Görüşler

Ormanları koruyacak kilit 68 yıllık ‘kitapta’

Ormanları koruyacak kilit 68 yıllık ‘kitapta’

Eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, Türkiye’nin sahip olduğu 68 yıllık Orman Kanunu ile yangınlara karşı yeterli bilgi birikime sahip olduğunu ancak çağdaş yöntemlerin de sürece entegre edilmesi gerektiğini dile getiriyor.

1- ARTAN ANIZ VE ORMAN YANGINLARI

Haziran 2024 ortalarından itibaren Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde çıkan anız ve orman yangınları, çok sayıda can ve mal kaybına neden oldu. 20 Haziran akşam üzeri Diyarbakır’ın Çınar, Mardin’in Mazıdağı ilçeleri arasındaki üç köyde çıkan anız yangınında binlerce dönüm ekili arazi ve hasadı tamamlanmış tarlalar kül oldu; hayvanlarını kurtarmak isteyen 12 kişi hayatını kaybetti, 78 kişi yaralandı; alevler arasında kalan çok sayıda büyük ve küçükbaş hayvan telef oldu. Yangın, söndürme ekiplerinin yoğun çabalarıyla 4 saatte kontrol altına alınabildi.

21 Haziran ve izleyen günlerde Çanakkale’nin Ayvacık, Ezine ve Bayramiç, Bursa’nın Nilüfer, İzmir’in Bergama, Bornova, Foça, Dikili, Aliağa, Karaburun, Urla, Kemalpaşa, Menderes, Seferihisar, Ödemiş, Buca, Torbalı, Çeşme ve Selçuk, Aydın’ın Kuşadası, Manisa’nın Salihli ve Soma, Muğla’nın Milas ve Marmaris ilçelerinde otluk, maki ve ormanlar ile tarım arazilerinde çıkan ve rüzgârın etkisiyle geniş alanlara yayılan yangınlar, karadan ve havadan yapılan müdahalelerle kontrol altına alındı; ama binlerce dönümlük alanlarda çok büyük zararlar oluştu; İzmir’de 5 kişi öldü, 57 kişi yaralandı. İzmir Selçuk’ta 13 saatte kontrol altına alınabilen yangında 350 hektarlık, Menderes’te 150 hektarlık alan ağaçsız kaldı. Çeşme’deki yangının sigara izmariti, Menderes’teki yangının hobi bahçesi nedeniyle çıktığı öğrenildi.

1-23 Haziran 2024 tarihleri arasındaki 430 orman yangınından 21’i anız yakmadan kaynaklandı. 3 Temmuz’da Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesinde çıkan anız yangını, bitişikteki makilik alana sıçradı. 4 Temmuz’da Kastamonu’da, 16 Temmuz’da Denizli’nin Karcı Dağı Çamiçi Tepesine yıldırım düşmesiyle orman yangını çıktı. Temmuz 2023’te 522 olan orman yangını sayısı, 2024 yılının aynı ayında 807 olarak geçekleşti. Artış oranı % 54.59.

Orman Genel Müdürlüğü’nün resmî verilerine göre; son 5 yılda yıllık ortalama 2.771 yangında 11.819 hektar orman alanı yandı. Önceki 5 yılda ise bu sayılar, 2.492 yangında 6.372 hektardı. 1 Ocak – 20 Temmuz 2024 aylarında çıkan 1.830 orman yangınında 9.114 hektar alan yandı. Böylece gerek son 5 yıldaki, gerek 2024 yılının ilk 7 ayındaki orman yangınları, önceki yıllara göre şimdiden bir rekor oluşturmaktadır.

2- ORMAN YANGINLARININ NEDENLERİ

Anız ve orman yangınları, ülkemizde genellikle sıcak yaz aylarının gündemindedir. Bu yangınlar, havaların ısınmasıyla elverişli bir doğal ortam oluşsa da, kendiliğinden çıkmıyor. Alevlerin tutuşmasına yıldırım düşmesi gibi doğal etken dışında, bağ-bahçe temizliği, tarla çalışması, çöp yakma, piknik, çoban ateşi gibi etkinliklerde izin verilen veya ocak yeri olarak belirlenen yerler dışında ateş yakan, izin verilen yerlerde yakılan ateşi söndürmeden oradan ayrılan, yanıcı veya yanmaya elverişli bir maddeyi kullanan, sönmemiş sigara izmaritini yere atan insanların ihmal veya dikkatsizlikle bu sonucu doğuran ya da sabotaj gibi kasıtla bu sonuca yönelik hareketleri neden oluyor. Ama yangın çıktıktan sonra rüzgârın etkisiyle tarlada veya ormanda yayılması kolaylaşıyor. Enerji, elektrik nakil hatlarındaki arızalar da yangın çıkmasına neden olabiliyor.

Anız, ekin biçildikten sonra tarlada kalan tahıl sapları ile bu sapların köklerinin bulunduğu tarlayı ifade eder. Tarlanın hasattan sonra veya yeniden sürülmeden önce üzerindeki anızın yakılması, cehalet veya yanlış bilgiden kaynaklanan tehlikeli ve zararlı bir harekettir. Anız yakma, tarlada bulunan yararlı endemik bitki ve canlıları yok edeceği gibi¸ bitişikteki bir ormanın tutuşmasına da yol açabilir.

31.8.1956 tarih ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 1. maddesine göre; “Tabiî olarak yetişen veya emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları yerleriyle birlikte orman sayılır.” Anayasa’da tabiî servet olarak nitelenmese de bu özelliği taşıyan ormanlar, onları oluşturan ağaçların ürettikleri oksijenle doğal çevrenin canlı solunum organları durumundadır. Ülkemizin 783.562 km2lik, başka bir deyişle, 78 milyon hektarı aşan yüzölçümünün 23.245.000 hektarı, başka bir deyişle, % 33.71’i ormandır. Bu alan içinde orman köyleri gibi yerleşim alanları ile insanlara ve evcil hayvanlara yaşam ortamı sağladıkları gibi yüzlerce çeşit yabanî hayvanın inlerini veya yuvalarını yaptıkları doğal ortamı oluştururlar. Ağaçları, kesildikten sonra insanların içinde yaşadıkları veya çalıştıkları bina, ev, işyeri gibi her türlü ahşap mekânları inşa ettikleri, sandalye, masa gibi tahtadan malzemeyi imal ettikleri, ısınmak için odununu yaktıkları maddelerdir. Yararları saymakla bitmez. Ormansız bir yaşam düşünülemez.

3- ORMANLARIN KORUNMASI

Bu nedenle ormanların yetiştirilmeleri, geliştirilmeleri, korunmaları ve amaç dışı kullanılmalarının önlenmesi gerekir. Tarla açmak, maden aramak gibi gerekçelerle ormanların tahribine izin verilemez. Bu amaçla en çok başvurulan yol, orman yangınlarını kundaklamaktır. İster böyle, ister anız yakma yoluyla, ister yıldırım düşmesi sonucu olsun, ormanları tehdit eden tehlikelerin başında yangın gelir. Anayasa’mızın “Ormanların korunması ve geliştirilmesi” kenar başlıklı 169. maddenin I. ve III. fıkralarında şu hükümler yer alıyor:

“Devlet, ormanların korunması ve sahalarının genişletilmesi için gerekli kanunları koyar ve tedbirleri alır. Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir; bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz. Bütün ormanların gözetimi Devlete aittir.

Ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez. Ormanların tahrip edilmesine yol açan siyasal propaganda yapılamaz; münhasıran orman suçları için genel ve özel af çıkarılamaz. Ormanları yakmak, ormanı yok etmek veya daraltmak amacıyla işlenen suçlar genel ve özel af kapsamına alınamaz.” (f. I-III).

