DEVA Partisi lideri Babacan, Merkez Bankası'nın rekor üzerine rekor kıran döviz kurları nedeniyle piyasaya müdahale etmesine tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının kuru tetiklediğine dikkat çeken Babacan, "MB, döviz piyasasına müdahale edeceğine biraz Cumhurbaşkanı'na müdahale etse, 'siz susun biraz lütfen dese' belki iş hızlı çözülecek" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Haftalık Değerlendirme Toplantısında konuştu. Burada önemli açıklamalarda bulunan Babacan'ın gündeminde ekonomi vardı. Babacan, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının (TCMB) döviz kurlarında görülen “sağlıksız fiyat oluşumları” nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale etmesini eleştirdi.
Artık 'dalgalı kur' diye bir şeyin kalmadığını savunan Babacan, "MB, döviz piyasasına müdahale edeceğine biraz Cumhurbaşkanı'na müdahale etse, 'siz susun biraz lütfen dese' belki iş hızlı çözülecek" sözlerini kaydetti.
TCMB tarafından yapılan açıklamada "Döviz kurlarında görülen sağlıksız fiyat oluşumları nedeniyle piyasaya satım yönünde doğrudan müdahale edilmektedir" denildi. Açıklamada başka bir detay yer almadı. Merkez Bankası web sitesine göre en son doğrudan döviz müdahalesi 23 Ocak 2014 tarihinde yapılmış. Merkez Bankası doğrudan döviz müdahalelerini aynı gün kamuoyuna duyuruyor, tutarlar ise müdahalenin yapıldığı tarihten 15 işgünü sonra yayınlanıyor. Merkez Bankası müdahalesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün akşam TRT kanallarının ortak yayınında ekonomiye dair açıklamaları sonrası döviz kurunda yeni zirve yaşanmasının ardından geldi.
Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Hareketli ve zor günlerden geçiyoruz. Bugün sabah 1 dolar 14 liraya yaklaşmıştı, arkasından Merkez Bankası'nın müdahalesi, Cumhurbaşkanı'nın konuşması derken çalkalana çalkalana kur devam ediyordu. Yakalayabilene, tespit edebilene aşk olsun.
KİMSE BU MİLLETLE DALGA GEÇMESİN
Daha 1 hafta önce dolar kuru 12, euro 14 lira civarında seyrediyordu. Ülkedeki, istikrarsızlığı sadece dolar kuruna bakarak anlamak çok zor değil. Öyle bir dönemdeyiz ki hani ne diyorlar? ‘Dalgalı kur’ diyorlar. Bunun adı artık dalga falan da değil. Dalgalı kur iner çıkar, aşağı yukarı dalgalanır. Son üç aydır dolar kuru sürekli artıyor. Kimse şu andaki döviz kuruna dalgalı diyerek bu milletle dalgasını geçmesin. Böyle bir şey yok.
Kur artınca ne oluyor? Hepimiz haftalardır içinde bulunduğumuz korkunç bir manzarayla karşı karşıya kalıyoruz. Kur artında A'dan Z'ye her şeye zam geliyor. Halkımız fakirleşiyor. Tüketicilerin alım gücü yok. Bebek mamalarını biliyorsunuz zincirliyorlar çalınmasın diye. Esnaf satsa yerine koyacak gücü de yok.
KREDİ KARTINDA YÜZDE 28 FAİZ İŞLİYOR, NEREDE DÜŞÜK FAİZ?
Bankalar bu sabah müşterilerine bir bilgi notu gönderdi. Kredi kartı faizi aylık yüzde 1,80, gecikme faizi yüzde 2,10’dur. Yıllık bileşik faiz, kredi kartında gününde asgari ödemeyi yapıp da diğerinde gününde öderseniz yüzde 23,87 faiz işliyor. Son ödeme gününü kaçırırsanız yüzde 28 faiz işliyor. Hani nerede düşük faiz? Hani nerede faizle savaşma?
EKONOMİYİ MAHVETTİLER
Gerçekten durum kötü. Kasaplarda eti alınmış kemikler artık satışa sunulmuş durumda. Vatandaşımız et alamadığı için, et almaya bütçesi yetmediği için eti sıyrılmış kemik bugün pazarda vatandaşlarımıza satılıyor. İnsanın boğazı düğümleniyor, değil mi?
Bu ülkenin senelerce ekonomisini yönetmiş, üstelik tüm krizlerden de başarıyla çıkarmış bir ekibin başında olan arkadaşınız olarak bunları gördükçe yüreğimiz parçalanıyor. 50 kuruş daha ucuz diye, yağmur, çamur içinde ekmek kuyruğunda saatler geçiren vatandaşlarımızı gördükçe kahroluyoruz. Benzin kuyrukların görünce çok üzülüyoruz. Ülkemizin ekonomisini mahvettiler.
