Özgür Özel’den Erdoğan’a 'Hamza Dağ tepkisi: İzmir'e kayyım atamaya çalışıyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, AK Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ'a tepki gösterdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a gönderme yapan Özel, "İzmir'e kayyım atamaya çalışıyor. Buna İzmir geçit vermeyecek." dedi.

FADİME ÇAĞLA TAŞCI

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir'in Foça ilçesinde halka seslendi. Konuşmasında ekonomi, enflasyon, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki durumlar, atanamayan öğretmenler ve Tarım Kanunu'na değinen Özel, AK Parti'nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ'a tepki gösterdi.

31 Mart'ta gerçekleştirilecek yerel seçimleri, "pahalılıktan bıkmış, yoksullaştırılmış milyonların hükümete isyan seçimi" olarak değerlendiren Özel, Boğaziçi Üniversitesi'ndeki yaşananları hatırlattı.

"Boğaziçi'ndeki rektörü kim atıyorsa Hamza Dağ'ı da o atadı." diyen Özgür Özel, "İzmir'e kayyım atamaya çalışıyor. Buna İzmir geçit vermeyecek. Çok demokratsa Hamza Dağ, rektör olarak git Boğaziçi'ne ata. 6 ay bir demokratlık taklidi yapsın, kapları açsın, yasakları kaldırsın, öğrencilere zulmü bıraksın görelim." diye konuştu.

Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:

İkinci yüzyıla partimiz büyük bir değişimle, büyük bir dönüşümle girdi. İkinci yüzyılın ilk sandığı haftaya bu saatlerde içine atılacak oylarla şekilleniyor olacak. Bu yerel seçimden çıkacak sonuç, geneldeki iktidarı dengeleyen, ezilenlere, kimsesizlere, yoksullara, emeklilere, emekçilere, çiftçilere, esnaflara sahip çıkacak bir sosyal demokrat iktidar için güçlü bir ana muhalefet partisi ve Cumhuriyet'in ikinci yüzyılının ilk genel seçimlerinde iktidara Atatürk'ün partisini yeniden getirecek kadrolara ve partiye güç vermek gelecek hafta pazar günü sizlerin elindedir.

'KADINLARIN SÖZ SAHİBİ OLDUĞU PARTİYLE AYRIŞACAĞIZ'

Cumhuriyet'in birinci yüzyılındaki devrimlerden en önemlilerinden bir tanesi kadına verilen haklar demiştik. İkinci yüzyılda da bu partinin gençleşmeye ve kadınların eşit temsiline çok ihtiyacı var. Böyle bir devrim başlayacaksa bu devrim İzmir'den başlayacak.

Özgür Özel CHP'de Genel Başkan oldukça değişim, dönüşüm, gençleşme, kadınlara eşit temsil diyen, MYK'sının yarısı kadın yarısı erkek olacak. Yaş ortalaması 43 Parti Meclisi 46 MYK ile yönetilen partide Foça'dan söylüyorum gelecek sefer İzmir'de 15 erkek aday varsa 15 tane de kadın aday olacak. Başka yolu yok. Adayların yarısı 40 yaş altıysa yarısı 40 yaş üstü olacak. Tecrübeyle deneyimi gençliğin enerjisiyle, erkeklerin güçlerini, enerjilerini ve ısrarlarını kadınların zekasıyla, çözüm odaklı olmalarıyla, cesaretleriyle, enerjileriyle birleştireceğiz.

Türkiye'de bıyıklı, yaşlı, erkek partilerden, her yaştan gençlerimizle ve yarı yarıya kadınların söz sahibi olduğu bir partiyle ayrışacağız. Atatürk'ün partisine bu yakışır.

'EMEKLİ KİRA VERSE AÇ, KARNINI DOYURSA SOKAKTA KALACAK'

Biliyorsunuz AK Parti geldiğinde 3 Kasım 2002'de en düşük emekli maaşı 1.5 asgari ücretti. Yani hiç dokunmasa, emeklinin düzenini bozmasa bugün 1.5 asgari ücret 26 bin TL. Ama 10 bin TL alıyor emekliler. İzmir'deki kira ortalaması 15 bin TL'ye çıkmış durumda. Emekli kira verse aç kalacak, karnını doyursa sokakta kalacak durumda. Eğer önceden edindiği bir evi yoksa.

