Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı İsrail’le ticaret nedeniyle protesto eden dokuz kişi, İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı. Protestocuların avukatı, eylemlerin bağımsız şekilde düzenlendiğini ve hakaret unsuru taşımadığını savunurken, savcılık eylemleri yasa dışı gösteri ve terör suçları kapsamında değerlendirdi.
FEYZA NUR ÇALIKOĞLU
İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Kasım’da İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen bir program sırasında İsrail’e yönelik petrol ticaretini protesto eden dokuz kişiyi tutukladı. TRT World tarafından düzenlenen etkinlikte içeride ve dışarıda yapılan protestoların ardından gözaltına alınan kişiler, dört gün süren gözaltı sürecinin ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
İSRAİL PROTESTOSU TERÖR SUÇU
Protestocular, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Kanunu'na muhalefet" ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamalarıyla mahkemeye sevk edildi. Savcılık, protestonun sosyal medyada "Filistin için 1000 Genç" ve "Direniş Çadırı" isimli hesaplar tarafından organize edildiği iddiasını delil olarak öne sürdü.
'İSRAİL'LE TİCARETİN KESİLMESİ TALEBİYLE KATILDIK'
Protestocuların açtıkları pankartlar ve attıkları sloganlar tutuklama gerekçesi olarak gösterildi. Suçlama konusu yapılan ifadeler arasında "Stop fueling genocide", "Nehirden denize özgür Filistin" ve "Soykırımcılarla işbirliği yapanları TRT Forumuna davet ediyorlar" gibi sloganlar yer aldı.
Hakimlik, delillerin kuvvetli suç şüphesi oluşturduğu gerekçesiyle dokuz kişinin tutuklanmasına karar verdi. Tutuklananlar, kadınlar Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne, erkekler ise Metris 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildi.
PROTESTOCULARIN AVUKATINDAN TEPKİ
Protestocuların avukatlarından Üsame Sarıyaşar, savunmasında, müvekkillerinin birbirinden bağımsız şekilde protestolara katıldığını belirtti. Sarıyaşar, “Sloganlarda veya pankartlarda Cumhurbaşkanına yönelik hakaret içeren bir ifade bulunmamaktadır. Müvekkillerimiz, İsrail ile ticaretin kesilmesini talep ettiklerini ifade etmişlerdir” dedi.
MAZLUM-DER’den çağrı: Gözaltındaki vatandaşlar derhal serbest bırakılsın
Savcılık ise, protestocuların söz konusu sosyal medya gruplarına bağlı olduğunu ve yasa dışı bir eylem düzenlediklerini iddia etti.
“BU ÜLKEDE FİLİSTİN İÇİN EYLEM YAPAMAZSINIZ”
Tutuklamalara tepki göstermek için Çağlayan Adliyesi önünde bir araya gelen aktivistler, protestocuların serbest bırakılması için çağrıda bulundu. Aktivistlerden Ozan Soyer, “2911 sayılı kanundan tutuklama çıkarmak, bu ülkede Filistin için eylem yapamazsınız demektir. Arkadaşlarımıza destek olmaya, dayanışmayı büyütmeye devam edeceğiz” dedi.
Tutuklananlardan Şeyma Yıldırım’ın annesi de adliye önünde bir açıklama yaparak, “Filistin’in yanında olmak hapisle sonuçlanıyor. Adalet diye bir şey yok. Bu adliyenin önünde insanlara sorun, kimse adalete inanmaz” ifadelerini kullandı.
29 Kasım’da gerçekleşen program sırasında içeride dört protestocu pankart açarak İsrail’e yönelik petrol ticaretini eleştiren sloganlar attı. Aynı anda dışarıda slogan atan beş kişi de gözaltına alındı.
Protestocuların eleştirilerinde Türkiye’nin İsrail ile ticaret ilişkilerindeki devamlılık öne çıktı. "Gemiler Gazze’ye, Hayfa’ya değil", "Vicdan gemisine neden izin verilmiyor?", "Siyonist gemiler serbestçe dolaşıyor" gibi sloganlar, tutuklama gerekçesi olarak gösterilen ifadeler arasında yer aldı.
TUTUKLAMA KARARI TEPKİLERE YOL AÇTI
Dokuz kişinin tutuklanması, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Aktivistler ve aileler, tutuklamaların siyasi olduğunu ve Filistin’e destek eylemlerinin kriminalize edildiğini savundu. Çağlayan Adliyesi önünde toplanan bir grup destekçi, arkadaşlarının serbest bırakılmasını talep etti.