Olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu'nda, CHP'nin "Anayasa Mahkemesinin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşmesi işlemi ile ilgili verdiği karara ilişkin genel görüşme yapılması" önergesi yapılan elektronik oylama sonucunda kabul edilmedi.
Yüksek Mahkeme, oy çokluğuyla Gezi Davası'nda müebbet hapis cezasına çarptırılan ve Hatay'da TİP Milletvekili seçildikten sonra vekilliği düşürülen Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde olduğuna karar verdi.
Kararın ardından Meclis'teki siyasi partilerin çağrılarıyla toplanan Genel Kurul'a CHP, TBMM Genel Kurulu'na "Anayasa Mahkemesinin Can Atalay'ın milletvekilliğinin düşmesi işlemi ile ilgili verdiği karara ilişkin genel görüşme yapılması" önergesi verdi.
Önerge üzerine olağanüstü toplanan Genel Kurul'daki görüşmeye muhalefet partilerinin genel başkanları da katıldı. Ayağında basit bir kırık oluşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel de Genel Kurul'u takip etti.
ÖNERGE REDDEDİLDİ
Siyasi parti gruplarının ve önergenin ilk imza sahiplerinin konuşmalarının ardından, genel görüşme açılıp açılmaması, Genel Kurul'un oyuna sunuldu. Yapılan elektronik oylama sonucunda, önerge kabul edilmedi.
Olağanüstü toplantı gündeminin tamamlanması üzerine CHP, TBMM’nin çalışmalarına devam etmesine ilişkin önerge verdi. CHP'nin bu önergesi de Meclis'te reddedildi.
Meclis birleşimi 1 Ekim’de toplanmak üzere kapatıldı.
BOZDAĞ’A ELEŞTRİ
Usule aykırılık itirazı üzerine konuşmak için kürsüye çıkan DEVA Partisi Milletvekili İdris Şahin ise Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, “Meclis’in yapacağı bir şey yok” sözlerini eleştirdi. TBMM Genel Kurulu’nun Gülizar Biçer Karaca tarafından yönetilmesi gerektiğinin altını çizen Şahin, “Üzerine yemin ettiğiniz Anayasa’ya aykırı davranacağını bildiği için Sayın Kurtulmuş, Meclis’i size yönettiriyor” diyerek Bekir Bozdağ’a seslendi. Şahin, Can Atalay’ın başkanlığının düşürülmesi ile halkın iradesinin yok sayıldığını söyledi.
AHMET ŞIK: SİZDE UTANMA YOK, HAYSİYET YOK
DEVA Partili İdris Şahin'den sonra konuşan TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, kürsüye çıktı ve AK Parti sıralarına dönerek "Sözü hiç uzatmayacağım. Sizde hiç utanma yok. Haysiyetiniz yok. O yüzden burada usulü konuşmaya da gerek yok." dedi.
Şık'ın sözlerine AK Partili vekillerin tepki göstermesi üzerine gerginlik çıktı ve oturuma 15 dakika ara verildi.
15 dakika sonra Ahmet Şık tekrar kürsüye gelerek konuşmasına devam etti.
"EN BÜYÜK TERÖRİSTLER BURADAKİLER"
AK Parti sıralarına seslenmeye devam eden Şık, şöyle konuştu:
"Burada usulü konuşmaya gerek yok. Kanunsuzluğun teamül haline geldiği ülkede size mevzuat anlatacak değilim. Din şarlatanlığınıza, göstermelik milliyetçiliğinize kanan, hırsızlığınızı, yolsuzluğunuzu, hukuksuzluğunuzu görmezden gelenlere makbul vatandaş olarak gören sizlerden en çok duyduğumuz sözcükler 'vatan haini', 'FETÖ'cü', 'katil' terörisit. Can Atalay'a teröist demeniz hiç şaşırtıcı değil. Herkes bilsin, bu ülkenin en büyük terör örgütü hanedanlık mafyasıyla devlete çöken bu sırada oturanlar, en büyük teröristler de buradakilerdir."
ALPAY ÖZALAN ŞIK’A YUMRUK ATTI
AK Parti milletvekilleri, sıralara vurarak Şık’ın konuşmasını kesti. Şık, “Hepinizin toplamının bu ülkeye faydası, bir Can Atalay kadar etmez” ifadesini kullandı. Bekir Bozdağ bir kez daha oturuma ara verdi.
Meclis'te kan aktı: AK Partili vekiller Ahmet Şık'ı yumrukladı
Şık konuşmasına devam ederken AK Parti Milletvekili Alpay Özalan, kürsüye yürüyerek Şık’a yumruk attı. Özalan'ın saldırısı üzerine kavga çıktı.
Kürsünün etrafının kanlar içerisinde kaldığı görüldü. Görevliler kanları hızlı bir şekilde böyle temizledi.
NE OLMUŞTU?
Daha önce iki kez hak ihlali kararı veren AYM, son kararında Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesinin "yok hükmünde" olduğunu belirtmişti. Bunun üzerine, TİP, CHP, DEVA Partisi, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, DP ve EMEP milletvekilleri, Atalay’ın tahliye edilip yemin ederek görevine başlaması amacıyla olağanüstü toplantı çağrısı yapmıştı. Çağrıda, AYM kararlarının bağlayıcılığına dikkat çekilerek, Atalay’ın durumu üzerinden Türkiye’nin anayasal niteliklerini tehdit eden ve devlet krizine dönüşen bu sürecin TBMM tarafından ele alınması gerektiği vurgulanmıştı.