İzmir Barosu Başkanı Avukat Sefa Yılmaz yeni anayasanın oldubittiye getirilmemesi gerektiğini belirterek Kurtulmuş'un 1921 Anayasası'nı referans gösterdiğini hatırlattı. Yılmaz, "1921 Anayasası’nda laiklik ilkesi yok. Kadın hakları yok. Çocuk hakları yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti olduğu ilkesi 1924'te kabul edildi. Şimdi sormazlar mı size? Neden 1921 Anayasası? Neden 1924 değil? Neden 1961 değil?" dedi.
Yeni anayasa çalışmaları TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un siyasi partilere gerçekleştirdiği ziyaretler ile sürerken İzmir Barosu Başkanı Avukat Sefa Yılmaz, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni anayasa tartışmalarının uzun süredir devam ettiğini söyleyen Yılmaz, "1982 Anayasası 177 maddeden ibaret. Bu maddelerin ilk dördü dışında kalan maddelerin birçoğu 187 defa değişmiş. Çünkü o ilk dört madde değiştirilemez, değiştirilmesi teklif edilemez. Yani darbe anayasasından geriye kalanlarla anayasal bir süreci yaşıyoruz. Bu değişiklik söylemleri daha bugün söylenmiyor. Bundan 10 yıl önce de 5 yıl önce de vardı." dedi.
'NEDEN 1921 ANAYASASI?'
Numan Kurtulmuş'un yeni anayasaya ilişkin 1921 Anayasası’nı referans gösterdiğini hatırlatan Yılmaz, "Meclis’in açılmasından kısa bir süre sonra oluşturulan 1921 Anayasası’nda laiklik ilkesi yok. Kadın hakları yok. Çocuk hakları yok. Özgürlükler yok. Yani o anayasa Kurtuluş Savaşı'nı veren Meclis’in ve yurttaşın o olağanüstü şartlarda hazırladığı bir anayasaydı. Orada çok farklı hükümler vardı. İlk değişikliği 1924'te, Cumhuriyet'in ilanından sonra. Türkiye Cumhuriyeti'nin laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti olduğu ilkesi o zaman kabul edildi. Şimdi sormazlar mı size? Neden 1921 Anayasası? Neden 1924 değil? Neden 1961 değil?" diye konuştu.
'ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNDEN NE İSTENDİĞİNİ ORTAYA KOYUYOR'
Yılmaz, "Az önce söylediğim 187 değişikliğin neredeyse yüzde 90’ı bu siyasal iktidar tarafından gerçekleştirildi. Geçtiğimiz günlerde Meclis’te bir toplantıda bir AK Parti milletvekilinin ilk dört maddeyi de gündeme taşıyalım söylemi vardı. Söylemek istediğimiz hep bu. Yani bu açıklamadan nereye varırsınız? İlk dört maddeyi de biz yeniden bir ele alalım, düzenleyelim açıklaması ardından da Numan Bey'in 1921 Anayasası’nı işaret etmesi, anayasa değişikliğinden ne istendiğini ortaya koyuyor. Bu münferit bir şey değil. Bir Meclis Başkanı, bir AK Parti milletvekili bunu söylüyorsa orada söylenen şeylerin dikkate alınması gerekir." ifadelerini kullandı.
'ANAYASAYI HAZIRLAMAK İÇİN KONSENSÜS GEREKİR'
Türkiye'nin yönetim biçiminin Cumhuriyet ile demokrasi olduğunu ve bundan vazgeçmenin asla mümkün olmadığını belirten Yılmaz, Cumhuriyet'te karşı duran, değerlerini örseleyen ve yok etmeye çalışan birtakım anlayışların varlığını bildiklerini dile getirdi.
O anlayışlara karşı Kurtuluş Savaşı'nın halen devam ettiğini ifade eden Yılmaz, "Anayasayı mı hazırlayacaksınız? Evet. Bunun için bir konsensüs gerekir. Onun için üniversitelerden, akademisyenlerden, barolardan, Türkiye Barolar Birliği'nden, alanında uzman kurum ve kuruluşlardan, kişilerden bir oluşum yaparsınız. Uzunca bir zaman tartışırsınız bunu. Bu altı ay, bir yıl değildir. Belki iki yıl sürecektir. O konsensüsü sağlamadan anayasayı değiştirirseniz bunun adı anayasa olmaz. Hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, demokratik değerler, cumhuriyet değerleri, bunların olmadığı bir anayasaya sahip olursunuz ki bugün istenilen o. İşte biz de onlarla mücadele ediyoruz." dedi.
'BU TUZAKLARA DÜŞMEMEK LAZIM'
Yılmaz sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı:
"Bu ülkenin gerçekten demokrasiye, cumhuriyet değerlerine inanan her yurttaşın bunun içinde siyasal partiler, STK'ler, barolar herkes var. Şiddetle karşı durması gerekir. Asla bir oldubittiye ve kandırmacaya inanmamaları lazım. Dikkat etmek lazım. Nelerin yapıldığını çok iyi görmek lazım. Bu ülke bugüne belli adımlarla geldi. Bakın 2010 anayasa değişikliğiyle farklı bir pozisyondan 2017'deki değişiklikle Cumhurbaşkanlığı sistemini, başkanlık sistemine çevirdik. Partili cumhurbaşkanı yaptık. Parlamenter sistemden vazgeçtik. Şimdi bütün bunları değerlendirdiğiniz zaman karşınıza bir oldubittiyle bir anayasa değişikliği yapılmak isteniyor düşüncesi ve bu düşünceyi de ifade eden sözler geliyor. Çok aleni bir biçimde dillendiriliyor. Dikkat etmek lazım, bu tuzaklara düşmemek lazım."