“Siyasi entropi genellikle güç dengelerinin değişmesi, ekonomik dalgalanmalar, toplumsal huzursuzluklar ve yönetim mekanizmalarındaki kırılganlıklarla birlikte ortaya çıkmaktadır. Bir ülkede siyasi belirsizlik arttıkça, yönetim yapısında dağılmalar, ani değişimler ve krizleri gözlemek mümkündür.”
Toplumların siyasi yapıları; yönetim biçimleri, siyasi kurumları, karar alma mekanizmaları ve toplumsal katılım süreçleri gibi unsurlardan oluşan bir bütündür. Siyasi yapılar bir toplumun yönetim tarzını ve bireylerin yönetime dâhil olma biçimini belirlemektedir. Onlar zaman içerisinde değişime uğrayan dinamik sistemlerdir. Bu sistemlerin istikrarlı olduğu dönemleri olduğu gibi düzensizlik ve kaosun hâkim olduğu dönemleri de olabilir. Siyasetteki söz konusu dalgalanmalar, fiziksel bilimlerde kullanılan “entropi” kavramı ile benzerlik göstermektedir.
ENTROPİ VE YANSIMASI
Entropi bir sistemin düzensizlik derecesini ölçen (daha doğrusu hesaplayan) bir olgudur ve siyasi süreçler için değerlendirildiğinde ise belirsizliklerin ve öngörülemez gelişmelerin artması ile paralellik göstermektedir. Örneğin yirminci yüzyılın başlarında yaşanan Büyük Buhran, birçok ülkede siyasi istikrarsızlığı tetiklemiş ve demokratik yönetimlerin yerini otoriter rejimlere bırakmasına neden olmuştur. Bu dönemlerde yaşanan ekonomik çöküşler ve toplumsal huzursuzluklar, siyasi entropinin hızla artmasına yol açmıştır.
SİYASİ ENTROPİ VE SONUÇLARI
Siyasi entropi genellikle güç dengelerinin değişmesi, ekonomik dalgalanmalar, toplumsal huzursuzluklar ve yönetim mekanizmalarındaki kırılganlıklarla birlikte ortaya çıkmaktadır. Bir ülkede siyasi belirsizlik arttıkça, yönetim yapısında dağılmalar, ani değişimler ve krizleri gözlemek mümkündür. Örneğin Arap Baharı olarak bilinen süreçte, birçok Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesinde halk ayaklanmaları sonucu yönetimlerin ani bir şekilde değiştiği gözlemlenmiştir. Bu bakımdan bu tür dönemlerde, karar alma süreçleri karmaşık hale gelir ve sistemin öngörülebilirliği azalır. Ayrıca bu durumdaki toplumlarda gerilim artar, sosyal kutuplaşmalar derinleşir ve kaotik süreçler de devreye girer.
Siyasi entropiyi artıran başlıca etkenlerden biri de yönetim yapısındaki belirsizliktir. Yönetimde yaşanan ani değişimler, halkın ve yatırımcıların geleceğe dair duyduğu güveni zedeleyecektir. 1979 yılında yaşanan İran Devrimi, ülkedeki yönetim biçimini kökten değiştirmiş ve ekonomik istikrarsızlığa yol açmıştır. 1990’larda ülkemizde yaşanan siyasi koalisyon krizleri, yönetimde istikrarsızlık yaratmış ve ekonomik dalgalanmalara yol açmıştır. Yine 1991 Yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla siyasi entropi keskin bir şekilde artmıştır. Bunun sonucunda eski Sovyet cumhuriyetlerinde ani yönetim değişiklikleri yaşanmış, ekonomik çöküşler meydana gelmiş ve birçok bölgede etnik çatışmalar ortaya çıkmıştır.
Hukukun üstünlüğünün ve demokratik mekanizmaların zayıflaması, mevcut düzensizliği daha da artırarak sistemi kaosa sürükleyecektir. Medyanın manipüle edilmesi, bilgi kirliliği ve toplumdaki kutuplaşmanın teşvik edilmesi de süreci hızlandıran faktörler arasında olacaktır. 1930’lu yıllarda Almanya’da propagandanın etkisiyle toplumda kutuplaşmanın nasıl derinleştiği ve bunun sonucunda Nazi rejiminin güç kazandığı bilinmektedir.
OLUMLU YÖNLERİ
Siyasi entropinin artışı belki de her zaman olumsuz sonuçlar doğurmayacaktır. Bazen sistemdeki düzensizlik, eski ve işlevsiz yapıların yerine yeni yapıların ve düzenlerin kurulmasını tetikleyecektir. Örneğin 1789 yılında gerçekleşen Fransız Devrimi, başlangıçta ülkede büyük bir kaosa neden olmuş ancak uzun vadede modern demokrasi anlayışının gelişmesine de zemin hazırlamıştır. Benzer olarak 2000’lerin başında Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz sonrası uygulanan reformlar, uzun vadede ekonomik ve siyasi istikrarın güçlenmesine katkı sağlamıştır. Dolayısıyla kaotik dönemler, değişim ve dönüşüm için bir fırsat yaratabilir. Ancak bu tür dönüşümlerin olumlu yönde gerçekleşmesinde, hukukun üstünlüğü, anayasal kurumların etkinliği ve toplumsal birlik kritik rol oynayacaktır.
SONUÇ
Siyasi çalkantılar ve entropi arasındaki ilişki, karmaşık ve çok boyutlu bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır. Sistemin geleceği, belirsizliklerin nasıl yönetildiğine ve siyasi aktörlerin hangi stratejileri benimsediğine bağlı olacaktır. Son tahlilde Anayasa İlkeleri çerçevesinde siyasi birlik ve istikrarın korunması, toplumsal uyumun sağlanması ve demokratik değerlerin güçlendirilmesi, entropinin yıkıcı etkilerini minimize ederek daha dengeli bir yapıya ulaşılmasını mümkün kılacaktır.
Entropi, söylenildiği gibi, sistemdeki belirsizliğin bir ölçümü olarak tanımlanır ve sonucu 0 ile 1 arasında bir sayı olarak verir. Bu sayı 0'a yaklaştıkça belirsizlik azalır ancak son zamanlarda entropi kavramı bilgideki (veri setindeki) belirsizliğin bir ölçümü olarak da ele alınmaktadır. Matematikçilerin, tıpta, tedavi ve teşhisteki bazı kaotik durumları önceden belirleyip tedbir almak amacıyla kullanmış olduklarını da duymuştum. "Siyasi entropi" farklı bir yaklaşım..
Yanıtla (1) (0)Yazar teknik bir konu ile güncel sosyolojik bir konuyu birleştirmiştir. Okuyuculara faydalı olacağını düşünüyorum. İyi bir çalışmadır.
Yanıtla (2) (0)(II) Henüz ülkemizde olmasa da dünyada bu alanda yeni gelişmeler var. Örneğin ekonomi ile sosyal bililerin birleşimine dayalı olarak şirketleri veya ulusların neden kaybettikleri ile ilgili son yıllarda Doran Acemoğlu gibi uzmanları farklı teorileri mevcut. Bu bakımdan yazarın günümüzdeki siyasi olaylara bakışını yansıtan görüşü, iki alanı (termodinamik ve siyaset) birleştiren bir analiz olmuş. Bunlara ve benzerlerine ihtiyaç var. Çözümler de belirtilmiş. Eylem ve kararlılık ise yetkililerde...
Yanıtla (3) (0)(I) Türkiye ve dünya, siyasi ve ekonomik olarak zor bir süreçten geçmekte. Her yerde farklı sorunlar var. Ancak ülkemizin daha farklı ve şiddetli sorunları mevcut. Uzmanlar salt ekonomi ve sosyal teoriler ile sorunları analiz ve çözümlemede maalesef yetersiz kalmakta. Sorunlara geniş açılardan bakıp , çözümleri de yeni benzer açılardan oluşturmak veya geliştirmek önemli. Bu bakımdan farklı alanları birleştiren bakış açılarına ihtiyaç var. Bilimler de birleşmekte ve yeni alanlar doğmakta.
Yanıtla (1) (0)Sayın Prof. Dr. Ünal Çmdalı tarafından siyasi entropi üzerine kaleme alınmış bu yazı teknik anlamda önemli ve dikkat çekici irdelemeler içermektedir.
Yanıtla (1) (0)Herşey bir yana sonuç olarak şunu ifade etmek gerekirse; o kişi, şu kişi ya da bu kişi değil de en son tahlilde kazanan umarım "Türkiye" olur.
Meseleleri ve sorunları; sitemin parametreleri, iç ve dış etkileri ve dinamikleri ile diğer etkenlere göre oluşturulan denklemler zemininde çözmek hatta optimize etmek gerekir. Bunun için bilgi, tecrübe ve eylem gerekir. Ayrıca farklı disiplinlerden oluşmuş takımlar da gerekir.
Yanıtla (5) (0)İnşallah bu tür anlamlara ve yapılara sahip oluruz. Zira dönem ve gelecek hem ülkemiz hem de gelecek açısından yüksek entropilere gebe gibi görünmektedir. Allah milletimizin ve ülkemizin yardımcısı olsun...
Dünya genelinde siyasi entropi bence şuan da en üst seviyede. Ekonomik, sosyolojik ve hukuki olarak sonuçları getirdiği huzursuzluk inkar edilemeyecek bir biçimde ortada. En üst seviyede olan entropi grafiği ya buradan patlak verip öngörülemez şeylere sebep olacak ya da grafik doğal azalan bir eğilimde giderek dünya da ki krizler birer birer çözülecek..
Yanıtla (4) (1)Siyasi ve politik olaylar sonucu çıkan krizlerin yönetimi entropi bağlamında oldukça önemli olsa gerek. Burada bilgi ve tecrübe ile tarihten dersler çıkarılmalı. Liyakat, beceri ve donanım sorunların çözümüne katkı sağlayacaktır. Bu bağlamda yeni ve reformist atılımlara ihtiyaç var. Yazar bu bağlamda konuya entropi açısından ilginç bir bakış getirmiştir.
Yanıtla (4) (0)