Görüşler

Fuat Keyman'ın anısına...

Fuat Keyman'ın anısına...

‘Fuat Hoca’nın anısını yaşatmak hevesle çalışmaya, üretmeye, okumaya, araştırmaya devam ederek olacak. Sanırım onunla yitirdiğimiz pusulamızı, ondan aldığımız ilhamı kendi sesimizle birleştirerek yeniden bulacağız. Fuat Hoca’yı tanımış olmak, onunla yakından çalışmış olmak, onun tecrübelerinden yararlanmak büyük ayrıcalıktı. İyi ki bu dünyadan bir Fuat Keyman geçti…’

Fuat Hocamın hiç öğrencisi olamadım, farklı kurumlarda birbirimizi hep teğet geçtik. 2012 yılına kadar… 2012’de Sabancı Üniversitesi’nde SPS koordinatörlüğü yaparken tanıştım Fuat Hocamla ve İstanbul Politikalar Merkezi’nde (İPM) çalışmaya başladım. Birlikte çalıştığımız iki senede bir seri yazı ve bir kitap yayımladık. Türkiye’nin Arap Baharı’nda izlediği dış politikadan AKP’nin Türkiye’yi dönüştürme sürecine birçok konuya yakından baktık. Birlikte yazma sürecimizde doktorasını yeni almış genç bir akademisyen olmama rağmen Fuat Hocam bana sonsuz güvendi. Elbette ben yalnız değildim, Fuat Hoca’nın kariyerine dokunduğu ve güvendiği sayısız akademisyenden biriydim.

2014 yılında ABD’ye taşındıktan sonra da Fuat Hoca’yla bağımız kopmadı. Ne zaman onun aklına ve tecrübesine ihtiyacım olsa bir telefon mesafesinde, aynı gün döndüğü e-maillerle hep yakında kaldı. Ona yazanlara mutlaka cevap verirdi Hocam, onunla görüşmek isteyenleri asla geri çevirmezdi. Bir e-mail cevabı ya da Karaköy’de bir yemek randevusu mutlaka alırdınız. Vaktini paylaşmak konusunda çok cömertti. Her yaz ve kış tatilimde geldiğimde Karaköy’de öğle yemeklerinde sohbetlerimize kaldığımız yerden devam ettik. Uzaktan iletişim hayatımızda yeni normale döndükçe Fuat Hocamın derslerine konuk konuşmacı oldum, çalışmalarımı onunla ve öğrencileriyle paylaştım. Hep olumlu ve yapıcı geri bildirimleriyle yeni projelerde beni hep cesaretlendirdi. Ben dahil pek çok akademisyene özgüven aşılama konusunda sahiden eşsizdi.

NASIL BİR DÜNYA? NASIL BİR TÜRKİYE?

Pandemi döneminde herkes evlerine çekilmek zorunda kalınca, Hoca, İPM-Medyascope işbirliğiyle Nasıl bir Dünya? Nasıl bir Türkiye? serisini başlattı. O seride ben de dahil onlarca uzmanı sanal dünya üzerinden evlere taşıdı. Onlarla her konuda dolu dolu sohbetler etti, dünyayı etkileyen krizlere hem yakından hem de geniş perspektiften bakarak teoriyle günlük gelişmeleri büyük bir ustalıkla ve kolaylıkla birleştirebildi. İklim krizinden değişen dünya düzenine, Amerikan seçimlerinden Türkiye siyasetine, gıda güvenliğinden afetlere pek çok konuyu ele aldı. Seri pandemiden sonra da devam etti, akademik uzmanlığı geniş kesimlere erişilir kılma yönünde önemli katkılar sundu.

Pandemiden sonra yeni normale dönerken Hoca’yı Amerika’daki üniversiteme konuşma yapmak üzere davet ettim. Beni kırmadı, davetimi heyecanla kabul etti. Fuat Hoca kimseyi kırmaz, asla üşenmez, hemen her davete icabet ederdi. Benim üniversitemin uzak ve küçük bir Amerikan kasabasında olması da dert değildi. Aslında bu geziyi 2023’ün başı için planlamıştık. 2023 Mayıs seçimlerinden önce Cumhuriyet’in 100’üncü yılını konuşacaktık. Ancak planladığımız konferansı Şubat depremi nedeniyle ertelemek zorunda kaldık. Fuat Hoca depremden hemen sonra deprem bölgesine gitti, şehir şehir gezerek bölgedekilere destek oldu, sivil toplumla büyük dayanışma gösterdi, onlar için elinden gelenin en iyisini yapmaya gayret etti.

Planladığımız etkinliği nihayet Ocak 2024’te yaptık. Ortadoğu dersimde Kürt sorununu anlattı. Bir yandan sorunun tarihçesinden bahsetti, diğer yandan çatışma çözümü ve eşit vatandaşlık üzerinden teorik çerçevesini çizdi. Öğle yemeğinde öğrencilerle çözüm sürecindeki tecrübelerini paylaştı. Bir öğrencimle Diyarbakır üzerine sohbet etti, şehirde sevdiği yerleri anlattı. Öğleden sonraki konferansta Türk dış politikasının demokratik gerileme süreci ile geçirdiği dönüşümü yine geniş bir teorik çerçeveden ele aldı; ülkenin dış politikasının stratejik otonomiye geçişini, Batı-sonrası dünya düzeni üzerinden tahlil etti. Öğrencilerin sorularını dikkatle dinledi, hepsini yanıtladı. Hoca herkesi çok dikkatli dinlerdi, gerçekten dinlerdi.

Konferansı noktalarken öğrencilerimi yaz aylarında İPM’de staj yapmaya davet etti. İlgilenenlerle tek tek konuştu. Hoca’nın benim üniversitemde geçirdiği birkaç saat aslında nasıl bir insan olduğunun bir yansımasıydı. Bilgisinin ve tecrübesinin zenginliği ve çok boyutluluğu kadar insana ve öğrenciye verdiği değer ve kurduğu kurumu herkese açık tutabilmesi ile Fuat Hoca tam bir akademisyen ve aydındı.
Bu, Hocamın son yurt dışı gezisi oldu. Kısa bir süre sonra ağır tedavi süreci başladı ama Hoca, etkinliklerini, toplantılarını ve derslerini asla aksatmadı. İşine olan saygısından asla taviz vermedi.

İKLİM KRİZİNDEN GÖÇE, ÇATIŞMA ÇÖZÜMÜNDEN KADIN HAKLARINA…

Fuat Hocam yalnız bir akademisyen ve hoca değildi. O aynı zamanda gerçek bir lider, çok iyi bir yönetici ve kurum inşacısıydı. İPM’de kendi vizyonunun vücut bulduğu, Türkiye’nin karşılaştığı çoklu krizlerin her birine yakından bakan; teorisiyle, politika önerileriyle ve farklı paydaşları bir araya getirebilme kapasitesiyle ülkenin en prestijli politika merkezini kurdu. İklim krizinden göçe, çatışma çözümünden kadın haklarına, demokrasiden eşit vatandaşlığa, yerel yönetimlerden afetlere her konuda politika geliştiren, sivil toplumla akademiyi bir araya getirebilen bir merkeze dönüştü İPM.

Hoca, İPM’de yalnız bir kurum değil, büyük, sıcak, samimi bir okul yarattı. Birbirinden güzel dostluklara vesile oldu. Pek çok genç akademisyeni bünyesine kattı, kendisiyle çalışma olanağı sundu. Birlikte yürüdüğü genç akademisyenlere onlardan çok güvendi, onlardan çok inandı. Birlikte üretti, teşvik etti, davet etti, çalışmalarını duyurdu, paylaştı. İPM özellikle genç akademisyenler için essiz bir platforma dönüştü. Dünyanın neresinde olursa olsunlar, geri dönebilecekleri bir yuva oldu. En önemlisi, Fuat Hocam, birlikte çalıştığı akademisyenlerle üretirken kendileri olmalarına her zaman izin verdi, akademik özgürlüğe sonuna kadar inandı.

Dahası Fuat Hoca, genç akademisyenler için mükemmel bir örnek oldu. Sürekli okuyan, üreten, araştıran; çalışkan, meraklı, cömert, alçakgönüllü ve nazik akademisyen nasıl olunur Fuat Hoca’yı izleyerek öğrendik. Kariyerinin zirvesinde pek çoğu gibi masa başında yazmak yerine şehir şehir gezmeyi, yereli yerelde anlamayı, bildiklerini herkesle paylaşmayı, bilmediklerini genç akademisyenlerden, sivil toplumdan, vatandaşlardan öğrenmeyi Fuat Hocam öğretti bizlere. Aynı zamanda teorik bilgiyi insani değerlerle harmanlamak, köşe yazılarına, televizyon ve radyo programlarına taşımak nasıl olur ondan öğrendik.

Zamansız kaybı, ardında derin bir yas ve dev bir miras bıraktı. Yeri dolmayacak bir akademisyen ve gerçek bir aydını yitirdik. Karaköy’de yediğimiz yemekleri, telgraf gibi e-maillerini, “boş geç”lerini, cümlelerinin arasına bolca serpiştirdiği “şeyleri” çok özleyeceğiz.

Genç akademisyenleri yüreklendirecek, meseleleri bambaşka açılardan değerlendirecek sesi artık yok. Onu tanımış, farklı ve kendine has bakış açısını bilmiş, insani değerlerini görmüş herkes onun yokluğunda şimdi “Fuat Hoca olsaydı ne derdi” diye soruyor eminim. Ben sürekli kendimi bu soruyu sorarken buluyorum. Ama biliyorum ki Hoca, kendimize güvenmemizi ve aynı hevesle çalışmaya devam etmemizi isterdi. Fuat Hoca’nın anısını yaşatmak hevesle çalışmaya, üretmeye, okumaya, araştırmaya devam ederek olacak. Sanırım onunla yitirdiğimiz pusulamızı, ondan aldığımız ilhamı kendi sesimizle birleştirerek yeniden bulacağız. Fuat Hoca’yı tanımış olmak, onunla yakından çalışmış olmak, onun tecrübelerinden yararlanmak büyük ayrıcalıktı.

İyi ki bu dünyadan bir Fuat Keyman geçti…

kararortak-001.jpg

ŞEBNEM GÜMÜŞÇÜ KİMDİR?

Middlebury College Siyaset Bilimi Bölümü’nde öğretim üyesi. Yüksek lisans ve doktora derecesini ABD’deki Virginia Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nden aldı. 2011’de Yale Üniversitesi Ortadoğu Çalışmaları Konseyi’nde misafir araştırmacı, 2012’ten 2014’e kadar Sabancı Üniversitesi’nde misafir öğretim üyesi ve İstanbul Politikalar Merkezi’nde araştırma koordinatörü olarak bulundu. Demokratikleşme ve demokratik gerileme, siyasi partiler ve İslamcı hareketler üzerine çok sayıda çalışması uluslararası dergilerde basıldı.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir