İliç, Kaz Dağları, Bergama ve pek çok yer gibi Kırşehir de artık altın madenciliği kıskacında. Kent merkezine bağlı Çuğun, Kızılcaköy, Körpınar ve Çimeli köylerinde ruhsatlandırılmış ‘altın madeni’ saha ve inşaatları için bir şehir büyüklüğündeki yeşil alan sessiz sedasız yok edilecek. Altın madenciliği faaliyetleri, şehrin su kaynakları için de büyük bir tehdit oluşturuyor.
MERVE ŞİŞMAN
Türkiye’de sayıları her geçen gün artan madenler doğada telafisi mümkün olmayan tahribat yapıyor. Siyanürle altının arandığı ocaklar ise insan sağlığını tehdit ediyor. Bunun en büyük örneklerinden biri Kırşehir. Kenti kıskaca alan altın madenlerinin sayısı bölge sakinlerini tedirgin edici boyutlara ulaştı. Sulama kuyularını, Seyfe Gölü’nü, Kılıçözü Çayı’nı, Kızılırmak’ı, tarım alanları ve hayvancılık bölgelerini zehirliyor. Siyanürle altın aramaya karşı mücadele veren Kırşehirliler, KARAR’a yaşam alanlarının rant uğruna yok edildiğini söyledi. Konuyu Meclis’e taşıyan Saadet Partili Kaya ise ‘Tehlike kapıda’ uyarısı yaptı.
Türkiye’de, 2001 yılında Bergama Ovacık madeninin kurulmasından bu yana altın madenciliği çevre ve halk sağlığı için ciddi bir tehdit. Avrupa kıtasında en çok altın madenciliği yapılan ülkelerden biri olan Türkiye’deki maden bölgelerinde ortaya çıkan ekolojik yıkım bunun en büyük göstergesi. Türkiye’de pamuğun, tütünün, zeytinyağı ve ayçiçeği yağının en yoğun görüldüğü yerlerden biri Bergama Bakırçay Ovası’ndaki tahribatın ardından, Uşak-Eşme’de, Erzincan’da, Fatsa’da, Artvin’de, Gümüşhane’de, Erzincan’da, Eskişehir’de altın madenciliği sayısız yıkıma yol açtı. Erzincan İliç’te yaşanan maden faciası ise 9 işçinin hayatına mal oldu. Olaya ilişkin soruşturmada da iş güvenliğine dair ihmaller zinciri ortaya çıkmıştı.
‘SU KAYNAKLARI İÇİN BÜYÜK TEHDİT’: Altın madenciliğindeki bu acı bilançoya rağmen her geçen gün maden sayısı artmaya devam ediyor. Son olarak Kırşehir de altın madenciliğinin kıskacı altına alındı. Mera ve tarım alanlarında faaliyete geçirilmek istenen altın madenciliği faaliyetleri, şehrin su kaynakları ile büyük bir tehdit oluşturuyor. Bu madenler şehrin ve çevre köylerin temiz su kaynaklarını içeren Kervansaray Dağları ve Seyfe Gölü’nü etkileme mesafesinde. Bu bölgedeki maden sahalarının Unıversal, DEFAŞ, Koza İpek’e ait olduğu öğrenildi.
‘HAYVANCILIK OLUMSUZ ETKİLENDİ’: Yöre halkının ve yerel yöneticilerin KARAR’a verdiği bilgilere göre bu madenlerin inşa sahaları kent merkezini besleyen su kuyuları ve arıtma tesislerine sadece 4 kilometre mesafede. ÇED verilerine göre inşa edilen ve Çimeli, Körpınar, Kızılcaköy ve Çuğun Köyleri sahasında yer alan madenin üretim için saatte 180 metreküp su kullanacağı biliniyor. Yetkililere göre bu suyun ise bölgedeki su kaynakları dışında bir kaynaktan kullanılması teknik olarak mümkün değil. “Şehirde zaten bir kuraklık sorunu bulunuyor” diyerek ortaya çıkan tehdidi anlatan köylüler “Yağış azlığı ve yer altı sularının azaldığı bir süreçte yaşayan Kırşehir’de böyle bir su kullanımının susuzluğu hızla artıracağı ise aşikâr” mesajını verdi. Madenin sondaj çalışmaları sırasında çevre köylerin su kaynaklarının yönlerinin değiştiği, bazı köylerin susuz kaldığı ve hayvancılığı olumsuz yönde etkilediği belirtildi.
BİRİNCİ DERECE SİT BÖLGESİNDE MADEN SAHASI: Konuyu Meclis gündemine taşıyan Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya da ciddi çevresel tehlikelerin kapıda olduğuna dikkat çekti. Kaya, KARAR’a yaptığı açıklamada, “Hayvancılık Kırşehir’de çok önemli. Tarım alanlarının zarar görmesi hem tarım üretimini hem de hayvancılığı olumsuz etkiliyor. Bir madene 10 kilometre mesafede olan bir diğer maden inşaatı ise Boztepe ilçe merkezine çok yakın bir mesafede ve su kuyularına yalnız 4 kilometre uzaklıkta. Ayrıca maden sahası Seyfe Gölü ile sınırdır ve 1. derece sit bölgesindedir. Mucur ilçe merkezi ve Seyfe Gölü’ne yakın bir mesafedeki bir diğer sondaj alanına ise ÇED muafiyeti tanındı. Bozçal Dağı üzerindeki bir diğer maden ise Kaman ilçe, merkezini besleyen su kaynaklarına yakın bir konumda. Bölgenin toprak yapısı ve atık suların tahliyesinin yapılacağı alanlar düşünüldüğünde bölgede ciddi bir çevre sorununun kapıda olduğu, ciddi bir susuzluğun baş göstereceği ortada” ifadelerini kullandı.
