CHP Lideri Özel, partisinin düzenlediği etkinlikte MHP Lideri Bahçeli'nin tekrar Öcalan çağrısı yapması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aday olması için Anayasa değişikliği istemesine tepki gösterdi. Özel, "Erdoğan'ı iktidarda tutabilmek için Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan'ı bile serbest bırakmayı göze alabilirmiş. Buradaki mesele, oradaki mesele, Türkiye'de yaşanan bütün meseleler bir demokrasi sorunu. Türkiye iyi olsun diye değil, birileri iktidarı korusun diye bir bakış açısı var" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin düzenlediği 'Bilim ve Demokrasi Işığında Yükseköğretimi Yeniden Düşünmek' başlıklı 'Yükseköğretim Buluşması'na katılmak üzere Eskişehir’i ziyaret etti. Özel, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin tekrar Abdullah Öcalan çağrısı yapması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeniden seçilebilmesi için Anayasa değişikliği istemesine yanıt verdi. Özel, "Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidarda tutabilmek için Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan'ı bile serbest bırakmayı göze alabilirmiş. Buradaki mesele, oradaki mesele, Türkiye'de yaşanan bütün meseleler bir demokrasi sorunu. Türkiye iyi olsun diye değil, birileri iktidarı korusun diye bir bakış açısı var" dedi.
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı'nda düzenlenen programa Özel'in yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcıları Suat Özçağdaş, Yalçın Karatepe, CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, CHP İl Başkanı Talat Yalaz, eski Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
'DEVLET BAHÇELİ NASIL BAKACAK'
Özgür Özel, "Şimdi başka savcılar var, yeni kumpaslar kuruyorlar ve tek hedefleri var; bir pazarlık, o pazarlıktaki al-ver. Onun için zorlama, onun için şantaj. Ama Esenyurt'taki CHP'li belediye başkanına, Mardin'de Ahmet Türk'e kayyım atayacak kadar ileriye gidebiliyorlar. Samimi bir yerden bakıyoruz ve diyoruz ki bir sorun konuşulacaksa yeri, Meclis'tir. Masanın etrafında tüm siyasi partiler, yerlerini almalıdır. Açık ve şeffaf olunmalıdır ve toplumsal mutabakat sağlanmalıdır. Bizim CHP olarak en temel yaklaşımımız şudur ki hiçbir Kürt, 'Ben ikinci sınıf vatandaş hissetmiyorum' diyene kadar bu sorun demokratik yollarla çözülmelidir. Ama bu çözüm yapılırken olmazsa olmaz kırmızı çizgimiz, toplumsal mutabakat olmalı ve şehit ailelerinin, şehit annelerinin, şehit çocuklarının, şehit eşlerinin ve gazilerimizin gözünün içine bakamayacağımız hiçbir çözüm üretilmemelidir. Birini getirip de apar topar Meclis kürsüsüne çıkarmaya kalktığınızda, ben o gözlerin içine bakamam. Devlet Bahçeli nasıl bakacak, bilemiyorum" diye konuştu.
'ANLATAMADILAR, HİÇBİR ŞEY ANLATMADILAR'
Özgür Özel, şöyle devam etti:
"Dün gördük, Sayın Bahçeli'nin açıklamalarıyla birlikte bir gerçek ortaya çıktı. Bir anda gündeme sürekli bir bomba düşüyor malum. İlk önce, 'Gel anayasa değiştirelim' dediler. Biraz önce verdiğim cevabı verdik, o kapıyı kapattık. Sonra dediler, 'İsrail Türkiye'ye saldıracak.' Gündemi ele almak için kapalı oturuma çağırdık, 'Anlat bakalım' dedik. Anlatamadılar, hiçbir şey anlatmadılar. O gündemden de bir şekilde Türkiye'yi kurtardık. Yoksa her akşam İsrail'le Türkiye'nin fırkateyn sayılarını, F-35, F-16 sayılarını karşılaştırmaya meyletmiş, o talimatı almış bir medya düzeni vardı ve umudu değil, korkuyu örgütlemeye kalkıyorlardı. Ona engel olduk. Şimdi de efendim, 'Kürt sorunu yoktur ama Türkiye'nin terör sorunu vardır. Onu bitirmek için de birisi gelmelidir, bu kürsüye çıkmalıdır, bir konuşma yapmalıdır, bütün sorunlar bitmelidir' diyen bir anlayış, dün ağzındaki baklayı çıkardı. Ne dedi, ne olur Abdullah Öcalan gelse, konuşsa, umut hakkından yararlansa, serbest kalsa ama bir yandan da anayasa değişse ve Recep Tayyip Erdoğan yeniden bu ülkenin cumhurbaşkanı olsa. 'Ondan başka bir seçenek yoktur' dedi. Neymiş, Recep Tayyip Erdoğan'ı iktidarda tutabilmek için Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan'ı bile serbest bırakmayı göze alabilirmiş. Buradaki mesele, oradaki mesele, Türkiye'de yaşanan bütün meseleler bir demokrasi sorunu. Türkiye iyi olsun diye değil, birileri iktidarı korusun diye bir bakış açısı var."
'YÖK'Ü KALDIRIP, ÜNİVERSİTELERİ ÖZGÜRLEŞTİRECEĞİZ'
Özgür Özel, "Biz ne yapacağız, biz YÖK'ü kaldırıp, YÖK'ü bu üniversitelerin sırtında bir yük olmaktan çıkarıp, üniversiteleri özgürleştireceğiz. Üniversitelerin hem bilimsel hem yönetsel özerkliğini sağlayacağız ve anayasal güvence altına alacağız. Rektör atamalarını liyakate ve demokratik ilkelere bağlayacağız. Üniversitelerimizi dünya ile iş birliği ve rekabet kapasitesi yüksek, dünya standartlarında bilim üreten yapılar haline getireceğiz. Akademisyenlerin çalışma koşullarını iyileştirecek, maaşlarını arttıracak, akademik özgürlüğü garanti altına alacak, kayırmacı, baskıcı yönetim anlayışına son vererek, akademisyenlerin sadece yaşamları için değil her yönden yetkinleşmeleri ve o yetkinliklerini, bu ülkenin bir zenginliği olarak aktarmasını sağlayacağız. Öğrencilerimize nitelikli eğitim, güvenli, sağlıklı, mutlu yaşam ve insanca barınma olanakları sunacağız. Üniversitelerde karar alma sürecine, öğrencilerin de dahil olmasını sağlayacak, yurt kapasitelerini arttırmanın yanında, burs ve kredi imkanlarını da genişleteceğiz" diye konuştu.