Üniversitede başörtüsü serbestliği için Kılıçdaroğlu, 11. Cumhurbaşkanı Gül ve YÖK Başkanı Özcan arasındaki trafik sonucu varılan tarihî uzlaşma 10 yıl sonra ortaya çıktı. Genel Başkan olmasının ardından bu konuda partisinin tutumunu değiştirdiğini hatırlatan CHP lideri ‘özgürlük mutabakatını’ anlattı: YÖK Başkanı’na ‘üniversite kapıları kızlarımıza açılmalı’ dedim ve yasak kalktı.
'BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI BİZ KALDIRDIK AMA BUGÜNE KADAR HİÇ PROPAGANDA MALZEMESİ YAPMADIM'
Başörtüsü tartışmasında ana muhalefet liderini işaret eden Cumhurbaşkanı "Özgürlüğü hazmedemeyenlerin maskesi aralandı. Yavrularımızın başörtülerini çekip aldılar" suçlaması yöneltti. Ancak 10 yıl önce Kılıçdaroğlu, 11'inci Cumhurbaşkanı Gül ve dönemin YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın sorunu mutabakatla çözdüğü ortaya çıktı. CHP lideri "Propaganda aracı olarak hiç kullanmadım" diyerek uzlaşmayı anlattı.
'YÖK BAŞKANI SİZ KARŞI ÇIKIYORSUNUZ DEDİ HAYIR KARŞI DEĞİLİZ ALIN DEYİNCE ÜNİVERSİTE KAPISI AÇILDI'
İktidara "Başörtüsü yasağını biz kaldırdık diyorlar ama hikâye" sözleriyle tepki gösteren CHP lideri şunları söyledi: Üniversitelerde yasağı kaldıran bu kardeşiniz. Yusuf Ziya Özcan YÖK Başkanı'yken yeni genel başkan olmuştum. Üniversitelere başörtülü kızlar alınmıyordu. Özcan'a sebebini sorunca bizim karşı olduğumuzu söyledi. 'Biz karşı değiliz, alın’ deyince ertesi sabah alındı. Bu görüşmeyi Sayın Gül de yakından bilir.
CHP’nin kanun teklifi, iktidarın referandum çağrısı ile yeniden ısınan başörtüsü sorununun nasıl aşıldığına dair Kılıçdaroğlu’ndan açıklama geldi. CHP lideri, dönemin YÖK Başkanı Özcan’ı aradığını belirterek, üniversitelere başörtülü kızların alınmasına karşı olmadıklarını söylediğini anlattı. Görüşmeyi 11. Cumhurbaşkanı Gül’ün de bildiğini paylaştı.
HP, 4 Ekim’de başörtüsü ile ilgili 3 maddelik kanun teklifi TBMM Başkanlığı’na sundu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, helalleşme vurgusuyla “Bu yaraları sarmaya ant içtim” dedi. Bir gün sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin başörtüsü için kanun teklifi vermesini geçmişi hatırlatarak eleştirdi. Kılıçdaroğlu’nu istismarla suçlayan Erdoğan, başörtüsünün sorun olmaktan çıkarıldığını, kamuda ve okullarda kimsenin problem yaşamadığını belirtti. Erdoğan “Eğer samimiyseniz sorunu tamamen çözmek için anayasa değişikliği yapalım” önerisinde bulundu. 20 günlük süreçte başörtüsüne ilişkin düzenleme tartışmaları sürerken iktidarın anayasal değişikliği tek bir madde öngördüğü öğrenildi. Erdoğan da “Sapkın akımlara karşı ailenin de korunmasını içeren bir anayasa değişikliğinin hazırlığına başlandı” diyerek muhalefete referandum çağrısı yaptı. CHP ve İYİ Parti, referanduma kapıyı kapatırken Kılıçdaroğlu, başörtüsü yasağının nasıl kaldırıldığını katıldığı yayında anlattı.
Kanal 58’e konuşan CHP lideri, dönemin YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan ile arasındaki telefon görüşmesinin detaylarını paylaştı, bu görüşmeden 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de haberdar olduğunu belirtti. CHP lideri, şunları söyledi: “Başörtüsü dolayısıyla gittim ailelerle de konuştum. Birisi anlatırken ağladı, öğretmen bir kardeşimizdi. Nasıl haksızlık yapıldığını, nasıl müfettişlerin görevlendirildiğini, nelerin yapıldığını anlattı. Bunu yapan kim? Devlet. O dönemin siyasi otoritesinin aldığı karar. Devletin şunu demesi lazım iktidar sahipleri, ‘Bir hata yaptık, gel sana görevini tekrar iade edeceğim.’ İade edeceğim demiyor yasağı kaldırdım diyor. Buna benzer çok uygulama var. Şunu da söyleyeyim başörtüsü yasağını biz kaldırdık diyorlar ama hikâye. Yasağı kaldıran bu kardeşinizdir. Üniversitelerde. Yusuf Ziya Hoca o dönem YÖK Başkanıydı. Bende yeni genel başkan olmuştum. Üniversiteler kız öğrenci alınmıyor. Bunlar da hükümetti, sesleri bile çıkmıyordu. Yusuf Ziya Özcan’a dedim ki ‘Niye bu kız öğrencileri almıyorsunuz?’. ‘Siz karşısınız’ dedi. ‘Hayır biz karşı değiliz’ dedim. ‘O zaman ben yarın sabah alıyorum’ dedi. Alın, niye almıyorsunuz. Alındı. Bunu Sayın Abdullah Gül de gayet yakından bilir. Bu telefon görüşmesini. Bunu hiç propaganda aracı olarak hiç kullanmadım. Başörtüsünü zihnimde kaldırmaya ne zaman karar vermiştim? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayıyken Ok Meydanı mitinginde son cümlelerim, ‘Başörtüsü yasağını da kaldıracağım’ diye. O mitingde söylediğim son cümledir bu. Kadın istediği gibi giyinir ama kadına neden baş örtüsü giydin diye sormayacak, diğerine de. Siyasetçinin ne işi var burada? Diyorlar ki Anayasayı değiştirelim, aileyi koruyacakmışız. Peki, Amerika’daydım. Sen aileden söz ettiğin değil mi aileyi konuşacaksın. Bostan’dan Newyork’a geldim. 35 katlı gökdelenin önünde...”
(ABD gezisindeki 8 saatlik tartışılan ‘kayıp’ süre) 4 saat Boston’dan New York’a, 4 saatte New York’tan Washington’a. Oraya gittim, Manhattan’da gökdeleni buldum. O küçük videoyu çektim. Şimdi bu yasa çıkmasın diye çamura yatıyorlar. Zaten aile korunuyor. Aile toplumun temel taşıdır. Anayasada açıkça yazıyor. Türk toplumunun temeli ailedir diyor. Sırf bunu referanduma götüreceğiz falan filan... Orban’la aynı yolda gidersek acaba bir şey yapabilir miyiz? Bay Kemal bunu yemez. Bütün başörtülü kadından çok sayıda telefon geldi bizim samimiyetimize inanıyorlar.”
SEÇİMDE AYAK OYUNU SÖKMEZ
Kemal Kılıçdaroğlu, Yozgat’ın Bahadın ilçesinde vatandaşlara seslendi. Kılıçdaroğlu “Tek isteğim var; seçim geldiği zaman sakın ola ki ‘Boş verin, sandığa gitmesek de bir şey olmaz, bir oydan bir şey olmaz’ demeyeceksiniz. Hepiniz ama hepiniz sandığa gideceksiniz, oyları kullanacaksınız. Seçim sonuçlarına bakacaksınız. Sandık görevlileri görevini yapıyor mu, yapmıyor mu; onlara da bakacaksınız. Sandık görevlisi görevini yapmıyorsa il başkanımız burada, ilçe başkanımız burada, onlara da söyleyeceksiniz. Herkes görevini yapacak, oylara sahip çıkacak. Şöyle bir endişe yaratıyorlar; ‘Efendim, işte seçimler olur, bunlar şunu yaparlar, bunu yaparlar, ayak oyunları yaparlar’. Hiçbir oyun bize sökmez” dedi.