Dervişoğlu’ndan “3. madde" tepkisi: Kurtulmuş’un affını istemesi gerekir

Dervişoğlu’ndan “3. madde" tepkisi: Kurtulmuş’un affını istemesi gerekir

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, katıldığı bir canlı yayın programında soruları yanıtladı. Gündeme ilişkin birçok konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Dervişoğlu'nun TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş hakkında "Affını istemeli" ifadesi dikkat çekti.

İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, katıldığı bir programında gündeme ilişkin merak edilen soruları cevaplandırdı. Dervişoğlu anayasa gündemine ilişkin ise Meclis Başkanı Kurtulmuş'ı eleştirerek "Affını istemeli" dedi.

Dervişoğlu'nun programdan öne çıkan ifadeleri şu şekilde:

"SAYIN KURTULMUŞ'UN AFFINI İSTEMESİ GEREKİR"

Numan Kurtulmuş burada özerklikten bahsediyor. Merkezi yönetim ile yerel yönetim arasındaki olumsuzluklara işaret ediyor. Sayın Numan Kurtulmuş şuur altını kusuyor. Sayın Numan Kurtulmuş zamanında o dönem kamuoyuyla paylaşılan, yer yer sosyalizan dille kaleme alınan 34 sayfalık metin, anayasadan resmi ideolojiyi atmak gerektiğini söylüyor. Bu 34 sayfalık metinde bir tane Türk ve Atatürk kelimesi bulunmuyor. Şimdi Kurtulmuş TBMM Başkanlığı makamında oturuyor. Bana göre kendisi eski başkandır, onun riyasetinde yönetilecek yeni bir anayasa çalışmasının hükümet ve Cumhurbaşkanı tarafından bizzat takip edilmesi, sayın Kurtulmuş'un bu görüşlerinden ötürü oturduğu makamdan istifa etmesi, etmiyorsa da affının istenmesinin temin edilmesini diliyorum.

"İLK SABIKASI DEĞİL"

Anayasa değişikliğine iki taraftan bakacağız. Anayasa değişikliği mi olacak; yoksa yeni bir anayasa mı yapılacak. Hükümetin görevlendirdiği kişilerin ifadeleri Türkiye'nin yeni anayasaya ihtiyacı olduğu, darbe anayasasına anılmamasına dair işaretler taşıyor. Sayın Numan Kurtulmuş'un beyanından anlıyoruz bunu. Her olumlu ya da olumsuz işin bir paratonere ihtiyacı var. Sayın Kurtulmuş paratoner seçildi. Sayın Kurtulmuş kendisine başat rol üstlenmeye başladı.

Anayasa'nın değiştirilmez maddeleri rejimin tarifini içeriyor. Bu anayasanın 3. maddesiyle alakalı konuşan sayın Meclis Başkanı ki, bu işin paratoneri, anayasa değişikliğine yöneltilecek tepkileri göğüsleyecek kişi olmasına bağlı söylüyorum. Sayın Kurtulmuş'un ilk sabıkası bu değildir. Elimde HAS Parti'nin nasıl bir anayasa istediğine işaret eden bir metin var. Orada Numan Kurtulmuş bunu kimlerle birlikte yazdıysa 1921 Anayasası'ndan coşku ve ısrarla söz ediyor. 1921 Anayasası'nın bir darbe ile yürürlükten kaldırıldığını söylüyor. Yani Mustafa Kemal Atatürk'ü darbecilikle itham ediyor.

"BENİMLE ANAYASA KONUŞMAZ"

Numan Kurtulmuş'la görüştüğümüzde şunu söyledim, kendisinin tarafsız makamda oturduğunu, ifadelerini temenniden ibaret sayacağımı söyledim. Bu kadar sözün üzerine gelip benimle anayasa konuşacağını düşünmüyorum. Bu fikirden vazgeçti mi bilmiyorum. Yaptığı açıklamayla şuur altını kustuğunu ifade ediyorum. HAS Parti'nin hazırladığı metnin Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter devlet yapısına, vatandıaşlık tanımına karşı birtakım ifadeler içerdiğini söylüyorum. Ayrıca burada federatif yapıdan bahsedildiğini, vatandaşlık tanımının doğru şekilde ele alınmadığını görüyorum.

"YENİ BİR MACERAYA SÜRÜKLENMEMELİ"

Çözüm süreci ile alakalı olarak yeni bir maceraya sürüklenmemeleri gerektiği hususlarda uyarılarda bulundum. Yapılan açıklamaları o noktai nazardan değerlendiriyorum. İmralı tutanaklarında da üzerinde durulması icap eden birtakım konular var. Daha 2013'lerde anayasa konvansiyonunda Numan Kurtulmuş'un rol üstlenmesi gerektiğine işaret ediyor Abdullah Öcalan. Ben anayasa tartışmalarını doğru bir yerden ele alıp, doğru bir başlangıçla yaşama geçirilmesi gereken tartışalar olması gerektiğine inanıyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ömür boyu bu ülkeyi yönetmek için tanınan bir süreç olduğunu düşünüyorum. Kendileri herhangi bir şey yapmadan, siyaseti, vatandaşı ve liderleri bazı konularda tartıştırmak bundan da siyasi beslenme alanı yapmak istiyorlar, ben buna tiyatro gözüyle bakıyorum. Ben ve partimin bu piyeste yer almayacağını ifade ediyorum.

"ÇÖZÜM SÜRECİ TARTIŞMASINI KİMLERİN AÇTIĞI MALUM"

Belki böyle bir tartışma arzu ediliyor. Kamuoyunda bu tartışmayı kimlerin açtığı herkesin malumu. Böyle bir tehlikeye ve olumsuz yaklaşıma işaret etmek bakımından grup konuşmasında bu konunun mahsurlarına işaret ettim. Sayın Uçum ve sayın Efgan Ala'nın açıklamalarına da bakarak böyle bir şeyin yeniden sahneye koyulmayacağına dair cümlelere memnuniyetle yaklaştım. Orada bir itiraf var, geçmiş dönemde düşülen hataya düşülmeyeceğine dair itiraf var. Bu tartışmanın açılmasının tarafı da muhalefet partileri de değil. Türkiye'de anayasa değişikliğinden bahsediliyor. Bazı unsurlar Türkiye'nin merkezine alınmak isteniyor. Normalleşme kavramı arasında sanki bazı kesimlere sıcak mesajlar veriyormuş gibi değerlendirmeye tabi tutuluyor. Bu da kamuoyunun aklını karıştırıyor, vicdanını yaralıyor. Bütün bu tartışmalar anayasa değişikliklerinden kaynaklı. Aranan Meclis'teki yeterlilik sayısıdır.

"İSRAİL TÜRKİYE'YE ASLA VE KAT'A SALDIRAMAZ"

Birisi gündem maddesi ortaya attı, muhatapları tarafından henüz cevap verilmedi. O cevaba bakarak samimiyet testi yapılabilir. Dışarıdan bakıldığında Türkiye'nin bir ve birlikte görünmesi zarurettir; Türkiye'nin böyle bir zaafiyeti yoktur. Böyle bir hissiyat yaratmanın anlamı yoktur. Sayın Cumhurbaşkanı 9 milyonluk İsrail'in haritaya baktığınızda Van gölü kadar yüzölçüme sahip ülkenin, Türkiye'ye saldıracağına dair beyanlarda bulunmuştur. O beyanlar da dikkate değerdir. Dışarıda olan gelişmelerin iç politikanın malzemesi yapılmaması yönünde tavrımız vardır bizim. Açık ve net söylüyorum, İsrail Türkiye'nin rakibi olamaz ve asla ve kat'a Türkiye'ye saldıramaz diyorum.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN