Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Bingöl İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada seçimlerin 2022 sonu ile 2023 başı arasında yapılacağını söyledi. Karamollaoğlu, sandıklara sahip çıkma çağrısında da bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu,partisinin Bingöl İl Kongresi'ne katıldı. Burada partililere seslenen Karamollaoğlu, seçim için tarih vererek, "Benim kanaatim 1 sene sonra yani önümüzdeki yılın sonunda veya 2023'ün yılbaşından sonra seçim yapılabilir. Ben normal zamanda yapılacağı kanaatinde değilim" dedi.
"Belirli bir zümre var onların keyfi yerinde" diyen Karamollaoğlu, işsizliğin yanında çalışanların da geçinemediğini belirtti.
Karamollaoğlu, seçimin sandıkta kazanıldığını belirterek, partililere sandıkları koruma çağrısı yaptı. Karamollaoğlu konuya dair, "Sandıklara sahip çıkmadan bu seçimlerde başarılı olmak mümkün değil" diye konuştu.
'BELİRLİ BİR ZÜMRENİN KEYFİ YERİNDE'
Karamollaoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Şu anda üzerinde durmamız gereken ekonomidir. İşsiz insan kalmamalı bu memlekette. Çalışıp da geçinemeyen insan da kalmamalı. Biz malesef işsizlikte de zirveye çıktık. Çalıştığı halde geçinemeyen insanların adedinde de zirveye çıktık. Belirli bir zümre var onların keyfi yerinde. Ne kazandıklarını, ne kadar kazandıklarını, nasıl kazandıklarını onlar dahi bilmiyor. Bu memlekette 84 milyon insan var.
Biz, Karlıova'da dağdaki çobanın bile halini düşünmek mecburiyetindeyiz. Biz bunu düşünmezsek bu memlekette huzur olmaz. Bundan dolayıdır ki biz 'ahlaki manevi değerlerin ihyası' dediğimiz zaman bazı prensipleri önde tutarız. Bir kere insanlık aleminin barışı ve huzurunu önce memleketimizde sağlamak isteriz. Bunun sağlanması inanç, fikir hürriyetinin teminat altına alınması ile mümkündür. Bizim gibi düşünmeyen insanlar da bizim sahip olduğumuz haklara eksiksiz sahip olmalıdır.
'MÜNAFIK KAFİRDEN DAHA KÖTÜDÜR'
Avrupa'sı, Amerika'sı... İslamafobi diye duymuşsunuzdur: Bir düşüncenin arkasında İslam'a saldırıyor. Ne diyor, 'Bu Müslümanlar zalimdir. Kendisi gibi olmayanları katleder.' Eğer öyle olmuş olsaydı Asya'da, Avrupa'nın büyük kısmında Müslümanlardan başka kimse kalmazdı. Müslümanlar geldiler buralarda hakim oldular ama kendileri gibi inanmayan insanlara yaşama hakkını verdiler. Sonra Müslümanlar zayıflayınca öbür taraf bir tane bile Müslümanın hayatta kalmasına izin vermedi. Neden? Biz dinimizi bile malesef tam olarak bilmiyoruz. Sadece bizim inancımızda, bizim kitabımızda bizzat Cenab-ı Hak tarafından emredilen bir husus: Dinde zorlama yok. Kimseyi bizim gibi inandıramayız. Zorlarsak ne olur münafık doğar. Adam sıkıştı, 'Peki' der. İtiraz ettiğinde sıkıntıya girecek. Kabul etti, o zaman münafık doğar kafirden daha kötüdür.
Onun için fikir ve düşünce hürriyeti birçoğunun ve malesef bizim içimizdeki kardeşlerimizin de bazılarının yanlış anlamasından dolayı sanki bizde eksik gibi algılanır. Tam tersi bu ne ile teminat altına alınır: Adaletle. Bir memlekette adalet yoksa hiçbir şey yok demektir. Adalet mülkün temelidir. Bunlar bizim olmazsa olmaz prensiplerimiz.
'Efendim adalet var.' Peki nasıl var? Senin gibi düşünmeyen, inanmayan, yeri geldiğinde çıkıp seni tenkit eden insanın adalet mekanizmalarına gittiği zaman haklarını savunma imkanı var mı? Bir hakim farklı bir karar verdiği zaman ne oluyor? Hakim cezalandırılıyor. 'Anayasa Mahkemesi işe yaramıyor, kaldırılsın' diyenler var. Adeta Türkiye'de hukukun teminatı Anayasa Mahkemesi şu anda.
'Benim istediğim gibi bir adalet var' demek doğru bir yaklaşım değil. Biz bunları sağladıktan sonra aslında bu memleketi yönetenlerin güzel bir ahlaka sahip olmaları ile teminat altına alınır.
Bundan sonra yönetimde 3 prensibimiz var bizim. Problemleri çözmek istiyorsan işi ehline vereceksin. Kendi yandaşına değil.
İkinci husus devleti yönetenler şeffaf olacak. Herkes tarafından sorguya çekilebilecek. Birisi cumhurbaşkanından, bakandan, validen hesap sormaya kalktığı anda 'Sen kimsin' denilmeyecek.
'SANDIKLARA SAHİP ÇIKMADAN BAŞARILI OLMAK MÜMKÜN DEĞİL'
Seçimler sandıklarda kazanılıyor. Bazen öyle oluyor ki malesef kazandığımız seçimi sandıkta kaybediyoruz. Sandıklara sahip çıkmadan bu seçimlerde başarılı olmak mümkün değil.
Benim kanaatim 1 sene sonra yani önümüzdeki yılın sonunda veya 2023'ün yılbaşından sonra seçim yapılabilir. Ben normal zamanda yapılacağı kanaatinde değilim. Eğer Sayın Cumhurbaşkanı tekrar aday olmayı düşünüyorsa seçim kararını Meclis'in alması lazım. O zamanda seçim erkene alınacak anlamına gelir.