Galatasaray'ın eski yöneticisi Ergun Gürsoy: 'Başkanlığı hedeflemedim, çünkü başkan gibiydim'

Galatasaray'ın eski yöneticisi Ergun Gürsoy: 'Başkanlığı hedeflemedim, çünkü başkan gibiydim'

Oldukça sıkıntılı bir süreçten geçen Galatasaray'da 4 dönem yöneticilik yapan Ergun Gürsoy, sarı-kırmızılı kulüp ve Türk futboluna dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Başkanlığı hedeflemediğini dile getiren Gürsoy, “Zaten başkan gibiydim. Futbol benden sorulurdu. Hiç yanlış transfer yapmadım. Hagi'yi aldığımızda, 'asker arkadaşını getirdi' dediler ama yaptıkları ortada” dedi.

[Karar]

SELİM YILDIRIM

Türk futbolunun bir dönemine damgası vuran isimlerden biri olan Galatasaray'ın eski ikinci başkanı Ergun Gürsoy, evinin kapılarını açtığı Karar gazetesine uzun süre konuşulacak açıklamalarda bulundu... 35 yıldır başkanlığını yaptığı Beylerbeyi'ndeki Trabzonlular Derneği'nde bir araya gelmek için randevulaşmış olsak da büyük buluşma Ergun ağabeyin tevazu göstererek 'ev' dediği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a komşu olduğu Kısıklı'daki malikanesinde gerçekleşiyor. 'Büyük buluşma' diyorum çünkü Avrupa yakasını pek bilmediğimden ancak yardımcısının bizi bir yerden alarak Ergun ağabeyin yanına götürmesiyle bir araya geliyoruz. Ekranlarda sıkça görmüş olmama ve gıyaben kendisini tanımama rağmen ilk kez karşı karşıya geldiğim Gürsoy, bizi son derece sıcak bir şekilde karşılıyor. Selamlaşma faslının ardından vakit kaybetmeden ilk soruma geçiyorum...

- Galatasaray'ın içinde bulunduğu mali tablodan bahsedelim öncelikle. Belli ki kısa bir dönemin ürünü değil. Sizin görüşlerinizi alabilir miyim?

Bu sadece Galatasaray'ın yaşadığı bir sorun değil. Bütün kulüplerde bu sıkıntı var. Galatasaray'da en başarılı olduğu dönemde (UEFA Kupası'nın kazanılmasını kastediyor) başladı. Önce bir kartopuydu ama hızla büyüdü ve çığa dönüştü. Merhum Özhan Canaydın zamanında Fatih Terim ile büyük transferler yapıldı. Ondan sonra da devam etti. Hala yapılıyor.

16-03/11/12krr20_ergungursoy5.jpg

- Buna bir sonvermek gerekmiyor mu?

Valla bilmiyorum. Ben unumu eledim eleğimi astım. Son verecek kişi ben değilim. Tüm Galatasaraylı'dan daha çok hizmetimi yaptım. Şimdi iyi bir seyirciyim.

- Bundan sonra yöneticiliği düşünmüyorsunuz yani...
Artık söz konusu değil ama çocuklarımdan birisi yönetime girerse desteklerim.

- Türk futbolunda bir alt yapı sorunundan bahsediliyor. Bu durum Milli Takım'a da yansıyor. EURO 2016 finalleri vizesi alındı ama çok zor oldu. Siz ne düşünüyonsunuz?

Milli Takım'ın finallere katılması mucize gibi bir şey. Bunu kabul etmek lazım. Bu kadar eğrisi doğrusuna uyacak ve sonuçta Türk Milli Takımı finallere katılacak. Gerçekten enteresan. Yalnız şunu da görmek lazım; maalesef Türkiye'de hiçbir şey doğru değil. Buna paralel olarak futbolu da aşağılarda. Futbolda finallere kalan, kupa kaldıran takımlara bakın; hepsi büyük yatırımlar yapmış. Eğer koskoca Galatasaray bin kişiye oynuyorsa 110 bin kişiye oynayan takımla boy ölçüşemez. O boyutta bir takımın karşısına çıkmak bile bir şeref olur. Türkiye'de maelesef 1-2 şehir hariç futbola ilgi yok. Benim en umutlu olduğum şehir İzmir'dir. İzmir'in de Süper Lig'de takımı yok.

- 3 Temmuz 2011'de başlatılan şike ve teşvik soruşturmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sanıklar mahkeme tarafından suçsuz bulundu... Trabzonspor'un tepkisi hala sürüyor...

Trabzonspor'un haklı tarafı var. Nedir o? O sezonun şampiyonu ceza görmüştür. Avrupa'dan men olmuştur, 1 yılın üzerinde hapis yatılmıştır. Haklı olarak onlar da kupanın bir tarafından tutmak istiyor. Ama atı alan Üsküdar'ı geçti. Bunlarla uğraşmaktansa yeni bir kupayı almak için ne yapmak lazım onu düşünmek lazım.

- Aslında cevabınızın içinde var ama ayrı bir parantez açmak istiyorum. Bazı cezalar alındığına göre şike ya da teşvik olduğundan bahsedebilir miyiz o halde?

Sonuç itibarı ile hakim karar davayla ilgili bir karara varmış. Bunu yok sayamayız.

- Belki bu soruşturmanın açılmasının bir nedeni de yeni yasa ile teşvik priminin de suç kapsamına alınmasıydı. Siz ne düşünüyorsunuz?

Evet olabilir. Daha eskiden teşvik suç sayılmıyordu mesela...

16-03/11/12krr20_ergungursoy2.jpg

- Peki siz uzun dönem Galatasaray'da yöneticilik yapmış bir insansınız. Sizin görev yaptığınız dönemlerde bu tip duyumlar kulağınıza geldi mi hiç?

Bunları benim söylemem sansasyona neden olur. O nedenle bu soruyu sorulmamış sayalım. Benim sözlerim her tarafa çekilebilir ve ondan sonra ayıklanması çok zor olur. Yazılacak bir eksik kelime nedeniyle bir başkası başka şey yazar. İş farklı yerlere gider. Zaten daha önce bu konuyla ilgili televizyonlarda çok kez konuştum. Hiç de çekinmedim.

- Bir çok kez yönetimde yer aldınız. Asbaşkanlık, ikinci başkanlık yaptınız.
Başkanlık hedefiniz olmadı mı hiç?

Valla ben asbaşkan ve ikinci başkan olduğum dönemde hep başkan gibi hareket ettim. Mesela Ali Tanrıyar döneminde yönetim kurulu toplantılarında hiç futbol ve para konuşulmazdı. Kulübün başka sorunları masaya yatırılırdı. Futbol tamamen Alp Yalman ve benim himayemdeydi. Ben futbol şube sorumlusuydum, Alp Yalman da ikinci başkan. Gayet de güzel bu işleri götürüyorduk. İlk olarak 1984'te Ali Uras başkanlığında yönetime girdim. Sonra 1986-87 yıllarında yönetimdeydim. Bulunduğumuz dönemlerde hep başarılı olduk. Ondan sonra 1996 yılında yine geldik. 1998 sonuna kadar Faruk Süren ile çalıştık. Başarıdan başarıya koştuk. Avrupa'da ilk 4'e kaldık. Sonrasında 2004'te rahmetli Özhan Canaydın başkanlığındaki yönetim kurulunda yer aldım. Yine şampiyon olduk. Üstelik oldukça sıkıntılı günler yaşadık o zamanlar.

- Ali Uras, Ali Tanrıyar, Faruk Süren, Özhan Canaydın ile çalıştınız. Kulüpteki konumuz ile ilgili bir farklılık var mıydı?

Hayır. Hep başkan gibi davrandım. Bana karışmazlardı. Transfer tamamen bendeydi. Hiç de yanlış transfer yapmadım. Hagi'yi aldığımızda 'asker arkadaşını getirdi' dediler. O da neler yaptı gördünüz. Tabi o zamanlar futbol oynama yaşı biraz daha düşüktü. 30 yaşlarında futbol bırakılıyordu. Ama şimdi insan ömrü uzadı. Ortalamanın 78 yaş olduğu söyleniyor. Tabii ki futbol oynama yaşı da yükseldi. 40 yaşına kadar oynayan futbolcu var. Drogba Galatasaray'a 35 yaşında geldi. Burada oynadıktan sonra da Chelsea'ye döndü.

16-03/11/12krr20_ergungursoy3.jpg

- Galatasaray bu ekonomik bunalımdan çıkabilir mi? Sizce reçete ne?

Yürekli tedbirler alınırsa çıkabilir. Trabzon'dan örnek verelim mesela; her sezona şampiyonluk hedefiyle başlıyor. Hiç 5 yıllık planı olmadı. Galatasaray'da da yetkililer şapkayı önüne koyarsa başarılı olur. Şimdi Beşiktaş da şampiyon olursa sıkıntıya düşecek. Masraflar çoğalacak. Transfer yapılacak. Bu işler kolay değil. Bazen başarı da mali çıkmaza sürükleyebilir.

- Galatasaray UEFA Kupası'nı kazandığında da yaşanan buydu belki de...

Bir kere UEFA Kupası'nı hiç ekonomik kullanmadılar. 'Küçük olsun, bizim olsun' dediler. Kimseyle sevinci bile paylaşmak istemediler.

- Riva'dan çok bahsediliyor. Bu kadar değerli mi? Galatasaray'ı kurtarır mı yani?

Nefes aldırır tabi. Orası da Galatasaray'a miras kalmamıştır. Yine bir başkan tarafından alınmıştır. Kulübün ihtiyaçları için kullanılmasında bana göre bir mahsur yok. Yarın birisi gelir yine alır. Ben mesela olimpik yüzme havuzu yaptırdım, hibe ettim.

- Dursun Özbek göreve gelirken Galatasaray'ın mali tablosu aşağı yukarı belliydi. Hatta Ünal Aysal'ın finansal batak nedeniyle kaçtığı bile ileri sürülüyodu...

Kesin

16-03/11/12krr20_ergungursoy1-1457732576.jpg

-Bunları Özbek de biliyordu. Niye girdi böyle bir yükün altına? Siz olsanız böyle bir hamle yapar mıydınız?

Ben her zaman yaparım. Biraz gözükara bir adamım. Ama herkes yapmaz, yapamaz. Demek Dursun Özbek'in içinde başkan olma isteği varmış. Ekonomiden bahsederken geçmişten bir örnek vereyim; biz yönetimde olduğumuz dönemde bankadan kredi aldığımız zaman faizini cebimizden öderdik. Şimdi hunharca para harcanıyor. Yüksek faizle para alınıyor ve herhangi bir yatırım da yapılmıyor. Bu noktada yeni stattan da bahsetmek lazım. O iş tam bir fiyaskodur.

- Nasıl yani? Açabilir miyiz biraz?

Bize devlet orayı 370 dönüm diye verdi ama becerip de o 370 dönümü alamadık, 70 dönüme razı olduk. Aslan gibi stadımızı da verdik. Herkes de 'devlet Galatasaray'a stat yaptı' diyor. Hiç alakası yok. Özhan bey rahmetli olmuştur. Bazı şeyleri konuşmak doğru olmaz. Ancak o süreçte iyi bir strateji izlenmedi. Kitap yazmaya başladım, orada her şeyi açıklayacağım.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN