TÜİK, 2023 yılı için eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirini yıllık 64 bin 218 lira olarak hesapladı. Bu gelirin yüzde 50'sine göre belirlenen yoksulluk sınırına göre, ülkedeki yoksul sayısının 11,3 milyona, göreli yoksulluk oranının ise yüzde 13,5'e düştü. Borçlu vatandaş sayısı ise yüzde 58’le yüksek düzeyini korudu.
TÜİK’in 2023 yılı Yoksulluk ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçları açıklandı ve Türkiye’deki yoksullukla ilgili çarpıcı veriler gün yüzüne çıktı. Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan geliri baz alınarak yapılan araştırmada, Türkiye’deki göreli yoksulluk oranı önceki yıla göre küçük bir düşüş gösterse de, hâlâ milyonlarca insan yoksulluk sınırının altında yaşam mücadelesi veriyor.
Araştırmada, medyan gelirin yüzde 50’si olarak belirlenen yıllık 32 bin 109 lira (aylık 2 bin 676 lira) yoksulluk sınırına göre ülkedeki yoksul sayısı 11 milyon 303 bin kişi olarak hesaplandı. Bu rakam, geçen yıla göre 697 bin kişi azalmış durumda. Göreli yoksulluk oranı ise 0,9 puan düşerek, yoksullukla mücadelede bir iyileşme sinyali verse de, derin yoksulluk ve gelir dağılımı sorunları devam ediyor.
YOKSULLUK ORANLARI NASIL DEĞİŞTİ? 24 MİLYON 364 BİN KİŞİ
Medyan gelirin yüzde 60’ı baz alınarak hesaplanan yoksulluk sınırına göre, yoksul sayısı 17 milyon 873 bin kişi olarak belirlenirken, bu oran yüzde 21,3 seviyesinde. Daha yüksek bir sınır olan medyan gelirin yüzde 70’i üzerinden yapılan hesaplamada ise 24 milyon 364 bin kişi yoksulluk içinde yaşıyor ve bu oran yüzde 29 olarak açıklanıyor.
Eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alındığında, tek kişilik hanelerde yoksulluk oranı önceki yıla göre 1 puan artarak yüzde 7,5 olarak kaydedildi. Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanelerde ise bu oran 2,6 puan artarak yüzde 11,7 oldu. Yoksulluk oranının en çok arttığı grup ise en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan haneler, bu oran yüzde 19,6 olarak hesaplandı. Tek çekirdek aileden oluşan hanelerde ise yoksulluk oranı yüzde 13,9’a geriledi.
EĞİTİM VE YOKSULLUK İLİŞKİSİ
Araştırma, eğitim seviyesinin de yoksulluk üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyuyor. Okur-yazar olmayan fertlerin yüzde 25,4’ü, bir okul bitirmemiş olanların yüzde 23,6’sı yoksulluk içinde yaşarken, bu oran lise altı eğitimlilerde yüzde 13,6, lise ve dengi okul mezunlarında ise yüzde 7,2 olarak tespit edildi. En düşük yoksulluk oranı ise yüzde 2,7 ile yükseköğretim mezunlarına ait.
MADDİ VE SOSYAL YOKSUNLUK YÜZDE 14,4’E GERİLEDİ
Eurostat tarafından revize edilen ve hem maddi hem de sosyal yoksunluk kriterlerini içeren yeni tanıma göre, maddi ve sosyal yoksunluk oranı 2021 yılındaki yüzde 16,6’dan yüzde 14,4’e düştü. Bu oran, bir hanenin 13 yaşam ihtiyacından en az 7’sini karşılayamaması durumunda belirleniyor.
SÜREKLİ YOKSULLUKTA DÜŞÜŞ
Dünya'da yer alan habere göre; dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, bir önceki yıla göre 1 puan azalarak yüzde 13 seviyesine geriledi. Bu oran, son yılın yanı sıra önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsıyor.
YOKSULLUK RİSKİ ALTINDA OLANLAR
Göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk ve düşük iş yoğunluğu gibi göstergelerin en az birini karşılayan bireyler, yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında sayılıyor. Türkiye’de bu gruptaki bireylerin oranı yüzde 30,7 olarak belirlendi. 0-17 yaş grubunda yoksulluk veya sosyal dışlanma riski yüzde 40,1 iken, 18-64 yaş grubunda bu oran yüzde 28, 65 yaş ve üzeri grupta ise yüzde 23,1 olarak hesaplandı.
EKONOMİK ZORLUKLAR DEVAM EDİYOR
TÜİK’in araştırması, Türk hanelerinin ekonomik sıkıntılarla nasıl başa çıkmaya çalıştığını da gösteriyor. Araştırmaya göre, nüfusun yüzde 58,8’i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 39,2’si iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 31,8’i beklenmedik harcamaları, yüzde 19,5’i evin ısınma ihtiyacını ve yüzde 64,2’si eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamıyor.
KİRACI SAYISINDA ARTIŞ
Araştırma, konut sahipliği ve kiracılık oranlarında da dikkat çekici bulgular sunuyor. Kendi konutuna sahip olanların oranı önceki yıla göre 0,5 puan azalarak yüzde 56,2’ye inerken, kirada oturanların oranı ise yüzde 27,2’den yüzde 27,8’e yükseldi. Ayrıca, konutların izolasyon sorunları ve diğer yapısal problemler de halkın yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor. Özellikle konutun izolasyonundan kaynaklanan ısınma sorunu yaşayanların oranı yüzde 32,6 olarak belirlendi.