PARALEL EVRENDEN CANLI YAYIN YAPIYOR
Dün akşam Sayın Erdoğan bir canlı yayındaymış, yine bir sürü masal anlatmış, ‘Ekonomimiz şöyle iyi, böyle iyi’ demiş. En hazini; sokaktan gelmiş, halkın arasından çıkmış bir siyasetçinin artık o geldiği sokaktan bihaber olması, ülkenin gerçeklerinden kopması. İnanın bilmiyor, insanlar ne yaşıyor görmüyor. Yoksulluk nasıl aldı başını gitti farkında bile değil, sonra da adeta bir paralel evrenden canlı yayın yapıyor. O konuşurken de dolar hoplayıp duruyor, her konuştuğu saniye memleket fakirleşiyor.
MERKEZ ERDOĞAN'A MÜDAHALE ETSİN
Artık MB de öğrendi ki Erdoğan konuşuyor dolar yükseliyor. Bari hiç olmazsa döviz satıp durdurayım şunu demiş. Halbuki MB, döviz piyasasına müdahale edeceğine biraz Cumhurbaşkanı'na müdahale etse, 'siz susun biraz lütfen dese' belki iş hızlı çözülecek. Bir de MB 'dövize müdahale ediyorum, döviz satıyorum' diyor sanki çok dövizi varmış gibi. Eksi 50 milyar dolara düşmüş rezerv var, MB'nin rezervim var diye gösterdiği rezerv kendi parası değil artık. Dışarıdan borç alınmış para, dışarıdan borç alınmış rezervi satarak Erdoğan'ın fırlatmış olduğu kuru durdurmaya çalışıyor.
6 SIFIRIN ATILMASI BENİM SORUMLULUĞUM
6 sıfırın atılması benim sorumluluğum altında, o gün bağımsız olan Merkez Bankası ile Hazine Müsteşarlığı’nın ortak çalışması sonucu gerçekleştirilen bir reformdur. Parada 6 sıfır atılacağını Türkiye benden duydu. Talimat Erdoğan’dan gelse, bunu duyurma fırsatını kaçırır mıydı?
Bir de 'ekonomik kararların altında benim imzam var' diyor. O günkü MB bağımsız, açın bakın kararlara hiçbirinde Başbakan'ın imzası olmaz. Ama işte anlamadı. Anlasalardı bugün bu vahim hataları yapmazlardı. Neden şimdi bu millet Avrupa'nın en yoksullarından birisi? Neden faiz bu kadar yüksek? Neden enflasyon zirvede? Neden döviz kuru rekorda rekora koşuyor? MB'nin rezervlerini cayır cayır satan sizsiniz, yedek akçeleri bir günde sıfıra indiren sizsiniz, Varlık Fonu'nu kurup onu borca batıran da sizsiniz.
ENFLASYON İNMİYOR
Durmadan düşüreceğiz dediğiniz enflasyon var değil mi? Enflasyon bugün yükselir yarın iner diyor ama inmiyor ya. 'Kararlıyız' diyor değil mi? Sayın Erdoğan, acaba bu kadar kararlı olmasa mı bu işlerde? Her 'kararlıyız' deyişinizde enflasyon artmış. Makyajlanmış, oynanmış, aşağı çekilmiş haliyle bile enflasyon zirvelerde. Videonun başladığı tarihte enflasyon yüzde 11,72, bittiği tarihte yüzde 19,89.
METİN GÜRCAN'IN TUTUKLANMASI
Masumiyet karinesi esastır, suç ve ceza şahsidir, kişinin lekelenmeme hakkı esastır. Hukukçu arkadaşlarımızın bizlere ilettiği dosyada, Metin Gürcan hakkında isnat edilen suçlamanın yasal unsurlarının oluşmadığı çok açıktır. Yasada tanımlandığı şekliyle suç oluştuğuna dair somut bir delil de ortaya konulamamıştır. Biz ilk saatlerden itibaren bu sürecin takipçisi olduk. Bu dosyanın takipçisi olacağız. Hakikat er ya da geç ortaya çıkacak.
Metin Gürcan'ın gözaltına alındığı ilk saatten itibaren gerek kollukta gerek savcılık aşamasında gerek sorgu sürecinde dosyada gizlilik kararı bulunmasına rağmen hakkındaki ifadeler ve görüntülerin basına servis edilmesi ile gizlilik karar ihlal edilmiştir.
8 aydır uyuyan dosya bugün mü aklınıza geldi? Bunların niyeti şu casusluk kavramıyla muhalefete gözdağı vermek, yaptığımız hataların üzerini böylece örteriz diyorlar. Buradan size ekmek çıkmaz. "