CHP lideri son dönemde ana gündem maddelerinden olan "başörtüsü" meselesine ilişkin "Başörtüsü yasağını biz kaldırdık diyorlar ama hikâye. Yasağı kaldıran bu kardeşinizdir" diyerek dönemin YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ile görüşmesini aktardı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dün Sivas'ın yerel televizyonu Kanal 58'de Sacit Ak’ın sunduğu ‘Gündem Özel’ programının konuğu oldu. CHP lideri, altılı masanın çalışmaları ve neden kendisine oy verilmesi konusunda konuşurken, gündemden düşmeyen "başörtüsü" tartışmalarına ilişkin de dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Kılıçdaroğlu, programda özetle şunları söyledi:
"Gücü elinde tutan irade, bir başkasına zarar vermişse o zararını görmesi, bilmesi ve gerekirse artık helalleşelim demesi lazım. Gücü elinde tutanın her zaman haksız yapma olasılığı vardır. Bundan çıkmamız lazım. Ben Roboski örneğini verdim. Tamam ölenleri geri getiremeyiz ama o ailelere ‘Ya biz bir yanlışlık yaptık kusura bakmayın’ benim dediğim bu. Öleni geri getiremezsiniz. Bu böyle olmaz. Benim söylediğim helalleşme o.
'DEVLET HATA YAPTIYSA DÜZELTMELİ'
Başörtüsü dolayısıyla, gittim bu ailelerle de konuştum. Birisi anlatırken ağladı, öğretmen bir kardeşimizdi. Nasıl haksızlık yapıldığını, nasıl müfettişlerin görevlendirildiğini, nelerin yapıldığını anlattı. Bunu yapan kim? Devlet. O dönemin siyasi otoritesinin aldığı karar. Devletin şunu demesi lazım iktidar sahipleri, ‘Bir hata yaptık, gel sana görevini tekrar iade edeceğim’ demesi lazım. İade edeceğim demiyor yasağı kaldırdım diyor. Buna benzer çok uygulama var.
'BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI KALDIRAN BU KARDEŞİNİZDİR ÜNİVERSİTELERDE'
Şunu da söyleyeyim başörtüsü yasağını biz kaldırdık diyorlar ama hikâye. Yasağı kaldıran bu kardeşinizdir. Üniversitelerde. Yusuf Ziya Hoca o dönem YÖK Başkanıydı. Bende yeni genel başkan olmuştum. Üniversiteler kız öğrenci alınmıyor. Bunlar da hükümetti, sesleri bile çıkmıyordu. Yusuf Ziya Özcan’a dedim ki ‘Niye bu kız öğrencileri almıyorsunuz?’. ‘Siz karşısınız’ dedi. ‘Hayır biz karşı değiliz’ dedim. ‘O zaman ben yarın sabah alıyorum’ dedi. Alın, niye almıyorsunuz. Alındı. Bunu Sayın Abdullah Gül’de gayet yakından bilir. Bu telefon görüşmesini. Bunu hiç propaganda aracı olarak hiç kullanmadım.
'İBB BAŞKANI ADAYIYKEN MİTİNGDE 'YASAĞI KALDIRACAĞIM' DEMİŞTİM'
Başörtüsünü zihnimde kaldırmaya ne zaman karar vermiştim? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayıyken Ok Meydanı mitinginde son cümlelerim, ‘Başörtüsü yasağını da kaldıracağım’ diye. O mitingde söylediğim son cümledir bu. Kadın istediği gibi giyinir ama kadına neden baş örtüsü giydin diye sormayacak, diğerine de Siyasetçinin ne işi var burada? Diyorlar ki Anayasayı değiştirelim, aileyi koruyacakmışız. Peki, Amerika’daydım. Sen aileden söz ettiğin değil mi aileyi konuşacaksın. Bostan’dan Newyork’a geldim. 35 katlı gökdelenin önünde…
(8 saatlik kaybolduğunuz sürede)
Evet, evet. 4 saat Boston’dan New York’a, 4 saatte New York’tan Washington’a. O yol ancak o kadar sürüyor ne yapayım? 8 saat olmayabilir 5 saatte olabilirdi. Oraya gittim Manhattan’da gökdeleni buldum. O küçük videoyu çektim. Şimdi bu yasa çıkmasın diye çamura yatıyorlar. Zaten aile korunuyor. Aile toplumun temel taşıdır. Anayasada açıkça yazıyor. Türk toplumunun temeli ailedir diyor. Sırf bunu referanduma götüreceğiz falan filan... Orban'la aynı yolda gidersek acaba bir şey yapabilir miyiz? Bay Kemal bunu yemez. Bütün başörtülü kadından çok sayıda telefon geldi bizim samimiyetimize inanıyorlar. Her kadın güzel görünmek ister, ben ona niye müdahale edeyim? Ne hakkım var.