Devlet ormanlarının korunması, Orman Kanunu’nun “Ormanların muhafazası” kenar başlığı altında ormanlarla ilgili yasak fiilleri gösteren 14. maddesinde; yangın tehlikesinin önlenmesi, 68-69, 72 ve 74-76. maddelerinde “Orman yangınlarının söndürülmesi” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu konudaki görev ve kapsamı ile görevli ve yetkililer, aralarındaki koordinasyon 69. maddede gösterilmiştir:

“Orman idaresi, orman yangınlarını söndürmek maksadıyla her türlü hizmeti yapar veya yaptırır.

Orman sayılan alanlar dışındaki yangınlarda ormana sirayet etme riski bulunan kırsal alan yangınlarının söndürülmesine imkânlar ölçüsünde katkı sağlanır.

Orman yangınlarını önlemek maksadıyla, orman yangını öncesinde ve yangın esnasında orman idaresi ile diğer kamu kurum ve kuruluşları arasındaki koordinasyonu, mahallin en büyük mülkî amiri sağlar. Kamu kurum ve kuruluşları mahallin en büyük mülkî idare amirinin verdiği talimatları yerine getirmek ve her türlü desteği sağlamakla yükümlüdür.”

Görüldüğü gibi, orman yangınlarını söndürmek konusundaki asıl görev ve yetki, “Orman idaresi” olarak Orman Genel Müdürlüğü ve onun hizmet birimlerine verilmiştir. Bu yetki, “ormana sirayet etme riski” bulunduğu zaman anız yangınları ile diğer yangınların söndürülmesine katkıyı da kapsar. Orman idaresi ile diğer kamu kurum ve kuruluşları arasındaki koordinasyon yerel en büyük mülkî amir olarak valiler tarafından sağlanır. Valiler, –örneğin Kars’ta olduğu gibi– oluşturdukları 2024 Yılı Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonu’nun önceki yıllarda ve son dönemde gerçekleşen orman yangınları ile çıkış nedenlerini dikkate alarak verdikleri kararları yürürlüğe koymuşlardır. Bu kapsamda hâlen 39 ilde valilerce yangın riski dolayısıyla yaz aylarında Eylül veya Ekim sonuna kadar devam edecek ormanlara giriş yasakları kondu.

Orman yangınlarını önleyici yasaklar ve bunlara aykırı hareket edenlere verilecek cezalar, Orman Kanunu’nda gösterilmiştir (m. 76, 110). Ayrıca “kasten” yangın çıkaran veya “taksirle” yangına neden olan kişiler, Türk Ceza Kanunu’nun “Genel güvenliğin … tehlikeye sokulması” ile 170 ve 171. maddelerine göre cezalandırılırlar.

Anız ve orman yangınları, çıktıkları yerlerin Cumhuriyet savcılarınca kundaklama, sabotaj ve diğer olasılıklar da dikkate alınarak Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre soruşturulur (m. 12/1, 160).

4- SONUÇ

Gerek anız, gerek orman yangınları sadece çıktıkları yerlerde değil, etkileri dolayısıyla ülke genelinde tehlike yaratan olaylardır. Anız yakmanın kesinlikle yasaklanması gerekir. Türkiye, çeşitli değişikliklerle güncelleştirile gelen 68 yıllık Orman Kanunu ile orman yangınlarına karşı mücadelede önemli bir deneyim birikimine sahiptir. Yangınları İHA ile tespit, karadan ve havadan müdahalelerle söndürmek için arazöz, uçak, helikopter, su ikmal araçları kullanılıyor. Ormanların yoğun olduğu bölgelerde anız ve orman itfaiyeleri devreye girmektedir. Kıyı bölgelerindeki ormanlar için amfibik araçlardan yararlanılabilir. Aynı sorunla karşı karşıya bulunan diğer ülkelerdeki uygulamalar da göz önünde tutularak, anız ve orman yangınlarını çağdaş mücadele yöntemleri ile önlemek için gereken her tedbir alınmalıdır. Bu, dünyadaki bütün ülkeler gibi Türkiye için de yaşamsal bir konudur.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir