Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Mersin'de konuştu. Doğu'daki devlet faşizmini sona erdirdiklerini söyleyen Erdoğan, "Kürt kardeşlerimizi de örgütün faşizminden kurtaracağız" dedi.
İşte Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları:
7 Haziran'da sandıkları patlatıyor muyuz? Yeni Türkiye'yi inşa ediyor yeni anayasayı istiyor muyuz? Başkanlık sistemini destekliyor muyuz? Ashab-ı Kehf'in memleketine de bu yakışır.
1946 sandığı sanıyorlar bunu
Seçim günü yaklaştıkça birilerini telaş sardı. Sandıktan çıkma umudunu kesenler şimdiden konuşmaya başladı. Neymiş sandıkta hile yapılacakmış. Onlar 1940'ların seçim sandığı sanıyor bunu. Oy kullanma açık, sayımı gizliydi. Niye biliyor musunuz? CHP çıkmıyordu sandıktan da ondan. Zaten o yüzden CHP o günden bu yana iktidar yüzü göremedi. 1950'den bu yana sandıkta millet vardı millet. O sandıklarda gözü yaşlı insanlar, hasta yatağından getirilen dedeler vardı.
Sandıkta bunların hile yapmaya gücü yetmeyecek. İnanıyorum ki sandıkların başında siz de olacaksınız. Sandıktan çıkan sonuç her partinin elinde var. İtiraz için mahkeme yolu açık. Elindeki sandık sonucu ile birleştirme tutanağında fark görenler gider itirazını yapar. Buna rağmen hile yapıldı diyenler kusura bakmasınlar. Ama bu seçimde bir sıkıntı var. Bu sandıkta 1946 sandığını hortlatma çabası var.
Kürt kardeşlerimizi örgüt faşizminden kurtaracağız
50 kişinin ölümüne neden olan terör örgütünün arkasına saklanan partinin eş başkanı şimdi meydanlarda dürüstlükten bahsediyor. Sen kim dürüstlük kim. 15 yaşındaki Yasin Börü'yü bıçaklayıp 3'ncü kattan aşağıya atıp üstünden arabayla geçen kim? Kürt, ölen kim Kürt. Kürt kardeşlerim biz sizi bu faşist Kürtlerin elinden kurtarmaya çalışıyoruz.
Şimdi de çıkmışlar evleri işaretliyorlar. Biz bunu tarihten hatırlıyoruz. Sözde mağdur edebiyatı yapanlar ellerine güç geçince kimseye yaşama hakkı tanımıyorlar. Bu terör örgütünün arkasında durduğu partiye güçlü bir tepki vermezseniz bunlar size hayatı zindan ederler.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Mersin'de yöresel kıyafetler
giyen bir çocuk çiçeklerle karşıladı./FOTOĞRAFLAR: AA
Dün köy yakan, yargısız infazla insan öldürenlere karşı verdiğimiz mücadeleyi şimdi bölücü örgütle veriyoruz. Biz baskının kan dökmenin değil hep milletimizin yanında yer aldık. Faşizme karşı milletimizin yanında yer almaya devam edeceğiz. Kardeşim devlet zulmünden kurtardığımız kardeşlerimizi örgüt zulmüne terk etmeyeceğiz. Bu örgütün amacı onlara özgür bir dünya sağlamak değil tam tersine onları yeni bir vesayetin karanlığına sürüklemektir.
Makbul Kürt üretmek istiyorlar
Bu ülkede bir dönem tek parti eliyle makbul Türk üretmeye çalıştılar. O neydi? Tüm değerlerinden kopartılmış, kendi milletine küçümseyerek bakan bir dünya modeliydi. Milletimiz bu oyunu Menderes ve Özal'a ve son olarak bize verdiği destekle bozdu. Şimdi de makbul Kürt üretmek istiyorlar. O nasıl oluyor? Kabe'yi Taksim olarak belirleyen, Diyanet'e, imam hatiplere karşı, Kuran'a karşı ve bunun yanında tüm sapkınlıkların yanında olan bir Kürt istiyorlardı. Benim Kürt kardeşim bu oyuna gelmeyecektir.
Sabreden kişi zafere ulaşır
Danıştay bir karar daha aldı. Düz liselerde de okula başörtülü girilebilir dedi. HSYK da bir karar aldı. Yargıda duruşmalara başörtülü girilebilir. Mesele ne biliyor musunuz? Sabreden kişi zafere ulaşır. Çok çektinizi ama zafer geldi. Biz de sizden bir şey bekliyoruz. Çok çalışacaksınız, istediğiniz üniversiteye girecek ve bu ülkeye yararlı olacaksınız.
Cumhurbaşkanı Emine Erdoğan'ın ve eşi Emine Erdoğan, yanlarına gelen çocukları sevdi.
Bu Pazar bir kırılma noktasıdır. Biz Allah'ın huzurunda rükuda eğiliriz. Bunun dışında hiçbir makam bizi eğmedi. Her seçimde ittifaklar kuruldu değil mi?
İşte birisi çıkıp Taksim Kabe'mizdir diyor. Bir diğeri de Kabe Arap'ın olsun Çankaya bize yeter diyordu. Bugün bitti. Üç gün kaldı. Üç gün çalışacağız. Bu defa endişe verici koalisyonlar var. Biz yeni Türkiye dedikçe onlar eski Türkiye diyor. Eski Türkiye'de mazot bile bulamıyordu çiftçi.
Kimler var bu koalisyonda. Ana muhalefet, milliyetçi olduğu söylenen parti, bir de bölücü örgütün partisi. Bunların amblemlerini kapat, sesleri değiştir kimin kim olduğu belli olmaz. Söylemleri hep aynı.
Bir de örgütler var. Paraleli biliyorsunuz. Pensilvanya bu seçimde çok çalışıyor ha. Dağ taş geziyorlar. İmamları 1999'da Pensilvanya'ya gitti. Niye gittin? Hadi gittin niye Mekke Medine'ye gitmedin. Çünkü üst akıl öyle istedi.
Her yerin gazete olsa ne yazar
New York Times diye bir gazete var. Bu gazete Sultan Abdulhamit’e suikast yapıldığında heyecanla duyurmuştu. Rahmetli Menderes’in idamını aynı şekilde duyurmuştu.
Özal’ın ölümün bin bir hakaretle haber yapmıştı.
Şimdi gözünü bize dikmişler. Yahu her yerin gazete olsa her yerinden kin aksa ne yazar.
Biz kefenimizi giymişiz bu yola böyle çıkmışız. Bizi Menderes’in akıbetiyle Mursi’nin akıbetiyle tehdit edenlerin aklı nerenden aldığını görüyor musunuz.
Seviye kalite yok
Şimdi tuttular Cumhurbaşkanlığı külliyesindeki klozetle uğraşmaya başladılar. Bunlarda seviye kalite yok. Hodri meydan dedim. Eğer dürüstsen, şerefliysen gel gezelim diye mektup gönderdim. Ben orayı kastetmedim. dedi. Hem bu kasetle gelmiş bir başkan değil mi? Ne dedi Baykal'ın yanında? 'Aday olmayacağım' dedi. Sonra gidince hemen aday oldu. Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü yaptı 6 yıl. Kurumu batırdı. Şimdi istediğin hastaneye, eczaneye gidiyor musun? Gidiyorsunuz. Modern bir Türkiye'yi inşa ediyoruz.
Bahçeli yönetimi bıraktığında kriz vardı. Kaçtı gitti. Şimdi olmadık laflar ediyor. Bahçeli biraz haddini bil. Bize nasıl bir Türkiye bıraktığın ortada. Ey Bahçeli sen niye meydanlarda dolaşıyorsun ki? Millet size 5 yıl verdi. Ama siz 3 buçuk yılda kaçıp gittiniz. Yönetemediniz, yönetemediniz.