İstismar rezaleti için Aile Bakanı ‘2020’de savcılığa başvuran mağduru biz de kabul ettik. Kuruluşlarımızda kaldı, aşçılık eğitimi aldı’ dedi. Türkiye korkunç olayı gazete haberiyle öğrenirken, eleştirileri yanıtlayan bakanın olayı iki yıldır bildiklerini ifşa etmesi skandalı büyüttü. Şimdi 85 milyon ‘Devlet böylesi hassas bir konuda iki yıl nasıl adım atmaz?’ sorusunun yanıtını bekliyor.
‘MAĞDURA YARDIM ETTİK’ DERKEN GERÇEK SKANDAL ORTAYA ÇIKTI
Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in bugün 24 yaşında olan kızının şikayetiyle ortaya çıkan istismarda skandallar bitmiyor. Aile Bakanı Derya Yanık olayı takip ettiklerini anlatmak isterken bir başka vahameti ortaya koydu. Yanık “Mağdur 2020’den beri kuruluşlarımızda kalıyor. İlkokul diploması alındı. Aşçılık ve İngilizce eğitimi verildi” dedi.
‘SİSTEMATİK İSTİSMARA BAKANLIK GIKINI BİLE ÇIKARMAMIŞ’
Aile Bakanı’nın sözleri ‘Ya kamuoyuna yansımasaydı ne olacaktı?’ sorusunu gündeme getirdi. Kadın dernekleri Yanık’a istifa çağrısı yaptı. Muhalefet ‘Mağdur 2020’de korumaya alınıyor ama suçlular iki yıldır serbest’ tepkisini gösterdi. CHP lideri de Adalet Bakanlığı’nın sessiz kalmasını hedefe koydu. Kılıçdaroğlu “Bakan bu meseleyi iki yıldır biliyoruz diyor. Sistematik tecavüzü biliyorsunuz ama gıkınız bile çıkmadı” dedi.
TUTUKLAMA YİNE REDDEDİLDİ ANNE BABA MAHKEMEYE BİLE GELMEYECEK
İstismar davasında hâlâ tutuklu olmaması Türkiye’yi isyan ettirirken bir çarpıcı iddia daha
dile getirildi. Savcının 2020’de baba Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli için iki kez tutuklama
istediği ancak reddedildiği kamuoyuna yansıdı. İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde
açılan şimdiki davada da İstekli hakkındaki tutuklama talebi geri çevrildi. Gümüşel çiftinin ifadesinin Sesli ve Görüntülü Bilgi Sistemi’yle alınacağı belirtildi.
ORGANIZE KÖTÜLÜĞE KARŞI DEVLET AYAĞA KALKSIN
Kılıçdaroğlu, CHP yöneticileri ve milletvekilleriyle birlikte 6 yaşında ‘evlendirilen’ ve cinsel istismara maruz kalan H.K.G. için TBMM’den Adalet Bakanlığı’na yürüdü. Yürüyüş sonrası paylaşım yapan ana muhalefet lideri “Bu organize kötülüktür. Devlet ayağa kalksın. Yiğit polislerimiz operasyon için emir bekliyor” dedi.
Aile Bakanı Yanık, istismar mağduruna iki yıldır destek verildiğini bildirdi. Açıklama karşısında “Okula gitmediği nasıl tespit edilmedi, neden bakanlıktan destek almak zorunda kaldığı irdelenmedi? Yoksa yaşananlara göz mü yumuldu?” soruları gündeme geldi. Kılıçdaroğlu da “İki yıldır kimin arkasına saklandınız?” diye sordu.
Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızını 6 yaşındayken imam nikahıyla evlendirmesi ve şu an 24 yaşında olan H.K.G.’nin ifadeleri Türkiye’yi sarstı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, önceki gün TBMM Genel Kurulu’nda “Mağdur 30 Kasım 2020’de cumhuriyet savcılığına müracaat etmiş. Savcılıktan konu bize intikal etmiş. 4 Aralık 2020’de Şiddet Önleme İzleme Merkezimizin ilk kabul birimine almışız, 8 Aralık 2020’de de mağduru kadın konuk evimize almışız” bilgisini verdi. Yanık, “Bu süre içerisinde mağdurun psikososyal desteği, sağlık desteği, okuma yazması yok, eğitimi yok, ilkokul diploması alınıyor, çocuğu var beraberinde, mağdura meslek eğitimi veriyoruz, aşçılık eğitimi alıyor, İngilizce öğreniyor ve hayatını kendisi kendi başına idame ettirecek şekilde yetişiyor.” dedi.
Mağdurun uzun süre gizliliğini sağlamak için çalışmalar yaptıklarını anlatan Yanık “Bu konudan kamuoyunun haberinin olduğu tarih, davanın açıldığı tarih. Dava bize 2 Aralık 2022’de ihbar edildi. Biz, aynı tarihte, 2 Aralık 2022’de davaya müdahil olduk. Açıklamamızı geç yaptığımız için arkadaşlar eleştiriyorlar. Evet 3 gün sonra yaptık açıklamayı, neden? Çünkü kamuoyuna mağdurla alakalı ne kadar bilgi yansıdığını bilmiyorduk. Dolayısıyla kendisinin ve çocuğunun can güvenliğini riske etmemek, açık kaynaklara ne kadar bilgi yansıdığını tam olarak öğrenebilmek için bir süre bekledik” diye konuştu. Yanık, aralıksız biçimde mağdurun ihtiyacı olan her türlü desteği sağladıklarını kaydetti.
CHP milletvekillerini olağanüstü toplantıya çağıran Kemal Kılıçdaroğlu parti yöneticileri ve milletvekilleri ile TBMM’den Adalet Bakanlığı’na yürüdü. Kılıçdaroğlu, Yanık’ın sözlerine işaret ederek şunları söyledi: “Gerçekten çok öfkeliyim. Böyle bir haksızlığı, adaletsizliği kimsenin duymasını ve yaşamasını asla istemem. Altı yaşındaki bir çocuğa sistematik tecavüz edildiği bu ülkede. Günlerdir bekliyorum. Acaba bir ses verecek mi diye siyasal iktidar. Konu parlamentoda dile getirildiğinde, Aile Bakanı açıklama yapıyor. İki yıldır, biz bu meseleyi biliyoruz diyor. İki gün değil, iki ay değil. ‘İki yıldır bu meseleyi biz biliyoruz’, diyor. İki yıldır ne yaptınız Allah aşkına? Yüzünüze, gözünüze dursun. Sistematik bir tecavüz var. İki yıldır bunu biliyorsunuz ve gıkınız bile çıkmıyor. Bereket versin gazeteciler var bu ülkede. Olayı haber yaptılar da bizler de duyduk. Adalet Bakanlığı’nın önündeyiz. Adaleti sağlayacak olan kurumun önündeyiz. Adalet Bakanlığı sessizliğini koruyor. Aile Bakanlığı’nın ne yaptığını zaten kimse bilmiyor. Bir de ‘fotoroman’ var. Polislerin elini kolunu bağlamış durumdalar.”
‘POLİSLERİMİZ EMİR BEKLİYOR’
“Polislerimiz bu olayları bilmiyorlar mı? Kim onların önüne engel olarak çıkıyor, görevlerini yapmasına engel oluyor. Savcılar hangi gerekçe ile bu dosyaları kapatıyorlar. Güçlerini kimden alıyorlar. Altı yaşındaki bir evladımızın, uğradığı bu haksızlık karşısında, kimler suskunluğunu koruyor, ısrarla koruyor?” diye soran CHP lideri, şöyle devam etti: “Buraya; bu evladımızın, bu kızımızın sesi olmak için geldim. Adalet istiyor bu kız. Buradan evladımıza, kızımıza seslenmek isterim. 84 milyon insan senin yüreğinle aynı acıyı paylaşıyor. Bu ülkenin; sağcısı solcusu, inançlısı inançsızı, doğulusu batılısı, güneylisi kuzeylisi bu haksızlık karşısında tahammül edemiyor ve öfkeleniyor. Ben onların öfkesini dile getirmek için buradayım. Bizler; hep birlikte bu haksızlığa karşı mücadele etmek zorundayız. Emin olun; bu haksızlığa dayanamıyorum. Hepimizin evlatları var ve biz devletin görev yapmasını istiyoruz. Devletin nefes almasını istiyoruz. Devletin haksızlığa karşı tahammül etmemesini, gizlememesini, haksızlığın üzerine gitmesini istiyoruz. Adalet istiyoruz. Biz, adaletsizlik karşısında susanın, dilsiz şeytanlar olduğu bir ülke olmak istemiyoruz. Artık; siyasal iktidarın polisin, savcının elini kolunu bağlamasını istemiyoruz. Ülkenin bu kadar derdi varken, bu kadar büyük acılar yaşarken; siyasal iktidarın hala görevini yapmaması, devlet aygıtını çalıştırmaması tahammül edilecek bir durum değil. Devletin kurumlarının çalışması lazım. Önündeki tek engel bu siyasi otoritedir.”
Kılıçdaroğlu “Devleti yönetemiyorlar. Haksızlıkları sindirebiliyorlar. Ne demek? İki yıldır bu meseleyi biz biliyoruz, ne demek Allah Aşkına? İki yıldır kimin arkasına saklandınız. İki yıldır, kimlerle fotoğraf çektirdiniz? İki yıldır, fotoğraf çektirdikleriniz mi size, ‘bu olayı kapatın’ diye baskı kuruyorlar? Devlet, baskıların altında görev yapamaz. Devlet dediğiniz kuruma saygınlık kazandırmanız lazım. Adalet Bakanlığı’nın önüne gelme nedenim budur zaten. Adalet istiyoruz” ifadelerini kullandı. CHP lideri sosyal medyada ise “Aile Bakanı 2 yıldır meseleyi bildiklerini itiraf etti. Anlıyoruz ki Adalet Bakanlığı, tertibi gördüğü halde operasyon emri vermedi. Bu organize kötülüktür. Bu operasyon yapılmadığı sürece, gerginlik artacak. Kızımıza seslenmek istiyorum: Yanındayız, hepimiz senden yanayız. Bu devlet ayağa kalksın. Yiğit polislerimiz operasyon için emir bekliyor” paylaşımında bulundu.
BOZDAĞ: KILIÇDAROĞLU İLE GÖRÜŞÜRDÜK
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kılıçdaroğlu’na “Yargılama süreci, kanunlarımızın öngördüğü usulde devam ediyor. Yargılama sonunda maddi hakikat, ortaya çıkacaktır. Yargıya güvenelim, yargılama sonucunu bekleyelim. Yargılama sonucunda hak da adalet de yerini bulacaktır” yanıtını verdi. Bozdağ “Kılıçdaroğlu Adalet Bakanlığı’ndan randevu istemedi. Eğer randevu istemiş olsaydı kendisine randevu verirdim. Randevusuz geldiği halde görüşmek isteseydi, kendisiyle yine görüşürdüm. Sayın Kılıçdaroğlu, Adalet Bakanı ile görüşme yerine basın açıklaması ile yetindi. Canı sağ olsun. Biz, memleketimizin her meselesini Türkiye’nin ikinci büyük partisinin Genel Başkanıyla her daim görüşmeye ve konuşmaya hazırız. Adalet Bakanlığı olan biten hakkında sessiz kalmadı. Ama belli ki Sayın Kılıçdaroğlu’na doğru bilgi aktarılmıyor” ifadesini kullandı.
‘BAKANIN SÖZLERİ İTİRAF’
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş da Yanık’a, “30 Kasım 2020’de 6 yaşında çocuk istismarı meselesi savcılığa yansımış. 2020 yılından beridir bu istismar olayını sakladıklarını itiraf etti. Daha da vahimi 4 Aralık 2020’de birime almışlar. Yani konukevine. Ya el insaf, Allah’tan korkmuyor musunuz ya? 6 yaşındaki bir çocuk istismarı. Ne diyor ‘mağdurun gizliliğini sakladık’ diyor. Ne gizliliği ya. Siz bugüne kadar ne anne ne baba ne o sapık eş tutuklu mu? Hayır. Savcı takipsizlik kararı verdi mi? Evet. Sahte doktor raporu var mı? Evet” sözleriyle tepki gösterdi. CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer de “Çıkmış diyorsunuz ki ‘2020’de biz bu olayı biliyorduk.’ Peki ne yaptınız? Bu tecavüzcü, annesi ve babası elini kolunu sallayıp gezerken siz neredeydiniz? Başka çocukları taciz edip etmediğinin garantisini bize verebilir misiniz?” dedi.
‘HAKİM OLSAM TUTUKLARDIM’
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç ise “Ortada tek bir tutuklu yok. Kız çocuklarına kıyanlar serbest” dedi. HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş “O sapık eş ve baba ile ilgili, aile ile ilgili bir koruma, aklama var, bir cezasızlık var” dedi. İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta ise “AK Parti’nin suçu ve suçluyu koruyan tavırları da bu tür suç işleyenlere cesaret veriyor” diye konuştu. AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan ise “Ben hâkim olsam şu an gördüğüm bilgilerle tutuklarım” karşılığını verdi.
TUTUKLAMA TALEBİ İKİ KEZ REDDEDİLDİ ANNE-BABA DURUŞMAYA GELMEYECEK
Halk TV yazarı gazeteci İsmail Saymaz, kızlarını 6 yaşında evlendiren Gümüşel çiftinin 22 Mayıs’taki ilk duruşmada mahkemeye gelmeyeceği yönünde karar alındığını belirtti. Saymaz’ın yazısına göre ilk duruşmada Yusuf Ziya Gümüşel ve Fatma Gümüşel’in salona gelmemesi kararını verdi. 22’şer yıl hapsi istenen iki ismin, SEGBİS üzerinden duruşmaya katılacağı belirtildi. Öte yandan tartışılan davada savcının 2020’de iki kez iki sanık hakkında da tutuklama talep ettiği ortaya çıktı.
İSTANBUL’DAKİ BEŞ KADINDAN BİRİ 18 YAŞINDAN ÖNCE EVLENMİŞ
İBB kuruluşu İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yaptığı araştırmaya göre, kentte yaşayan her 5 ev kadından biri 18 yaşından önce evlendirildi. 2 bin üzerinde ev kadınıyla yüz yüze yapılan araştırma kapsamında İstanbul’daki ev kadınlarının sosyodemografik özellikleri, gündelik yaşamları, beklentileri ve siyasete bakışları dört ana başlık altında ele alındı. Herhangi bir işte çalışmayan kadınların yüzde 87’si evli ve yüzde 70’i ihtiyaçları için eşlerinden “harçlık” alıyor. Çoğunluğun “kıt kanaat” geçindiğini belirten ev kadınlarının en çok kaygı duydukları konu ise sağlık. Araştırmaya katılan kadınların yarısından fazlası (yüzde 54) yaşadıkları yere göre henüz İstanbul’un diğer yakasını görmemiş. Kadınlar genelde ailenin ihtiyaçlarını karşılamak için dışarı çıkıyor ve evin çevresinden uzaklaşmıyor. Ev kadınlarının yalnızca yüzde 32’si İstanbul doğumlu ve her beş ev kadınından biri 18 yaşından önce evlendirildi. Genç kadınlarda erken evlilik oranı belirgin şekilde düşerken, eğitim düzeyi artıyor. Kadınların yüzde 34’ü tatil yapmadıklarını, yüzde 48’i ise tatilini memleketinde geçirdiğini belirtiyor.
GÖZ YUMAN SUÇUN PARÇASI OLUR
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. İmamoğlu, Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G’nin 6 yaşında evlendirdiği cemaat mensubu Kadir İstekli tarafından cinsel istismara uğramasına yönelik skandal ile ilgili konuştu. İmamoğlu “Bu süreçler görmezden geliniyor. Biliyorlar ama ‘mış gibi’ yapıyorlar. Buna göz yuman yöneticiler var. Buna göz yuman, bunla ilgisi süreci ihmal eden kim varsa bu suçun parçasıdır. Toplumun bütünü esastır. Tarifte de zorlanıyorum” dedi. Tartışmaların odağındaki tarikat ve cemaat yurtlarına ilişkin de konuşan İmamoğlu “Oraya hali vakti yerinde hiçbir aile çocuğunu yollamaz. Oraya ne yazık ki belli imkanlar sunamadığımız çocuklarımız gidiyor. Buraların denetlenmesi ve buralarda yapılan eğitimlerle ilgili, müfredatları ne? Bunlar denetlenmeli” diye konuştu. “Dini eğitim veren kurumlara saygımız var. Ben de Kuran kurslarına gittim” diyen İmamoğlu “Usule uymayan kurumları da biliyorum. Bugün okullardan uzaklaştırılan sadece bu kurumlara emanet edilen on binlerce çocuk var. Müthiş bir denetime ve yenileşmeye ihtiyacımız var. Taviz veren suçun ortağıdır. Göz yuman, buna taviz veren yöneticiler kim varsa suçludur. Peki bu dernekler, vakıflar, kurumlar ne yapıyor. Eğitim mi veriyor. Hayır. Orada başka oluşumların temelini atma gayretindeler. Çocukların yetiştirildiği bir müfredat yok. Köşeye sıkıştırma var” ifadesini kullandı.
YASAK GELİRSE MİLYONLARCA OY FARK ATARIZ
İmamoğlu, hakkında yürütülen davaya ilişkin konuştu. İBB Başkanı “Sizi siyaseten yasaklı hale getirebilirler mi?” sorusunu, “Milyonlarca fark atarız. Zaten kazanacağız ama milyonlarca fark atarız” diye yanıtladı. İmamoğlu “Kazanacağımıza elbette inanıyorum. Seçim ikinci tura kalamaz. Kalmaz demeyeyim kalamaz. Bu saatten sonra bu seçimi iktidar kazanamaz. Muhalefet kaybeder. Bizim de asla kaybetmeye niyetimiz yok. Bu saatten sonra bu seçimi iktidar, ka-za-na-maz. Milletimiz bu duygusunu dikkate alacak ve onu (Erdoğan) 4 yıl daha yormayacak merak etmesin. Allah’ın izniyle hadi sen dinlen, yoruldun diyecek” ifadesini kullandı. “Bu omuzlar her yükü taşır” diyen İmamoğlu “Onun için altılı masadan çıkacak kararın en önde koşan en çalışkan neferi ben oluyorum. Memleketi ayağa kaldıracak iddia bu olmalı” diye konuştu.