Suriye petrolleri

Amerikan ve İngiliz Enerji Kurumlarının (EIA, BP) 2016 yılı tahminlerine göre Suriye’nin 2,5 milyar varil petrol rezervi var.

Kanıtlanmış rezervler ve denenmiş tüketim rakamlarına göre Suriye’nin, net bir petrol ihracatçısı olabileceği ve ham petrol ihracatından yıllık 3,2 milyar dolar para kazanabileceği uluslararası raporlarda belirtilmiştir.

BP (British Petroleum)’a göre, Suriye’nin ham petrol üretimi 2008 yılında 406.000 varil/gün’e kadar yükselmiş.

Maalesef bu üretim, 2018 yılında da neredeyse yok olmuş: 25.000 varil/gün.

Öte yandan Suriye, günlük 140.000 varil civarında petrol tüketiyormuş.

2011 öncesi dönemde Hükümet Hindistan, Kanada, İngiltere ve Çin şirketlerine petrol çıkarma yetkisi vermişti.

Bilindiği gibi Suriye hükümeti, son yıllarda kendi petrol sahalarına erişemiyordu; şu anda tüketimin tamamı ithal; ham petrol, Rusya ve İran’dan temin ediliyor.

Suriye’nin şu anda, 240.000 varil/gün kapasiteli iki petrol rafinerisi var: Banyas rafinerisi 110.000 varil/gün ve Humus Rafinerisi de 130.000 varil/gün.

İki gün önce İran’dan yola çıkmış bir ham petrol tankeri Esad’ın kaçmasıyla rotasını değiştirdi ve Suriye’ye gelmedi.

Suriye’nin akaryakıt sıkıntısına girmesi an meselesi.

Sonuç: Suriye, bilinen ve ispatlanmış petrol rezervlerden, önümüzdeki yıllarda varil başına 40 dolar gelir elde ederek toplam 100 milyar dolar gelir elde edebilir.

Suriye’nin tek yeraltı kaynağı Petrol değil; doğalgaz yatakları ve fosfat madeni de ilgi bekliyor.

SURİYE’NİN DOĞALGAZ REZERVLERİ

Suriye’nin bilinen ve kanıtlanmış doğalgaz rezervlerinin 240 milyar metre küp olduğu tahmin ediliyor.

Suriye yıllar önce bu doğalgazı çıkarmaya başlamış ve ülkenin dört bir tarafına ulaştırmak için de boru hatları yapmış.

2017 yılında doğalgaz üretimi ve tüketimi 4 milyar metreküpe kadar yükselmiş.

Hala yıllık 3 milyar metre küp tüketim var fakat tamamı Suriye üretimi mi yoksa bir kısmı ithal mi bilinmiyor.

Bir fikir vermesi bakımından, Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketimi 50 milyar metre küp ve faturası da 25 milyar dolar civarında seyrediyor.

SURİYE’NİN FOSFAT YATAKLARI

Fosfat çeşitlerinin 2024 küresel ticaret hacmi 220 milyar dolar civarındadır.

Suriye, sahip olduğu yaklaşık 3 milyar ton fosfat rezervleriyle dünyanın üçüncü büyük rezervlerine sahiptir. (Birinci 50 milyar tonla FAS ve ikinci de 3,2 milyar tonla Çin)

Fosfat en çok gübrede kullanılsa da, hayvan yemi, gıda takviyesi, deterjan, su arıtma ve benzeri alanlarda da kullanılmaktadır.

Önceki yazıda da belirttiğim gibi bu fosfat yatakları özelleştirildi ve işletmesi 50 yıllığına bir Rus şirketine verildi.

Tedmur (Palmira) yakınlarındaki bu fosfat yataklarının işletmesini devralan STG adlı özel Rus şirketi yıllık fosfat ve gübre üretimini 38 milyon ton gibi inanılmaz bir seviyeye çıkarmak istiyordu.

Bu ölçekte bir üretim ve ihracatı gerçekleştirmek için Banyas şehrindeki limanda yatırım yapmak gerekiyordu. Devlette para olmadığı için bu liman da özelleştirilerek bu şirkete verildi.

Doğrusu şimdiye kadar en çok yıllık 4 milyon ton civarında fosfat ihracatı yapılabildi ve bu ihracatla Suriye, dünyanın en çok fosfat ihraç eden beşinci ülkesi olmuştu.

Rezervleri, Suriye’nin yarısından bile daha az olan Ürdün, fosfat işlerinden yılda iki milyar dolar civarında gelir elde edebiliyor.

Suriye’nin manganez, krom ve demir cevheri madenleri de var fakat bu yazı bir rapor değil, kesiyorum.

Özet: Suriye’nin mevcut petrol, doğalgaz ve fosfat rezervleri hem kendi tüketimine yetiyor hem de ihracat fırsatları sunuyor.

Suriye’de herkes petrol ve doğalgaz rezervlerinin, mevcut kanıtlanmış rezervlerin birkaç katı olduğuna inanıyor.

Elbette, yeraltı kaynaklarının işletilebilmesi için yatırım şart. Suriye’nin önümüzdeki yıllarda kamu kaynaklarıyla yatırım yapma imkân ve ihtimali yok.

Dışarıdan yatırımcı gelmesi beklenecek.

Gelir mi?

Bu belirsizlik ortamında asla gelmez.

Eğer kurulacak yeni devlet, şeksiz ve şüphesiz otoritesini ve siyasi istikrarı ülkenin her yanına kabul ettirebilirse ve kayıtsız-şartsız ve eksiksiz bir asayiş sağlayabilirse, belki.

Bu da yetmez; kurulacak bağımsız, tarafsız ve özerk bir hukuk kurumu ticaretle ilgili hukuku, temyiziyle beraber inşa edebilirse, belki.

Bu da yetmez; kurulacak devleti, sömürmek için değil fakat Suriye halkının yararına olacak şekilde himaye edecek ve yatırım yapacak bir devlet ortaya çıkarsa, Türkiye ve Katar gibi, belki.

Suriye, Baas Partisi öncesi dönemde, sabah kalkanın darbe yapıp ülkeyi ele geçirdiği bir dönem yaşamıştı; ölümlerin ve çekilen sıkıntıların Suriye halkını olgunlaştırdığı kesindir fakat bu olgunluk da yetmeyebilir.

Amerika, İngiltere, Fransa, İsrail, Rusya, İran ve bütün Arap ülkelerin cirit attığı ve avantaj kapmaya çalıştığı bir Suriye’de Türkiye’nin yapabilecekleri de sınırlıdır.

Sayısız yenilgiye uğramış, katliamlara maruz kalmış, neredeyse her şeylerini kaybetmelerine rağmen zafer düşleri görmüş ve inanmış insanların irrasyonel davranışlarıyla zafere ulaşmış savaşçılar topluluğuna, daha zor bir zafer için şimdi de, akılcı ve rasyonel olmalarını iktisatçı soğukkanlılığımla öğütlüyorum.

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum