TÜİK enflasyon sepetinde fiyatı en çok artan kalemleri makyajlayarak emekli ve asgari ücretlinin günden güne fakirleşmesine çanak tutuyor. Makyajlanan verileri kazıdığınızda altından açlık sınırı kendini gösteriyor. TÜİK Eski Başkanı Birol Aydemir, en çok tüketilen kalemlerde birleştirme oyunuyla yüksek enflasyonun nasıl aşağıya çekildiğini gözler önüne serdi.
MİNE AÇAR
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) enflasyon rakamları üzerinde oynadığı iddiaları yıllarca gündemde. Hem enflasyon sepetindeki ürünlerin seçilmesi hem de ürün gruplarının birleştirilmesi enflasyonu olduğundan daha aşağıya çekiyor. Bu da milyonlarca emekli ve asgari ücretlinin daha az zam almasına yol açıyor. Bu durumu TÜİK Eski Başkanı Birol Aydemir çarpıcı örneklerle gözler önüne serdi. Aydemir’in sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımında TÜİK’in enflasyon kalemlerinde en çok tüketilen ürünleri baz alarak birleştirme yaptığı ve yüzde 100’lere ulaşan enflasyon rakamlarının bir anda nasıl yüzde 30’lar seviyesine indiği görüldü. Aydemir TÜİK’in enflasyon makyajlamasına, fiyat artışlarının hızlı yükselme eğilimi gösterdiği Mayıs 2022’de başladığını belirterek o tarihe kadar İTO enflasyon hesaplamasının ve TÜİK rakamlarının birbirine uyumlu gittiğini, Mayıs 2022’de enflasyon yükselme eğilimi gösterince TÜİK’in şeffaflıktan bir anda vazgeçme kararı aldığını belirtti.
Aydemir, “Biliyorsunuz TÜİK Mayıs 2022 enflasyonu ile birlikte verilerin açıklanmasında bir dizi değişikliğe gitti. Şeffaflıktan vazgeçerek daha az veriyi kamuoyuyla paylaşmaya başladı. O zaman ne yaptığını kısaca tekrar hatırlatayım: Daha önceden TÜİK 7 basamak kırılımda 409 ürünün ortalama fiyatını verirken bu tarihten sonra 5 basamak kırılımda 280 ürün grubunun fiyat endeksini açıklamaya başladı. Dikkat 280 ürünün ortalama fiyatını değil endeksleri açıklıyor. Fiyatları bilmemiz istenmiyor. Ürün kırılımını detaylı vermeyip gruplandırarak aslında insanların kendi harcamalarıyla karşılaştırabilmelerinin ve ENAG gibi alternatif hesaplama yontemlerinin onune gecmeyi hedeflediler. Ayrıca bölgeler bazında verilen enflasyon verileri de artık verilmiyor” bilgisini paylaştı.
İŞTE O MAKYAJLAMA YÖNTEMİ
Aydemir, TÜİK’in enflasyonu nasıl düşük gösterdiğini çarpıcı örneklerle şöyle anlattı: “TÜİK bunları yaparken müthiş bir matematik bilgisi sergiledi. Nisan 2022’de açıklanan enflasyon rakamlarına göre yıllık fiyat artışı bebek iç çamaşırında yüzde 110,7, bebek pijamasında yüzde 64,4, bebek tulumunda yüzde 55 idi. Bir ay sonra Mayıs 2022’de bu üç kalem birleştirilerek tek kalem “bebek giyimi” olarak gösterilmeye başlandı. Ve o tek kalemin fiyat artışı ise yüzde 28,8 olarak açıklandı. Bu mümkün mü? Tabii ki değil. Ya eskisi ya da yenisi yanlış olmalı. Bize göre elbette yenisi yanlış” ifadelerini kullandı. TÜİK’in bu uygulaması her ne kadar Avrupa Birliği İstatistik Kurumu Eurostat’la uyum çalışması kapsamında olsa da, vatandaşın bu hesaplama yöntemiyle daha az zam aldığı ortada. Çünkü emekliden asgari ücrete kadar her zam düşük gösterilen enflasyona göre yapılıyor.
ÇAY HESAPLAMASI DA İLGİNÇ
Aydemir’e göre çay hesaplaması da oldukça tuhaf. Çünkü çayda Nisan 2022’de açıklanan yıllık enflasyon; poşet bitki ve meyve çayında yüzde 72,6, normal çaylarda yüzde 30,1’di. Mayıs 2022 yılında bu iki kalem “çay” başlığı altında birleştirildi ve fiyat artışı yüzde 28 olarak açıklandı. Liste böyle uzayıp gidiyor. Nisan 2022’de yıllık enflasyon çocuk kitaplarında yüzde 63,6, test kitaplarında yüzde 76,3, diğer kitaplarda yüzde 42,2. Mayıs 2022’de bu üç kalem “kitaplar” altında birleştirildi ve tek kalemin fiyat artışı yüzde 44,3 olarak açıklandı.
TÜRKİYE BENZER ÜLKELERİN EN PAHALISI
Türkiye’de uygulanan hatalı ekonomi politik nedeniyle Türk halkının benzer ülke vatandaşlarına göre ürünlere erişimi daha pahalı hale geldi. Aydemir bu durumu, “Türkiye akran ülkelerin tamamından daha pahalı şu anda. Düşük asgari ücret ve emekli maaşı zammını düşündüğümüzde milyonların yaşamı gittikçe daha da zorlaşıyor. Büyük ihtimalle, Ocak enflasyonu ile birlikte asgari ücret açlık sınırının altında kalacak. TÜİK’e rağmen. Yani asgari ücretlilerin çilesi 2025 yılında da maalesef devam edecek. Belki de artarak” şeklinde yorumladı.
ZAM AÇLIK SINIRINI AŞAMADI
Asgari ücrete yapılan yüzde 30 zam, asgari ücretlinin açlık sınırını yakalamasına bile yetmedi. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı aralıkta bir önceki aya göre 691 lira artarak 23 bin 256 liraya çıkarken, yoksulluk sınırı da gıdanın yanı sıra, barınma ve ev eşyası gibi harcamalarda yaşanan yüksek artışların etkisiyle bin 367 liralık artışla 71 bin 48 liraya kadar yükseldi. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Ar-Ge birimi KAMU-AR, yapılan yüzde 30 oranındaki zammın, 2025 yılı asgari ücretinin, 2024 yılı asgari ücretinin reel olarak yüzde 11-12 oranında altında kalmasına yol açtığını hesapladı. KAMU-AR’a göre bu reel gerileme enflasyonla mücadelenin tüm faturasını ücretlilere yükleyecek ve ücretliler zor bir yıl geçirecek.