'EMEKLİ HER AY 5 BUÇUK ÇEYREK ALTIN KAYBEDİYOR'

Öyle bir süreçteyiz ki, o dönemde 8 çeyrek altın alan en düşük emekli maaşı bugün sadece 2 buçuk çeyrek altın alıyor. 5 buçuk çeyrek altın her ay maaştan kayıp. Bir emekli bir çeyrek altın kaybetse aklı çıkar, bütün gün onu arar. Şimdi her ay her emekli 5 buçuk çeyrek altın kaybediyor.

'İKRAMİYELERDE DAHİ 18 KİLOLUK KIYMA KAYBI VAR'

Diğer taraftan Ramazan ve Kurban Bayramlarında sayın genel başkanımızın önerisiyle AK Parti'nin karşı çıkmasıyla, sonra meclis çoğunluğunu kaybedince 'biz de vereceğiz' demesiyle birer maaş ikramiye başladı. Onu da 2015'te söz verip 3 kurban 3 ramazan bekletip 6 bayram sonra bir seçimden hemen önce bin TL vermişlerdi. O bin TL o gün 24 kilo kıyma alırken. Bugün verdikleri 3 bin TL sadece 6 kilo kıyma alıyor. Emeklinin ikramiyesinde dahi 18 kiloluk kıyma kaybı var.

'AK PARTİ'YE SARI KARTI GÖSTERMENİN ZAMANIDIR'

Biz emeklilere kaynak bulalım deyince, hesap yapıp '1.4 milyar gerekir' dedi. Doğrusu en düşük emekli maaşlarını asgari ücrete çıkarmanın maliyeti 690 bin TL, dediğinin yarısı. Bu bulamadığı parayı sadece 2024 yılında İliç'teki altın maden ocağı gibi firmanın, 5'li çetenin, yol müteahhitlerinin affettiği vergi gelirleri size bulamadığı para kadar. 678 milyar TL vazgeçilen vergi var. Türkiye'de 16 milyon 200 bin emekliye vermediği parayı, 5'li çeteye, saray müteahhitlerine, yandaşlarına veren bir anlayışla karşı karşıyayız.

31 Mart seçimiyle ilgili, Foça'daki CHP'liler dışında, eski ittifak ortaklarımıza, gözünde gönlünde güneş olanlara, iyi insanlara, haramdan yalandan bıkmış muhafazakar demokratlara elbette adayımıza oy istiyoruz. Ama AK Partili olsun MHP'li olsun hepsinin oylarını istiyoruz. İki şey için istiyoruz. Bir, iyi ve güçlü yönetim için. İki, İzmir Büyükşehir ile uyum içinde çalışacaklar. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay için. En çok da şunun için, Foça'da, İzmir'de elbette kazanacağız. Ama 31 Mart günü sandıklar dile gelip konuştuğunda AK Parti, Cumhur İttifakı, 'Belki Foça'yı kaybettik. Belki İzmir'i kaybettik. Ama biz yine emekliden, köylerden, AK Parti'nin kemik seçmeninden oy alıyoruz, kimse maaşa bakmıyor, zamlara bakmıyor, enflasyona bakmıyor, gözü kapalı bize oy atıyor' denirse, yani mayısta AK Parti'ye, Erdoğan'a oy verirse hayat pahalılığının, zamların, zulmün siyasette bir maliyeti yok diye düşünecekler. Onun için emekliler, köylüler, çiftçiler bu seçimde AK Parti'ye sarı kartı göstermenin zamanıdır.

'BU SEÇİM MİLYONLARIN HÜKÜMETE İSYAN SEÇİMİ'

AK Partililer, çantada keklik olmadığınızı, zamlardan yıldığınızı, bu maaşla geçinemediğinizi, hak ettiğiniz destekleri alamayıp, çiftçilikle geçinemediğinizi göstermenin yolu bu yerel seçimdir. Bu yerel seçimde Foça'da size dayatılan bu adaya oy vermek yerine ekonomik şartlara olan isyanınızı dile getirmek, Foça'da zaten değişmeyen seçim sonucuna rağmen diğer tarafta en doğru mesajı vermek için hepinizi CHP'ye Saniye Hanım'a destek olmaya davet ediyorum.

Bu seçim sağ sol seçimi değil, bu seçim iyi hizmet edecek bir yöneticiyi başa getirme seçimi. Bu seçim pahalılıktan bıkmış, bıçak kemiğe dayanmış, yoksullaştırılmış milyonların hükümete isyan seçimi.

'BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'Nİ AÇIK HAVA CEZAEVİNE ÇEVİRDİLER'

İzmir'in ve Türkiye'nin bütün gençlerini bu tehlikeye dikkat çekmek istiyorum. Getirdikleri aday, geçmişte alkol yasası görüşülürken, gece 10'dan sonra alkol satılmamasını '8'den sonra olsa ne olur, hiç satılmasa ne olur?' diyen aday, gelmiş şimdi içkili mekanları geziyor 'gelirsek karışmayız' diye. Bunların bir şehre ne yapacaklarını söylediklerine göre değil, başka şehirlerde ne yaptıklarına göre değerlendirin. Hele hele bu adayı buraya yollayan Recep Tayyip Erdoğan değil mi?

Boğaziçi Üniversitesi'ne ne yapıyorlar gençler? Eskiden Boğaziçi'nde rektör adayları yarışır 6'sı dizilirdi. 3'ü Cumhurbaşkanı'na YÖK tarafından yollanırdı, istediğini atardı. O yollanan 3'e bir tane bile AK Partili giremediği için, yani Boğaziçi'ndeki bütün yarışta hepsi Tayyip Erdoğan'ın haz etmedikleri olduğu için OHAL sırasında kanunu değiştirdi, döndü rektör atama yetkisini kendine aldı. Tek başına. Vali atar gibi, genel müdür atar gibi rektör atıyor. Atadığı rektör Boğaziçi'ne geldi. Neler yaptı gördünüz. Öğrenciler tepki gösterdi, topladı hepsini içeri attı. 4 tanesi aylarca kaldı. 4'ünün de yanına gittim, 4'ünün de ailesiyle hala görüşüyorum. Ama 3 tanesi şimdi yurt dışında. 1 tanesi senden kabul aldı. 1 tanesi Münih'e gitti. 1 tanesi İngiltere'ye gitti. 1'i de burada ama belki onun da aklı dışarıda.

Boğaziçi'ne geldikleri günden beri Boğaziçi'ndeki öğrenci kulüplerini kapattılar. Öğrencilerin sergilerini, konserlerini yasakladılar. Öğrencilerin ne yiyip ne içtiklerine kadar karıştılar. Mezunları, eski öğretim görevlilerini kampüse sokmuyorlar. Kampüse başka üniversiteden arkadaşın gelecek, 'dışarıda görüş' diyorlar. Dünyanın en özgür üniversitelerinden birini açık hava cezaevine çevirdiler. Ve Boğaziçi Üniversitesi sıralamada hızla geriye gitti. Öyle ilk 100'ler 500'lerin dışına gitti. Türkiye'nin göz bebeğinin canına okudular.

'İZMİR'E KAYYIM ATAMAYA ÇALIŞIYOR'

Boğaziçi'ndeki rektörü kim atıyorsa Hamza Dağ'ı da o atadı arkadaşlar. İzmir'e kayyım atamaya çalışıyor. Buna İzmir geçit vermeyecek. Recep Tayyip Erdoğan, biz geldiğimizde sadece öğretim görevlileri de değil, öğrenciler, öğretim görevlileri ve okulla irtibatını sürdüren mezunlar oy kullanacak. Ama çok yer değiştirmeyi biliyorsun ya. Eski milletvekillerini oraya buraya büyükelçi diye atıyorsun ya. Boğaziçi'ne de birini atayıp canlarından bezdiriyorsun ya. Çok demokratsa Hamza Dağ, rektör olarak git Boğaziçi'ne ata. 6 ay bir demokratlık taklidi yapsın, kapları açsın, yasakları kaldırsın, öğrencilere zulmü bıraksın görelim.

Biz biliyoruz yıllardır yönettiğiniz belediyelerde neye karışıyorsunuz, nelerle övünüyorsunuz. Adam övünüyor, 20 yıldır Konya'da Kayseri'de AK Parti'nin kalelerinde bir tane alkol ruhsatı vermemiş. Şimdi gittiğinde bir yabancı turistin dahi bir kadeh şarap içeceği mekan kalmadı o şehirlerde. Sen o şehirlere iyilik mi yapıyorsun? Ama İzmir'e gelince koyuyor efkarlı bir müzik meyhaneleri geziyor beyefendi. O yüzden kimse ama kimse İzmir'in ve İzmirlinin aklıyla alay etmeye sakın kalkmasın.

'TARIM KANUNU'NDAKİ YÜZDE 1'LİK TEŞVİK DAHİ UYGULANMIYOR'

19 liralık mazotun 44 lira olduğu bir noktada çiftçilik yapmak, tarımla uğraşmak çok zor. Avrupa Birliği tarıma önem veriyorken, bütün kaynaklarının yarısını tarım için tahsis ediyorken Türkiye'de Tarım Kanunu'ndaki yüzde 1'lik teşvik dahi uygulanmıyor. Yüzde 1 Tarım Kanunu'nun milli gelirin yüzde 1'i çiftçiye ürün desteği olarak verilir demesine rağmen çiftçiye verilen bütün desteklerin toplamı hak edilen 268 milyarın çok altında 85 milyar liradır. 175 milyar lira ise çiftçi ise kur korumalı mevduata, çiftçi yerine geçiş garantili otobanlara ayrı ayrı ödenmiştir. İkisinden birisi çiftçinin sorununu çözmeye yetmektedir.

Çiftçi, bir kilo buğday satıp bir litre mazot aldığı günlerden yedi kilo buğday satıp bir litre mazot alamadığı, bir kilo buğday satıp bir bardak çay içemediği günlere gelmiştir. O yüzden bu sonuncusunun her fırsatta aşağıladığı, kötülediği 'al ananı da git' dediği köylüyü, kurucu genel başkanımızın emanetiyle yeniden milletin efendisi yapana kadar köylülerin arkasında duracağız.

'ATANMAYAN ÖĞRETMENE 'ATANAMAYAN' ÖĞRETMEN DİYOR'

Sözüm var, tutmadan olmaz. Tayyip Bey geldiğinde 80 bin öğretmen vardı. Ecevit'e bağırıp duruyordu 'madem atamayacaksın niye okuttun?' Oysa atanıyordu o zaman. Fazlası 80 bindi. '1 yıl içinde bitireceğim bu sorunu' diyordu. 20 yıl sonunda 1 milyonun üzerinde atanmayan öğretmen var. Ama hayatı algı olduğu için 'atanmayan' öğretmenlere 'atanamayan' öğretmen diyor. Çok istemiş de atamamış gibi. Ya da öğretmenin bir kusuru, bir problemi var da o yüzden atamamış öğretmen gibi 'atanamamış' öğretmen diyor.

Geçen seçim öncesi söz verdi. Kaldıracaktı mülakatı. Çünkü mülakat demek, partizanlık, insan ayırmak, kul hakkı yemek demek. Geldi. Seçimi bitirdi. Mülakata devam etti. Şimdi 'mülakatsız olmaz' diyorlar. Öğretmenler '80 bin mülakatsız atama' istiyorlar. Tayyip Bey ilk geldiğinde bulduğu 80 bin öğretmeni atamaya söz vermişti. 1 milyon oldu ama hiç olmazsa sözünü tut 80 binini ata diyorlar. Ama Tayyip Bey'den cevap alamıyorlar.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN