENSİLVANYA’YA MI DAYANACAK..."

Televizyon ekranlarında mahkeme yargılanamaz. CHP’sinden İP’ine kadar malum partiler neyi biliyorsa acilen mahkemeye yetiştirmelidir. Abdestten şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Çiğ süt içmeyenin karnı da ağrımaz. Bakalım hukuki süreç Ankara’da mı bitecek, yoksa Pensilvanya’ya mı dayanacak, hodri meydan, hep beraber göreceğiz. Bilinmesini özellikle isterim ki ellerinde binlerce Ülkücü şehidimizin kanı olanların feriştahı gelse biz de yaprak dahi kımıldamaz, kımıldamayacaktır."

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (24)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
24 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN