Emekli Büyükelçi ve CHP İstanbul Milletvekili Namık Tan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulan 2/2139 sayılı Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi ile ilgili eleştirilerde bulundu. Vakfın kurulmasını tepki gösteren Tan, "Dışişleri Bakanlığı ticarethane mi?" diye sordu.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na sunulan Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi, CHP İstanbul Milletvekili ve Emekli Büyükelçi Namık Tan'ın sert eleştirilerine yol açtı. Tan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bu teklifin dünyada benzeri olmayan bir yapı yaratacağını, devletin ticarethane olmadığını ve kar amacı güden bir vakfın Dışişleri Bakanlığı'na destek olmasının yanlış olduğunu belirtti.
6 Nisan 2024 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Dışişleri Bakanlığı'nın ilgili bölümlerinde değişiklik yapılmış ve Bakanlığın daha etkin bir yapıya kavuşması amacıyla "Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı" kurulması planlanmıştı.
"MİLLİ EĞİTİM VAKFI VE TSK GÜÇLENDİRME VAKFI'NDAN FARKLI"
Tan, bu vakfın Milli Eğitim Vakfı veya Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı gibi benzerlerinden farklı olarak şirket gibi çalışmasının öngörüldüğünü, Dışişleri Bakanlığı'nı ticarethane gibi konumlandırmasının yanlış olacağını ifade etti. Teklifin kabul edilmesi halinde, devlet adına kar amacı güden bir vakıf oluşturmanın, devletin ticarethane olmadığı ilkesine aykırı olacağını vurguladı.
"YÖNETİMİNE KAMU GÖREVİ BİLMEYEN KİŞİLER ALINACAK"
Ayrıca Tan, teklifin, Dışişleri Bakanlığı'na paralel bir yapı oluşturarak, yetki paylaşımında karışıklıklara ve ihtilaflara yol açabileceğini savundu. Vakfın yönetiminde, Dışişleri Bakanlığı dışından kamu görevini bilmeyen kişilerin yer almasının devletin kurumsal yapısına zarar verebileceğini belirtti. Bu nedenle Tan, vakfın kurumsal ahlakına ve teamüllerine uygun olmayan ticari faaliyetler yürütmesinin kabul edilemeyeceğini söyledi.
Tan, bu oluşuma müsaade edilmesi halinde, başka bakanlıkların da isimleri altında benzer rant mekanizmalarının kurulmasına örnek teşkil edeceğini savundu.
"BAKANLIK DIŞARIDAN MÜDAHALEYE AÇIK HALE GELECEK"
"Alım satım, ihale, taşınır taşınmaz mal kullanımı gibi konularda vakıf, Dışişleri Bakanlığı ile yetki paylaşacak" diyen Tan, Bakanlığın dışarıdan siyasi müdahaleye ve baskıya açık hâle geleceğini ileri sürdü.
Teklifte vakfa abartılı mali yetkiler verilmesini de eleştiren Tan, Dışişleri Bakanlığı'nın adını ve itibarını kötüye kullanacak bir yapının ortaya çıkmasının devlete zarar vereceğini vurguladı.
Tan'ın paylaşımı şöyle:
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunulan 2 / 2139 sayılı Dışişleri Teşkilatını Güçlendirme Vakfı Kanunu Teklifi, Cumhuriyet kurumlarının imhası sürecinde çarpıcı bir örnek oluşturmaya aday :
▪️Bu teklif kabul edildiği takdirde, dünyada henüz emsali bulunmayan bir yapılanmayı meydana çıkaracaktır.
▪️Dünyanın hiçbir ülkesinde dışişleri bakanlıklarını desteklemek için kâr amaçlı gelir sağlayan vakıf kurulmamıştır. Çünkü, devlet ticarethane değildir
▪️Tasarlanan vakıf Milli Eğitim Vakfı (MEV), Maarif Vakfı, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı gibi emsallerinden çok farklıdır. Bir vakıftan ziyade şirket gibi hareket etmesi öngörülmektedir.
▪️Kanun teklifinde, Dışişleri Bakanlığına dış ilişkilerde eşgüdüm görevi veren 1173 Sayılı Milletlerarası Münasebetlerin Yürütülmesi ve Koordinasyonu Hakkında Kanun’a doğrudan ya da dolaylı atıf yoktur
▪️Sadece bu bile kanunun uygulanmasının her aşamasında çok ciddi ihtilaflar doğuracak başlı başına bir muhalefet sebebidir
▪️Zira, Cumhuriyet dönemi ve öncesinden bu yana Dışişleri Bakanlığı ile yetki paylaşımı yapacak, bakanlık adına maddi tasarrufta bulunacak bir başka alternatif yapı olmamıştır
▪️Böyle bir oluşum, Dışişleri Bakanlığına paralel bir yapının oluşturulmasına sebep olacaktır
▪️ Bu oluşuma müsaade edilmesi, ayrıca başka bakanlıklarımızın da isimleri altında benzer rant mekanizmalarının kurulmasına örnek teşkil edecektir
▪️Alım satım, ihale, taşınır taşınmaz mal kullanımı gibi konularda vakıf, Dışişleri Bakanlığı ile yetki paylaşacak, bakanlık dışarıdan siyasi müdahaleye ve baskıya açık hâle gelecektir
▪️Maddi tasarrufların, mali kararların Bakanlık mı yoksa vakıf tarafından mı alınacağı, kanun teklifinde açıkça yazılmamıştır
▪️Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra hazırlanacak vakıf senedinde, Dışişleri’nin kurumsal ahlakına, kültürüne ve yerleşik teamüllerine uymayacak, diplomatlığın ağırbaşlı meslek adabıyla uyuşmayacak ticari faaliyetler vakfın uhdesine alınacaktır
▪️Vakfın usulüne uygun çalışması durumunda bile ticari faaliyetleri tartışmalı olacaktır. Dışişleri Bakanlığı, her şeyden önce ülkeyi temsil eden bir kurumdur. Dünyanın farklı ülkelerinde günlük ticari ilişkilere girmesi, kâr amaçlı çalışmalar yapması yakışık almaz, devlet geleneğine uymaz, yüz kızartıcıdır
▪️Devleti Türkiye dışında vakarla temsil eden bir kurum, holding veya şirket değildir. Bakanlık, vakıf marifetiyle emlak komisyoncusu, araç kiralama şirketi, müteahhit, mobilyacı, turizm acentesi, vize aracı şirketi haline dönüştürülemez. Devlet ciddiyetinden uzak, açık gözlü komisyoncu zihniyetinin eseri olan bu tasavvurlar utanç vericidir
▪️Vakfın yönetim ve denetimine, Dışişleri Bakanlığı dışından, kamu görevini dahi bilmeyen kişilerin getirilmesinin önü açılmaktadır. Bu da, rantçı kafasının eseridir.
▪️Hükümetin, Bakanlığı, Sarayın ideolojik uzantısı, aygıtı ve aparatı hâline getirme çabalarının bir yenisi, meslek mensubu olmayan kişilerin eliyle kontrol edilecek bu vakıf olabilir
▪️Kanun teklifinde, vakfın yönetim ve denetim kurullarında bakanlıktan ve bakanlık dışından ne kadar kişinin bulunacağı hususu geçiştirilmiştir
▪️Bu vakfa yüksek öğretim kurumları açma yetkisi verilmesi tam bir ucubeliktir. Vakfın kaynaklarıyla kurulacak güya ‘akademik’ kurumların, iktidarın ideolojik endoktrinasyonu için çalışacağı ve Dışişleri Bakanlığına iktidar için ‘makbul’ kadroların yetiştirilmesine hizmet edeceği açıktır. Dünyada eşi, benzeri olmayan bu cingözlük tam bir rezalettir
▪️Böyle bir girişimin hedefi ancak, Dışişleri Bakanlığını partilerüstü konumundan çıkarıp, bir parti aparatı hâline getirmek olabilir
▪️Kanun teklifinde açıkça görülen bir başka husus vakfa abartılı düzeyde tanınan mali ve finansal hareket alanıdır. Vakfın muhtelif finansal araçlar edinmesi, çeşitli ticari işletmelerle iştirakler kurması, dahası Dışişleri Bakanlığına ait taşınmazlar üzerinde tasarruf sahibi olması gibi cevvâl girişimler planlanmıştır.
▪️Böyle bir yapı Dışişleri Bakanlığının adını, itibarını ve otoritesini kötüye kullanarak, arsızlığa ve utanmazlığa kapıyı aralar, usulsüz ticari kâr elde edilmesinin önünü açar
▪️Vakıf sıfatı, oluşturulmak istenen yapıya birçok alanda vergi muafiyeti sağlayacaktır. Halbuki böylesi bir muafiyet, kamu yararına çalışan kâr amacı gütmeyen kuruluşlara verilir.
▪️Açıktır ki, kamu adına çalışacağı iddia edilen bu yapı vergi kaçakçılığı ve vize yolsuzluğu gibi yüz kızartıcı faaliyetlere açık hâle getirilmiş olacaktır
▪️Farklı kurumların yönetim kurullarından aynı anda 6-7 maaş alan Cumhur İttifakının doymak bilmeyen kadrolarına, bu vakıf üzerinden, yeni istihdam ve gelir kaynağı yaratacaktır
▪️Daha önce, Dışişleri Bakanlığı mensuplarının bakanlık çalışanları arasında dayanışma ve bakanlığa katkı amacıyla, kendi sivil ve bağımsız girişimleri ile 1996 yılında kurdukları Dışişleri Bakanlığı Mensupları Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Vakfı (DİVAK) bugün âtıldır. İktidar, Dışişleri Bakanlığını desteklemeye ve güçlendirmeye yönelik iyi niyete sahipse, DİVAK’ı yeniden yapılandırıp, güçlendirebilir
▪️İktidara geldiği ilk yıllarda mevcut kamu vakıflarını ortadan kaldırma yönünde hareket eden iktidar partisinin Dışişleri Bakanlığı üzerinden bir kamu vakfı yaratma çabası herkesin şüphesini çekmektedir
▪️Kanun teklifi metninde yer alan “Bu kanunun amacı, Dışişleri Bakanlığı teşkilatının faaliyetlerinin güçlendirilmesi ile personelinin temsil kabiliyeti yüksek ve donanımlı yetiştirilmesinin desteklenmesi ...” ifadesi Dışişleri Bakanlığını küçültmektedir
▪️Ayrıca, bu ifade yürürlükteki tek adam sisteminin başındaki kişilerin bakanlık personelinin temsil kabiliyetinin yetersiz olduğunu düşündüklerine dair bir itiraftır
▪️Zorlu sınavlardan geçerek işe alınan bakanlık kadroları, hizmet içi eğitimin haricinde “usta çırak” ilişkisiyle hayat boyu süren bir eğitimden geçerek olgunlaşırlar
▪️AKP’nin kayırmacı uygulamalarına diğer bakanlıklara nazaran daha sert göğüs geren Dışişleri Bakanlığının çalışanlarının temsil kabiliyeti ve donanımlarının, ticari etkinliği kültürel kapasitesinden kat kat fazla olan bir vakıf eliyle güçlendirilmesi sözkonusu dahi olamaz. Bu bir garabettir, art niyetlidir
▪️İktidarın tavrı, olsa olsa laik ve demokratik değerlere saygı çerçevesinde yetiştirilen bakanlık kadrolarını beğenmediklerinin ve kendi otoriter anlayışlarına uygun ‘makbul’ memurlar yetiştirme isteklerinin işaretinden başka bir şey değildir.