Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz kalkışmasının 4. yılında, TBMM'de darbe gecesi bomba düşen alana karanfil bırakmasının ardından önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Güçleri yetseydi seçilmiş tüm yöneticilerini katletmekten çekinmeyeceklerine emin olunuz. 15 Temmuz asla sıradan bir darbe girişimi değildir. Arkasında çok büyük hesapların olduğu, tarihi bir kırılma noktasıdır." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'te açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Şehitlerimize ve 15 Temmuz şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.
Şehadete koşan şehitlerimize de şahsım milletim adına özellikle şükranlarımızı iletiyoruz. 1000 yıldır her karışını şehit topraklarıyla suladığımız vatanımız için mücadelelerde yer alan gazilerimizi minnetle yad ediyorum.
Bu meclis masa başında değil, savaş meydanında kurulmuş bir meclistir. Bu meclis sadece düşmanla değil ihanetle de mücadele ederek zafere yürümüş bir meclistir.
Bu meclis Polatlı'dan top sesleri gelirken de, tepesine bombalar yağdırılırken de azimle hizmeti sürdürmüş meclistir.
Bu meclis, mayası bağımsızlık ateşiyle yoğurulmuş bir meclistir.
Bu meclis tarihe gömülmek istenen 700 yıllık bir cihan devletinden genç bir cumhuriyet çıkartarak milletimizin ayağına takılmak istenen prangayı kırıp atan meclistir.
Dünyada gazi ünvanını bu kadar hakeden ve hakkıyla taşıyan başka bir meclis bilmiyorum.
Gerektiğinde gövdesini ona siper eden bir başka millet de bilmiyorum. Rabbime bana böyle bir milletin ferdi olduğum için hamediyorum.
Meclis binamıza bomba yağdıran darbeciler ne yaptıklarını gayet iyi biliyorlardır.
O tetiklere tahammüden dokunuyor, bilerek kan döküyor, can alıyorlardır. Güçleri yetseydi bu Meclis'i taş üstünde taş bırakmayacak şekilde yıkmaktan çekinmeyeceklerine emin olunuz.,
Güçleri yetseydi seçilmiş tüm yöneticilerini katletmekten çekinmeyeceklerine emin olunuz.
Eğer güçleri yetseydi, kendileri gibi düşünmeyen milletimizin her bir ferdine hayatı zehir etmekten çekinmeyeceklerine emin olunuz.
Allah'ın yardımı ve milletimizin direnişi sayesinde güçleri yetmedi ve darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.
15 Temmuz asla sıradan bir darbe girişimi değildir. Arkasında çok büyük hesapların olduğu, tarihi bir kırılma noktasıdır.
Malazgirt'te ne olmuşsa, 15 Temmuz'da o olmuştur. Kosova'da, Niğbolu'da, İstanbul'un fethinde, Çanakkale'de, İstiklal Harbi'nde ne olmuşsa, 15 Temmuz'da o olmuştur.
Her kim 15 Temmuz'u küçümsemeye, itibarsızlaştırmaya çalışıyorsa bilin ki amacı bu derin tarihi anlamı gölgelemek, gözden kaçırmaktır.
O gece burada darbecilere meydan okuyan vekillerimiz tek başına 15 Temmuz'u tarihin en önemli destanlarından biri yapmaya yeterlidir.
Örgütün sinsi yapısı nedeniyle, tespitlerimizi somutlaştırmakta ve etkili tedbir almakta zorlanıyorduk.
Örgütün kendini pervasızca belli ettiği yer 17-25 Aralık Emniyet-Yargı darbe girişimidir. Bu tarihten itibaren FETÖ'nün saldırıları ve ihanetleri artmıştır.
FETÖ'nün asıl büyük hamlesi ise 15 Temmuz'da gelmiştir. Yüce Meclis o gece milletimizin iman dolu göğsünün çelikleşmiş serhaddi olarak, görev yaparak darbecilerin bozgununu hızlandırmıştır.
FETÖ hücrelerinin hızla tasfiyesiyle Türkiye her alanda yepyeni ufuklara kavuşmuş, yepyeni hamleler içine girmiştir.
TBMM, ülkemizdeki 83 milyon vatandaşımızla birlikte, bölgemizdeki ve dünyamızdaki yüz milyonlarca kardeşimizin de umut kapısıdır. Aldığımız her karar, sarfettiğimiz her söz, sergilediğimiz her duruş, çarpar etkisiyle dalga dalga geniş bir coğrafyaya yayılmaktadır.
Kartların yeniden karıldığı, sancılı olduğu kadar kritik bir döneme girmiş bulunuyoruz. Türkiye bu sürecin tam merkezinde yer alıyor.
Salgın sonrası yeniden şekilleneceği anlaşılan dünya düzeninde hakettiğimiz yeri almalıyız.
Bu değişim sürecini başarıyla yönetmek mecburiyetindeyiz.
Sadece kendimiz için değil tüm komşularımız, yüz milyonlarca kardeşlerimiz için sağlam durmak zorundayız. Kimsenin bizi hedeflerimizden koparmasına, büyük ve güçlü Türkiye idealimizden vazgeçirmesine müsaade edemeyiz.
Ne sebeple olursa olsun hiçbir gücün demokrasimizin ayağına yeni prangalar vurmasına göz yumamayız.
Türkiye enerjisini boş tartışmalara harcarken, birçok devlet kalkınma yolculuğunda maalesef Türkiye'ye fark atmıştır.
Yalan, istismar ve gerilim siyasetini kapımıza asla yaklaştırmadık, yaklaştırmıyoruz ve yaklaştırmayacağız.
15 Temmuz'un 4. yıldönümünde, o büyük destanın sene-i devriyesinde buradan samimi bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Yüce Meclis'in çatısı altında görev yapan, kalbi millet ve memleket sevdasıyla yanıp tutuşan herkesi büyük ve güçlü Türkiye davamıza destek olmaya davet ediyorum. Gelin şehitlerimizin emanetine hep birlikte sahip çıkalım. Gelin bu ülkeyi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıralım. Gelin, 2023 ve 2071 vizyonumuzu beraber inşaa edelim. Gelin Türkiye'yi, aydınlık yarınlara hep birlikte taşıyalım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mustafa Şentop, Meclis'te açıklamalarda bulundu.
Şentop'un açıklamaları şöyle:
"GAZİ MECLİS'İN ŞEREFLİ MENSUPLARI MİLLİ İRADEYİ KAHRAMANCA SAVUNDU"
Türkiye'ye yönelik en kanlı teşebbüslerden biri olan milletimizin kararlılığı ve cumhurbaşkanımızın liderliğiyle mağlup edilen 15 temmuz işgal girişiminin 4'üncü yıl dönümünde hain çetenin hedef alındığı Gazi Meclis'te bir aradayız.
Evvela ifade etmeliyim ki biz bir matem töreni için burada değiliz. Burada bir araya gelişimizin manası, 15 Temmuz'a geçit vermeyen kararlılığın hala diri olduğunu ilan etmektir.
Arkamda gördüğünüz anıt, kökü dışarda bir ihanet şebekesinin yaktığı zulüm ateşini kanlarıyla söndüren kahramanlarımızın anısına dikilmiştir.
100'üncü yılını iftiharla kutladığımız Yüce Meclis, bir milli merkezdir. İkincisi 15 temmuz gecesi ortaya çıkan ihanet çetesinin ana hedeflerinden birisi de Yüce Meclis olmuştur.
Hainin hesabı tutmadı. O gece bu Yüce Meclis'te, az ileride millet direnirken, emniyet genel müdürlüğünün önünde hainlere geçit vermezken gazi Meclis'in şerefli mensupları milli iradeyi kahramanca savunmuşlardır.
Milletle el ele direnen başta dönemin Meclis Başkanı İsmail Kahraman olmak üzere bütün milletvekillerimizi tebrik ediyorum. Son Başbakanımız sayın Binali Yıldırım'ı da şükranla anıyorum.
Cumhurbaşkanımız tarihin akışını değiştirmiştir. Lider, idare ettiği cemiyete ne yapılması gerektiğini söyleyen değil, onu yapmak için en önde yürüyen, vazifeyi ilk üstlenendir.
Sayın Cumhurbaşkanım, siz o gün milletimizi meydanlara davet ettiniz. Aslında siz milletimizi vatan yolunda büyük bir fedakarlığa davet etmiştiniz.
O gece Türkiye'yi hedef alan hayasızca akına, alçak darbe teşebbüsüne karşı milletimiz cennet vatanını koruyan bir duvar ördü. Ve o duvar milletimizin istikbalini korudu.
Hain darbe girişimine karşı bedenlerini siper, canlarını feda eden bütün vatan evlatlarını gıpta ile şükranla anıyorum.
Vatan bölünmez, millet yenilmez, Türkiye alt edilemez.