'TV'DE ÇIKSIN KARŞIMA O 50 SORU SORSUN, BEN 1 SORU SORAYIM'
Siyasetin görevi bu bereketli topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesidir. Derin yoksulluk var. Anneler çocuklarını yatağa aç yatırıyor Beyefendi oturmuş gel efendim şunu yapalım bunu yapalım. Kendisine söyledim. Yüreğin yetiyorsa TV'de çıkarsın karşıma. O kadar televizyonları var, havuz medyası. Gelsin karşıma o 50 soru sorsun, ben 1 soru sorayım. o kadar. Bakın kendisine bu kadar geniş marjda verdim… Benim verilmeyecek hesabım yoktur. Benim çocuklarımın ne iş yaptığını kimse bilmez. Kimse bilmez. Evim mütevazidir. Evimde otururum. Tek hedefim herkes huzur içinde yaşasın.”
'SADECE İBB 25 BİN ÖĞRENCİYE BURS VERİYOR'
Bir hükümet sosyal yardım alanların sayısı ne kadar düşükse o hükümet başarılı demektir. Çünkü yoksulluğu arttırıyor demektir. İki biz sosyal yardımları bunlar gibi yapmıyoruz. Yerel seçimlerde de propaganda yaptılar. Hiçbir sosyal yardımı kesmedi tam tersine insani bağlamda arttırılarak ailelere verildi. Ayrıca her ailenin pozisyonu dikkate alındı ve ona göre yardım yapıdı. Bir dönem propoganda yapıyorlardı CHP öürenci burslarını kesti diye. Şimdi sadece İBB 25 bin öğrenciye burs dağıtıyor. Bunu da götürdüler Sayıştay'a, Sayıştay iptal etsin diye. Sayıştay, hayır dedi, yardım edebilir, sosyal belediyecilik yapabilir diye karar çıktı. Dün çıktı yanlış hatırlamıyorsam.”
'ALTILI MASANIN AYAKLARI SAĞLAM'
Altılı masanın ayakları sağlam. Biz, Türkiye'nin gerçeklerinin farkındayız. Her birimiz ayrı partiyiz. 6 parti demokrasi konusunda anlaştık. Kamplaşma var bu kamplaşmanın kaldırılmasın konusunda anlaştık. Medyanın özgürlüğü konusunda durduk.. Güçlendirilmiş parlamenter sistem gelsin, eskiye dönelim değil. Eski sistemin de bir sürü eksiği vardı. Güçlendirilmiş parlamenter sistem olsun, milletvekili gerçek anlamda milletin vekili olsun. Şimdi milletvekili milletin vekili değil ki... Şu anda iki konu üzerinde çalışıyoruz bütün partiler olarak. Bir iktidar olduğumuzda neleri yapacağız.
SEÇMEN KILIÇDAROĞLU'NA NEDEN OY VERSİN?
Kılıçdaroğlu'na oy vermenin birden fazla nedeni var. Temiz bir adama oy vereceksiniz. Egolu olmayan, millete hizmet etmeyi sindiren bir insana oy vereceksiniz. Vatandaşları arasında hiçbir ayrım gözetmeyen ve bunu da temel ilke edinen bir insana oy vereceksiniz. Gerçekten de bölgesinde barışı getirecek bir insana oy vereceksiniz. Savaşı değil barışı önceleyen. Buna benzer pek çok şey söylenebilir. Halka doğruları söylemeniz gerekiyor. Şu anda sorun, siyasetçi, vatandaş için en güvenilmez kişidir. Kabahat vatandaşta değil, siyasetçide. Vatandaş o kadar çok aldatıldı ki... Devletin gerçek anlamda sosyal devlet olması lazım. Diyorlar ki faize karşıyız. Siz onu Bay Kemal'in külahına anlatın.”