TTK'ya bağlı Amasra Taşkömürü İşletmesi'nde 42 kişinin hayatını kaybettiği grizu patlamasıyla ilgili Amasra Cumhuriyet Savcısı Ozan Mert Alıcı, TTK yöneticilerinin yer aldığı 23 kişi hakkında fezleke hazırladı. Maden katliamında metan gazının yükselmesine neden olduğu belirtilen pervanenin, savcılık fezlekesine göre 'keyfi olarak değiştirilmediği' ortaya çıktı.
Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) bağlı Amasra Taşkömürü İşletmesi'nde (ATİM) 42 kişinin hayatını kaybettiği grizu ve kömür tozu patlamasıyla ilgili Amasra Cumhuriyet Savcısı Ozan Mert Alıcı, TTK yöneticilerinin yer aldığı 23 kişi hakkında fezleke hazırladı.
173 sayfalık fezlekede, tutuklulardan madenin genel müdürü Cihat Özdemir, işletme müdürü Selçuk Ekmekçi, iş güvenliği ve eğitim başmühendisi Volkan Soylu ve başmühendis Mehmet Tural'ın, 42 kişinin ölümüne neden olmak suretiyle üzerlerine atılı olası kastla öldürme suçunu ve Erol Bulduk, İzzet Ak, Remzi Taşkömür ve Ayhan Akgül'ün yaşamlarını tehlikeye sokacak şekilde yaralanmasına neden olmak suretiyle üzerlerine atılı olası kastla yaralama suçunu işledikleri belirtildi.
Fezlekede, diğer 14 şüpheli hakkında ise 42 kişinin ölümüne ve 12 kişinin yaralanmasına neden olmak suretiyle üzerlerine atılı bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma suçunu işledikleri değerlendirmesi yapıldı.
Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Bartın Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen fezlekede, iddianame tanzim edilerek 23 kişinin ağır ceza mahkemesinde yargılanması istendi.
'İŞ GÜVENLİĞİ EĞİTİMLERİ KUSURLU'
Fezlekede, 31 Ekim 2022 tarihli bilirkişi raporuna atıf yapılarak, müessese müdürü Cihat Özdemir'in facianın meydana gelmesine neden olan etkenlerden havalandırma, metan drenajı, kömür tozu mücadelesi, teknik personel sayısındaki eksiklik ve iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlar kapsamında; işletme müdürü Selçuk Ekmekci ve işletme başmühendisi Mehmet Tural'ın havalandırma, kömür tozu mücadelesi ve iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlar kapsamında; iş sağlığı güvenliği ve eğitim başmühendisi ve aynı zamanda iş sağlığı güvenliği ve eğitim şube müdürü Volkan Soylu'nun ise havalandırma ve iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlar kapsamında kusurlu bulunduğu belirtildi.
Fezlekede, yine bilirkişi raporu doğrultusunda, müdür muavini (teknik) Salih Atmaca, ikinci kartiye mühendisi Levent Aydın ve emniyet mühendisi Şahan Kahraman'ın havalandırma ve kömür tozu mücadelesi kapsamında; birinci kartiye mühendisi İbrahim Hakan Mengeş'in kömür tozu mücadelesi kapsamında, iş güvenliği uzmanları Fazıl Karaküp ve Hidayet Gökdere'nin ise iş güvenliği eğitimleri ve acil durumlara yönelik tatbikatlar kapsamında kusurlu bulunduğu açıklandı.
'KENDİLERİNE GÜVENEREK HAREKET ETMİŞLER'
Fezlekede, bu altı ismin, “herhangi bir kaza neticesinin meydana gelebileceğini öngörmelerine rağmen, bilgi ve deneyimlerine, içinde bulundukları koşullara, önceki tecrübelerinin olumsuz neticelenmemesine olan güvenleri sebebiyle ölüm veya yaralanma ile neticelenebilecek herhangi bir kazanın meydana gelmeyeceğine ya da meydana gelse dahi bu türden bir kazayı önleyebileceklerine güvenerek hareket ettikleri” ifadeleri yer aldı.
'İŞÇİLER RESMİ BELGE OLMADAN FARKLI VARDİYALARDA ÇALIŞTIRILDI'
Fezlekede, müessesede idari işlerden sorumlu müdür yardımcısı olarak personel şube müdürlüğü, muhasebe şube müdürlüğü ve destek hizmetleri şefliğinden sorumlu olan şüpheli Süleyman Sırrı Bayraktar'a ilişkin, “... müessese içerisinde kendisine bağlı ve bağlı olmayan işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırılması, göreve gelmemesi, bilgisi dahilinde yer üstünde bulunan personelin lambalarının yer altına indirilmesi ve bu konuların kurumda normal karşılanmasından anlaşılacağı üzere, denetim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmedi” denildi.
Fezlekede, Bayraktar hakkında, Sayıştay raporlarına da atıf yapılarak, “… bu kapsamda personelin giriş çıkış işlemlerinin takibi, yer altı ve yer üstü çalışma sistemindeki usulsüzlükler, Sayıştay ve müfettiş raporlarında belirtilen eksikliklerin giderilmemesi ve personel görevlendirilmesi ve personel sayısındaki eksiklikler nedeniyle sorumluluğu bulunuyor” değerlendirmesi yapıldı.
Fezlekeye göre; elektromekanik işletme müdürü olarak görev yapan şüpheli Mehmet Güneş, elektromekanik sistemlerinin yatırım planlarını yapmakla sorumluydu ve müessesedeki tüm elektrik birimleri kendisine bağlıydı. Ayrıca fezlekede, Güneş’in çalışanların mesai zamanlarını ve acil durumlarda yer altındaki konum bilgilerini aktaran sistemlerin sağlıklı çalışmasını sağlamakla görevli olduğuna da dikkat çekilerek, “…olayın meydana geldiği P3 vardiyasında en az iki elektrikçinin çalışması ve elektrikçilerin bildirilen arızalara bir nezaretçi refakatinde intikal etmesi gerektiği, olayda vefat eden Rıdvan Acet'in P3 vardiyasında tek başına görevlendirildiği, yine havalandırma pervane arızası ve modernizasyondan sorumlu olduğu, işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırılması ve bu konuların kurumda normal karşılanmasından anlaşılacağı üzere, denetim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu konulardaki ihmal ve aksaklıklardan sorumlu olduğu…” denildi.
Yine fezlekeye göre; elektromekanik başmühendisi olarak görev yapan şüpheli Serkan Özdoğan'ın, müessesede yer altında oluşabilecek elektrik arızaların tespit, denetim ve bakımından sorumlu olduğu kaydedilerek şunlar belirtildi:
“…vardiyalarda iki elektrikçi çalıştırılması gerekirken herhangi bir resmi kayıt olmadan patlamanın meydana geldiği P3 vardiyasında vefat eden Rıdvan Acet’in tek elektrikçi olarak çalıştırılmasına müsaade ettiği, işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırılması ve bu konuların kurumda normal karşılanmasından anlaşılacağı üzere, denetim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği; aynı zamanda kurumda bulunan sertifikalı 18 iş güvenliği uzmanından biri olmasına rağmen tüm bu aksaklık ve ihmallerle alakalı daha hassas ve tedbirli olması gerekirken patlama saatine kadar kendisi ve maiyetindeki görevlilerin görevlerini tam olarak yerine getirmediği ve bu konulardaki ihmal ve aksaklıklardan sorumlu olduğu…”
'PERVANE ARIZASINDAN SORUMLUYDU'
Fezlekede, ocak elektrik servisi nezaretçisi olarak görev yapan şüpheli Onur Öztürk'ün ise vardiyalarda iki elektrikçi çalıştırılması gerekirken “herhangi bir resmi kayıt olmadan bir personele izin verdiği ve patlamanın meydana geldiği P3 vardiyasında vefat eden Rıdvan Acet’i tek elektrikçi olarak çalıştırdığı” aktarılarak Öztürk’ün faciadaki sorumluluğu şöyle açıklandı:
“…ocak içi tali pervanelerin bağlantı işleminin yapılmasından sorumlu olduğu, sorumluluğunda bulunan işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırılması ve bu konuların kurumda normal karşılanmasından anlaşılacağı üzere, denetim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu konulardaki ihmal ve aksaklıklardan sorumlu olduğu…”
Fezlekede, gaz izleme merkezinde P3 vardiyasında görevli olan şüpheli Mehmet Özdemir hakkında, kazaya neden olduğu düşünülen pervane konusunda değerlendirme yapıldı. Özdemir’e ilişkin şunlar belirtildi:
“…P2 vardiyasından bildirilen havalandırma pervane arızasının giderilmesi konusunu takip etmediği, arızanın giderilmesi ile alakalı gerekli uyarılarda bulunmadığı, patlamanın hemen öncesinde gaz değerlerinin arttığını görmesine rağmen ilk olarak bilgi vermesi gereken gaz artışının olduğu çalışma alanına bilgi vermediği ve orada çalışan işçileri ikaz etmediği ve bu konulardaki ihmal ve aksaklıklardan sorumlu olduğu…”
'KEYFİ OLARAK PERVANEYİ DEĞİŞTİRMEDİ'
Fezlekeye göre; emniyet servisi nezaretçisi olarak P2 vardiyasında görev yapan şüpheli Ferhan Güneş, ifadesinde, “13:00 sıralarında havalandırma pervane arızası bildirimi gelmesine rağmen vardiya bitimine kadar arızayı gidermediğini ve arızanın giderilmesi için temin ettiği parçayı bir sonraki vardiya nezaretçisine değil, kuyubaşında bulunan sıhhiyeye teslim ettiğini” söyledi.
Fezlekede, Güneş’e ilişkin, “…havalandırma pervane arızasının giderilmesi konusunda ihmali ve keyfi hareketlerde bulunduğu, sorumluluğunda bulunan işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırılması ve bu konuların kurumda normal karşılanmasından anlaşılacağı üzere, denetim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu konulardaki ihmal ve aksaklıklardan sorumlu olduğu…” değerlendirmesi yapıldı.
'ARIZA GİDERİLMEYİNCE GAZ SEVİYESİ YÜKSELDİ'
Fezlekeye göre; patlamanın meydana geldiği P3 vardiyasından sorumlu vardiya mühendisi Recep Orhan, sorumluluğunda bulunan üretim alanındaki tamir, bakım, tüm iş ve işlemlerin güvenli şekilde yapılması ve işçilerin güvenli bir ortamda çalışmasını sağlamakla görevliydi ve ocak içerisinde üretim alanlarında önem arz eden arızaların (havalandırma, gaz ölçümü yapan sensörler) vardiya içerisinde tamir edilip edilmediğinin takibini yapmakla sorumluydu.
Fezlekede, Orhan’ın bu sorumluluğunu yerine getirmediği ileri sürülerek şunlar kaydedildi:
“…önceki vardiyadan bildirilen havalandırma pervane arızasının giderilmesini sağlamadığı, patlamanın meydana geldiği saatte ocak içerisinde bulunmadığı, kendisine ulaşılamadığı, gaz izleme merkezi ve elektrik görevlisinin mevzuat hükümlerine aykırı olarak eksik çalıştığı, ocak içerisinde gaz seviyesinin yükselmesine rağmen çalışmaya devam ettiği, patlamanın meydana geldiği -320 sağ kalın damarda lağım işlemi yapıldıktan sonra karbonmonoksit değerlerine göre kontrolsüz bir şekilde patara işleminin yapılmasına müsaade ettiği, vardiyasında çalışan işçilerin göreve başlamadan yapılan tertiplerde kontrolünü sağlamadığı (görev listesinde bulunup da göreve gelmeyen 14 kişinin olduğu ve P3 vardiya tertip listesinde görevli olmayan ancak vardiyada çalıştığı anlaşılan işçilerin olduğu, bunlar ile ilgili resmi bir kayıt bulunmadığı), bundan dolayı vardiya tertip listesinde ismi olmayan 6 işçinin meydana gelen patlamada vefat etmesi, 1 işçinin de yaralanmasından sorumlu olduğu, sorumluluğunda bulunan işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırılması ve bu konuların kurumda normal karşılanmasından anlaşılacağı üzere, denetim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu konulardaki ihmal ve aksaklıklardan sorumlu olduğu…”
'HAVALANDIRMA SİSTEMİ FAALİYETE GEÇİRİLMEDİ'
Fezlekede, kompresör-aspiratör servisi ve motor garajı servisinde sorumlu mühendis olarak görev yapan şüpheli Hüseyin Ogan'ın, “müessese içerisinde kendisine bağlı ve bağlı olmayan işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırılması, göreve gelmemesi, yer üstünde bulunan personelin lambalarının yer altına indirilmesi ve bu konuların kurumda normal karşılanmasından anlaşılacağı üzere, denetim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği” anlatıldı.
Fezlekede, Ogan’a ilişkin şu değerlendirme yapıldı:
“2015 yılında modernizasyonu yapılması gereken ana nefeslik aspiratörünün modernizasyonunun bugüne kadar yapılmaması ve alternatif herhangi bir havalandırma sisteminin faaliyete geçirilmemesi konularındaki ihmal ve aksaklıklardan sorumlu olduğu…”
Fezlekeye göre; patlamanın meydana geldiği P3 vardiyasının emniyet nezaretçisi olan şüpheli Mustafa Olgun, “patlamanın meydana geldiği değerlendirilen -320 sağ kalın damarda bir önceki vardiyada havalandırma pervane arızasının kendisine bildirilmiş olmasına rağmen arızanın giderilmesi için hiçbir şey yapmadı ve bu şekilde işçilerin çalışmasını devam ettirdi”.
Fezlekede, Olgun’a ilişkin şunlar kaydedildi:
“…görev listesinde bulunmayan ancak görevli olan elektrikçi Rıdvan Acet’in tek çalışmasına müsaade ettiği ve vardiyada bildirilen arızalarda kendisine nezaret etmediği, gaz izleme merkezinden kendisine değerlerin yükseldiği şeklinde bilgi verilmesine rağmen konu ile alakalı hiçbir şey yapmadığı ve kimseyi bilgilendirmediği, sorumluluğunda bulunan işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırılması ve bu konuların kurumda normal karşılanmasından anlaşılacağı üzere, denetim ve kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bu konulardaki ihmal ve aksaklıklardan sorumlu olduğu…”
'KONTROL VE BİLDİRİMLERİ YAPMADI'
Çalışma yapılacak alanlarda yapılan degaj sondajlarından sorumlu olan sondaj mühendisi şüpheli Hakkı Oğuz Karakuş'un patlama olan yüzey (arın) bölgesinde yapılan en son sondajdan sonra güvenli mesafenin (10 metre) geçilmesine rağmen gerekli kontrol ve bildirimleri yapmadığı anlatılan fezlekede, Karakuş’un “sorumluluğunda bulunan işçilerin resmi belge olmadan farklı vardiyalarda çalıştırdığı ve bu konuların kurumda normal karşılandığı” belirtildi.