Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz darbe girişiminden sonra henüz haklarında gözaltı kararı çıkmadan savcılığa giderek itirafçı olan iki deniz subayının yargılandığı davada, FETÖ'ye ilişkin tüm bildiklerini anlatmaları ve samimi pişmanlık göstermeleri dikkate alınarak, söz konusu kişilerin etkin pişmanlık hükümleri gereği ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince, silahlı terör örgütü FETÖ'ye üyelik suçlamasıyla yargılanan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan ihraç edilen 2 subay ile bir emekli astsubayın yargılandığı dava karara bağlayarak gerekçesini de tamamladı.
Gerekçeli kararda, iddianame sanık savunmaları, dosyadaki deliller, hukuki değerlendirme ve verilen kısa karar yer alıyor.
Mahkeme heyeti, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, henüz haklarında soruşturma başlatılmadan polise teslim olan ve ardından savcılığa giderek itirafçı olan eski teğmen Y.E. ve eski yüzbaşı A.F. hakkında etkin pişmanlık hükümleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına karar verdi.
Heyet, sanık astsubay S.K'nın ise yakalandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunduğunu göz önüne alarak, sanığın ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına hükmetti. Heyet, sanığın sabıkasız oluşu, yargılamadaki tutum ve davranışlarını da dikkate alarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi.
Gerekçeli kararda ifadesine de yer verilen ve ihraç olmadan önce Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda teğmen olarak görev yapan Y.E, FETÖ iltisaklı özel bir okulda müdür yardımcılığı yaptığı sırada örgütün istemesi üzerine 2015 yılında askeri okul sınavlara girdiğini, sınavdan 3 ay önce kendisine verilen kitapçığa çalışarak sınavı kazandığını anlattı.
ÖRGÜTE MENSUP ASKERLERE BANK ASYA YASAĞI
Sanık Y.E, örgütteki kod adının "Samet" olduğunu ve ilk maaşının yarısını örgüte verdiğini ifade ederek, 2014'te örgütün talimatı üzerine açtırdığı Bank Asya hesabını ise yine örgütün talimatıyla subay olduktan sonra kapattığını söyledi.
Örgütün gizli haberleşme programı olan ByLock, Eagle, Kakao Talk programlarını kullandığını itiraf eden sanık Y.E, örgüt elemanları tarafından 2013 yılında kendisine sosyal medya sitelerinde hesapların açıldığını, bu hesaplardan örgüte ait dershanelerin kapatılmaması için paylaşımlar yaptığını söyledi.
KURMAYLIK SINAV SORULARI FLAŞ BELLEKTE
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda kurmay yüzbaşı olarak görev yaparken meslekten ihraç edilen sanık A.F. de ifadesinde, hakkında henüz bir soruşturma yokken kendi isteğiyle itirafçı olduğunu anlatarak, örgütteki kod isminin "Fırat" olduğunu söyledi.
FETÖ'nün faaliyetlerini anlatan sanık A.F, 2011'deki kurmaylık sınavlarından önce flaş bellek içinde sınav sorularının geldiğini ancak kendisine gelen flaş bellek içinde kurmaylık sorularının olmadığını iddia etti.
A.F, sınavı dördüncü girişinde kazandığını savunarak, ByLock programını kendi hattı üzerine kurduğunu itiraf etti.
ByLock'a evdeki internet üzerinden girdiğini, internetin de eşinin adına kayıtlı olduğu için, eşinin kırmızı Bylock kullanıcısı olarak göründüğünü belirten sanık A.F, söz konusu programı kendisinin kullandığını eşiyle bir alakasının olmadığını söyledi.
Sanık A.F. ifadesinde, örgüte mensup olduğunu bildiği isimleri de tek tek savcılığa verdiğini ve bu isimler hakkında Ankara ve İstanbul'da soruşturmaların açıldığını, bazılarının da tutuklandığını vurgulayarak, ''20 yıldır bu yapının içindeyim, pişmanım. 2012 doğumlu kızımın ismini Fetullah Gülen koydu. Teamül olarak terörist başının böyle bir tercihi var. Amerika'dan isim listesi gönderilmişti. Temmuz 2017'de dava açarak kızımın ismini değiştirdim.'' dedi.
"STRATEJİK SAVAŞ BAŞLADI"
Sanık astsubay S.K. da ifadesinde, askeri liseye başlamadan önce örgütün evlerinde toplanıp elebaşı Gülen'in CD'lerini izlediklerini belirterek, şunları anlattı:
"(Bu dönem) Benim zeki olduğumu askeri liselere girmemi istediler. Bütün askeri lise sınavlarını kazandım. Ancak kendi isteğimle Deniz Astsubay Lisesi'ne girdim. Okuldan mezun olana kadar sadece tedbirli olmamızı istediler. Başka bir şey söylemediler. Mezun olduktan sonra evli olanların maaşının onda biri, bekarların ise beşte birini istediler. 17-25 Aralık civarında gizlilik daha çok artırıldı. Ne olduğunu merak ettik. Neden hükümete ters düşüldüğünü sorduk. Bize sadece, 'Artık karşı taraf olduk. Büyük bir stratejik savaş başladı' dediler. Bizim deşifre olabileceğimizi ve atılabileceğimizi söyleyerek daha çok tedbirli olmamızı istediler."
'DİNİ İBADETLERİ YAPMAYIN' TALİMATI
Sanık S.K, 17/25 yargısal darbe teşebbüsünden sonra tedbirlerin sıklaştığını ancak sohbet toplantılarında bir azalma olmadığını belirterek, ''Toplantılarda askeri personellere 'Bank Asya'ya kesinlikle para yatırmayın' dendi. Çünkü deşifre edilmekten korktular. Sürekli 'deşifre olmayın, tedbirli olun' diye bizi korkuttular. 'Ordu evlerinde alkol kullanın, orucunuzu tutmayın' gibi telkinlerde bulundular. Namaza zaten gitmemize izin verilmezdi." dedi.
ByLock programını kullandığını, bu programı yüklemesini kendisinden, örgüte mensup bir abi tarafından istendiğini anlatan sanık S.K, programı 2014'te yüklediğini söyledi.
Sanık S.K, daha sonra örgüt mensuplarıyla buradan iletişim kurduklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Yüklendikten sonra arkadaş ismi ekliyorsunuz, öyle görüşürsünüz. 'Cover me' isimli programı da yüklememi istediler. Bylock'tan sonra onu da kullandım. Biz sadece bir kişiyle görüştük. ByLock ve Cover me'de görüntülü konuşma yok. Sadece kısa mesaj şeklinde yazışmalar var. Bu yazışmalarda buluşma yerleri bildirilirdi. Tayin olunca başka bir abiye devredildim. 2015'in ortalarında 'ByLock'u kaldırın' dediler. 'Bir problem mi var?' dedik. 'Hayır' dediler. Bundan sonra, eagle-kakao talk, programlarının kullanılacağını söylediler. ByLock'ta sadece şifre gönderen kişiyle mesajlaşabiliyorduk. Bu kişi de abi idi."
İSTANBUL/AA